ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, ABD’nin Suriye’deki askeri gücünün oluşumunu Cenevre’de devam eden görüşmeleri destekleyecek şekilde değiştireceklerini, PYD/PKK’ya silah desteğiyle ilgili sürecin de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki telefon görüşmesine paralel olarak işleyeceğini açıkladı.
Mattis, Mısır seyahati sırasında uçaktaki gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın telefon görüşmesi sırasında iki liderin PYD/PKK’ya silah desteğinin durdurulmasında mutabık kaldığının hatırlatılması ve bu konuda son durumun sorulması üzerine Mattis, “Sizin de gördüğünüz üzere düşman (DEAŞ), Suriye’de medyadan birçok kişinin tahmininden daha hızlı bir şekilde çöküşe geçti. Normalde daha yavaş olur” dedi.
ABD’nin dün topçu birliklerini de Suriye’den çekeceğini duyurduğunu hatırlatan Mattis, taarruz bakımından çatışmanın seyrinin önemli ölçüde yavaşladığını söyledi. Mattis, şöyle devam etti:
“Bununla tutarlı olarak biz de kuvvetlerimizin oluşumunu, diplomatları ve Cenevre sürecini destekleyecek şekilde değiştiriyoruz. Bu konuda Başkan Trump ile Devlet Başkanı Putin’in Da Nang açıklamasını gördünüz ve orada Birleşmiş Milletler'in arabulucu olduğu bir yaklaşıma doğru gittiğimiz ve askeri bir yaklaşım olmayacağı ifade edildi. Dolayısıyla diplomatik bir çözüme gideceğiz”
"Astana sürecinden bir şey çıkmadı" iddiası
Mattis, Türkiye, İran ve Rusya’nın öncülüğünde devam eden Astana sürecinde büyük çabalar harcandığını ancak süreçten çok bir şeyin çıkmadığını öne sürdü.
Sürecin şimdi BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın çabaları ile Cenevre’ye gideceğine işaret eden Mattis, bu çabayı desteklemek üzere askeri pozisyonlarını değiştireceklerinin altını çizdi.
Mattis şu değerlendirmeyi yaptı:
“Diğer bir ifade ile askeri bir çözümden diplomatik bir çözüme doğru şu anda dikkat çekmeye başlayan Cenevre’deki diplomatik çabaları desteklemek üzere şartlar oluşturuyoruz. Dolayısı ile sonuç olarak oradaki askerimizin durumunu (o minvalde) değiştiriyoruz. Buna gidebilecekleri yere kadar giden ortaklarımız da dahildir. Fırat Nehri rejim kuvvetleri ile bizim DEAŞ’ı yenmek için desteklediğimiz kuvvetler arasındaki sınır olduğunu gördünüz.”
PYD/PKK’YA SİLAH YARDIMI
Bir gazetecinin “Bu, YPG’ye (PYD/PKK) silah vermek bakımından tam olarak ne demektir? YPG'ye (PYD/PKK) silah desteğini sürdürecek misiniz?” sorusuna ise Mattis, “YPG (PYD/PKK) silahlandırılmış ve koalisyon saldırıları da durdurduğuna göre buna ihtiyaç yok. Güvenliğe ve polis gücüne ihtiyacımız var bu da yerel kuvvetlerdir. Bu da DEAŞ’ın geri dönmesini engelleyecek olanlardır” cevabını verdi.
Gazetecinin “Kısacası YPG’ye silah vermeyi durduracaksınız” şeklinde ısrar etmesi üzerine ise Mattis “Evet tam olarak Başkan’ın duyurduğu şekilde yapacağız” dedi.
Mattis, Mısır'ın ardından Ürdün, Kuveyt ve Pakistan'ı ziyaret edecek.
Mattis, Mısır seyahati sırasında uçaktaki gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın telefon görüşmesi sırasında iki liderin PYD/PKK’ya silah desteğinin durdurulmasında mutabık kaldığının hatırlatılması ve bu konuda son durumun sorulması üzerine Mattis, “Sizin de gördüğünüz üzere düşman (DEAŞ), Suriye’de medyadan birçok kişinin tahmininden daha hızlı bir şekilde çöküşe geçti. Normalde daha yavaş olur” dedi.
ABD’nin dün topçu birliklerini de Suriye’den çekeceğini duyurduğunu hatırlatan Mattis, taarruz bakımından çatışmanın seyrinin önemli ölçüde yavaşladığını söyledi. Mattis, şöyle devam etti:
“Bununla tutarlı olarak biz de kuvvetlerimizin oluşumunu, diplomatları ve Cenevre sürecini destekleyecek şekilde değiştiriyoruz. Bu konuda Başkan Trump ile Devlet Başkanı Putin’in Da Nang açıklamasını gördünüz ve orada Birleşmiş Milletler'in arabulucu olduğu bir yaklaşıma doğru gittiğimiz ve askeri bir yaklaşım olmayacağı ifade edildi. Dolayısıyla diplomatik bir çözüme gideceğiz”
"Astana sürecinden bir şey çıkmadı" iddiası
Mattis, Türkiye, İran ve Rusya’nın öncülüğünde devam eden Astana sürecinde büyük çabalar harcandığını ancak süreçten çok bir şeyin çıkmadığını öne sürdü.
Sürecin şimdi BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın çabaları ile Cenevre’ye gideceğine işaret eden Mattis, bu çabayı desteklemek üzere askeri pozisyonlarını değiştireceklerinin altını çizdi.
Mattis şu değerlendirmeyi yaptı:
“Diğer bir ifade ile askeri bir çözümden diplomatik bir çözüme doğru şu anda dikkat çekmeye başlayan Cenevre’deki diplomatik çabaları desteklemek üzere şartlar oluşturuyoruz. Dolayısı ile sonuç olarak oradaki askerimizin durumunu (o minvalde) değiştiriyoruz. Buna gidebilecekleri yere kadar giden ortaklarımız da dahildir. Fırat Nehri rejim kuvvetleri ile bizim DEAŞ’ı yenmek için desteklediğimiz kuvvetler arasındaki sınır olduğunu gördünüz.”
PYD/PKK’YA SİLAH YARDIMI
Bir gazetecinin “Bu, YPG’ye (PYD/PKK) silah vermek bakımından tam olarak ne demektir? YPG'ye (PYD/PKK) silah desteğini sürdürecek misiniz?” sorusuna ise Mattis, “YPG (PYD/PKK) silahlandırılmış ve koalisyon saldırıları da durdurduğuna göre buna ihtiyaç yok. Güvenliğe ve polis gücüne ihtiyacımız var bu da yerel kuvvetlerdir. Bu da DEAŞ’ın geri dönmesini engelleyecek olanlardır” cevabını verdi.
Gazetecinin “Kısacası YPG’ye silah vermeyi durduracaksınız” şeklinde ısrar etmesi üzerine ise Mattis “Evet tam olarak Başkan’ın duyurduğu şekilde yapacağız” dedi.
Mattis, Mısır'ın ardından Ürdün, Kuveyt ve Pakistan'ı ziyaret edecek.