Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini değiştirmedi

Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 38 olarak korudu. 2025 ve 2026 tahminleri, sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde kaldı. TCMB Başkanı Fatih Karahan, dezenflasyon sürecinin öngörüldüğü gibi başladığını belirtirken, kira fiyatlarının önümüzdeki aylarda düşeceğini ifade etti. Enflasyon ve kur beklentilerinde önemli bir iyileşme olduğunu kaydeden Karahan, sıkı para politikası duruşunun devam edeceğini vurguladı.

Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini değiştirmedi

Türkiye Cumhuriyet () Başkanı Fatih Karahan, yılın üçüncü enflasyon raporunu açıkladı.

Merkez Bankası 2024, 2025 ve 2026 yıllarına ilişkin enflasyon hedefini değiştirmedi. TCMB, Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 38 olarak korudu. 2025 ve 2026 tahminleri ise sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde kaldı.

TCMB Başkanı Karahan, enflasyon ve kur beklentilerinde önemli iyileşmeler yaşandığını belirtti.

Faiz indirimine dair bir soruya yanıt veren Karahan, sıkı para politikasının devam edeceğini belirterek, "Uzun süre sıkı duruşu korumamız gerekecek. Bu demek değildir ki faiz, bu süreçte asla inmeyecek." dedi.

Karahan, dezenflasyon sürecinde büyüme rakamlarında düşüş yaşanabileceğini belirtti.

"KÜRESEL ENFLASYON DÜŞÜYOR"

TCMB Başkanı Karahan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Türkiye'nin dış talep görünümü bir önceki rapor dönemine göre yatay seyretti.

Küresel manşet ve çekirden enflasyondaki düşüşün devam ettiği görülüyor. Gelişmiş ülkelerin genelinde daha hızlı faiz indirimi fiyatlanıyor.

Ilımlı büyüme ve enflayon görnümünü merkez bankalarının parasal sıkılığı azaltacağına işaret ediyor.

Net ihracat 2022 yılının ilk çeyreğinden bu yana yıllık büyümeye ilk kez pozitif katkı verdi.

Üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler iç talepteki normalleşmeye işaret ediyor.

İç talepteki normalleşme devam ediyor. Gıda, giyim gibi zorunlu harcamalar yatay seyrediyor.

"TALEPTEKİ DENGELENME DEVAM EDECEK"

Sanayi üretimi ikinci çeyrekte düştü. Üretimdeki azalış daha ılımlı oldu. Kapasite kullanımı ve PMI verileri sanayide ivme kaybını teyit ediyor.

Talepteki dengelenmenin güçlenerek devam edeceğini öngörüyoruz. Bu dengelenmenin etkisiyle cari işlemler açığında düşüş sürüyor.

Bir önceki Rapor döneminden bu yana değişmeyen tek unsur para politikasındaki kararlı duruşumuz. İlerleyen dönemde de bu duruşumuzu sürdürerek, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde hareket edeceğiz.

Yurt içi talebin ikinci çeyrekte, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşladığını değerlendiriyoruz.

Tüketici enflasyonu temmuzda yüzde 61,8 ile önceki Enflasyon Raporunda öngördüğümüz tahmin aralığının içinde gerçekleşti. Enflasyonun ana eğilimindeki zayıflama, öngörülerimizle uyumlu seyretti.

Temmuz ayında tüketici enflasyonu para politikasının görece etki alanı dışında olan geçici etkiler nedeniyle arttı.

"KİRA ENFLASYONU AZALACAK"

Hizmet enflasyonu son dönemde yavaşlıyor olsa da bu gruptaki fiyat artışlarının, temel mallara kıyasla güçlü olduğunu görüyoruz.

Kira yıllık enflasyonu halen yüksek seyir ile dikkat çekiyor. Öncü göstergeler bir süredir yönünü aşağı çevirdi. Göstergeler, önümüzdeki dönemde yıllık kira enflasyonunun azalacağına işaret ediyor.

Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsaması, dezenflasyon açısından kritik önemdedir.

Sıkı para politikası duruşumuzla, beklentilerin dezenflasyon sürecine katkı verecek şekilde oluşmasını sağlamakta kararlıyız.

"LİKİDİTE KOŞULLARINI YAKINDAN İZLİYORUZ"

Ekonomik birimlerin beklentilerindeki ayrışma ve olası oynaklıklara karşı, parasal aktarımın etkinliğini artırmak amacıyla, makroihtiyati politikaları uygulamaya devam ediyoruz.

