Halkın Sesi Partisi (HAS PARTİ) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, haftalık basın toplantısını, Kuruculular Kurulu üyelerinin yoğun katılımıyla parti genel merkezinde yaptı. Kurtulmuş, HAS Parti'nin 28 Kasımda yapacağı büyük kongre ile seçim startını vereceğini belirterek konuşmasına başladı.
Şu anda Türkiye gündeminin Füze Kalkanı Projesi olması gerektiğini, hükümetin bu proje konusunda çok başarılı bir halkla ilişkiler çalışması yürüttüğünü belirten Kurtulmuş, projenin, hükümetin bir başarısıymış gibi lanse edildiğini öne sürdü. Kurtulmuş, Füze Kalkanı Projesi konusunda muhalefet partilerinin sessiz kalmasını da eleştirdi. Kurtulmuş, Türkiye'de konunun bir magazin konusuymuş gibi algılandığını ve bununda düşündürücü olduğunu ifade ederek, projenin hayata geçirilmesiyle birlikte Türkiye'nin yeni düşmanlarının ortaya çıkacağını kaydetti.
''Konuştuğumuz füze kalkanı bizim bildiğimiz kılıç kalkanı oyunundan ibaret değildir'' diyen Kurtulmuş, bu proje ile birlikte NATO'nun da nitelik değiştirme işlemini tamamlayacağını savundu.
Füze Kalkanı Projesi'nin ABD, İngiltere ve İsrail'e kafa tutacak herkesi hedef alan bir proje olduğunu ileri süren Kurtulmuş, sözlerine şöyle sürdürdü:
''Böyle olduğu için çok ciddi şekilde tartışılması gereken bir konudur. Bu konu önemliliği nedeniyle siyasetçiler, entelektüel çevreler ve bütün Sivil Toplum Örgütleri'nin boynunun borcudur. Türkiye'ye kurulması planlanan füze rampaları Ortadoğu ve Asya'nın içlerine kadar genişletilmiş durumdadır. Bu proje Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nin bir parçasıdır. Projenin maliyeti de Türk halkının sırtına yüklenecektir.''
Kurtulmuş, projenin yeryüzündeki yeni saldırganlıkları önlemek teziyle ortaya çıktığını belirterek, bu tezin de kocaman bir yalan olduğunu söyledi.
Müttefik güçlerin ilk Irak savaşında ve daha sonraki savaşlarda, önce savaşı ilan ettiklerini ve daha sonra da NATO ve BM'yi sürecin içine dahil ettiklerini ifade eden Kurtulmuş, ''Irak'ta 1,5 milyon insan ölürken bunun kararları NATO karargahlarında alınmadı mı? Dolayısıyla Türkiye'ye karşı bir tehlike söz konusu olursa bu tehlikeyi NATO'nun gerçekten savuşturacağını nereden biliyoruz. Bütün bunlar cevabı havada olan konulardır'' diye konuştu.
Kurtulmuş, Hükümetin füze kalkanı konusunda baştan beri söylediği kırmızı çizgilerden hiçbirinin gerçekleşmediğini ve söylemlerinin temenniden öteye gitmediğini kaydetti.
Hükümetin iktidara geldikten sonra komşu ülkelerle başlattığı ''sıfır sorun'' politikasını beğendiklerini ve Suriye ile sınır açma çalışmalarını da desteklediklerini vurgulayan Kurtulmuş, bu konuda gerek sözlü gerekse de yazılı açıklamayla, kamuoyuyla konuyu paylaştıklarını anlattı. Kurtulmuş, hükümetin kurulacak Füze kalkanı projesi ile komşularla 'sıfır sorun' politikasının tezat oluşturduğunu da öne sürdü.
