Hitler’in ‘ari ırk’ projesi iki ayaklıydı. İlk olarak Yahudiler, Çingeneler ve engelliler gibi istenmeyen grupların ‘temizlenmesi’ gerekiyordu. Bu nedenle 2. Dünya Savaşı boyunca yoğun soykırım kampanyaları düzenlendi. Ari ırk projesinin ikinci ayağını ise ‘istenen’ niteliklere sahip bir ırk yaratılamsı oluşturuyordu.
Bu nedenle, Hitler hiç çocuk sahibi olmasa da en yakınları ve takipçileri çok çocuklu aileler kurdular. Peki önde gelen Nazi liderlerinin çocuklarının başına neler geldi?
Hitler’in en sadık takipçilerinden biri, 1924 yılında Nazi olan Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’di. Nazi propaganda makinasının yaratıcısı Goebbels altı çocuklu bir aile babasıydı.
Goebbels ailesinin sonu en trajik öykülerden biri oldu. 1 Mayıs 1945’te Sovyet Ordusu Berlin içlerinde ilerlerken, Goebbels ve karısı, Hitler’in sığınağında önce altı çocuğunu siyanürle zehirledi, sonra da aynı şekilde intihar etti. Resimde Joseph ve Magda Goebbels, altı çocuğu ve Magda Goebels’in ilk evliliğinden olan oğlu Harold Quandt ile birlikte yer alıyor.
Hitler’in yanında görülen küçük kız, Goebbels’in çocuklarında biri olan Helga. Helga, anne-babası tarafından öldürüldüğünde 12 yaşındaydı.
Magda Goebbels’in ilk evliliğini yaptığı sanayici Günther Quandt’tan, Harald adında bir oğlu daha vardı. Resimde Hitler’le el sıkışırken görülen Harald, savaşın sonunu müttefik kuvvetlerin hapishanesinde gördü.
Harald, savaş sonrasında öz babasının izinden gitti. 1967’de bir uçak kazasında yaşamını yitirdiğinde, BMW’nin ortaklarından ve ülkenin en önde gelen sanayicilerinden biriydi.
Hitleri’n en çok güvendiği isimlerden bir olan genel sekreteri Martin Bormann’ın 10 çocuğu vardı. Bormann’ın sonu uzun bir süre gizem olarak kaldı ve savaş sonunda cesedine ulaşılamadı. 1972 yılında ise bir inşaat kazısı sırasında ona ait olduğuna inanılan bir ceset bulundu. Martin Bormann’ın Sovyet işgali sırasında intihar ettiği düşünülüyor.
Resimde görülen erkek çocuk, Martin Bormann Jr... Aynı zamanda Hitler’in vaftiz oğlu olan Martin Bormann Jr’ın yaşamına babası ve Naziler’in yaptıkları ile yüzleşme çabaları damga vurdu. Savaş sonrasında Katolik papazı olan Martin Bormann Jr. bir süre Kongo’da misyonerlik yaptı. Daha sonra, Auschwitz’e Yahudil ziyaretçileri götüren bir gruba katıldı.
Halen hayatta olan Bormann Jr, babasının Nürnberg Mahkemesi’nde gıyabında mahkum edildiğini öğrendiği zaman yıkıldığını ancak yaptıklarını reddetmediğini söylüyor.
6 milyondan fazla Yahudi ile onbinlerce Çingene, eşcinsel ve diğer ‘istenmeyen’ grupların yok edildiği toplama kamplarının ve bunun altyapısını hazırlayan ‘Nihayi Çözüm’ ideolojisinin mimarı olan Heinrich Himmler savaş sonunda müttefik kuvvetler tarafından yakalandı.
Himmler’in kızı Gudrun Burwitz, babasının izinden gitti. Resimde küçük bir kızken görülen Burwitz, Sessiz Yardım adında, eski Naziler’e yardım eden bir hayır kurumunu yönetti. Gudrun Burwitz halen yaşıyor.
Adolf Eichmann, toplama kamplarının mimarlarından biri olarak biliniyor. Savaş sonrasında Arjantin’e kaçan Eichmann, 1960’da Mossad’ın bir operasyonu ile yakalandı ve İsrail’de yapılan yargılamadan sonra 1962’de asılarak idam edildi.
Eichmann yakalandığında, en küçük çocuğu olan Ricardo 5 yaşındaydı. Bugün, Ortadoğu arkeolojisi profesörü olan Ricardo Eichmann, idam cezasına karşı olsa da babasının yaptıkları sonrasında idam edilmesinin normal olduğunu düşünüyor.
Küçük oğlu babasını kınasa da Adolf Eichmann’ın en büyük oğlu olan Horst tövbekar bir Nazi olmadı. Horst, 1961 yılında Arjantin’de evlendi. Davetiyede babası ‘emekli albay’ olarak yazılıydı.
Nazi hiyeralşisinin üç numaralı ismi olan Rudolf Hess, tek başına bir barış anlaşması yapmak için gizlice İngiltere’ye gitmek isterken, uçağının düşmesi sonucu İskoçya’da yakalandı. Savaş sonrasında Berlin’de bir hapishaneye konan Hess, 1987 yılında 93 yaşında ölene kadar bu hapishanede kaldı.
Resimde babasının kucağında görülen Rudolf Hess’in tek oğlu olan Wolf Rudiger Hess, hayatının sonuna kadar Nazi ideolojisine bağlı olarak yaşadı ve 2001 yılında öldü.
Babası hakkında iki kitap yazan Rudiger Hess, Naziler’in çocukları hakkında hazırlanan bir kitap için kendisine yapılan söyleşi teklifini, babasının Adolf Eichmann ve Josef Mengele gibi isimlerle yan yana koyulmasını kabul edemeyeceğini söyleyerek reddetti. Ancak bunun altında yatan neden kendisinin Nazi ideolojisini reddetmesi değildi. Rudiger Hess’e göre böyle bir kitapta ancak babası gibi yüksek dereceli subaylar yer alabilirdi, Eichmann ve Mengele diğerleri gibi alt dereceliler değil.
Resimde Hitlerin yanında yürüyen kişi, Alman Hava Kuvvetleri Luftwaffe’nin başındaki isim olan Herman Goering... Hitler’in en güvendiği kişilerden biri olan Goering, savaş sonrasında yakalandı. Nurenburg Mahkemesi’ne çıkarılan Goering, mahkeme sonlanmadan hücresinde intihar etti.
Goering’in tek çocuğu, kızı Edda’ydı. Fotoğrafta babası ile birlikte görülen küçük Edda, annesi Emmy ile bilikte savaşın sonunu görebildi. Emmy Goering, 1973’te hayatını kaybetti. Edda ise halen hayatta ve büyük olaslıkla Güney Afrika’da yaşıyor.
Edda’nın vaftiz babası Hitler’di.
1934 yılından savaşın sonuna kadar 3. Reich’ın bakanlarından biri olan Hans Frank, 1940’da işgal edilen Polonya’ya genel vali olarak atandı. Savaş sonrasında yakalanan ve Nurenberg’de yargılanan Frank, Polonya’da yaptıklarından dolayı suçlu bulundu ve 1946’da idam edildi.
Hans Frank’ın beş çocuğunun en küçüğü olan Niklas Frank, Nazi dönemi hakkında en çok konuşan Nazi çocuklarından biri. Nazileri, yazdığı ‘Reich’ın Gölgesinde’ adındaki kitapı ile eleştiren Niklas Frank halen hayatta.
