Edinilen bilgilere göre, mağdur E.Y. (12), 10 Haziran 2020’de ailesiyle birlikte annesinin kuzeninin eşi olan 5 çocuk babası gemi kaptanı sanık S.T.’nin Ümraniye’deki evine gitti. Mağdurun babası A.Y. ile sanık S.T.’nin birlikte alkol almasının ardından sanık S.T., gece saatlerinde mağdur E.Y.’nin uyuduğu odaya giderek mağduru dudağından öptü. Olaya ilişkin ailenin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık S.T. hakkında ‘sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 3 yıldan 8 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
"BERAATİMİ TALEP EDİYORUM"
İstanbul Anadolu 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına ifade veren sanık S.T., “Evim 2 katlıdır. Üst katta sofra kuruldu. Yiyip içtik. Gece 03.30’a kadar muhabbet ettik. O gün eşim ile odamıza çekilene kadar 3 kez alt kata indim. 3’üncü inişimde aşağıda E.T.’yi gördüm. Kendisine dondurma yiyip yemeyeceğini sordum. O da yemeyeceğini söyleyince tekrar yukarı çıktım. Gece söylediğim saatte de alt kattaki odamıza eşimle birlikte geçtim. Sabah uyandığımda eşim kahvaltılık malzeme almam gerektiğini söyledi. Eve geldiğimde A.Y., G.Y. ve E.Y.’nin evde olmadığını fark ettim. Eşime sordum. O da ‘sen böyle bir şey yapmışsın ondan dolayı gittiler’ dedi. Böyle bir şey yapmadığımı onları arayıp çağırmasını konuşmamız gerektiğini söyledim. Telefonumu açmadılar eşimin telefonunu da açmadılar. Daha sonra A. ve G. eşimin telefonuna tehdit ve hakaret içeren mesajlar gönderdiler. O tarihte E.Y.’ye yönelik herhangi bir eylem gerçekleştirmedim. E.Y.’yi dudağından yalayarak kendisini öpmedim. Suçsuzum, beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.
"SANIKTAN ŞİKAYETÇİYİM"
Duruşmada pedagog eşliğinde ifade veren mağdur E.Y., “Onların evinde misafirdik. Gece kalmaya gitmiştik. Ancak bir süre sonra uykum geldiği için yanlarından ayrılarak aynı evin alt katında bulunan yatak odasına tek başıma yatmak üzere indim. Yattıktan yaklaşık yarım saat sonra uyumak üzereyken S.T. bulunduğum odaya geldi. Yattığım yatakta üzerime doğru eğilerek dudağımdan beni bir kez yalayarak öptü. Bu esnada sanıkla aramızda herhangi bir konuşma geçmedi. Kendisi alkollü olduğundan nefesi kokuyordu. Dudağımdan öptükten sonra odadan çıktı. Sanığın odadan çıkmasından hemen sonra tamamen uyanarak cep telefonumdan anneme yazarak durumu anlattım. Sanıktan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
İfade esnasında mağdur E.Y.’nin yanında olan pedagog ise maddi olaylar örgüsü açısından beyanların doğru ve itibar edilebilir nitelikte olduğunu kaydetti.
Mahkeme heyeti, davanın 2’nci duruşmasında sanık S.T.’yi ‘sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 3,5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanığın tutuklulukla geçirdiği süreyi göz önüne alarak tahliyesine hükmetti.
Davanın karara bağlanmasının ardından mağdur E.Y.nin avukatı Orkun Can Kumkumoğlu, karara itiraz etti. Mahkemeye, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere sunulan dilekçede, “Müvekkile yönelik istismar eylemi, ‘dudağa yalanması’ şeklinde meydana gelmiş olup bu eylem müvekkilin kendisini güvende hissettiği bir misafirlik evinde ve uyurken gerçekleşmiştir. Bununla birlikte müvekkil olay tarihinde 12 yaşını dolduralı yalnızca 4 ay olmuştur. Hükmünün üst hadden uygulanması gerektiği kanaatindeyiz” denildi.
İstanbul Anadolu 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına ifade veren sanık S.T., “Evim 2 katlıdır. Üst katta sofra kuruldu. Yiyip içtik. Gece 03.30’a kadar muhabbet ettik. O gün eşim ile odamıza çekilene kadar 3 kez alt kata indim. 3’üncü inişimde aşağıda E.T.’yi gördüm. Kendisine dondurma yiyip yemeyeceğini sordum. O da yemeyeceğini söyleyince tekrar yukarı çıktım. Gece söylediğim saatte de alt kattaki odamıza eşimle birlikte geçtim. Sabah uyandığımda eşim kahvaltılık malzeme almam gerektiğini söyledi. Eve geldiğimde A.Y., G.Y. ve E.Y.’nin evde olmadığını fark ettim. Eşime sordum. O da ‘sen böyle bir şey yapmışsın ondan dolayı gittiler’ dedi. Böyle bir şey yapmadığımı onları arayıp çağırmasını konuşmamız gerektiğini söyledim. Telefonumu açmadılar eşimin telefonunu da açmadılar. Daha sonra A. ve G. eşimin telefonuna tehdit ve hakaret içeren mesajlar gönderdiler. O tarihte E.Y.’ye yönelik herhangi bir eylem gerçekleştirmedim. E.Y.’yi dudağından yalayarak kendisini öpmedim. Suçsuzum, beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.
"SANIKTAN ŞİKAYETÇİYİM"
Duruşmada pedagog eşliğinde ifade veren mağdur E.Y., “Onların evinde misafirdik. Gece kalmaya gitmiştik. Ancak bir süre sonra uykum geldiği için yanlarından ayrılarak aynı evin alt katında bulunan yatak odasına tek başıma yatmak üzere indim. Yattıktan yaklaşık yarım saat sonra uyumak üzereyken S.T. bulunduğum odaya geldi. Yattığım yatakta üzerime doğru eğilerek dudağımdan beni bir kez yalayarak öptü. Bu esnada sanıkla aramızda herhangi bir konuşma geçmedi. Kendisi alkollü olduğundan nefesi kokuyordu. Dudağımdan öptükten sonra odadan çıktı. Sanığın odadan çıkmasından hemen sonra tamamen uyanarak cep telefonumdan anneme yazarak durumu anlattım. Sanıktan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
İfade esnasında mağdur E.Y.’nin yanında olan pedagog ise maddi olaylar örgüsü açısından beyanların doğru ve itibar edilebilir nitelikte olduğunu kaydetti.
Mahkeme heyeti, davanın 2’nci duruşmasında sanık S.T.’yi ‘sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 3,5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanığın tutuklulukla geçirdiği süreyi göz önüne alarak tahliyesine hükmetti.
Davanın karara bağlanmasının ardından mağdur E.Y.nin avukatı Orkun Can Kumkumoğlu, karara itiraz etti. Mahkemeye, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere sunulan dilekçede, “Müvekkile yönelik istismar eylemi, ‘dudağa yalanması’ şeklinde meydana gelmiş olup bu eylem müvekkilin kendisini güvende hissettiği bir misafirlik evinde ve uyurken gerçekleşmiştir. Bununla birlikte müvekkil olay tarihinde 12 yaşını dolduralı yalnızca 4 ay olmuştur. Hükmünün üst hadden uygulanması gerektiği kanaatindeyiz” denildi.