Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e teğmenlerin kılıçlı yemini ile ilgili yaptığı son açıklamaları nedeniyle tepki gösterdi.
“Harbiyeliler de imam hatipliler de bu milletin değeridir.” diyen AK Parti Sözcüsü Çelik, “Bunlarla ilgili herhangi bir şekilde karşı karşıya getirme anlayışı, bu milletin çocuklarına haksızlık olduğu gibi cumhurbaşkanlığı makamına dönük olarak son derece provokatif bir yaklaşımdır. Aynı şey 28 Şubat zihniyetinde de görülmüştü.” şeklinde konuştu.
Çelik, “Hangi okuldan mezun olursa olsun, kanunlar çerçevesinde faaliyet gösteren bütün bu kurumlardan mezun milletin evlatlarının, bu millete hizmet etmek için mezun olduğu açıktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerine dönük bu yaklaşım, provokatif bir yaklaşımdır.” ifadelerini kullandı.
Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:
"Harbiyeliler de imam hatipliler de bu milletin değeridir. Sayın Özel, bu değerlendirmeyle böyle bir zıtlığı kurgulayarak, sorumsuz siyaset anlayışının bir örneğini ortaya koymuştur. Bunlarla ilgili herhangi bir şekilde karşı karşıya getirme anlayışı, bu milletin çocuklarına haksızlık olduğu gibi cumhurbaşkanlığı makamına dönük olarak son derece provokatif bir yaklaşımdır. Aynı şey 28 Şubat zihniyetinde de görülmüştü.
Hangi okuldan mezun olursa olsun, kanunlar çerçevesinde faaliyet gösteren bütün bu kurumlardan mezun milletin evlatlarının, bu millete hizmet etmek için mezun olduğu açıktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerine dönük bu yaklaşım, provokatif bir yaklaşımdır.
NARİN CİNAYETİ SORUŞTURMASI
Bakanlarımız ve genel merkezimizden bir heyet bugün Narin’in mezarını ziyaret edecek. Oradan milletimize taziyelerini ifade edecekler. Sayın Cumhurbaşkanımız adli sürecin bizzat takipçisi olacağını, bu kişilerin gereken cezayı almaları için bu konuyu takip edeceklerini ifade ettiler.
Bu tip konularda siyasi değerlendirme yapma yanlıştır. Bu vicdanları kanatan bir meseledir. Buradan bir siyasi sonuç çıkarmaya çalışmak, belli camiaları suçlamaya çalışmak yanlış bir durumdur. Maalesef acıyı paylaşmak yerine doğrudan hükümetimize, partimize dönük olarak laflar söylendi. Bunların belli bir siyasi motivasyonla hareket ettiği görülmektedir. Özellikle PKK terör örgütünü destekleyen ve Diyarbakır Anneleri’nin yanına bir kere gitmemiş olanların burada Narin’e sahip çıkıyormuş gibisinden bir tabloyla görüntü vermeleri iki yüzlülüktür.
Evlatlarına kavuşmak isteyen Diyarbakır Anneleri’ne sahip çıkmayanlar, dağa kaçırılan kız çocukları konusunda tek bir cümle etmemiş olanlar, bugün bu acı üzerinden politika üretmeye çalışıyorlar. DEM Parti Mardin milletvekilinin, Kur’an kurslarını hedef alması da işte bu iki yüzlü politik ajandanın bir neticesi olarak gündeme gelmiştir.
OKULLARDA İLK GÜN GAZZE DERSİ
Küresel vicdanın en önemli konusu Gazze olmaya devam ediyor. İki yüzlü sözler, çekimser davranışlar çerçevesinde İsrail’e destek verenlerin suça ortaklığı devam ediyor. Bizim Gazze ile özel bir bağımız var. Bu çerçevede hem kendimiz hem de gelecek nesiller için Gazze konusunun en yüksek vicdani mesele olarak değerlendirilmesi son derece kıymetlidir. Milli Eğitim Bakanımız da Çanakkale’den Gazze’ye konusunun ilk ders olarak okullarda okutulması için bir girişim içerisinde oldu.
CHP Sözcüsü bu konuda yaptığı açıklamada bakanlığımızı hedef alarak, bu konunun bu şekilde ele alınmasının tarihi çarpıtmak ya da laik eğitim anlayışına karşı tutum olarak değerlendirmeyi tercih etti. Bu şekilde değerlendirme talihsiz ve vicdansız bir değerlendirmedir.
İSRAİL’İN ÖLDÜRDÜĞÜ TÜRK AKTİVİST
Ayşe Nur Eygi kardeşimizin İsrailli bir keskin nişancı tarafından hedef alınmasıyla ilgili gündem de devam etmektedir. Kardeşimize bir kere daha rahmet diliyoruz. İsrail güvenlik güçleri tarafından hedef alınarak öldürüldüğü açıktır. Aynı zamanda Amerikan vatandaşı... Amerikan yönetiminden yapılan açıklamalar ise ibretliktir. ‘Üzüldük’ ve ‘Öfkeliyiz’ diyorlar ama daha sonrasında ‘Hata olarak vurulmuş’ şeklinde bir açıklamayla kaçamaklara başvuruyorlar. Netanyahu hükümeti bir katil şebekesidir. Hedef alınmamış da kurşun sekmiş demek, meseleyi hafifletmeye çalışmak, vicdan konusundaki büyük bir açığa işaret etmektedir.
ABD İLE RUM YÖNETİMİ ARASINDAKİ ASKERİ İŞ BİRLİĞİ
Bize sorulan bir diğer konuysa; ABD Savunma Bakanlığı ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasındaki askeri iş birliği konusunda... Adada çözümsüzlüğün kaynağı Rum yönetimidir. KKTC’yi ve Kıbrıs Türkünü görmezden gelen onlardır. Kıbrıs Türkünün ve KKTC’nin haklarını görmezden gelenler onlardır. Bütün talepleri hukuksuz ve çözümsüzdür. Askeri iş birliği anlaşması sıkıntıları daha da derinleştirecek bir yaklaşımdır. Akdeniz’de kim ne yapmak istiyorsa biz görüyoruz."