DHA’nın sorularını yanıtlayan PKK'da uzun süre elebaşılık yapan isimler arasında bulunan, örgütün Türkiye'ye karşı düzenlenen birçok eyleminde yer alan Osman Öcalan Kurban Bayramı’ndan sonra veya ilerki süreçte Türkiye’ye dönmek istediğini ancak devlet yetkililerinden henüz kimsenin kendisiyle bu konuda görüşmediğini söyledi.
Öcalan, “Ne zaman ve nasıl döneceğimizle ilgili ne hükümetle ne direkt ne de dolaylı temasımız henüz olmadı. Basında benim dönüşümle ilgili çıkan haberler doğru değil. Bu söylentiler olsa olsa hükümetin düşündükleridir.
Benim dönüşüm bir sorun yaratmaz. Ancak, hukuki ve siyasi zeminin hazırlanması lazım. Her şeyden önce örgüt yöneticiliği yapmışız. Bu büyük bir sorun. 2004'te örgütten ayrılsak da bu sorumluluk Türkiye yasalarına göre suçtur. Yargılanmayı ve cezayı gerektirir. Bu durum netleşmeden gelemem” dedi.
Öcalan dönme isteğinin arkasında yatan sebep içinse siyaseti gösterdi. Osman Öcalan, "Eğer bireysel yaşamı ön planda tutarsak biz buradaki durumumuzdan memnunuz. Ben bireysel yaşam için değil siyaset yapmak için gelmek istiyorum. Türkiye bize siyaset yapma hakkı tanıyacak mı? Seçme- seçilme hakkımız olacak mı? Bunun netleşmesi lazım.
Bu durumlar netleşirse bugün- yarın gelirim. Ancak bizim acelemiz var. Biz bu sürece katkıda bulunmak istiyoruz. Cumhurbaşkanı, Başbakan zorlu bir süreç yürütüyor. Kürt sorununun çözümünü isteyen herkesinde bu sürece katkı sunması lazım. Süreç hızla sürdürülmeli. Bu tarihi fırsatlar kolay kolay bir daha gelmez” diyerek sözlerini sürdürdü.
Hükümetin yürüttüğü demokratik açılım sürecini yetersiz bulan Osman Öcalan, “Nereden başlamalı sorusuna tam cevap verilmiş değil. Hükümlet diyor ki PKK olmaz, onun yansıması olan DTP de olmaz. Peki PKK tasfiye olursa, DTP muhatap alınmazsa Kürtler'i kim temsil edecek? Kürtler hangi siyasi güce dayanacaklar? AK Parti’nin Kürtler içinde temsiliyeti varsa bile direkt Kürtler'in temsilcisi değildir.
Tabanı varma Kürtler'i temsilde yetersizdir. Özellikle ulusal bilince ulaşmış, politize olmuş Kürtler arasında kabul görmüyor. Ne içeride, ne de dışarda AK Parti Kürtler'in temsilcisi konumunda değildir. AK Parti’nin Kürtler'in içinde taban bulmasının nedeni dini eğilimdir. Kürtler'i temsil edecek yeni sivil Kürt haraketine ihtiyaç var. Bu haraket ortaya çıkarsa sorun daha rahat bir şekilde çözülür. Biz bu rölü üstlenebiliriz. Geldiğimde demokrat bir çizgide bir sivil Kürt hareketi yaratmak istiyorum. Sürece en büyük katkıda bu olur” diyerek kendi çözümünü anlattı.
Kendisinin gelmesi halinde kendisini binlerce kişinin takip edeceğini ve peşinden Türkiye'ye döneceğini iddia eden Öcalan, “Ben dağdan indiğimde 2 bin 500 kişi PKK'dan ayrılarak dağdan indi ve peşimden geldi. Ben koşullar oluşturulduktan sonra Türkiye'ye dönersem yine peşimden binlerce kişi gelir. Gelişimiz her bakımdan ılımlı sonuçlar doğrucaktır. En az PKK ve DTP kadar tabanda etki yapar. Çok önemli rol oynayabilirim. Bizim bu sorunun çözümü için acelemiz var” dedi.
