İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TV100 canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Akşener, cumhurbaşkanı adayı ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin de ittifak içerisinde yer almasını istediğini söyleyerek, "Millet İttifakı'nın içinde yer almasını isterdim ama CHP'den kopmuş bir arkadaşımız olduğu için CHP'nin getirmesi gereken bir durumdu. Aday olmadan evvelden, Memleket Partisi kurulduktan sonraki fasıldan bahsediyorum. Dolayısıyla ben çok memnuniyet duyardım." dedi.
İnce ve ATA İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan'ın adaylığına saygı duyduğunu söyleyen Akşener, "İnce'nin lince tabi tutulmasını doğru bulmuyorum." dedi.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir görüşme yapmış ve sonrasında da kendisine bir ittifak teklifi yapılmadığını açıklamıştı. Kılıçdaroğlu ise "Görüşmeden önce teklif yapıldı, ama uzlaşma olmadı." demişti.
Bu gelişmelerin ardından İnce, 14 Mayıs'ta gerçekleşecek seçimler için süreci başlatarak Cumhurbaşkanı adaylığı duyurmuştu.
İlişkili Haberler
Meral Akşener, İYİ Parti İstanbul milletvekili adayı Seyithan İzsiz ile ilgili iddialar konusunda, "Bu iftiraları atanlarla ilgili mahkemeye başvurdum." dedi.
"MASADA HDP YOK, OLAMAZ DA"
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "7'li masa" eleştirilerine ilişkin, "Ne bakanlık ne bir başka şey ne de bir başka konu konusunda, o masada HDP dolaylı, dolaysız, altında, üstünde, kenarında yok, olamaz." dedi.
Akşener, TV100 canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
DEVA Partili eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, CHP tarafından Ankara 1. bölge 4. sıradan milletvekili adayı gösterilmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Akşener, "Altılı masadaki ittifak sistemi üzerinden konuşma hakkını kendimde bulmuyorum. CHP ile DEVA partisinin masaya oturup ortak liste üzerinde çalıştıkları herkes tarafından biliniyor. DEVA partisinin verdiği aday isimlerini de CHP böyle değerlendirdi. 'Niye böyle değerlendirdiniz.' deme gibi bir hakkım yok. Amma velakin seçmenin iştiyakını anlamak mecburiyetimiz var." diye konuştu.
Akşener, oylarını alabilmek için seçmenlerin sesine kulak vermenin ve onları ikna etmenin şart olduğunun altını çizerek, "Bunu yapmadığımız zaman, 'Niye oy vermediniz?' deme hakkımız yok." dedi.
İDRİS NAİM ŞAHİN'İN ADAY GÖSTERİLMESİ
İYİ Partinin, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'i Ordu 1'inci sıradan aday gösterdiği hatırlatılan Akşener, "İdris Naim Şahin, Sayın Erdoğan'ın yakınında bulunan bir şahıs belediye başkanlığı döneminden itibaren. Bakanlığı döneminde PKK ile mücadele etmiş bir kişi. İlginç bir biçimde o günlerde açılım, çözüm sürecine karşı çıkmış bir kişi." dedi.
Akşener, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, o dönemde İdris Naim Şahin'in arkasında durduğunu ve görevden alınmasına tepki gösterdiğini hatırlatarak, "FETÖ'cülük iddiasıyla ilgili eğer Sayın Bakan'ın, bir şaibesi, bir iltisakı, irtibatı vardıysa AK Parti'nin yargı elinde, her şey elinde ve FETÖ ile mücadele yapıldığı iddia edilen süreçte bu kişi hakkında herhangi bir takibat açılmamışsa buna güvenmek durumundasınız." değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti'nin Elazığ 1. sıra milletvekili adayı İrfan Sönmez'in, geçmişte FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i öven sözlerinin basında yer aldığının hatırlatılması üzerine de Akşener, "Bu arkadaşımızın asla bir iltisak, irtibatı yoktur. Bu arkadaşımız 10,5 yıl hapis yatmış bir ülkücüdür. Çok ağır işkencelerden geçmiş bir ülkücüdür." diye konuştu.
"7'Lİ MASA" ELEŞTİRİLERİ
Akşener, "7'li masa" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, "O masada HDP yok." dedi.
