Denizbank İzmir Bornova şubesinin müdürü, aynı zamanda da Karşıyaka Spor Kulübü Basketbol Altyapı Şube Başkanı Hatice Ö., iddiaya göre 2'si kulüp yöneticisi toplam 5 kişiden yüksek kar vaadiyle para topladı. Karşıyaka'da bir döviz bürosu işleten S.Ç. adına para topladığının belirlenmesinin de ardından Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), konuyla ilgili inceleme başlattı.
Yürütülen çalışmalarda, İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri soruşturma yürütürken, banka yönetiminin şubeye müfettiş gönderdiği ve şubenin geçici olarak kapatıldığı öğrenildi.
Hatice Ö. ve Karşıyaka'daki bir döviz bürosu sahibi S.Ç. hakkında "nitelikli dolandırıcılık" ve "zimmet" iddiasıyla gözaltı kararı verildi.
Polis, döviz bürosu sahibi S.Ç.'yi Karşıyaka ilçesindeki iş yerinde gözaltına aldı. Şüpheli ifadesi alınmak üzere Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü.
İNTİHAR GİRİŞİMİNDE BULUNMUŞ
Evinde çok sayıda ilaç içerek intihar girişiminde bulunduğu ortaya çıkan Hatice Ö., daha sonra pişman olup gittiği İzmir Şehir Hastanesi'nde tedaviye alındı. Hayati tehlikesi bulunmayan Hatice Ö.'nün başında polis beklediği, tedavisinin ardından gözaltı işlemi başlatılacağı bildirildi.
DENİZBANK GENEL MÜDÜRÜ ATEŞ: HENÜZ BANKADA BİR BORÇ-ALACAK KAYDI GÖRÜNMÜYOR
Bankadan yapılan açıklamada, olayla ilgili inceleme başlatılıp müfettiş görevlendirildiği ve Hatice Ö.'nün bankayla ilişiğinin de dün itibarıyla kesildiği belirtildi.
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, 2002'de satın aldıkları Tarişbank'ın çalışanlarının yüzde 90'ından fazlasıyla yollarına devam ettiklerini, Hatice Ö.'nün de bir Tarişbank çalışanı olduğunu hatırlattı.
Hatice Ö.'nün "annesi ve kendisinin sağlık sorunları nedeniyle borçlu olduğunu" söylediğini öğrendiklerini aktaran Ateş, şöyle devam etti:
"Söz konusu olayla ilgili haberleri buradan takip ediyoruz. Şu ana kadar ki incelemelerde henüz bankada bir borç-alacak kaydı görünmüyor. Bir bankacılık işlemi mi, değil mi? Bunu savcılıkla beraber Teftiş Kurulumuz inceliyor. Savcılığa, mali polise bilgi verdik. Kara para yönünden araştırılması da gerekiyor. Aynı inceleme sürecini önceki olayda da yapmıştık (Seçil Erzan olayı). Bu ilk olay çıktığında ilk 2-3 saatlik araştırmamız sonucu, müştekilerin verdikleri paralarla ilgili de kameralarımızda bir kayda ya da borç-alacak kaydına rastlamadığımız için zaten bunun bir saadet zinciri olduğu hissiyatı başta uyanmıştı. Gerek BDDK gerek savcılık gerekse bilirkişi bizi teyit etti.
Ateş, zimmet ve dolandırıcılık olaylarının dünyanın her yerinde olduğunu, bu nedenle bankaların milyon dolar primler ödeyerek bu tür zararlarını teminat altına aldığını, sigorta poliçeleri yaptırdığını anlattı.
Hakan Ateş, şubelerde teftişlerin yılda bir, bazı şubelerde ise iki yılda bir olabildiğini aktararak, diğer bankalarda da bu tür olaylar yaşandığını kaydetti.
Ateş, "Biz biraz günah keçisi olduk. Birçok bankada karşılaşılan benzer işlemler basında haber olarak yer bulmazken bizimle ilgili en küçük gelişme enteresan şekilde sosyal medyada yer buluyor." dedi.
Dünyanın hiçbir yerinde bir şube müdürünün elden para almayacağını, böyle bir yetkisi de bulunmadığını ifade eden Ateş, "Son olaydan sonra bankada denetimler sıklaştı. Bunun sonucu olarak da daha sonraki dönemlerde ortaya çıkması muhtemel olan vakaların üst üste tespiti sağlandı. Bir şeyler var ama ne olduğunu henüz tam biz de bilmiyoruz. Savcılığa bildirdik, iddiaları araştırıyoruz. Şube Müdürü'nün ise şu anda hastanede olduğu bilgisi tarafımıza iletildi." diye konuştu.