İlişkili Haber
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muş'ta, Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı alanında düzenlenen "Malazgirt Zaferi'nin 948. Yıl Dönümü Kutlama Programı"nda halka hitap etti.
Malazgirt Zaferi'nin 948. yıl dönümü vesilesiyle Sultan Alpaslan'ı ve ordusundaki tüm kahramanları rahmetle yad ettiğini belirten Erdoğan, bin yıldır bu toprakların vatan olması için gözlerini kırpmadan canını veren gazilere, şehitlere de Allah'tan rahmet diledi.
Erdoğan, Anadolu'nun en doğusunda Malazgirt'te açtıkları bu coğrafyanın kapılarını, 3-4 yıl sonra en batıda İznik'te yeni bir devlet kurarak, ebediyen mühürlediklerini anlatarak, "İznik'in hemen dibindeki Söğüt'te diktiğimiz Osmanlı'nın çınarının dallarını, Batı'da Adriyatik kıyılarından Viyana önlerine, Akdeniz'de Cebelitarık Boğazı'na, güneyde Afrika'nın içlerine kadar uzattık" ifadesini kullandı.
"Bundan bir asır önce Osmanlı'yı 'hasta adam' ilan edip, milletimizi yeniden Orta Asya'ya sürmeyi planlarının heveslerini, Çanakkale ile Kut'ül Amare ile İstiklal Harbimizle kursaklarında bıraktık." diyen Erdoğan şöyle devam etti:
"Uzunca bir süre milletimizi, kendi iç meseleleriyle uğraştırarak, medeniyetinden, tarihinden, kültüründen koparmaya çalışanların da senaryolarını boşa çıkardık. Eğer bugün millet olarak bilhassa da gençlerimizle birlikte Malazgirt Zaferi'ni böylesine bir coşkuyla kutluyorsak, 10 binler bugün Malazgirt Ovası'ndaysa işte bu projeyle birlikte o aksi projeyi hazırlayanlar da çökmüş demektir."
Yeni nesillere 2071 vizyonunu miras bırakarak, çıtayı daha da yukarı taşıdıklarını vurgulayan Erdoğan, "Yaklaşık yarım asır sonra bizler göremesek de inanıyorum ki Türkiye her alanda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olarak, çok daha büyük hedeflere yelken açmış olacaktır. Zaferlerimize ne kadar güçlü sahip çıkarsak, bu vizyonu hayata geçirme irademizi de o kadar diri tutarız. Hep söylediğim gibi, bizim medeniyetimiz bir fetih medeniyetidir. Bu fetih sadece toprakların, sadece coğrafyanın fethi değildir. Asıl fetih gönüllerin, zihinlerin fethidir" şeklinde konuştu.
Erdoğan, ecdadın asırlar boyunca huzurla, güvenle müreffeh bir şekilde yönettiği coğrafyaların bugün zulüm ve sefalet içinde kıvrandığına dikkati çekerek, Şeyh Edebali'nin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözlerini hatırlattı.
Böyle bir medeniyetin yerini, önüne çıkan herkesi çocuk, kadın, yaşlı demeden katleden örgütler ve haydut devletlerin aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiçbir ekonomik veya siyasi çıkar bizi hakkı söylemekten, hakkın yanında yer almaktan mazluma ve mağdura destek vermekten alıkoyamaz" dedi.
Erdoğan, Diyarbakır'da dağa kaçırılan oğluna, HDP İl Başkanlığı önünde yaptığı eylemle kavuşan anne Hacire Akar'ı hatırlatarak, "Öyleyse biz dik duracağız ve bu insanların yavrularımızı istismarına fırsat vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Bugün Suriye'de yıkım ve katliam olduğunun altını çizen Erdoğan, bir yandan rejimin ve bir yandan da terör örgütlerinin kendilerini destekleyenlerle birlikte her gün masum kanı döktüğünü, masum gözyaşı akıttığını söyledi.
"KARA KALPLİ, KARA NİYETLİ ALÇAKLARI DA UNUTMADIK"
Kudüs ve Filistin'de zulüm yaşandığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Haydut devlet 3 dinin kutsallarına ev sahipliği yapan Kudüs'ü hoyratça gasba, Filistin'i adım adım işgale çalışıyor. Bugün pek çok yerde Müslümanlar zulüm altında, Arakan'dan Keşmir'e, Türkistan'dan Avrupa'ya kadar her yerde Müslümanlara yönelik tehditler, saldırılar devam ediyor. Daha dün yakın bir tarihte Balkanlar'dan Karabağ'a uzanan farklı coğrafyalarda yaşanan katliamları unutmadık. Kimi yerde mezhebi, kimi yerde etnik fay hatlarının tahrip ve tahrik edilerek milyonlarca insanın nasıl birbirine kırdırıldığını unutmadık. Irak'ta 2 milyon, Suriye'de 1 milyon, Afrika'nın, Güney Amerika'nın farklı yerlerinde yine milyonlarca insanın çıkar uğruna nasıl katledildiklerini unutmadık. Ellerinden gelse ülkemizde de aynı şeyleri yapmak isteyen kara kalpli, kara niyetli alçakları da unutmadık."
