İlişkili Haberler
"ABD-Tayvan Ekonomik Refah Ortaklığı Diyalogu" adı verilen anlaşma uyarınca taraflar enformasyon güvenliği, yarı-iletkenlerin üretimi, yatırım, bilim ve teknoloji alanlarında iş birliğini geliştirmek üzere yıllık toplantılar düzenleyecek.
Çin ile egemenlik ihtilafı bulunan Tayvan ile ABD arasında serbest ticaret anlaşması bulunmuyor.
Tayvan hükümetinin dışişlerinden sorumlu üyesi Joseph Wu, yeni diyalog adımını "önemli bir kilometre taşı" olarak tanımlarken, ABD'nin Ada'daki defakto diplomatik temsilciliği niteliğindeki Taipei Amerikan Enstitüsü Direktörü Brent Christensen, anlaşmanın ABD-Tayvan ilişkilerinin derinleşerek gelişmeye devam ettiğinin göstergesi olduğunu ifade etti.
ABD ile Tayvan arasında anlaşmanın, Ada'yı kendi toprağı olarak gören Çin'in tepkisini çekmesi bekleniyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, 11 Kasım'da yaptığı açıklamada, ABD ve Tayvan arasındaki ekonomik diyalog toplantısına karşı çıktıklarını belirterek, Washington yönetimine Tayvan ile her türlü resmi teması durdurma çağrısı yapmıştı.
ÇİN-TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Çin'i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.
Çin ile egemenlik ihtilafı bulunan Tayvan ile ABD arasında serbest ticaret anlaşması bulunmuyor.
Tayvan hükümetinin dışişlerinden sorumlu üyesi Joseph Wu, yeni diyalog adımını "önemli bir kilometre taşı" olarak tanımlarken, ABD'nin Ada'daki defakto diplomatik temsilciliği niteliğindeki Taipei Amerikan Enstitüsü Direktörü Brent Christensen, anlaşmanın ABD-Tayvan ilişkilerinin derinleşerek gelişmeye devam ettiğinin göstergesi olduğunu ifade etti.
ABD ile Tayvan arasında anlaşmanın, Ada'yı kendi toprağı olarak gören Çin'in tepkisini çekmesi bekleniyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, 11 Kasım'da yaptığı açıklamada, ABD ve Tayvan arasındaki ekonomik diyalog toplantısına karşı çıktıklarını belirterek, Washington yönetimine Tayvan ile her türlü resmi teması durdurma çağrısı yapmıştı.
ÇİN-TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Çin'i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.