Meral Akşener, "Ne bakanlık ne bir başka şey ne de bir başka konu konusunda, o masada HDP dolaylı, dolaysız, altında, üstünde, kenarında yok, olamaz." ifadelerini kullandı.
Kendisinin bulunduğu yerde PKK'nın ve PKK'ya terör örgütü demeyenlerin olamayacağını vurgulayan Akşener, Kürtleri ise incitmek istemediğini söyledi.
Akşener, her televizyona çıkışından önce, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın beyanat verdiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Fox'a çıkacağım bir zaman bizim evde eşiyle beraber kahvaltı etmek istediğini söyledi. Kalbimi açarak konuşuyorum. İsmail Küçükkaya da bunu bana söyledi, orada öğrendim. Yani önceden hazırlandığım bir durum da yok. Birkaç saniyelik bir tereddüdüm oldu. Ben bunu bilmeyecek adam mıyım? Şehit Anaları Vakfı yönetmişim hem de nasıl yönetmişim. Diyebilirim ki 'Benimle kahvaltı etmeden evvel marş marş şehit ailelerinden gitsin özür dilesin, onlardan helallik alsın gelsin'. Ben bunu diyemedim mesele Selahattin Demirtaş değildi, Kürtler üzerine alınır, çok itilip kakılıyor son dönemde, 'Kürt eşittir PKK'lı' gibi bir kanaat oluştu ve bunun üzerine kıyamadım, Kürtlere kıyamadım, siyaset de yapmadım."
"BU UCUBE SİSTEM TÜRK İÇİN DE KÜRT İÇİN DE GİTMELİ"
Meral Akşener, seçimlere yönelik, "Bu ucube sistem gitmeli, Türk için de Kürt için de gitmeli. Asıl mevzu bu. Bir haftada 36 bin imza atmak zorunda olan bir insan kafayı yer. Yargının bağımsız, tarafsız, korkusuz olmadığı, bir AK Partili ile sıradan vatandaş alacak verecek üzerinden mahkemeye düştüğünde AK Partilinin kesinlikle kazanacağına inanıldığı bir ülkede hukuk guguktur, bağımsız yargı yoktur, buna bağlı olarak demokrasi yoktur. Kayırmanın önde olduğu, liyakatin, niteliğin ortadan kalktığı bir noktada ekonomi yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
"MASADAN KALKTIĞIMDA KENDİM İÇİN BİR ŞEY İSTEMEDİM"
Altılı masadan kalktığı hatırlatılan Meral Akşener, "O masadan kalktığımda kendim için bir şey istemedim. Kazanacak aday üzerinden gitmişiz ve kazanma sistemini sonuçta oluşturmuşuz. Bu iki belediye başkanının, ben dahil herkesten daha popüler olduğunu CHP'liler kabul ediyor, gençler ikisinden birini istiyor. Ben seçmene kulak verdim. 1,5 yıl evvel 'ben aday değilim' dedim. O masadan kalkıp tekrar masaya otururken kendime ve partime dair bir tek toz zerresi kadar bir şey istemedim." dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sosyal belediyecilik ve somut işler yaptıklarını anlatan Akşener, şöyle devam etti:
"Sayın Kılıçdaroğlu ve iki belediye başkanı ile uzlaştık. Yetkili ve etkili bir cumhurbaşkanı yardımcılığı konuştuk. Altılı masanın içinde Sayın Babacan, bu iki arkadaşın başkan yardımcılığına itiraz etti. Ben, kendisini ikna etmeye çalıştım. Sonra gitti tam bir saat arkadaşlarıyla konuştu, geldi ve dedi ki 'bu arkadaşlara, şehircilik bakanlığı ile afet bakanlığı verelim.' Ben de bu arkadaşların birinin 15 milyar dolarlık bir bütçe yönettiğini, bu arkadaşların böyle bir talebinin bulunmadığını, buradaki meselenin kazanmak olduğunu söyledim. Sayın Davutoğlu, bu fikrin doğru olduğunu söyledi. Sonra o maddeyi Sayın Davutoğlu yazdı, ben de kabul ettim ve imzaladık. Yani burada özne ben değilim, partim de değil, özne Türkiye'dir."