İlişkili Haberler
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kelbecer'in işgalden kurtarılması dolayısıyla yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, tarihi Azerbaycan toprağı olan Kelbecer'in ülkenin en büyük illerinden biri olduğunu belirtti.
Kelbecer'deki kilise ve camilerin Azerbaycan'ın tarihi serveti olduğunu vurgulayan Aliyev, buradaki kiliselerin Kafkasya Albanyası devleti döneminden kaldığını, "sahtekar Ermeni tarihçiler"in bu mabetleri kendilerine aitmiş gibi göstermeye çalıştığını kaydetti.
Aliyev, bölgedeki Hristiyan mabetlerle ilgili tedirginliklerini ifade eden bazı Batılı çevrelere Ağdam, Şuşa, Zengilan, Cebrail ve Fuzuli illerindeki yıkılan camilere bakmalarını tavsiye ederek "Bu camiler ya tahrip edildi ya da domuz ahırı olarak kullanıldı. Neden bu durum endişe doğurmuyordu? Neden bizden başka 30 yıldır kimse konuyu gündeme getirmedi? Bu konuyu uluslararası toplantılarda ve yabancı meslektaşlarımla temaslarda defalarca gündeme getirdim. Neden kimse bunun için endişelenmedi? Neden kimse bu konuda uluslararası bir heyet göndermek istemedi? Azerbaycan halkı bu sorulara cevap istiyor. Cevabı biliyoruz. Bu nedenle işimize karışmak isteyen veya bizi suçlamak isteyenlerin öncelikle aynaya bakması gerekir." ifadelerini kullandı.
Kelbecer bölgesinin büyüleyici bir doğaya ve zengin kültürel mirasa sahip olduğunu bildiren Aliyev, Ermenilerin buradan geçen nehirlerin yönünü değiştirerek Azerbaycan'a karşı çevre terörü gerçekleştirdiğini kaydetti.
Aliyev, "Ermenistan terörist bir devlet ve bu terörün birçok işareti var. Tarihi eserlerimizin yıkılması, sivil nüfusa yönelik soykırım, ormanların kesilmesi, nehirlerimizin akışının değiştirilmesi bu işaretlerden bazılarıdır." dedi.
Kelbecer'in büyük ormanlık alanlara sahip olduğunu belirten Aliyev, "Düşman bu ormanları kesti, yağmaladı ve sattı. Son günlerde yaptıkları çirkin şeylere bakın. Çevre felaketi yaratmak için ormanları yakıyorlar. Ağaçları kesip satmak için Ermenistan'a götürüyorlar. Kendilerinin yapmadığı evleri yakıyorlar. Kelbecerlilerin evlerine girdiler ve orada yaşadılar. Okulları yaktılar, götüremedikleri hayvanları öldürdüler. Bakın ve hangi vahşilerle karşı karşıya olduğumuzu görün. Bizim zaferimiz sadece Ermenistan devletine karşı bir zafer değil, biz Ermeni faşizmini yok ettik." şeklinde konuştu.
Aliyev, işgalden kurtarılan tüm bölgeleri yeniden kuracaklarını vurgulayarak şunları söyledi:
"Kelbecer'i yeniden kuracağız. Oraya hayat geri dönecek. Kelbecer'de tarım, özellikle hayvancılık gelişecek. Orada geniş otlaklarımız var. Kelbecer, zengin doğal kaynaklara sahiptir. Düşman bu kaynakları acımasızca kullandı. Sovyet döneminde popüler olan İstusu maden suyu Kelbecer'de üretiliyordu. Şimdi İstisu tekrar bizim kontrolümüzde. Ora eskiden büyük tatil merkeziydi. Düşman her tarafı yıkmış. Hepsini yeniden yapacağız. Düşman Kelbecer'de yasa dışı iskan da gerçekleştirmiş. Ermenistan'dan ve yabancı ülkelerden insanlar yasa dışı bir şekilde oraya yerleştirilmiş. Bu, Cenevre Sözleşmesi'ne göre savaş suçudur. Düşmandan tüm savaş suçları, tüm yıkımları nedeniyle hesap soracağız. Kurtarılan tüm şehirleri ve bölgeleri canlandıracağız. Bu bölgelerin yeniden kurulması için büyük planlarımız var."