Erdoğan, Allah'ın yardımı, milletin duası ve dirayetiyle tüm bu badireleri geride bırakarak, bugünlere geldiklerini dile getirdi.
Bu mücadeleyi sınırların ötesine taşıdıklarına işaret eden Erdoğan, "İnşallah, Irak'tan Suriye'ye, Doğu Akdeniz'den diğer bölgelere kadar uzanan bu mücadeleyi zaferle taçlandıracağız" dedi.
"Anadolu bizim için büyük davamızın kıtasıdır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim davamız da hep inşa davası olmuştur. Bin yıldır kan ve terle yoğurarak vatan kıldığımız bu topraklar, inşallah yeniden dirilişimize, yeniden yükselişimize, medeniyetimizin ihyasına, büyük ve güçlü Türkiye davasının inşasına şahitlik edecektir. Malazgirt'te her yıl tekrarladığımız buluşma işte bu büyük vizyonu kafamıza ve kalbimize daha büyük bir inançla nakşetmemize vesile olmayı sürdürecektir."
Gençlerden 2023 hedeflerine sahip çıkmalarını, 2053 vizyonunda Fatih'e layık evlat olmalarını, 2071'de Sultan Alparslan'ın manevi mirasını zirveye taşımalarını isteyen Erdoğan, "Gençler, Hz. Ömer'in adaleti ve Hz. Ali'nin cesaretiyle yolumuza kararlılıkla yürüyor muyuz? Gençler, unutmayın, Gazi Mustafa Kemal'in o Çanakkale ruhunu yaşatmakta kararlı mıyız?" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, gençlerdeki azim ve kararlılığın geleceğe güvenle bakmayı sağlayan en büyük teminat olduğunu vurguladı.
Bugün Türkiye'nin tarihinden aldığı güçle her alanda büyük bir mücadele içinde olduğunu belirten Erdoğan, bu mücadelenin sıradan bir mücadele olmadığına dikkati çekti. Erdoğan, "Bu mücadele öyle kutludur ki, her türlü hesabın üzerindedir. Öyle olmak durumundadır" diye konuştu.
DEVLET BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR
Darbe girişimi sırasında, ülkeyi işgale yeltenen FETÖ'cü hainlerin, hayatları dahil her şeylerinden vazgeçen bir milleti ve onun temsilcilerini Malazgirt Ovası'nda olduğu gibi karşılarında bulduklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"İşte aynı kadro bugün Malazgirt Ovası'nda. Burada, 15 Temmuz darbe girişimindeki dik duruşu başta olmak üzere ülkemizin menfaatine olan her konudaki samimi desteği için huzurlarınızda Sayın Bahçeli'ye ve heyetine teşekkürü şahsım, milletimi adına bir borç biliyorum. Aynı şekilde bu mücadele bizimle birlikte olan diğer partilerden ve toplumun her kesiminden kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Darbe gecesi bir araya gelen bu kadro ülkemize ve milletimize yönelik her tehdide, her saldırıya karşı tek bir yürek, tek bir beden hep birlikte yol yürümeye devam ediyoruz."
Erdoğan, bu kutlu mücadelenin içinde yer almayanlar bulunduğunu ifade ederek siyasette, kültürde, sanatta, sporda ve daha pek çok alanda farklı tercihlerin saygıyla karşılanacağını, ancak konu ülkenin ve milletin bekası olduğunda başka saflarda yer almanın saygıya layık bir tarafı olmadığının altını çizdi.
Erdoğan, "Türkiye terör örgütleriyle mücadele ederken siz, söyleminiz ve davranışınızla onların değirmenlerine su taşırsanız bunun adı başka bir şey olur. Kardeşlerim bizler milletimizin menfaati için Türkiye-Suriye sınırı boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunu parçalamak için var gücüyle çalışırken siz bu tuzağı kuranların arkasından giderseniz, bunun adı başka bir şey olur" ifadelerini kullandı.
