Akın MURTEZA / ntv.com.tr
Geçtiğimiz yıl 31 Ocak’ta yürürlüğe giren Brexit sonrası Avrupa Birliği Bloğu ile İngiltere arasında uzun uzadıya süren ticaret anlaşmaları 2021’in ilk günleri itibarıyla yürürlüğe girmişti. Yürürlüğe gireli henüz üç ay bile olmamışken birçok alanda ters düşen iki taraf arasında geçtiğimiz ay Kuzey İrlanda Protokolü konusunda sorunlar çıkmıştı.
İRLANDA SORUNU İLİŞKİLERİ GERMİŞTİ
Protokol, AB üyesi İrlanda ile Birleşik Krallık'ın bir parçası olan Kuzey İrlanda arasında malların gümrük kontrollerine tabi olmadan geçişi üzerine bir anlaşmayı içeriyor. Anlaşma sonrasında İngiltere ticarette sınır kontrollerinin uygulanmamasına ilişkin geçiş dönemini uzatma talebinde bulunmuş, Avrupa Komisyonu ise talebi reddedip İngiltere'nin Brexit anlaşmasına tam olarak uyması gerektiği belirtilmişti.
İki taraf arasındaki ‘İrlanda Sorunu’ sonrasında yaşanan gerginlikler, AB’nin yaşadığı Covid-19 aşısı tedariği sorunu sonrası daha da alevlendi. Alevi harlayan en son darbe de Avrupa Komisyonu’nun üye ülkelere aşıların ihracatını engellemek için daha fazla güç vereceğini açıklaması oldu.
AB’den en fazla aşı ithal eden ülke olan İngiltere, AB’deki başarısız aşı dağılımının aksine şimdiye kadar ülkedeki yetişkinlerin neredeyse yarısını aşılayarak süreçteki başarısıyla göz doldurdu.
Covid-19 pandemisi, AB-İngiltere arasındaki ilişkileri daha da gererken İngiltere, AB üye ülkelerinin aşı alımını komisyona bırakarak süreci yavaşlatmasının aksine aşı tedariğini hızla sağladı ve aşıları hızlıca onayladı.
Wall Street Journal, bunun üzerine üst düzey Avrupalı politikacıların ve sağlık düzenleyicilerinin, Birleşik Krallık'ta üretilen AstraZeneca-Oxford aşısının yaşlılar üzerinde etkili olup olmadığı konusunda uzun uzadıya sorgulamalar gerçekleştirerek onayını geciktirdiğini haberleştirirken verilerin gayet açık olduğunu belirtti.
AB ülkeleri de AstraZeneca’nıun aşı tedariğinde bir kesinti yaşanacağını belirtmesinin ardından aşının kullanımını ‘kan pıhtısı sorunu’ nedeniyle askıya aldı.
‘AB’DEN AYRILMAKLA NE KADAR HAKLI OLDUĞUMUZU GÖRDÜK’
Bunun üzerinde İngiltere’de Brexit yanlısı politikacı ve kampanya yürütenler, bütün bu olanların İngiltere’nin AB’den ayrılma konusunda ne kadar haklı olduğunu gösterdiğini belirtti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen yaptığı açıklamada, AB'nin diğer ülkelere aşı göndermeyi durdurmak için ihracat yasağını sıkılaştırabileceğini söyledi. İngiltere AB’den açık ara en fazla aşı alan ülke olurken üstüne Ursula von der Leyen, İngiltere'nin karşılıklılık görmek istediği bir ülke olduğunu söyledi.
Konuyla ilgili İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın eski başdanışmanı Dominic Cummings ise, “Daha bu hafta AstraZeneca aşısı konusunda çılgın kararlar ve korkunç bürokrasisiyle Brüksel'deki bilim karşıtı, girişimcilik karşıtı, teknoloji karşıtı kültürün neler yapabileceğini gördük” dedi.
Hem İngiltere hem de AB'nin karşılıklı hamleleri, Brexit'ten sonra gerilimin gittikçe artmasına neden oldu. İngiltere, AB'nin Londra'daki elçisine tam diplomatik statü vermeyi reddetti. Brüksel de buna karşılık İngiltere'nin Brüksel'deki büyükelçisinin toplantılara almama kararı aldı.
Maddi olarak da sarsılan ilişkilerde İngiltere ve Avrupa ülkeleri arasındaki ticaret, bu yıl neredeyse elli yıldır ilk kez uygulamaya konulan salgın ve ticarete yeni engeller nedeniyle dramatik bir şekilde düştü.