Doğada radyoaktif bir madde olarak ortaya çıkan polonyumun 210 numaralı izotopu her tütünde var. Günde 1-2 paket sigara içen birinin akciğerlerine çektiği dumanla polonyumun saçtığı ışınlardan aldığı radyasyon dozu, her gün bir akciğer filmi çektirmeye eşdeğer. Sigara endüstrisi tütündeki radyoaktif polonyumu önleyecek basit yöntemler bulmasına rağmen son elli yıl boyunca bu konuda harekete geçmemiş. Durum bugünlerde değişiyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre her yıl 3 milyon kişi akciğer kanserinden yaşamını yitiriyor. Ölümlerin yüzde 90’ı tütün dumanının zararlı etkileri yüzünden gerçekleşiyor. Polonyum, dumandan elenebilirse binlerce ölüm önlenebilir. Ancak bunun için sigara üreticilerine iş düşüyor.
Atom çekirdeğindeki bozunum sırasında radyasyon (alfa, beta ve gama ışınları) yayan kararsız maddelere radyoaktif maddeler diyoruz. Her çeşit toprakta kilogram başına ortalama 500 Becquerel (Bq) düzeyinde doğal radyoaktif madde bulunuyor. En önemlileri potasyum-40 ve uranyum-238’den türeyen radyum-226 ve toryum-232 radyoizotopları.
Polonyum doğada kararlı bir izotop olarak bulunmuyor. Uranyum-238’in bozunma ürünlerinden türeyen polonyumun 28 izotopu var (izotop: nötron sayısı farklı atom çekirdekleri). Bunların tümü radyoaktif. Toprakta doğal olarak bulunan uranyum, fosfatlı kayaçlardan yapılan gübrelerde çok daha fazla miktarda bulunuyor. Tütün bitkisi gübrelendiğinde, uranyum toprakta zenginleşiyor. Uranyum-238’den ardı ardına doğal bozunumla önce radon-222 (gaz), ondan da bir dizi ara ürün türüyor ve sonunda 22,3 yıl yarılanma süreli kurşun-210 oluşuyor. Kurşun-210’dan, önce bizmut-210 (Bi-210) ve bundan da 138,4 gün yarılanma süreli polonyum-210 (Po-210) oluşuyor.
ALFA IŞINLARI KANSER YAPIYOR
Topraktaki kurşun-210 kökler yoluyla yapraklara ulaşıyor. Havadaki radon gazından türeyen kurşun-210 da kuru serpinti ya da yağışlarla yapraktaki binlerce tüycüğe tutunuyor. Kurşun-210 böylece hem tütün yaprağının içinden hem de dışından sürekli polonyum-210 üretiyor. Tütündeki Po-210, sigara dumanının solunmasıyla akciğerlere ulaşıyor. Po-210, alfa ışınları yayıyor. İki proton ve iki nötrondan oluşan helyum atomunun çekirdekleri olan alfalar, akciğerlerin bronşlarında tutularak hücre yapısını bozuyor. Kinetik enerjilerini hücrelerdeki atom ve moleküllere aktaran alfalar, akciğerlerde benekler oluşturarak kansere yol açıyor.
Maden işçilerinin radon gazından oluşan düşük radyasyon dozunun etkisiyle zamanla kansere yakalanmasında olduğu gibi, tek tek sigara içmekle akciğerlerde oluşan düşük Po-210 radyasyon dozu da sigara tiryakilerinde kansere neden oluyor. Po-210’un kansere bağlı tüm ölümlerdeki payının yüzde iki kadar olduğu, sadece ABD’de her yıl binlerce ölüme yol açtığı hesaplanıyor. Bazı araştırmacılar, günde iki paket sigara içmekle vücuda alınan Po-210 radyoaktivitesi sonucu akciğerlerde oluşabilecek radyasyon dozunun, tüm doğal radyasyon kaynaklarından alınan doza oranla en az yedi kat daha çok olabileceğini ileri sürüyor.
ABD Tarım Bakanlığı’nın yaptırdığı bir araştırmada ticari süper fosfatlı gübre, saf kalsiyum fosfatlı gübreyle karşılaştırılıyor. Araştırma sonucuna göre, ticari fosfatlı gübre kalsiyumludan 13 kat fazla radyum-226 içeriyor ve bunun sonucu olarak tütün yapraklarında yedi kat daha fazla polonyum birikiyor.
50 YILDIR ÇÖZÜMÜ BİLİYORLAR
Bu noktaya dek aktarılan bilgiler, son 40-50 yıldır yapılan araştırmalara dayanıyor ve bilim dünyasınca iyice biliniyor.
Yeni açıklanan bir araştırma, gerek bilim çevrelerince gerekse kamuoyunca bugüne dek hiç bilinmeyen bulgular içeriyor. Stanford Üniversitesi’nden Brianna Rego doktora çalışması sırasında, sigara üreticilerinin dosyalarını inceliyor ve ilgi çekici bazı bilgilere ulaşıyor.