"SEN BİTMİŞSİN, TÜKENMİŞSİN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Türkiye'nin Ortadoğu'da ne işi var?" dediğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bizlere ülkemizin güneyinden taciz atışları yapılacak, saldırılacak, 'Bizim orada ne işimiz var?' Sen bu işleri anlamıyorsun, anlamayacaksın. Biz oradayız, orada olmaya devam edeceğiz. Bir taraftan 'Atatürk'ün partisiyiz' diyeceksin öbür taraftan Misak-ı Milli nedir, bunu bilmeyeceksin. Önce aç da tarihi bir oku. Türkiye Doğu Akdeniz'de siyasi, ekonomik ve askeri olarak yakın tarihinin en çetin mücadelesini verirken siz karşı tarafın ağzıyla konuşursanız, bunun adı da başka bir şey olur. Biz Adana Mutabakatı neyse bunun gereğini yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
Bugün ülkemizde CHP ve onun artık eş kuruluşu haline gelen bölücü örgütün destekçisi partinin yaptıkları işte tam olarak budur. Dağda teröristin, denizde Rum'un, havada rakiplerimizin ve diğer tüm platformlarda karşımızda her kim varsa onun yanında yer alarak bu ülkenin partisi olunamaz. Bakınız dün Trabzon'da CHP yönetimine samimi bir çağrı yaptım. Bu partiyi yönetenlerin yerli ve milli çizgiye gelmesini zor görüyoruz. Ama bu partiye oy veren vatandaşlarımızın mesajlarımızı aldıklarına inanıyorum. 'İşte Ege'de Amerika var, İngilizler var, Fransızlar var, şu var bu var, ama orada tek ülke yok', öyle diyor, Bay Kemal. Kimmiş o? Türkiye orada yokmuş. Herhalde bu zat bakar kör. Bizim orada sondaj gemilerimiz var, bizim orada sismik araştırma gemilerimiz var. Dört gemi şu anda bu çalışmayı yapıyor. Bizim orada fırkateynlerimiz var. Bizim orada silahlı hava araçlarımız her an hazır vaziyette. Denizden, karadan her şeyimizle hazırız. Bunu görmüyor. Ama bir şeye daha üzülüyorum. Nedir o? Fatih, Yavuz, devasa ay yıldızlı bayrağımız var. Bay Kemal herhalde bizim ay ve yıldızımızı da bilmiyor. İşte alanda var. Öğreteceğiz, bunu da öğrenecek. İşte lafla 'Biz Atatürk'ün partisiyiz demek olmaz. Sen bitmişsin, tükenmişsin. Üç dört tane belediye almakla bir yere varılmaz. İnşallah benim milletim şu anda bizim Doğu Akdeniz'de neler yaptığımızın hesabını soracak."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan kritik süreçte milletin her bir ferdinin desteğine ihtiyaçları olduğunun altını çizerek, "Ülkemizin gelecek bir asrının belirleyicisi olacak gelişmelerin yaşandığı dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde, hangi saikle olursa olsun hiç kimsenin milletimizin birliğini, beraberliğini bozacak davranışlar sergilemeye hakkı yok" değerlendirmesinde bulundu.
"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" vurgusu yapan Erdoğan, siyasette makamların, mevkilerin, unvanların gelip geçici olduğuna, geride bırakılan eser, başarı ve fedakarlıklarla kalıcılığın sağlanacağına dikkati çekti.
"Ecdat yeri geldiğinde canını, yeri geldiğinde canından aziz bildiği evladını feda etmiştir" diyen Erdoğan, güvenlik güçlerinin hayatları pahasına bir mücadele içinde bulunduğunu ifade etti.
Pençe-1, Pençe-2 ve Pençe-3 harekatlarını hatırlatan Erdoğan, içeride ve dışarıda teröristleri inlerine kadar kovaladıklarının altını çizdi.
Allah'tan rahmet dilediği şehitlerin hiç kimseyle mukayese edilemeyeceğini vurgulayan, "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler ancak siz bilemezsiniz." ayetini okuyan Erdoğan, şehitlerin Hz. Muhammed'e komşu olduğunu dile getirdi.
Kendisinden başlayarak tüm yöneticilerin Türkiye'ye hizmet için çalıştığını söyleyen Erdoğan, bu mücadeleye destek verenlerin de ciddi fedakarlık yaptığının farkında olduklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gök kubbede hoş bir seda bırakmak istediklerini aktardı.
