Kirada yüzde 25 zam sınırı devam edecek mi? Bakan Şimşek'ten açıklama

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomide dengelenme sürecine girildiğini belirtti. Şimşek, kirada yüzde 25 sınırının devam etmesi için bir sebep olmadığını söyledi. IMF eleştirilerine yanıt veren Şimşek, "Bu program Türkiye'nin kendi programıdır" dedi. Şimşek, "Piyasadan döviz almasak dolar/TL 30'un altına gerilerdi" ifadesini kullandı.

Kirada yüzde 25 zam sınırı devam edecek mi? Bakan Şimşek'ten açıklama

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TRTHaber'de katıldığı bir programda ekonomi gündemine dair açıklamalarda bulundu.

Bakan Şimşek, ekonomide dengelenme sürecine girildiğini belirterek, "Programa olan güven güçlü, sürekli pekişiyor. Enflasyonda düşüş öngörülüyor. Programı güçlendirecek adımlar atacağız" dedi.

IMF eleştirilerine yanıt veren Şimşek, "Bu program Türkiye'nin kendi programıdır. Biz bu süreçte hiçbir uluslararası kuruluşla program hazırlık evresinde diyaloğa girmedik" ifadelerini kullandı.

Şimşek, kirada yüzde 25 sınırının devam etmesi için bir sebep olmadığını söyledi.

Rezerv biriktirme konusuna vurgu yapan Şimşek, "Piyasadan döviz almasak dolar/TL 30'un altına gerilerdi" şeklinde konuştu.

Bakan Şimşek'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

"DENGELENME SÜRECİNE GİRDİK"

Her şeyden önce ekonomide bir yeniden dengelenme sürecine girdik. Program çalışıyor, iç talepte bir yumuşama var, net ihracatın etkisi olumluya dönmeye başladı, büyümede bir dengelenme var.

En önemli dengesizliklerden bir tanesi cari açık. Geçen sene mayıs ayında 57 milyar dolar civarındaydı. Büyük bir açık. Bu sene bu açık mayıs ayı itibarıyla 30 milyar doların altına düşmüş olacak. Dolayısıyla çok ciddi bir iyileşme var. Türkiye'nin dış açığında yarı yarıya düşüş var. Önemli dengesizliklerden bir tanesi bu çerçevede giderilmiş oldu.

"FON AKIŞINDA BÜYÜK ARTIŞ VAR"

Özellikle yerel seçimlerden sonra son 1,5 ayda o kadar ciddi bir fon akışı ve Türk lirası lehine portföy değişikliği var ki, Merkez Bankası swap hariç rezerv pozisyonu neredeyse 49 milyar dolarlık bir iyileşme gösterdi. Bahsettiğim süreç 1,5 aylık bir süreçten bahsediyoruz. Belirsizlikler azaldıkça, programın çalıştığı ortaya çıktıkça Türkiye'ye rağbet artıyor.

"PROGRAMA OLAN GÜVEN GÜÇLÜ"

Ekonomide büyümenin kompozisyonu iyileşiyor. Daha sürdürülebilir daha dengeli bir büyüme var. Makro ekonomik dengesizlikler yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Bütçe disiplini, dış dengedeki iyileşme, rezervlerdeki iyileşme, risk primindeki iyileşme, Türkiye'ye fon akışındaki muazzam artış tüm bunlar şunu net şekilde ortaya koyuyor programa olan güven güçlü, sürekli pekişiyor.

"ENFLASYON BEKLENTİLERİ İYİLEŞİYOR"

Programı sürekli bir şekilde güçlendirme çabamız var ve devam edecek. Bütçede harcama disiplini, yatırımların daha verimli alanlara yönlendirilmesi, doğrudan doğruya bazı cari harcamaların kesilmesi, kesintiye uğratılması. Tüm bunlar aslında mali disiplini güçlendirirken dezenflasyona destek veriyor. Programın çalıştığını konuştuk ama enflasyon beklentileri geçen sene ekim ayına gidin, programın gerçek anlamda devreye girip çalışmaya başladığı dönem. O döneme göre enflasyon beklentilerinde muazzam bir iyileşme var. Önümüzdeki 12 ayda piyasaya sorduğunuz zaman enflasyon düşüşü öngörülüyor. Yüzde 33 civarına indi. Örneğin, 2 yıllık perspektifi alırsanız yüzde 22 civarına kadar indi. Fakat bunu performansla destekleyeceğiz, sürekli bir şekilde programı güçlendireceğiz.