Likidite koşullarını, muhtemel gelişmeleri göz önünde bulundurarak yakından izliyoruz. Gerektiğinde sterilizasyon araçlarını çeşitlendirerek etkin şekilde kullanmaya devam edeceğiz.

Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçevemiz, mevduat faizlerinin, Türk Lirası'na geçişi sürdürecek ve tasarrufları artıracak seviyelerde kalmasını sağlayacak.

KUR BEKLENTİLERİNDE İYİLEŞME YAŞANDI

Enflasyon ve kur beklentilerinde önemli bir iyileşme yaşandı.

Son dönemdeki kredi büyüme gelişmeleri finansal koşullardaki sıkılığın dezenflasyon sürecini destekleyecek düzeyde olduğunu teyit ediyor.

Mart ayında yaptığımız ilave parasal sıkılaştırma, yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk Lirası'na güvenini artırdı ve rezervlere olumlu yansıdı. 31 Temmuz itibarıyla TCMB taraflı swap bakiyesini sıfıra indirdik.

ENFLASYON BEKLENTİLERİ DEĞİŞMEDİ

Bu çerçevede, 2024, 2025 ve 2026 yıl sonu enflasyon tahminlerimizde değişikliğe gitmedik. Enflasyonun 2024 yılı sonunda yüzde 38'e gerileyeceğini öngörüyoruz.
2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5'te istikrar kazanmasını hedefliyoruz.

Yıl sonunun yaklaşması nedeniyle 2024'e denk gelen tahmin aralığının mekanik olarak daralması gerekirdi.

Ancak son dönem jeopolitik gelişmeler ve küresel finansal oynaklıklar neticesinde artan belirsizlikler nedeniyle tahmin aralığımızı yüzde 34 ila 42 arasında koruduk.

Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,5 civarına, son çeyrekte ise yüzde 1,5'in bir miktar altına gerileyeceğini öngörüyoruz.

SIKI PARA POLİTİKASI VURGUSU

Para politikasındaki kararlı duruşumuz, yurt içi talepte dengelenme, Türk Lirası'nda reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edecektir.

Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle, enflasyonun yılın kalanında da istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz.

Para politikasındaki sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz.

Haziranda başlayan dezenflasyon sürecinde, enflasyonu, belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.

ENFLASYON HEDEFİ TUTACAK MI?

Veri akışı tahminlerimizle tutarlı gerçekleştiği için tahminimizi değiştirmedik. Tahminlere noktasal olarak yaklaşmak çok sağlıklı olmayabilir. Tam olarak tahmin hedefi koymak kolay değil, alt üst sınırlar çerçevesinde bakmak faydalı olabilir. Aşağı yönlü riskler de bir miktar mevcut

RESESYON YAŞANIR MI?

Ülke olarak büyüme sorunumuz yok. Dezenflasyon sürecinde büyümede bir miktar azalma yaşanabilir.

FİYATLARDA GEÇİCİ SIÇRALAMALAR OLACAK MI?

Son 2 yıldır enerji fiyatları çeşitli sübvansiyonlarla büyük ölçüde sabit kaldı. Enflasyonist ortamda enerji harcamalarının hanehalkı bütçesinde payı düştü. Kurumlararası eş güdüm üst düzey seviyede. Önümüzdeki dönem verileri değerlendireceğiz. Yıl başıyla şu an arasında bir fark var. Şu anda talep koşulları hızla iyileşiyor. Arz talep dengesi bir miktar yerine geldi, fiyatlama davranışları biraz daha düzeliyor. Dolayısıyla geçici etkilerin daha uzun vadeye yayılması ihtimalini daha düşük görüyoruz.

İLK FAİZ İNDİRİMİ NE ZAMAN?