Öcalan, “Ne zaman ve nasıl döneceğimizle ilgili ne hükümetle ne direkt ne de dolaylı temasımız henüz olmadı. Basında benim dönüşümle ilgili çıkan haberler doğru değil. Bu söylentiler olsa olsa hükümetin düşündükleridir.
Benim dönüşüm bir sorun yaratmaz. Ancak, hukuki ve siyasi zeminin hazırlanması lazım. Her şeyden önce örgüt yöneticiliği yapmışız. Bu büyük bir sorun. 2004'te örgütten ayrılsak da bu sorumluluk Türkiye yasalarına göre suçtur. Yargılanmayı ve cezayı gerektirir. Bu durum netleşmeden gelemem” dedi.
Öcalan dönme isteğinin arkasında yatan sebep içinse siyaseti gösterdi. Osman Öcalan, "Eğer bireysel yaşamı ön planda tutarsak biz buradaki durumumuzdan memnunuz. Ben bireysel yaşam için değil siyaset yapmak için gelmek istiyorum. Türkiye bize siyaset yapma hakkı tanıyacak mı? Seçme- seçilme hakkımız olacak mı? Bunun netleşmesi lazım.
Bu durumlar netleşirse bugün- yarın gelirim. Ancak bizim acelemiz var. Biz bu sürece katkıda bulunmak istiyoruz. Cumhurbaşkanı, Başbakan zorlu bir süreç yürütüyor. Kürt sorununun çözümünü isteyen herkesinde bu sürece katkı sunması lazım. Süreç hızla sürdürülmeli. Bu tarihi fırsatlar kolay kolay bir daha gelmez” diyerek sözlerini sürdürdü.
Hükümetin yürüttüğü demokratik açılım sürecini yetersiz bulan Osman Öcalan, “Nereden başlamalı sorusuna tam cevap verilmiş değil. Hükümlet diyor ki PKK olmaz, onun yansıması olan DTP de olmaz. Peki PKK tasfiye olursa, DTP muhatap alınmazsa Kürtler'i kim temsil edecek? Kürtler hangi siyasi güce dayanacaklar? AK Parti’nin Kürtler içinde temsiliyeti varsa bile direkt Kürtler'in temsilcisi değildir.
Tabanı varma Kürtler'i temsilde yetersizdir. Özellikle ulusal bilince ulaşmış, politize olmuş Kürtler arasında kabul görmüyor. Ne içeride, ne de dışarda AK Parti Kürtler'in temsilcisi konumunda değildir. AK Parti’nin Kürtler'in içinde taban bulmasının nedeni dini eğilimdir. Kürtler'i temsil edecek yeni sivil Kürt haraketine ihtiyaç var. Bu haraket ortaya çıkarsa sorun daha rahat bir şekilde çözülür. Biz bu rölü üstlenebiliriz. Geldiğimde demokrat bir çizgide bir sivil Kürt hareketi yaratmak istiyorum. Sürece en büyük katkıda bu olur” diyerek kendi çözümünü anlattı.
Kendisinin gelmesi halinde kendisini binlerce kişinin takip edeceğini ve peşinden Türkiye'ye döneceğini iddia eden Öcalan, “Ben dağdan indiğimde 2 bin 500 kişi PKK'dan ayrılarak dağdan indi ve peşimden geldi. Ben koşullar oluşturulduktan sonra Türkiye'ye dönersem yine peşimden binlerce kişi gelir. Gelişimiz her bakımdan ılımlı sonuçlar doğrucaktır. En az PKK ve DTP kadar tabanda etki yapar. Çok önemli rol oynayabilirim. Bizim bu sorunun çözümü için acelemiz var” dedi.