PROGRAMI GÜÇLENDİRME MESAJI

Bu sene deprem yaralarını sararken deprem dışındaki harcamaları çok güçlü bir şekilde kontrol altına alıyoruz. Bazı kamuda tasarruf paketi açıkladık. Onu güçlü bir şekilde uygulayacağız. En önemli konu verimliliği artıracak, Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak, yapısal reformları hızlandıracağız. Dolayısıyla iki kanaldan para politikasına dezenflasyon için destek vereceğiz. Bir; bütçe disiplini üzürerinden destek vereceğiz. İki; reformları hızlandırarak verimlilik artışı üzerinden destek vereceğiz.

Dolayısıyla önümüzdeki dönemde böyle bir güçlendirme, zaten bir süreç işi. Sonuç almak da bir süreç işi. Şuna inanıyorum ki, programı güçlendirdikçe de çok daha iyi sonuçlar alacağız. Aslında başladık biz programı güçlendirmeye. Tasarruf paketini açıklamamız bunun bir ayağı. Ama daha birçok önümüzdeki dönemde programı güçlendirecek ilave adımlar atacağız. Bunlar bir kısmı kamu maliyesi ayağında, bir kısmı yapısal dönüşüm ayağında olacak. Bu program içeride ve dışarıda ciddi bir rağbet görüyor.

IMF ELEŞTİRİLERİNE YANIT

Bu program sanki Türkiye'nin öz evlatları tarafından hazırlanmamış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu program kendi öz programımızdır, kurala dayalıdır ve uluslararası normlara uygundur. Biz bu süreçte hiçbir uluslararası kuruluşla program hazırlık evresinde diyaloğa girmedik.

MALİYE POLİTİKASIYLA DEZENFLASYONA DESTEK

Geçen sene çok büyük bir deprem felaketi yaşadık, bu felaketin yaralarını sarmayı önceliklendirdik. Deprem hariç bütçede çok ciddi bir disiplin var, çok ciddi bir sıkılaşma var. Fakat deprem nedeniyle tabii ki açık büyümüş. Bunu görmemezlikten gelemeyiz. Ama bu sene çok büyük ihtimalle biz bütçe açığını hedeflediğimizin çok altında bir noktada harcama disipliniyle, harcama kesintileriyle biz geçen sene ki açığın altında bir açıkla kapatacağız. Maliye politikası ayağında dezenflasyona biz güçlü destek vermiş olacağız.

Bu program hem niteliği itibarıyla güçlü bir program hem de sonuçları itibarıyla onun için maliye politikası gereken desteği vermiyor demek, deprem konusunda gereken hassasiyeti göstermeyin demekle eş değer hale geliyor. Biz deprem konusunda geçen sene de bu sene de ne gerekiyorsa yapacağımızı söyledik. Ama deprem dışındaki alanlarda disiplin, harcama kontrolü, harcamaların verimli alanlara aktarılması bizim için olmazsa olmazdır.

"DEZENFLASYON GEÇEN YIL ELVERİŞLİ DEĞİLDİ"

Dezenflasyon programı geçen yıl için elverişli değildi. Geçen yıl büyük bir bütçe açığı ile karşı karşıyaydık. Bütçe açığı tedbir almasaydık o kadar büyüktü ki, bankacılık sektörünün bunu içeriden finansa etmesinde zorlanabilirdik. Reel sektöre kaynak akışı durmasın, krediler geri çağrılmasın yani bütün kaynaklar hazineye verilmesin noktasına gelmeyelim diye biz geçen sene tedbir aldık.

Bu nedenlerle aldığımız tedbirlerin bir kısmı enflasyonistti. KDV'yi artırdık, akaryakıtta ÖTV'yi artırdık. Çünkü deprem yaralarını sarmak için bütçe açığını kontrol altında tutmak için. Bunlar bu sene yapılmayacak. Bu sene tekrarlanmayacak.

İki tane geçici faktörden bahsediyorum. Bir, deprem etkisi. İkincisi geçen sene KDV artışı. Biz kuru serbest bırakınca kur üzerinden de enflasyonist bir baskı oluştu. Beklentiler kanalı tabii ki bozulmuştu. Bütün bunları yani deprem, kur etkisi, vergi etkisi, beklenti kanalı üzerinden bütün bunları bir arada düşündüğümüz zaman son bir yılda enflasyon tabii ki ciddi bir şekilde bu faktörler üzerinden yükselişe geçti.