Füze Kalkanı Projesi'ne hükümetin baştan itibaren karşı çıkması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'''Türkiye'nin komşularıyla sıfır sorun dış politika tezi iflas etmiştir. Bu projeyi kime karşı hangi komşumuza karşı kullanacağız. Bu bir göz boyamasıdır. Gönül arzu ederdi ki, Türkiye bu projeye hayır diyebilseydi. Füze kalkanı projeleri tartışmaları olduğu zamanda sayın Başbakan 'biz böyle bir projeye karşıyız' diyebilmeliydi. Sizi bu kadar yakından ilgilendiren bir projeye en baştan hayır demesini bilmezsiniz adamlar bütün şartlarını getirtip size dayatırlar. Lizbon görüşmelerinin sonucu budur. Sayın Başbakanın geçmişte Davos'taki 'one munite'ten dolayı kendisini tebrik ettiğimizi hepiniz biliyorsunuz. Yazılı ve sözlü hatta miting meydanlarında da tebrik ettim. Ancak marifet Davos'taki otel lobisinde '0ne munite' demek değildir. Marifet Lizbon'daki NATO karargahında 'one munite' demektir.
Türkiye'yi ilgilendiren böyle önemli bir konuyu referanduma götürerek halka sormalısınız. Çek Cumhuriyeti ve Polonya halkının siyasi ve kamuoyunun ortaya koyduğu direnci maalesef biz ortaya koyamadık. Bu proje dünyayı 3. küresel savaşa sürüklüyor. Bir anlamda dünyayı yeniden ikili kutuplaşmaya götürüyor. NATO ve BM'lerin meşruiyeti tartışılır hale gelmiştir. Adil bir dünya sisteminin nasıl kurulacağını konuşmak Türkiye'nin boynunun borcudur. Türkiye ne Avrupa'nın sınır karakolu ne de ABD'nin ileri bir karakolu olmamalıdır. Yeni dünya düzeninde Türkiye doğu ve batının parlayan bir yıldızı olmalıdır.''
'SEÇİM İŞBİRLİĞİ GÖRÜŞMEMİZ OLMADI'
Bir gazetecinin HAS Parti'nin seçim ittifakı yapıp yapmayacağı sorusuna Kurtulmuş, ''Amacımız Türkiye'nin müktedir siyasal merkezini inşaa etmektir. Hiçbir konuda yapacaktık, yaptırmadılar mazeretini öne sürmeden, halktan milleten aldığımız güçle müktedir bir siyasal merkez inşaa etmektir. Bu konuda elbirliği ile çalışıyoruz. Hiçbir partiyle hiçbir şekilde ittifak ya da seçim işbirliği görüşmemiz olmadığı gibi en ufak böyle bir görüşmenin içinde de değiliz'' yanıtını verdi.
Şu anda Türkiye gündeminin Füze Kalkanı Projesi olması gerektiğini, hükümetin bu proje konusunda çok başarılı bir halkla ilişkiler çalışması yürüttüğünü belirten Kurtulmuş, projenin, hükümetin bir başarısıymış gibi lanse edildiğini öne sürdü. Kurtulmuş, Füze Kalkanı Projesi konusunda muhalefet partilerinin sessiz kalmasını da eleştirdi. Kurtulmuş, Türkiye'de konunun bir magazin konusuymuş gibi algılandığını ve bununda düşündürücü olduğunu ifade ederek, projenin hayata geçirilmesiyle birlikte Türkiye'nin yeni düşmanlarının ortaya çıkacağını kaydetti.
''Konuştuğumuz füze kalkanı bizim bildiğimiz kılıç kalkanı oyunundan ibaret değildir'' diyen Kurtulmuş, bu proje ile birlikte NATO'nun da nitelik değiştirme işlemini tamamlayacağını savundu.
Füze Kalkanı Projesi'nin ABD, İngiltere ve İsrail'e kafa tutacak herkesi hedef alan bir proje olduğunu ileri süren Kurtulmuş, sözlerine şöyle sürdürdü:
''Böyle olduğu için çok ciddi şekilde tartışılması gereken bir konudur. Bu konu önemliliği nedeniyle siyasetçiler, entelektüel çevreler ve bütün Sivil Toplum Örgütleri'nin boynunun borcudur. Türkiye'ye kurulması planlanan füze rampaları Ortadoğu ve Asya'nın içlerine kadar genişletilmiş durumdadır. Bu proje Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nin bir parçasıdır. Projenin maliyeti de Türk halkının sırtına yüklenecektir.''
Kurtulmuş, projenin yeryüzündeki yeni saldırganlıkları önlemek teziyle ortaya çıktığını belirterek, bu tezin de kocaman bir yalan olduğunu söyledi.
