Hollanda'nın Lahey kentindeki Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail işgaline ilişkin duruşma sürüyor.
Birleşmiş Milletlerin (BM) talebi üzerine 19 Şubat'ta başlayan duruşmada, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçları ele alınıyor.
Duruşmaların dördüncü gününde bugün sunum yapan İrlanda, İsrail'i yasa dışı yerleşimlerle, Filistinlilerin "kendi kaderlerini tayin hakkını" kullanmasını kalıcı şekilde engellemeye çalışmakla suçladı.
İrlanda adına söz alan Başsavcı Rossa Fanning, “İrlanda'nın görüşü, İsrail'in Hamas saldırısına verdiği askeri karşılıkla sınırları aştığı yönündedir. Bu durum ölü sayısının giderek artmasından da anlaşılmaktadır" ifadelerini kullandı.
İRLANDA: DEFALARCA ATEŞKES ÇAĞRISI YAPTIK
Gazze'deki evler de dahil olmak üzere mülkiyetin kapsamlı bir şekilde tahrip edilmesi, yaklaşık 2 milyon insanın yerinden edilmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan insani felakete dikkat çeken Fanning, "İrlanda defalarca ateşkes çağrısında bulunmuştur” dedi.
Filistin toprakları meselesinin doğrudan Birleşmiş Milletlerin kendisini ilgilendirdiğini söyleyen başsavcı, "İsrail’in iddia ettiği üzere bu görüş, sadece iki devleti değil çok sayıda devleti ilgilendiriyor" diye konuştu.
IRAK: UYGULAMALAR SOYKIRIMA VARDI
Irak ise İsrail'in "işgalci varlık olarak hareket ettiğini ve soykırım seviyesine yükselen birçok uygulamayı hayata geçirdiğini" belirtti.
Irak adına konuşan Dışişleri Bakanlığı Hukuk Dairesi Başkanı Haydar Albarrak, Filistin halkına karşı benzeri görülmemiş ihlalleri nedeniyle İsrail aleyhine başlattığı soykırım davası için Güney Afrika'ya teşekkür etti.
ÇİN: KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI ENGELLENDİ
Duruşmada Çin adına söz alan Dışişleri Bakanlığı Hukuk Danışmanı Ma Şinmin de Filistin halkının kuşaklar boyu yaşadığı acılara karşın, adaletin yerine getirilmesi ve meşru haklarının iade edilmesi için umut ışığı bulamadığını söyledi.
İşgalin iki devletli çözümün temelini sürekli olarak aşındırdığına, BM kararlarının etkin şekilde uygulanamadığına işaret eden Ma, "İsrail'in Filistin topraklarını uzun süreli işgalinde uyguladığı baskı politikası ve pratikleri, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını tümüyle gerçekleştirmesini engelledi" ifadelerini kullandı.
Ma, Filistin halkının İsrail'in baskısına karşı, bağımsız bir devlet kurmak için mücadele ettiğini, bunun kendi kaderini tayin hakkının yerine getirilmesine yönelik meşru bir mücadele olduğunu kaydetti.