İlişkili Haberler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de, 32. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu.
"GÜN ÇEKİŞME, ÇATIŞMA, HUSUMET GÜNÜ DEĞİLDİR"
"Gün, çekişme günü, çatışma günü, husumet günü, eski defterleri karıştırma günü değildir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmez, bu saldırıların karşısında çelik gibi bir iradeyle tam bir kararlılıkla durmazsak hiçbirimiz yarınlarımıza güvenle bakamayız" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine kastedenin başını ezmezsek bekamızı sağlayamayız. Bayrağımızı indirmeye kalkanın kolunu kanadını kırmazsak şehitlerimize mahcup oluruz. Vatanımızın tek bir karış toprağına dahi göz dikenin gözünü çıkarmak bizim namus borcumuzdur, bunu da böyle bilelim."
''MİLLİ SEFERBERLİK İLAN EDİYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, Anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olarak, PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle ve tüm diğerleriyle, adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun, tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum" şeklinde konuştu.
"DEVLET DE MİLLET DE GÜVENLİK GÜÇLERİNİN YANINDADIR"
''Tüm güvenlik güçlerimize sesleniyorum; terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı devletiniz de milletimiz de sizin yanınızdadır, arkanızdadır. Yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bundan sonra dağdaki teröriste de, şehirdeki teröriste de, onları destekleyen hiç kimseye bir an bile huzur yok, rahat yok, bu böyle biline."
Erdoğan, "Bundan sonrası önümüzdeki gerçekler ışığında yeni Kurtuluş Savaşımızı hatta yeni Çanakkale Savaşımızı verme ve zafere ulaştırma dönemidir. Türkiye'ye terör örgütleri ve ihanet çeteleri üzerinden savaş açanlar, bugüne kadar attıkları hiçbir adımda istedikleri neticeyi elde edemediler" dedi.
Erdoğan, 20 Temmuz 2015'ten bugüne bölücü terör örgütü PKK ile yapılan mücadelede 843'ü güvenlik görevlisi, 335'i sivil vatandaş olmak üzere, bin 178 şehit verildiğini, DAEŞ saldırılarında güvenlik görevlisi ve sivil olarak bugüne kadar verilen kayıp sayısının 300'e yakın olduğunu bildirdi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde 248 kişinin şehit olduğunu, 2 bin 193 kişinin de yaralandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı'nda 17 şehit verildiğini belirterek, şehitlere Allah'tan rahmet diledi, gazilere şükranlarını sundu, yaralılara da şifa dileğinde bulundu.
''PKK'NIN KAYBI 9 BİN 500'Ü BULDU''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu kayıplara uğrarken elbette terör örgütlerine de çok büyük zayiatlar verdirdik. PKK'ya yönelik yurtiçi ve yurtdışı operasyonlarda ölü, yaralı, yakalama olarak örgütün kaybı 9 bin 500'ü buldu. Bunların arasında örgütün eli kanlı birçok teröristi de yer alıyor. Aynı şekilde bölücü örgütün yapılanmasına yönelik operasyonlarda 40 bini aşkın gözaltı, 10 bin 500'ün üzerinde de tutuklama var. Fırat Kalkanı operasyonunda ve Irak'ta, DEAŞ ve PYD kayıplarının sayısı bin 800'e yakındır. FETÖ'ye yönelik operasyonlardaki tutuklu sayısı 40 bini geçti'' dedi.