Kelbecer'deki kilise ve camilerin Azerbaycan'ın tarihi serveti olduğunu vurgulayan Aliyev, buradaki kiliselerin Kafkasya Albanyası devleti döneminden kaldığını, "sahtekar Ermeni tarihçiler"in bu mabetleri kendilerine aitmiş gibi göstermeye çalıştığını kaydetti.
Aliyev, bölgedeki Hristiyan mabetlerle ilgili tedirginliklerini ifade eden bazı Batılı çevrelere Ağdam, Şuşa, Zengilan, Cebrail ve Fuzuli illerindeki yıkılan camilere bakmalarını tavsiye ederek "Bu camiler ya tahrip edildi ya da domuz ahırı olarak kullanıldı. Neden bu durum endişe doğurmuyordu? Neden bizden başka 30 yıldır kimse konuyu gündeme getirmedi? Bu konuyu uluslararası toplantılarda ve yabancı meslektaşlarımla temaslarda defalarca gündeme getirdim. Neden kimse bunun için endişelenmedi? Neden kimse bu konuda uluslararası bir heyet göndermek istemedi? Azerbaycan halkı bu sorulara cevap istiyor. Cevabı biliyoruz. Bu nedenle işimize karışmak isteyen veya bizi suçlamak isteyenlerin öncelikle aynaya bakması gerekir." ifadelerini kullandı.
Kelbecer bölgesinin büyüleyici bir doğaya ve zengin kültürel mirasa sahip olduğunu bildiren Aliyev, Ermenilerin buradan geçen nehirlerin yönünü değiştirerek Azerbaycan'a karşı çevre terörü gerçekleştirdiğini kaydetti.
Aliyev, "Ermenistan terörist bir devlet ve bu terörün birçok işareti var. Tarihi eserlerimizin yıkılması, sivil nüfusa yönelik soykırım, ormanların kesilmesi, nehirlerimizin akışının değiştirilmesi bu işaretlerden bazılarıdır." dedi.
Kelbecer'in büyük ormanlık alanlara sahip olduğunu belirten Aliyev, "Düşman bu ormanları kesti, yağmaladı ve sattı. Son günlerde yaptıkları çirkin şeylere bakın. Çevre felaketi yaratmak için ormanları yakıyorlar. Ağaçları kesip satmak için Ermenistan'a götürüyorlar. Kendilerinin yapmadığı evleri yakıyorlar. Kelbecerlilerin evlerine girdiler ve orada yaşadılar. Okulları yaktılar, götüremedikleri hayvanları öldürdüler. Bakın ve hangi vahşilerle karşı karşıya olduğumuzu görün. Bizim zaferimiz sadece Ermenistan devletine karşı bir zafer değil, biz Ermeni faşizmini yok ettik." şeklinde konuştu.
Aliyev, işgalden kurtarılan tüm bölgeleri yeniden kuracaklarını vurgulayarak şunları söyledi:
"Kelbecer'i yeniden kuracağız. Oraya hayat geri dönecek. Kelbecer'de tarım, özellikle hayvancılık gelişecek. Orada geniş otlaklarımız var. Kelbecer, zengin doğal kaynaklara sahiptir. Düşman bu kaynakları acımasızca kullandı. Sovyet döneminde popüler olan İstusu maden suyu Kelbecer'de üretiliyordu. Şimdi İstisu tekrar bizim kontrolümüzde. Ora eskiden büyük tatil merkeziydi. Düşman her tarafı yıkmış. Hepsini yeniden yapacağız. Düşman Kelbecer'de yasa dışı iskan da gerçekleştirmiş. Ermenistan'dan ve yabancı ülkelerden insanlar yasa dışı bir şekilde oraya yerleştirilmiş. Bu, Cenevre Sözleşmesi'ne göre savaş suçudur. Düşmandan tüm savaş suçları, tüm yıkımları nedeniyle hesap soracağız. Kurtarılan tüm şehirleri ve bölgeleri canlandıracağız. Bu bölgelerin yeniden kurulması için büyük planlarımız var."