Brianna Rego, sigara üreticilerinin son 50 yıldır bu konuda kendi bilimcilerine ayrıntılı araştırmalar yaptırdıklarını ve basit önlemlerle tütünden polonyumu temizlemenin yol ve yöntemlerini bulduklarını ortaya çıkarıyor. Ancak bu tür önlemlerin endüstriye ticari bir getirisi olmadığı için buluşlar ve çözümler hiçbir bilimsel dergide yayımlanmamış ve kamuoyundan gizlenmiş. Sonuçta, tütündeki Po-210 miktarı 50 yıl önce ne kadarsa bu gün de o kadar.
Son birkaç yıldır durum değişiyor. ABD’de “Aileleri Sigaradan Koruma” yasasının Haziran 2009’da başkan Obama’nın imzasıyla yürürlüğe girmesiyle ‘uyuyan sigara endüstri devi’ uyandırılıyor. ABD Kanser Derneği bu yasaya dayanarak sigara üreticilerinden sigaradaki zehirli maddelerle ilgili gizledikleri bilgileri açıklamasını istiyor. Sigaradan elenmesi zor olan karbon monoksit gibi kimyasalların tersine, tek bir izotop olan Po-210’un kolayca elenebileceği özellikle vurgulanıyor.
Sigara üreticilerinin yaptırdığı araştırmalara göre Po-210’un tütünden arındırılmasıyla ilgili yöntemlerden önemlileri (birkaç yöntem birlikte de uygulanabilir):
- Tütüne bazı kimyasallar ekleyerek Po-210’un külde kalmasını, dumana karışmamasını sağlamak
- Uranyumu daha az olan gübreler kullanmak
- Tütün yapraklarını harmandan sonra yıkamak
- Polonyumu iyon değiştiricilerle elemek
- Tütün bitkisini genetik olarak değiştirmek, yaprakları tüysüzleştirip kayganlaştırmak ve böylece kurşun- 210’un tüycüklere tutunarak Po-210 üretmesini engellemek
ABD’de yapılan bu araştırmadan çıkan sonuçlar göz önüne alınarak Türkiye’de de benzer yasa ve yönetmeliklerin çıkarılması, Türkiye’deki sigara üreticilerinin gerekli önlemleri alması toplum sağlığını korumak yönünden önemli.
Kaynaklar:
Brianna R., “Radioactive Smoke”, Scientific American, Ocak 2011.
Atakan Y., “Tütündeki Radyoaktivite”, Bilim ve Teknik, Haziran 2006.
Bu yazı NTVBLM dergisinin Mart 2011 sayısından alınmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre her yıl 3 milyon kişi akciğer kanserinden yaşamını yitiriyor. Ölümlerin yüzde 90’ı tütün dumanının zararlı etkileri yüzünden gerçekleşiyor. Polonyum, dumandan elenebilirse binlerce ölüm önlenebilir. Ancak bunun için sigara üreticilerine iş düşüyor.
Atom çekirdeğindeki bozunum sırasında radyasyon (alfa, beta ve gama ışınları) yayan kararsız maddelere radyoaktif maddeler diyoruz. Her çeşit toprakta kilogram başına ortalama 500 Becquerel (Bq) düzeyinde doğal radyoaktif madde bulunuyor. En önemlileri potasyum-40 ve uranyum-238’den türeyen radyum-226 ve toryum-232 radyoizotopları.
Polonyum doğada kararlı bir izotop olarak bulunmuyor. Uranyum-238’in bozunma ürünlerinden türeyen polonyumun 28 izotopu var (izotop: nötron sayısı farklı atom çekirdekleri). Bunların tümü radyoaktif. Toprakta doğal olarak bulunan uranyum, fosfatlı kayaçlardan yapılan gübrelerde çok daha fazla miktarda bulunuyor. Tütün bitkisi gübrelendiğinde, uranyum toprakta zenginleşiyor. Uranyum-238’den ardı ardına doğal bozunumla önce radon-222 (gaz), ondan da bir dizi ara ürün türüyor ve sonunda 22,3 yıl yarılanma süreli kurşun-210 oluşuyor. Kurşun-210’dan, önce bizmut-210 (Bi-210) ve bundan da 138,4 gün yarılanma süreli polonyum-210 (Po-210) oluşuyor.
ALFA IŞINLARI KANSER YAPIYOR
Topraktaki kurşun-210 kökler yoluyla yapraklara ulaşıyor. Havadaki radon gazından türeyen kurşun-210 da kuru serpinti ya da yağışlarla yapraktaki binlerce tüycüğe tutunuyor. Kurşun-210 böylece hem tütün yaprağının içinden hem de dışından sürekli polonyum-210 üretiyor. Tütündeki Po-210, sigara dumanının solunmasıyla akciğerlere ulaşıyor. Po-210, alfa ışınları yayıyor. İki proton ve iki nötrondan oluşan helyum atomunun çekirdekleri olan alfalar, akciğerlerin bronşlarında tutularak hücre yapısını bozuyor. Kinetik enerjilerini hücrelerdeki atom ve moleküllere aktaran alfalar, akciğerlerde benekler oluşturarak kansere yol açıyor.