''EN AZ İSTİKLAL HARBİ KADAR ÖNEMLİ''
"Yaşadığımız dönem, en az İstiklal Harbi kadar önemlidir, kritiktir. Hayati sonuçlar doğuracak ehemmiyettedir" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Birinci Dünya Savaşının ardından dönemin güçleri, Türkiye'yi İç Anadolu'da sıkıştırarak, Sevr'de tasarladıkları bir avuç toprağa mahkum etmek istiyorlardı. Aynen bugün Halep'te olduğu gibi" şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bugün hem bölgemiz hem de ülkemiz üzerinde çok sinsi, çok alçak, çok kanlı oyunlar oynanıyor. Üst akıl dediğim şey, her gün yeni şeytanlıklarla karşımıza çıkıyor, bölgemize yeni nifak tohumları ekmeye çalışıyor. Kanlı gözyaşıyla, iç savaşla, mezhep savaşlarıyla bölgemizin geleceğini karartmaya çalışıyor. Şu gerçeğin farkındayız, bu bir güç savaşıdır, bu bir güç yarışıdır."
"ÜLKEMİZİ VİRANEYE ÇEVİRMEK İSTEYENLERE İZİN VERMEYECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizi viraneye çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, daha pek çok yerde bunu yaptılar ama bize yapamayacaklar. Yıkıntıların arasında, kucağımızda çocuklarımızın, sevdiklerimizin cansız bedenleriyle, çaresizce ağlamamızı bekleyenlere, o günleri göstermeyeceğiz" dedi.
"EY BM NEREDESİN?"
Şehit polislerin tabutları başında gözyaşı döken, hiçbir şeyden habersiz oynayan çocuklarla, Halep'te yıkıntılar arasından cansız bedenleri çıkartılan çocukların aynı alçak oyunun kurbanları olduğunu kaydeden Erdoğan, "Halep'ten kurtulan kardeşlerimize insani yardım ulaştırmak için bütün tedbirleri aldık. Ey Birleşmiş Milletler (BM) neredesin? Bakın her türlü desteği vermeye biz hazırız, vereceğiz ama bir koridor, bunun için gayret sarf ediyoruz. İdlip ve civarına gideceklerin yanı sıra Türkiye'ye gelebilecek olanlar için de hazırlıklarımız tamam. Türkiye'ye mi gelecekler, onları da bağrımıza basmaya hazırız" şeklinde konuştu.
"PUTİN İLE AKŞAMA DOĞRU TEKRAR GÖRÜŞMEM OLACAK"
Bugün akşama doğru Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile tekrar görüşmesi olacağını belirten Erdoğan, "Dışişleri Bakanımız, MİT Müsteşarımız aynı şekilde takip ediyor. Hala takip ediyoruz bir netice alır mıyız diye. Sahadaki durum çok kırılgan ve karmaşık. Nitekim daha varılan uzlaşmanın üzerinden saatler geçmeden, rejim güçleri ateşkesi bozup yeniden sivillere saldırmaya başladı. O yüzden temkinli hareket ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"MAZLUMUN UMUDU OLAN TÜRKİYE, HALEP HALKINI YALNIZ BIRAKMAYACAK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mazlumun umudu olan Türkiye'nin Halep halkını yalnız bırakmadığını bırakmayacağını ifade ederek şöyle konuştu:
"Ne pahasına olursa olsun, tek bir masum canı kurtarmak için bile elimizden geleni yapacağız. Emin olun ki, Türkiye'yi El Bab'dan uzak tutmak için uğraşanlarla, terörle mücadele yöntemlerimizi hafifletmemizi isteyenlerin niyetleri ortaktır."
"TÜRKİYE'NİN ÇABALARIYLA VARILAN ATEŞKES BELKİ DE SON UMUTTUR"
Türkiye'nin girişimi ve yoğun çabalarıyla varılan ateşkesin hayata geçirilmesinin Halep'teki masumlar için belki de son umut olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu yüzden bütün tarafları ve uluslararası toplumu bu ateşkese riayet etmeye ve destek olmaya davet ediyorum. İnsani koridor derhal, hiçbir engelleme ve sabotaj olmadan açılmalı ve masum insanların Doğu Halep'ten sağ salimen çıkmasına izin verilmelidir. Esed rejimi açıkça Halep'te savaş suçu, insanlık suçu işlemektedir. Bu gerçeği, ona destek verenler dahil artık herkesin görmesi gerekiyor."