Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ile aralarında yeni seçilenlerin de bulunduğu bazı Yargıtay üyeleri, Yargıtayın kuruluşunun 143. yıl dönümü dolayısıyla cübbelerini giyerek Anitkabir’deki alanında toplandı.
Atatürk'ün mozolesine çelenk konulmasının ardından Misak-ı Milli Kulesi'ne geçildi.
Yargıtay Başkanı Gerçeker, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı
''Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Türk yargısının öncü kurumu Yargıtayın 143. kuruluş yıl dönümünde huzurlarındayız. Sizin gibi bir büyük insanın, büyük liderin çıktığı bir toplumun mensubu olmaktan onurlanmakta ve büyük gurur duymaktayız. Size layık olmak için dün olduğu gibi bugün de yarın da tüm gücümüzle çaba sarf edeceğiz. Gösterdiğiniz aydınlık yolda yürümeye devam edeceğiz. En derin sevgi, saygı ve şükran duygularımızı sunarız.''
Anıtkabir ziyaretinin ardından tören düzenlendi.
GERÇEKER: ATATÜRK'ÜN YOLUNDA YÜRÜYECEĞİZ
Törende konuşan Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, kuruluş yıl dönümünün ilk defa kutlandığını belirterek, kurumun tarihçesini anlattı.
Yargıtayın 6 Mart 1868'den bu yana Türk milleti adına yargılama yapmanın ve ülkesine hizmet etmenin gururunu yaşadığını dile getiren Gerçeker, Yargıtayda görev yapan ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
''Divan-ı Ahkam-ı Adliye'' adıyla İstanbul'da kurulan Yargıtayın Sivas ve Eskişehir'de hizmet verdikten sonra 1935 yılında Ankara'daki mevcut yerine taşındığını anlatan Gerçeker, şöyle konuştu:
''Yargıtay, kuruluşundan itibaren 143 yıldır milletimizin hizmetindedir ve adalet dağıtmaktadır. Adaletin, yargı bağımsızlığının, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmanın en büyük güvencelerinden biri olarak dün olduğu gibi bugün de, yarın da bugünlere gelmemizi borçlu olduğumuz büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı aydınlık yolda, gösterdiği ilkeler doğrultusunda çağdaş hukuk sistemini güçlendirme yolunda çalışmalarına devam edecektir. Böylece temel hak ve özgürlüklere dayalı Cumhuriyet ve demokrasi sistemimiz büyük kazanımlar sağlayacaktır. Gelecek günlerin ülkemize barış, kardeşlik, karşılıksız sevgi, saygı ve anlayış ortamında daha fazla mutluluk getirmesi dileğiyle tüm yargı mensuplarını kutluyorum.''
COŞAR: SAVUNMA HAKKINA SAYGI GÖSTERİLMELİ
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Vedat Ahsen Coşar da törende yaptığı konuşmada, Yargıtayın kuruluş gününün ilk kez bugün Yargıtay ile Türkiye Barolar Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen bir etkinlikle kutlandığını, bu kutlamanın geleneksel hale gelmesi gerektiğini söyledi.
Savunmanın, sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası gereğince adil yargılanma hakkı ile hak arama özgürlüğünün vazgeçilmez bir unsuru değil, aynı zamanda yargılama faaliyetini demokratikleştiren de bir unsur olduğunu vurgulayan Coşar, ''O nedenle savunma hakkına saygı ve özen gösterilmeden yapılan her türlü yargılama demokratik olmadığı gibi adil de değildir'' diye konuştu.
Barolar Birliğinin 4 Temmuz 1970 tarihli bildirisindeki ''ceza davaları ve tutukluluğun makul süreyi aşmaması gerektiğine'' ilişkin değerlendirmeyi okuyan Coşar, aradan geçen 41 yıl içinde bildiriye konu hususların değişmemiş olması ve bugün hala bunların sorun olarak yaşanmasının üzüntü verici olduğunu ifade etti.
‘ÖNCE HUKUK, SADECE HUKUK’
TBB Başkanı Coşar, şunları söyledi:
''Koruma Tedbirleri, bu tedbirler kapsamında bulunan 'arama, el koyma, tutuklama, iletişimin dinlenmesi' gibi pozitif hukukun öngördüğü araçlar, hukuk güvenliği, kişi güvenliği, özel hayatın gizliliği, adil yargılanma ilkesi gibi temel nitelikteki kişisel hak ve özgürlükler üzerinde son derece etkili olan araçlardır.
O nedenle koruma amaçlı olan bu araçların kullanılmasında, 'lekelenmeme hakkına', aşırılığa kaçılıp kaçılmadığını esas alan 'oranlılık ilkesine', 'insan onurunun dokunulmazlığı ilkesine' saygılı olunması gerekir. Bu araçların kullanılmasında ayrıca, hazırlık, soruşturma aşamasında yürütülen eylem ve işlemlerde hukuk devletinin öngördüğü sınırlar içinde kalınıp kalınmadığını, yürütülen işlemlerin yasal ve ahlaki bir temele oturmasını öngören 'dürüst işlem ilkesine' uyulması gerekir.
Aksine uygulama, devletin hukuk devleti olma niteliğini ciddi biçimde tartışılır duruma getirir. Bu konuda en büyük görev, hukuka en fazla saygı duyması gereken, hukuk devletini herkesten daha çok savunması gereken biz hukukçulara düşmektedir. Onun için hukukçular olarak ilkemiz, 'önce hukuk sadece hukuk' olmalıdır.''