Enflasyon hedefi konusunda bu seneki gerçekleşme de önemli olacak. Bu sene sonu için enflasyon beklentileri yüzde 45'ti hatta çok daha yüksek beklentiler de vardı. Şu anda geldiğimiz noktada piyasa yüzde 43'e çok yakın bir rakama geldi. Genel olarak çok daha yüksek beklentilerin indiğini görüyoruz. Dolayısıyla bizim tahminimize yakınsayan bir süreç oldu. Önümüzdeki sene de sıkı duruşun korunmasıyla talepteki dengelenme ve enflasyon gerçekleşmeleriyle daha olumlu bir seyir olacağını değerlendiriyoruz. Bu da dezenflasyon sürecine katkı verecektir. Tam olarak nereye geleceğini göreceğiz. Enflasyon hedeflerini de bu doğrultuda dinamik olarak değerlendireceğiz ama bu, biraz da bizim duruş niyetimizi belli etme açısından önemli. Çünkü 2026 sonunda da tek haneli bir enflasyon hedefimiz var. Bununla birlikte de uzun süre sıkı duruşu korumamız gerekecek. Bu demek değildir ki faiz, bu süreçte asla inmeyecek. Faiz indirimi döngüsüne girildiği zaman da sıkı duruş korunabilir ama enflasyon orta vadeli hedefimize yaklaşana kadar sıkı duruşu korumamız gerekecek.

Faiz indirimi için iki koşul gözetiyoruz. İki koşul gözetiyoruz. Bunlardan bir tanesi, yıllık enflasyona değil aylık enflasyona vurgu yapıyoruz. Çünkü yıllık enflasyon son dönemde baz etkisi nedeniyle aylıktaki görünümden farklı olabiliyor. Burada da ana eğilime bakıyoruz. Bu ana eğiliminde belirgin ve kalıcı düşüş olmasını değerlendiriyoruz. Son aylara baktığımızda aylık enflasyonda bir düşüş olduğu ve bunun belirgin olduğu net. Kalıcı olduğu noktasında yeteri kadar emin değiliz. Bunun kalıcı olduğundan emin olmak istiyoruz.

ENFLASYON HESAPLAMA YÖNTEMİ

Karahan, "enflasyon hesaplama yöntemini, şeffaflık adına, paylaşmayı düşünüp düşünmediklerine" yönelik bir soruya şu yanıtı verdi:

"Bunun daha iyisini yapacağız. Hedeflediğimizi söylediğimiz sayıyı bizim açıklamamız ideal değil. Biz kendimiz hesaplıyoruz. Yani arındırmayı biz yapıyoruz ama enflasyon verisini TÜİK açıklıyor. Bu doğrultuda TÜİK ve Merkez Bankası arasında bir komite oluşturduk. Bizim çalışma arkadaşlarımız TÜİK'teki konunun uzmanlarıyla bu konuda teknik bir çalışma yürütüyorlar. Süreç başladı. Bu çok önemli bir konu. Tamamlanması ne zaman olur bunu kestirmek zor ama mümkün olduğu kadar kısa sürede burada bir mesafe alınacağını düşünüyorum."

TÜİK ELEŞTİRİLERİNE YANIT

Son dönemde artan bir tartışma var. Bu da enflasyonun düştüğü döneme denk geldi. TÜİK'in inandırıcılığı önemli. Metodolojisine baktığımızda uluslararası metodolojiye uygun şekilde veri açıklıyor. EUROSTAT'ın normlarına göre hareket ediyor. Dönem dönem denetleme çalışmaları bağımsız denetçiler tarafından yurt dışından gerçekleşiyor. Bu, işin bir boyutu. İkinci boyutu, bizim ay içinde fiyat gelişmelerini anlamak için belli çalışmalarımız var. Çok daha küçük ölçekte de olsa bir miktar fiyat topluyoruz. Bir de ay içi diğer gelişmeleri de kullanarak bir tahminde bulunuyoruz. Son dönemde TÜİK gerçekleşmeleriyle kendi ay içi tahminlerimizi karşılaştırdığımızda ciddi fark görmüyoruz. Ortalamada oldukça yakın. Hatta bazı aylarda ciddi yukarı yönlü sürprizler olduğunu da söyleyebilirim. Şubat ve mayıs ayları bunun örnekleri. Burada sık sık İTO'yla karşılaştırma yapılıyor. Zaman zaman gözlemlenen bir ayrışma var ama burada metodoloji olarak gerçekten çok farklı, endeksler farklı. Alt kalemler oldukça farklı şekilde toplanıyor. Bir de coğrafi kapsamı farklı. Dolayısıyla bu iki endeks her zaman birbiriyle aynı olmayabilir.

NTV’yi sosyal medyadan takip edin

Twitter Facebook

Sayfa Yükleniyor...