Malazgirt'in konumuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Malazgirt'in hemen aşağısı Van Gölü'dür, Van Gölü'nden bir tarafa doğru giderseniz nice sarp dağları aşarak Irak'a, diğer tarafa doğru giderseniz önce dağları ardından uçsuz bucaksız ovaları aşarak Suriye'ye ulaşırsınız. Sultan Alparslan'dan sonra nice kumandan bu güzergahları takip ederek zaferlere yürümüştür. Bugün de terör örgütleriyle ve onların arkasındaki güçlerle mücadelemizin zaferlerini inşallah Malazgirt'te hep birlikte kutlamaya devam edeceğiz."
"YOLUMUZDAN ALIKOYAMAYACAKTIR"
Suriye'de, Fırat'ın doğusundan Irak sınırına kadar olan hat boyunca güvenli bölge oluşturma çabalarında yavaş yavaş mesafe alındığını bildiren Erdoğan, "Bölgedeki hesapların karışıklığı ve sinsi tuzakların çokluğu bizi asla yolumuzdan alıkoymamıştır, alıkoyamayacaktır" dedi.
Milli Savunma ve İçişleri Bakanlığı ile güvenlik güçlerinin de bu yolda çalışmaya devam ettiğini söyleyen Erdoğan, "dokunulamaz, girilemez, çözülemez" olarak görülen sorunlar gibi Fırat'ın doğusundaki meselenin de milletin, ülkenin hassasiyetlerine uygun şekilde çözüleceğinin altını çizdi.
"KARA BİRLİKLERİMİZİN BÖLGEYE GİRİŞ YAPMASINI BEKLİYORUZ"
Bu konuda da önceliklerinin diplomasi, diyalog, uzlaşma ve iş birliği olduğuna işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Şayet bu zeminde bir netice alabilirsek ne ala, böylesi herkes için daha kazançlı bir yol olur ama isteğimiz dışında bir yola zorlanır veya oyalanmaya kalkılırsak, tüm hazırlıklarımız tamamdır. Kendi planlarımızı hayata geçiririz. Şu anda SİHA'larımız, İHA'larımız ve helikopterlerimiz bölgeye girdi. Sınırlarımıza yakın yerlerdeki tahkimatlar imha ediliyor. Çok yakında kara birliklerimizin de bölgeye giriş yapmasını bekliyoruz. Hava ve kara unsurlarımızla sınırlarımızın ötesine geçtiğimizde, durumu çok daha yakından görme ve sürecin geleceğini belirleme imkanına kavuşacağız. Suriye sınırlarımızı teröristlerden temizleme konusundaki kararlılığımızı artık hiç kimsenin test etmeye çalışmayacağını ümit ediyorum."
Erdoğan, İdlib tarafında da rejimin ihlallerinden kaynaklanan sıkıntılar olduğunu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile meseleyi istişare ettiklerini, yarın da Rusya'ya gideceğini dile getirdi.
Bu sıkıntıları da kısa sürede ortadan kaldıracaklarını ifade eden Erdoğan, Irak tarafından da önemli adımlar attıklarını belirtti.
"35 yıldır ülkemize yönelik saldırıların merkezi olarak kullanılan bölgeleri kalıcı şekilde güvenli hale getiriyoruz" ifadesini kullanan Erdoğan, Pençe harekatlarının, operasyonlarının sebebinin de bu olduğuna dikkati çekti.
"KİMSE BİZİ ENGELLEYEMEZ"
Irak Merkezi Hükümeti ile kuzeydeki yönetim yanında İran ile de iş birliği halinde yürütülen operasyonların herkes açısından olumlu neticeler doğuracağını vurgulayan Erdoğan, "Doğu Akdeniz'deki sondaj ve sismik araştırma çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor. Kimse bizi oralarda engelleyemez, engelleyemeyecektir" diye konuştu.
Tüm çalışmaların kararlılıkla süreceğinin altını çizen Erdoğan, bunların yanı sıra ekonomiden alt yapıya kadar her alanda Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yatırımları kesintisiz devam ettirdiklerini söyledi.
Artvin Yusufeli Barajı inşaatındaki incelemeleri hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskiden "Su akar, Türk bakar", şimdi ise "Su akar, Türk yapar" denildiğini belirtti.
"Sultan Alparslan'ın kapısını açtığı bu vatana layıkıyla hizmet etmek şerefini bizlere bahşeden milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum" ifadesini kullanan Erdoğan, düşmanın üzerine imanından aldığı güçle yürüyen ecdadı selamladı.
Şehitleri, gazileri anan Erdoğan, görevde olan güvenlik güçlerine de başarı diledi.