Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Uzan ailesinin Türkiye'den 170 milyar dolar tazminat istediği davayı görüşmeyi kabul etmedi.
Kabul edilebilirlik davası, 30 Kasım tarihinde Strasbourg'ta yapılmıştı. Duruşmaya Fransa'da yaşayan Cem Uzan da katılmıştı.
Avukatları, Cem Uzan'ın şirketlerine müdahale edilmesinin siyasi bir intikam olduğunu da savunmuştu.
Uzan'ın avukatları, sözleşmenin iptali üzerine işsiz kalan çalışanlara tazminat ödemek zorunda kaldıkları ve borsada hisselerinin düşmesi yüzünden önemli zarara uğradıkları görüşünü dile getirdi.
Avukatlar, "sözleşmelerin iptali ve daha sonraki mağduriyetleri" yüzünden Türk devletinden 170 milyar dolar tazminat istedi.
Türkiye’nin avukatları ise söz konusu şirketlerin imtiyaz sözleşmelerinde belirtilen görevleri gerektirdiği gibi yerine getirmediklerini, sözleşmelerin bu nedenle iptal edildiğini bildirmişti.
Ankara, duruşmada ÇEAŞ ve Kepez'i artık Kemal Uzan'ın temsil edemeyeceğini bu nedenle davanın düşürülmesi gerektiğini de kaydetmişti.
Hakkında arama kararı bulunan Kemal Uzan, 2003 yılında AİHM'e yaptığı başvuruda, ÇEAŞ ve Kepez'in imtiyaz sözleşmelerinin iptal edilmesini gerekçe göstererek, Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunduğunu iddia etmişti.
Yapılan başvuruda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin, mal ve mülkiyetin korunması, adil yargılanma ve etkili başvuru haklarıyla ilgili maddelerinin Türkiye tarafından ihlal edildiği ileri sürülmüştü.
UZAN: TÜRKİYE'NİN ÜZERİNDEN UÇAKLA BİLE GEÇMEM
Paris’te yaşayan Cem Uzan, ünlü Le Meurice Otel’de karşılaştığı Türk gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Vatan gazetesinin haberine göre; Cem Uzan şunları söyledi:
“TMSF bana büyük haksızlık yaptı. TMSF yetkilileri hakkında soruşturma açılması için mahkemeye başvuracağım.
Artık emekli oldum. Siyasete de asla girmeyi ve Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyorum. Türkiye’nin üzerinden uçakla bile geçmek istemiyorum.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ya da Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden birisiyle oturup konuşurum.
İmar Bankası ve Adabank’ta bizim de yapmış olduğumuz bazı hatalar olabilir. Libananco davasının lehime sonuçlanacağını düşünüyorum.
Ben Paris’te sürekli gözönündeyim. Burada bir ev aldım artık otel yerine orada yaşıyorum.”
Kabul edilebilirlik davası, 30 Kasım tarihinde Strasbourg'ta yapılmıştı. Duruşmaya Fransa'da yaşayan Cem Uzan da katılmıştı.
Avukatları, Cem Uzan'ın şirketlerine müdahale edilmesinin siyasi bir intikam olduğunu da savunmuştu.
Uzan'ın avukatları, sözleşmenin iptali üzerine işsiz kalan çalışanlara tazminat ödemek zorunda kaldıkları ve borsada hisselerinin düşmesi yüzünden önemli zarara uğradıkları görüşünü dile getirdi.
Avukatlar, "sözleşmelerin iptali ve daha sonraki mağduriyetleri" yüzünden Türk devletinden 170 milyar dolar tazminat istedi.
Türkiye’nin avukatları ise söz konusu şirketlerin imtiyaz sözleşmelerinde belirtilen görevleri gerektirdiği gibi yerine getirmediklerini, sözleşmelerin bu nedenle iptal edildiğini bildirmişti.
Ankara, duruşmada ÇEAŞ ve Kepez'i artık Kemal Uzan'ın temsil edemeyeceğini bu nedenle davanın düşürülmesi gerektiğini de kaydetmişti.
Hakkında arama kararı bulunan Kemal Uzan, 2003 yılında AİHM'e yaptığı başvuruda, ÇEAŞ ve Kepez'in imtiyaz sözleşmelerinin iptal edilmesini gerekçe göstererek, Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunduğunu iddia etmişti.
Yapılan başvuruda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin, mal ve mülkiyetin korunması, adil yargılanma ve etkili başvuru haklarıyla ilgili maddelerinin Türkiye tarafından ihlal edildiği ileri sürülmüştü.
UZAN: TÜRKİYE'NİN ÜZERİNDEN UÇAKLA BİLE GEÇMEM
Paris’te yaşayan Cem Uzan, ünlü Le Meurice Otel’de karşılaştığı Türk gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Vatan gazetesinin haberine göre; Cem Uzan şunları söyledi:
“TMSF bana büyük haksızlık yaptı. TMSF yetkilileri hakkında soruşturma açılması için mahkemeye başvuracağım.
Artık emekli oldum. Siyasete de asla girmeyi ve Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyorum. Türkiye’nin üzerinden uçakla bile geçmek istemiyorum.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ya da Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden birisiyle oturup konuşurum.
İmar Bankası ve Adabank’ta bizim de yapmış olduğumuz bazı hatalar olabilir. Libananco davasının lehime sonuçlanacağını düşünüyorum.
Ben Paris’te sürekli gözönündeyim. Burada bir ev aldım artık otel yerine orada yaşıyorum.”