Eylemler sırasında hayatını kaybeden Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert'in yakınları adına bugün öğleden sonra AİHM'de Ankara'ya karşı dava başvurusunda bulunulacak.
Başvuru, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşama hakkıyla ilgili 2'inci, toplantı ve gösteri düzenleme hakkıyla ilgili
11'inci ve işkence ve kötü muamelenin yasaklanmasıyla ilgili 3'üncü maddeleri temelinde yapılacak.
Başvurunun, Türkiye'deki iç hukuk yolları henüz tüketilmemiş olduğundan AİHM tarafından kabul edilip edilmeyeceği merak konusu.
Başvuruyu yapacak olan Taksim Dayanışması ve avukatlar, "suç işleyen polis memurları ve amirlerinin hukuk ve yargıya karşı kollandığı ve kendilerine böylelikle dokunulmazlık sağlandığı" iddiasıyla "iç hukuk yollarının işlemez hale geldiğini" savunuyorlar.
AİHM kulislerinde başvurunun "normal şartlarda" iç hukuk yolları tüketilmeden kabulünün "zor olduğu" söyleniyor. Ancak mahkeme kaynakları, "başvurucuyu, mevcut hukuk yollarını tüketme yükümlülüğünden muaf tutmayı gerektiren özel koşullar bulunabileceğini" de belirtiyorlar. Mahkeme içtihadına göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı eylemlerin tekrarından ve bu eylemlere kamu makamlarının resmen hoşgörü göstermesinden oluşan bir idari pratiğin bulunduğu gösterilirse ve bu pratik yargılamayı yararsız ve etkisiz kılacak nitelikte ise, iç hukuk yollarının tüketilmesi kuralı uygulanmıyor.
Başvuruyu yapacak heyet geçen hafta Strasbourg'da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde temaslarda bulunmuştu. Dün de yine Strasbourg'da Avrupa Parlamentosu'nda temaslarda bulunan heyet, aralarında parlamentonun Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten ve AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helen Flautre'un da olduğu çok sayıda parlamenterle görüştü.
Başvuru, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşama hakkıyla ilgili 2'inci, toplantı ve gösteri düzenleme hakkıyla ilgili
11'inci ve işkence ve kötü muamelenin yasaklanmasıyla ilgili 3'üncü maddeleri temelinde yapılacak.
Başvurunun, Türkiye'deki iç hukuk yolları henüz tüketilmemiş olduğundan AİHM tarafından kabul edilip edilmeyeceği merak konusu.
Başvuruyu yapacak olan Taksim Dayanışması ve avukatlar, "suç işleyen polis memurları ve amirlerinin hukuk ve yargıya karşı kollandığı ve kendilerine böylelikle dokunulmazlık sağlandığı" iddiasıyla "iç hukuk yollarının işlemez hale geldiğini" savunuyorlar.
AİHM kulislerinde başvurunun "normal şartlarda" iç hukuk yolları tüketilmeden kabulünün "zor olduğu" söyleniyor. Ancak mahkeme kaynakları, "başvurucuyu, mevcut hukuk yollarını tüketme yükümlülüğünden muaf tutmayı gerektiren özel koşullar bulunabileceğini" de belirtiyorlar. Mahkeme içtihadına göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı eylemlerin tekrarından ve bu eylemlere kamu makamlarının resmen hoşgörü göstermesinden oluşan bir idari pratiğin bulunduğu gösterilirse ve bu pratik yargılamayı yararsız ve etkisiz kılacak nitelikte ise, iç hukuk yollarının tüketilmesi kuralı uygulanmıyor.
Başvuruyu yapacak heyet geçen hafta Strasbourg'da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde temaslarda bulunmuştu. Dün de yine Strasbourg'da Avrupa Parlamentosu'nda temaslarda bulunan heyet, aralarında parlamentonun Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten ve AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helen Flautre'un da olduğu çok sayıda parlamenterle görüştü.