Müttefik güçlerin ilk Irak savaşında ve daha sonraki savaşlarda, önce savaşı ilan ettiklerini ve daha sonra da NATO ve BM'yi sürecin içine dahil ettiklerini ifade eden Kurtulmuş, ''Irak'ta 1,5 milyon insan ölürken bunun kararları NATO karargahlarında alınmadı mı? Dolayısıyla Türkiye'ye karşı bir tehlike söz konusu olursa bu tehlikeyi NATO'nun gerçekten savuşturacağını nereden biliyoruz. Bütün bunlar cevabı havada olan konulardır'' diye konuştu.
Kurtulmuş, Hükümetin füze kalkanı konusunda baştan beri söylediği kırmızı çizgilerden hiçbirinin gerçekleşmediğini ve söylemlerinin temenniden öteye gitmediğini kaydetti.
Hükümetin iktidara geldikten sonra komşu ülkelerle başlattığı ''sıfır sorun'' politikasını beğendiklerini ve Suriye ile sınır açma çalışmalarını da desteklediklerini vurgulayan Kurtulmuş, bu konuda gerek sözlü gerekse de yazılı açıklamayla, kamuoyuyla konuyu paylaştıklarını anlattı. Kurtulmuş, hükümetin kurulacak Füze kalkanı projesi ile komşularla 'sıfır sorun' politikasının tezat oluşturduğunu da öne sürdü.
Füze Kalkanı Projesi'ne hükümetin baştan itibaren karşı çıkması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'''Türkiye'nin komşularıyla sıfır sorun dış politika tezi iflas etmiştir. Bu projeyi kime karşı hangi komşumuza karşı kullanacağız. Bu bir göz boyamasıdır. Gönül arzu ederdi ki, Türkiye bu projeye hayır diyebilseydi. Füze kalkanı projeleri tartışmaları olduğu zamanda sayın Başbakan 'biz böyle bir projeye karşıyız' diyebilmeliydi. Sizi bu kadar yakından ilgilendiren bir projeye en baştan hayır demesini bilmezsiniz adamlar bütün şartlarını getirtip size dayatırlar. Lizbon görüşmelerinin sonucu budur. Sayın Başbakanın geçmişte Davos'taki 'one munite'ten dolayı kendisini tebrik ettiğimizi hepiniz biliyorsunuz. Yazılı ve sözlü hatta miting meydanlarında da tebrik ettim. Ancak marifet Davos'taki otel lobisinde '0ne munite' demek değildir. Marifet Lizbon'daki NATO karargahında 'one munite' demektir.
Türkiye'yi ilgilendiren böyle önemli bir konuyu referanduma götürerek halka sormalısınız. Çek Cumhuriyeti ve Polonya halkının siyasi ve kamuoyunun ortaya koyduğu direnci maalesef biz ortaya koyamadık. Bu proje dünyayı 3. küresel savaşa sürüklüyor. Bir anlamda dünyayı yeniden ikili kutuplaşmaya götürüyor. NATO ve BM'lerin meşruiyeti tartışılır hale gelmiştir. Adil bir dünya sisteminin nasıl kurulacağını konuşmak Türkiye'nin boynunun borcudur. Türkiye ne Avrupa'nın sınır karakolu ne de ABD'nin ileri bir karakolu olmamalıdır. Yeni dünya düzeninde Türkiye doğu ve batının parlayan bir yıldızı olmalıdır.''
'SEÇİM İŞBİRLİĞİ GÖRÜŞMEMİZ OLMADI'
Bir gazetecinin HAS Parti'nin seçim ittifakı yapıp yapmayacağı sorusuna Kurtulmuş, ''Amacımız Türkiye'nin müktedir siyasal merkezini inşaa etmektir. Hiçbir konuda yapacaktık, yaptırmadılar mazeretini öne sürmeden, halktan milleten aldığımız güçle müktedir bir siyasal merkez inşaa etmektir. Bu konuda elbirliği ile çalışıyoruz. Hiçbir partiyle hiçbir şekilde ittifak ya da seçim işbirliği görüşmemiz olmadığı gibi en ufak böyle bir görüşmenin içinde de değiliz'' yanıtını verdi.