Maden işçilerinin radon gazından oluşan düşük radyasyon dozunun etkisiyle zamanla kansere yakalanmasında olduğu gibi, tek tek sigara içmekle akciğerlerde oluşan düşük Po-210 radyasyon dozu da sigara tiryakilerinde kansere neden oluyor. Po-210’un kansere bağlı tüm ölümlerdeki payının yüzde iki kadar olduğu, sadece ABD’de her yıl binlerce ölüme yol açtığı hesaplanıyor. Bazı araştırmacılar, günde iki paket sigara içmekle vücuda alınan Po-210 radyoaktivitesi sonucu akciğerlerde oluşabilecek radyasyon dozunun, tüm doğal radyasyon kaynaklarından alınan doza oranla en az yedi kat daha çok olabileceğini ileri sürüyor.
ABD Tarım Bakanlığı’nın yaptırdığı bir araştırmada ticari süper fosfatlı gübre, saf kalsiyum fosfatlı gübreyle karşılaştırılıyor. Araştırma sonucuna göre, ticari fosfatlı gübre kalsiyumludan 13 kat fazla radyum-226 içeriyor ve bunun sonucu olarak tütün yapraklarında yedi kat daha fazla polonyum birikiyor.
50 YILDIR ÇÖZÜMÜ BİLİYORLAR
Bu noktaya dek aktarılan bilgiler, son 40-50 yıldır yapılan araştırmalara dayanıyor ve bilim dünyasınca iyice biliniyor.
Yeni açıklanan bir araştırma, gerek bilim çevrelerince gerekse kamuoyunca bugüne dek hiç bilinmeyen bulgular içeriyor. Stanford Üniversitesi’nden Brianna Rego doktora çalışması sırasında, sigara üreticilerinin dosyalarını inceliyor ve ilgi çekici bazı bilgilere ulaşıyor.
Brianna Rego, sigara üreticilerinin son 50 yıldır bu konuda kendi bilimcilerine ayrıntılı araştırmalar yaptırdıklarını ve basit önlemlerle tütünden polonyumu temizlemenin yol ve yöntemlerini bulduklarını ortaya çıkarıyor. Ancak bu tür önlemlerin endüstriye ticari bir getirisi olmadığı için buluşlar ve çözümler hiçbir bilimsel dergide yayımlanmamış ve kamuoyundan gizlenmiş. Sonuçta, tütündeki Po-210 miktarı 50 yıl önce ne kadarsa bu gün de o kadar.
Son birkaç yıldır durum değişiyor. ABD’de “Aileleri Sigaradan Koruma” yasasının Haziran 2009’da başkan Obama’nın imzasıyla yürürlüğe girmesiyle ‘uyuyan sigara endüstri devi’ uyandırılıyor. ABD Kanser Derneği bu yasaya dayanarak sigara üreticilerinden sigaradaki zehirli maddelerle ilgili gizledikleri bilgileri açıklamasını istiyor. Sigaradan elenmesi zor olan karbon monoksit gibi kimyasalların tersine, tek bir izotop olan Po-210’un kolayca elenebileceği özellikle vurgulanıyor.
Sigara üreticilerinin yaptırdığı araştırmalara göre Po-210’un tütünden arındırılmasıyla ilgili yöntemlerden önemlileri (birkaç yöntem birlikte de uygulanabilir):
- Tütüne bazı kimyasallar ekleyerek Po-210’un külde kalmasını, dumana karışmamasını sağlamak
- Uranyumu daha az olan gübreler kullanmak
- Tütün yapraklarını harmandan sonra yıkamak
- Polonyumu iyon değiştiricilerle elemek
- Tütün bitkisini genetik olarak değiştirmek, yaprakları tüysüzleştirip kayganlaştırmak ve böylece kurşun- 210’un tüycüklere tutunarak Po-210 üretmesini engellemek
ABD’de yapılan bu araştırmadan çıkan sonuçlar göz önüne alınarak Türkiye’de de benzer yasa ve yönetmeliklerin çıkarılması, Türkiye’deki sigara üreticilerinin gerekli önlemleri alması toplum sağlığını korumak yönünden önemli.
Kaynaklar:
Brianna R., “Radioactive Smoke”, Scientific American, Ocak 2011.
Atakan Y., “Tütündeki Radyoaktivite”, Bilim ve Teknik, Haziran 2006.
Bu yazı NTVBLM dergisinin Mart 2011 sayısından alınmıştır.