Kurumlar tarafından kurulan stantların gezilmesiyle başlayan programda, 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kalabalık sahildeki Deprem Anıtı'na kadar "sessiz yürüyüş" gerçekleştirdi.
Vali Hülya Kaya ve il protokolünün katıldığı yürüyüş sonrası depremde çekilen fotoğrafların yer aldığı sergi gezildi, ardından programa katılanlar hayatını kaybedenlerin isimleri yazılı mermer blokların bulunduğu anıta karanfil bıraktı.
Anı defterini imzaladıktan sonra gazetecilere açıklamada bulunan Vali Kaya, depremde hayatını kaybedilenlerin acılarını ilk günkü gibi hissettiklerini ifade etti.
Anma günlerinin deprem gerçeğini hayatın bir parçası haline getirmek için önemli günler olarak gördüklerini aktaran Kaya, şöyle konuştu:
"Atacağımız her bir adımda, yapacağımız her bir planda artık deprem gerçeğini unutmadan hayatımızı planlamak, alacağımız kararları, yapacağımız işleri ona göre değerlendirmek durumundayız. Yalova'nın da bir deprem gerçeği var. Dolayısıyla biz hem valilik, belediye, tüm kamu kurum ve kuruluşları olarak her türlü tedbiri almak, riski azaltmak zorundayız. Dolayısıyla bugün yapmış olduğumuz yürüyüş, panel, anma programında bu kadar insanı bir araya getirmemizin de nedeni bu aslında. Sadece bu kamunun yapacağı yatırımlarla, alacağı tedbirlerle de halledebileceğimiz şeyler değil. Dolayısıyla ben Yalovalı hemşerilerimize de sesleniyorum, deprem gerçeğini bir şekilde eğer riski azaltacaksak beraber azaltabiliriz."
"ACIYI TEKRAR YAŞAMAMAK ADINA HEP BİRLİKTE BU YOLDA VAR MIYIZ DİYORUZ"
Afet olduktan sonra kurtarma operasyonlarıyla, göçük altında kalanları kurtararak süreci yönetemeyeceklerine vurgu yapan Vali Kaya, riski azaltmanın bu anlamda çok önemli olduğunu aktardı.
Yalova'nın sıvılaşmış zemin gerçeği ile çok ciddi riskler barındıran bölgelerinin bulunduğuna dikkati çeken Kaya, şunları kaydetti:
"Çok eski binalarımız var. Dolayısıyla bu eski bina stokunu bir an önce kentsel dönüşümle yenilememiz gerekiyor. Şunu artık istemekten vazgeçmeliyiz. 'Ben bu işten nasıl karlı çıkarım' düşüncesini bir kenara bırakıp depreme dayanıklı, sevdiklerimizi deprem olduğunda kaybetmeyeceğimiz, riski azalmış kentler yaratmamız lazım. Dolayısıyla bunu hep beraber yapacağız. Herkes taşın altına elini koymalı. Dolayısıyla işi sadece kamudan beklememeliyiz. Bunu hep beraber başarmalıyız. Bundan sonraki süreçte özellikle riskli alanlar ilan ettiğimiz bölgelerde vatandaşlarımızdan anlayış ve bize yardımcı olmalarını istiyoruz. Şu an Bağlarbaşı kentsel dönüyüm noktasında güzel bir örnek. Bunu diğer mahallelerimize de uygulamak, yaygınlaştırmak istiyoruz. Dolayısıyla 1999'daki depremde yaşadığımız bu acıyı tekrar yaşamamak adına hep birlikte bu yolda var mıyız diyoruz."
Saygı duruşunda bunulması, İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından depremde yapılan arama kurtarma çalışmalarının yer aldığı sinevizyon gösterisi izlendi.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam eden program, deprem saati olan 03.02'de duaların edilmesi ve karanfillerin bırakılmasıyla son buldu.
Önceki yıllarda anıt içerisinde deprem sonrası fotoğrafların sergilendiği 03.02 ve 45 saniye adı verilen salonların, içerisinde oluşan çatlak nedeniyle tedbir amaçlı ziyarete kapatıldığı ve serginin bu nedenle dışarıda kurulduğu belirtildi.