Eşinin kendisine ve ailesine karşı saygısız davrandığını, toplum içinde küçük düşürdüğünü ve sebepsiz yere kavgalar çıkardığını ileri süren H.Ş., boşanma kararı aldı.
İddiaları inkar eden davalı kadın N.Ş., evlenmeden önce kocasının sıradan bir terzi olduğunu, evlendikten sonra ailesinden kalan yüklü miktardaki mirası kullanarak tekstil fabrikaları açtığını, sonrasında ise başka bir kadınla yaşamaya başladığını iddia etti ve 5 bin TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 300 bin lira tazminat istedi.
Aile Mahkemesi, davanın reddine karar verdi, Yargıtay kararı bozdu. Mahkemenin ilk kararında direnmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gitti. Mahkeme kararının bozulmasına karar veren Kurul, emsal nitelikte bir karara imza attı.
Kurul, kadının tırnağı ile kocasının yüzünü yaralamasını kusurlu bulurken, "Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışıyla ağır kusurlu davacı karşısında, eşiyle kavga eden ve kavga esnasında tırnağı ile eşinin yüzünü yaralayan davalı kadın az da olsa kusurludur" ifadelerine yer verdi ve tarafların birlikte yaşamalarının mümkün olmadığına karar verdi.