Konuşmaların ardından ''Koruma Tedbirleri'' konulu sempozyum düzenlendi.
Törene, Yargıtaya yeni seçilen üyeler de katıldı.
Atatürk'ün mozolesine çelenk konulmasının ardından Misak-ı Milli Kulesi'ne geçildi.
Yargıtay Başkanı Gerçeker, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı
''Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Türk yargısının öncü kurumu Yargıtayın 143. kuruluş yıl dönümünde huzurlarındayız. Sizin gibi bir büyük insanın, büyük liderin çıktığı bir toplumun mensubu olmaktan onurlanmakta ve büyük gurur duymaktayız. Size layık olmak için dün olduğu gibi bugün de yarın da tüm gücümüzle çaba sarf edeceğiz. Gösterdiğiniz aydınlık yolda yürümeye devam edeceğiz. En derin sevgi, saygı ve şükran duygularımızı sunarız.''
Anıtkabir ziyaretinin ardından tören düzenlendi.
GERÇEKER: ATATÜRK'ÜN YOLUNDA YÜRÜYECEĞİZ
Törende konuşan Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, kuruluş yıl dönümünün ilk defa kutlandığını belirterek, kurumun tarihçesini anlattı.
Yargıtayın 6 Mart 1868'den bu yana Türk milleti adına yargılama yapmanın ve ülkesine hizmet etmenin gururunu yaşadığını dile getiren Gerçeker, Yargıtayda görev yapan ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
''Divan-ı Ahkam-ı Adliye'' adıyla İstanbul'da kurulan Yargıtayın Sivas ve Eskişehir'de hizmet verdikten sonra 1935 yılında Ankara'daki mevcut yerine taşındığını anlatan Gerçeker, şöyle konuştu:
''Yargıtay, kuruluşundan itibaren 143 yıldır milletimizin hizmetindedir ve adalet dağıtmaktadır. Adaletin, yargı bağımsızlığının, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmanın en büyük güvencelerinden biri olarak dün olduğu gibi bugün de, yarın da bugünlere gelmemizi borçlu olduğumuz büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı aydınlık yolda, gösterdiği ilkeler doğrultusunda çağdaş hukuk sistemini güçlendirme yolunda çalışmalarına devam edecektir. Böylece temel hak ve özgürlüklere dayalı Cumhuriyet ve demokrasi sistemimiz büyük kazanımlar sağlayacaktır. Gelecek günlerin ülkemize barış, kardeşlik, karşılıksız sevgi, saygı ve anlayış ortamında daha fazla mutluluk getirmesi dileğiyle tüm yargı mensuplarını kutluyorum.''
COŞAR: SAVUNMA HAKKINA SAYGI GÖSTERİLMELİ
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Vedat Ahsen Coşar da törende yaptığı konuşmada, Yargıtayın kuruluş gününün ilk kez bugün Yargıtay ile Türkiye Barolar Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen bir etkinlikle kutlandığını, bu kutlamanın geleneksel hale gelmesi gerektiğini söyledi.
Savunmanın, sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası gereğince adil yargılanma hakkı ile hak arama özgürlüğünün vazgeçilmez bir unsuru değil, aynı zamanda yargılama faaliyetini demokratikleştiren de bir unsur olduğunu vurgulayan Coşar, ''O nedenle savunma hakkına saygı ve özen gösterilmeden yapılan her türlü yargılama demokratik olmadığı gibi adil de değildir'' diye konuştu.
Barolar Birliğinin 4 Temmuz 1970 tarihli bildirisindeki ''ceza davaları ve tutukluluğun makul süreyi aşmaması gerektiğine'' ilişkin değerlendirmeyi okuyan Coşar, aradan geçen 41 yıl içinde bildiriye konu hususların değişmemiş olması ve bugün hala bunların sorun olarak yaşanmasının üzüntü verici olduğunu ifade etti.
‘ÖNCE HUKUK, SADECE HUKUK’
TBB Başkanı Coşar, şunları söyledi:
''Koruma Tedbirleri, bu tedbirler kapsamında bulunan 'arama, el koyma, tutuklama, iletişimin dinlenmesi' gibi pozitif hukukun öngördüğü araçlar, hukuk güvenliği, kişi güvenliği, özel hayatın gizliliği, adil yargılanma ilkesi gibi temel nitelikteki kişisel hak ve özgürlükler üzerinde son derece etkili olan araçlardır.
O nedenle koruma amaçlı olan bu araçların kullanılmasında, 'lekelenmeme hakkına', aşırılığa kaçılıp kaçılmadığını esas alan 'oranlılık ilkesine', 'insan onurunun dokunulmazlığı ilkesine' saygılı olunması gerekir. Bu araçların kullanılmasında ayrıca, hazırlık, soruşturma aşamasında yürütülen eylem ve işlemlerde hukuk devletinin öngördüğü sınırlar içinde kalınıp kalınmadığını, yürütülen işlemlerin yasal ve ahlaki bir temele oturmasını öngören 'dürüst işlem ilkesine' uyulması gerekir.
Aksine uygulama, devletin hukuk devleti olma niteliğini ciddi biçimde tartışılır duruma getirir. Bu konuda en büyük görev, hukuka en fazla saygı duyması gereken, hukuk devletini herkesten daha çok savunması gereken biz hukukçulara düşmektedir. Onun için hukukçular olarak ilkemiz, 'önce hukuk sadece hukuk' olmalıdır.''
Konuşmaların ardından ''Koruma Tedbirleri'' konulu sempozyum düzenlendi.
Törene, Yargıtaya yeni seçilen üyeler de katıldı.