"DÖVİZ ALMASAK DOLAR 30'UN ALTINA GELİRDİ"

Bu sene bu faktörlerin hiçbiri yok. Piyasadan döviz almasak 20'li rakamlara kadar, 30'un altına düşebilirdi. Lirada değer kaybı için bir sebep yok. Biz rezerv biriktirdik, rezerv pozisyonumuzu güçlendirmemiz lazım. Şu anda Türkiye çok ciddi bir fon akışı var, Türkiye'nin cari açığı düşüyor, Türk lirası çok cazip, lirada ciddi bir değer kaybı için bir sebep yok. Bu enflasyonu düşürmeyi destekleyici.

VERGİ ARTIŞI OLACAK MI?

Enflasyon beklentilerinde de şimdi eskisi kadar bir kötüleşme yok. Tam aksine iyileşme var. Bütün bunları bir arada düşünürseniz, maliye politikası, para politikası ve gelirler politikası şimdi ahenkli bir şekilde çalışıyor. Bütün bunlar dezenflasyonu destekliyor.

KDV'de herhangi bir artış öngörmüyoruz. Deprem yaralarını önemli ölçüde sarıyoruz. İnşaat maliyetler, sektöründe denge oluştu. Beklenti kanalı iyileşiyor.

ENFLASYONLA MÜCADELEDE KARARLILIK VURGUSU

Enflasyon beklentilerinde iyileşme var. Bütün bunlar dezenflasyonu destekliyor. Biz enflasyonu düşürmekte kararlıyız, gelecek sene enflasyonu 10'lu rakamlara, sonraki sene tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa geri adım atmayacağız. Maliye politikasında da para politikasında da geri adım atmayacağız.

KİRADA YÜZDE 25 ZAM SINIRI

Kirada yüzde 25 sınırının devam etmesi için bir sebep görmüyorum, çok büyük ihtimalle devam etmez. Kredi fiyatlamasına da müdahale edilmemesi gerekiyor.

"KUR HEDEFİMİZ YOK"

Türkiye'nin döviz ihtiyacı azalıyor, dış ticaret açığı azalıyor. Uzun süre negatif reel faiz vardı, bugün öyle bir şey yok. Türkiye'ye fon akışı güçlü. 

Bizim bir kur hedefimiz yok. Şu anda kura herhangi bir müdahale yok ama Merkez Bankası döviz rezervi biriktiriyor. Kurda aşırı bir değerlenmeyi de öngörmüyoruz, tüm aşırılıklar risktir.

ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ ÇALIŞMASI

OECD, çok uluslu şirketler için asgari kurumlar vergisine geçiyor. Biz de çok uluslu şirketler için asgari kurumlar vergisini getireceğiz. Benzer bir çalışmayı diğer firmalar için de yapıyoruz. Bütün firmalar için asgari bir kurumlar vergisi hususunu çalışıyoruz. Teşvik uzun döneme yayılacak, herkes bu yükü kaldırabileceği oranda taşımak durumunda. Vergide adaleti sağlamaya yönelik ciddi çaba içerisindeyiz. Arsalar ve gayrimenkuller üzerinden elde edilen gelirler üzerine de bir çalışmamız var.

NOT ARTIŞI GELİR Mİ?

Bütün kredi derecelendirme kuruluşları görünümü pozitif tutuyor. Çok büyük ihtimalle kredi notumuz yükseliş trendinde olmaya devam edecek.

SWAP KANALLARI AÇILACAK MI?

Aşırı oynaklılara zemin hazırlamak istemedik. Önümüzdeki dönemde değerlendireceğiz, başlangıçta tek yönlü olmak üzere, 1 yıl sonrasını önceliklendirerek bir adım atacağız.

GRİ LİSTE AÇIKLAMASI

FATF, "yerinde denetim yaparak Türkiye'nin çıkış sürecini başlatabilriz" dedi. Mayıs ayı başında Türkiye'ye heyet geldi. Kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede dozu en yüksek seviyeye çıkaracağız, listeden çıksak da çıkmasak da. Her halükarda bu listeden çıkarız, zamanlaması konusunda umarım siyasi mülahazalar devreye girmez.

NTV’yi sosyal medyadan takip edin

Twitter Facebook
  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Ekonomi
  • Hazine Ve Maliye Bakanı
  • Hazine Ve Maliye Bakanlığı
  • Mehmet Şimşek

Sayfa Yükleniyor...