İlişkili Haberler
Raporda, küresel konut ve konut dışı binaların çalışır durumda tutulması ve yeni binaların inşasından kaynaklanan emisyonların, toplam enerji kaynaklı karbon dioksit emisyonlarının yüzde 38'ini oluşturduğunu belirtildi.
Bununla birlikte yalnızca binaların binaların işletilmesinden kaynaklanan emisyonların geçen yıl şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaştığı aktarıldı.
PARİS İKLİM ANLAŞMASI'NIN EN BÜYÜK ENGELİ
Çalışmanın yazarları Paris İkilm Anlaşması’nın iklim değişikliğiyle ilgili hedeflerine ulaşabilmesi için yapı ve inşaat sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonlarının acilen durdurulması gerektiğini söyledi. Paris'te beş yıl önce 200 ülke tarafından imzalanan İklim Anlaşması'nda küresel ısınmanın 2 derecenin altında tutulması hedeflenmişti. Ancak BM'nin yeni raporuna göre, küresel ısınma 3 derecenin üzerine çıkacak şekilde artıyor ve bunda yapı ve inşaat endüstrisi büyük rol oynuyor.
BM Çevre Programı’ndan (UNEP) İcra Direktörü Inger Andersen, “Yeşil kurtarma paketleri, bizi hızla doğru yönde hareket ettirecek kıvılcımı sağlayabilir. Binaları ve inşaat sektörünü düşük karbonlu bir yola taşımak, iklim değişikliğini yavaşlatacak ve güçlü ekonomik iyileşme sağlayacaktır, bu nedenle tüm hükümetler için açık bir öncelik olmalıdır” ifadelerini kullandı.
EMİSYONLARI 2030 YILINA KADAR YÜZDE 50 DÜŞMELİ
Diğer taraftan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2050 yılına kadar net sıfır karbonlu binalara ulaşmak için, doğrudan binalar tarafından üretilen karbon emisyonlarının 2030 yılına kadar yüzde 50 düşmesi gerektiğini açıklandı. Bu durum, dolaylı bina sektörü emisyonlarının - (elektrik enerjisi ve yakıtlardan kaynaklanan) -yüzde 60 oranında düşmesi gerektiği anlamına geliyor.