Hollanda'nın başkenti Amsterdam, 21 Aralık Cumartesi günü aşırı turizme karşı sesini yükselten Avrupa şehirlerinden biri oldu. Leidseplein Meydanı’nda bir araya gelen yerel halk, “yaşanmaz” hale gelen koşullara dikkat çekmek için protesto düzenledi.
Gösterinin adresi, tartışmalı yeni yapı Diamond Oteli’nin önüydü.
Bir zamanlar Amsterdam’ın ikonik köşelerinden biri olan “Heineken Hoek” binasının yerini alan Diamond Oteli, modern cephesiyle birçok sakin tarafından eleştiriliyor. Protestoların öncüsü “Artık Yeter” (Het is Genoeg) kampanyasının organizatörü Dingeman Coumou, oteli “daha fazla turist çeken ve şehrin dokusunu bozan korkunç yapılar” arasında gösterdi.
TURİST AKININA SINIR GETİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Amsterdam, bu yıl turist girişlerini ve konaklama sayılarını sınırlamayı amaçlayan önlemler üzerinde çalışıyor. Yıllık maksimum 20 milyon geceleme hedeflenirken, 2023’te bu sayı 22 milyonu aştı. Ancak şehrin ünlü lale bahçeleri ve Kırmızı Işık Bölgesi gibi cazibe merkezleri turist akışını durdurmaya yetmedi.
Protestolar sırasında konuşan Coumou, aşırı turizmin yerel halk üzerinde olumsuz etkiler yarattığını vurguladı:
“Yüksek emlak fiyatları çocuklarımızın şehirde yaşamasını imkansız hale getiriyor. Merkezdeki kalabalıklar, Amsterdam’ı yaşanmaz bir hale getiriyor.”
DAHA FAZLA ÖNLEM MASADA
Amsterdam, kalabalığı kontrol altına almak için 2023 yılında turist vergisini artırdı ve “Uzak Durun” kampanyası gibi girişimlere imza attı.
Özellikle gürültücü İngiliz turistleri caydırmak için “Amsterdam Kuralları” sınavı gibi sıra dışı yöntemler devreye sokuldu. Ayrıca, nehir yollarındaki gezi gemisi sayısını sınırlama ve yeni otel inşaatlarını yasaklama kararları alındı.
Eski ekonomi işleri meclis üyesi Frits Huffnagel, şehrin kontrolsüz turist akınına karşı sert önlemler alınması gerektiğini savundu. Huffnagel, “Şehrimde herkesin gelip işeyip kusmasına izin vermemelisiniz. Bu insanlara karşı harekete geçmelisiniz,” diyerek sorunun ciddiyetine dikkat çekti.
Protestolar, Amsterdam’ın turizm politikalarını yeniden şekillendirme sürecinin bir parçası olarak önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor. Ancak yerel halk, daha fazla adım atılması gerektiği konusunda kararlı.