İlişkili Haberler
İzmir Adliyesi önündeki terör saldırısında şehit olan polis memuru Fethi Sekin (43) ile adliye çalışanı Musa Can için adliyede tören düzenlendi.
İzmir Adliyesi'nin protokol girişinde düzenlenen törene, şehitlerin ailesi ve yakınları, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı Müsteşarı Kenan İpek, HSYK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, AK Parti, CHP ve MHP İzmir milletvekilleri, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Abdullah Recep, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, yargı mensupları, adliye çalışanları, avukatlar ve çok sayıda kişi katıldı.
Türk bayrağına sarılı naaşlar, alkışlar eşliğinde tören alanına getirilirken Musa Can'ın yakınları fenalık geçirdi.
Can'ın eşi Mecburiye, kızları Başak, Emine ve oğlu Emrah Türk bayrağına sarılı naaşa sarıldı. Musa Can'ın kızı Emine, "Baba seni böyle mi görecektim?" dedi.
Şehitler için saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Şehitlerin özgeçmişinin okunduğu törene katılanlar, "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganı attı.
İzmir Müftüsü Ramazan Muslu'nun şehitler için yaptığı duanın ardından Türk bayrağına sarılı naaşlar cenaze araçlarına konuldu.
"TERÖRLE ETKİN MÜCADELEYE DEVAM"
Törende konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ülkeye, adliyeye ve emniyete canları pahasına hizmet veren iki değerli evladı bugün hakka uğurladıklarını, onların şehitlik mertebesine yükseldiğini ifade etti.
Bu saldırının sadece İzmir Adalet Sarayı'na, burada görev yapan hakimlere, savcılar ve adli personele veya onları koruyan polise ve İzmirlilere değil tüm Türkiye'ye yönelik bir saldırı olduğuna işaret eden Bakan Bozdağ, Türk milletinin birlik ve beraberliğinin hedef alındığına dikkat çekti.
"Bu saldırı aynı zamanda Türk milletinin birliğine, beraberliğine, kardeşlik hukukuna yönelik bir saldırıdır. Bu saldırı, Türkiye'nin terörle mücadelesine asla zarar vermeyecektir. Türkiye bundan sonra da bugüne kadar olduğu gibi terörle en etkin şekilde mücadele etmeye devam edecektir.
Terörün sonunu getirene kadar, teröristlerin sonunu getirene kadar, terör örgütlerini bitirene kadar Türkiye'nin terörle mücadelesi etkin bir şekilde sürecektir. Bu saldırıları yapanlar, yaptıranlar ve onları kullanan arkasındaki karanlık güçler, eğer 'bunları yaparsak Türkiye'nin terörle mücadelesi zaafa uğrar, Türkiye bizim dediğimiz çizgiye gelir' hesabı yapıyorlarsa boşuna aldanıyorlar. Türkiye, bin yıldır bu topraklarda, binlerce yıl yine bu topraklarda var olmak, güçlü olmak, hür ve bağımsız olmak, huzur ve bağımsızlık içinde yaşamak için mücadelesine devam edecektir."
18 ŞÜPHELİ GÖZALTINDA
Bozdağ, terör saldırısında şehit olan polis memuru Fethi Sekin ve adliye çalışanı Musa Can'ın cenaze törenine katıldıktan sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına geçti.
İzmir Adliyesi çıkışında gazetecilere açıklama yapan Bakan Bozdağ, "Dün saat 16.00 sıralarında Bayraklı Adliyesi hizmet binası C blok giriş kapısında bulunan polis noktası önünde, bir Broadway marka aracın patlatılması ve sonunda bu teröristin takibi ve diğer bir noktada indirilen teröristin tespiti üzerine başlayan çatışma sırasında bir polisimiz, bir adliye çalışanımız şehit oldu. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. 9 yaralımız var, onlara da şifalar diliyorum" diye konuştu.
Bakan Bozdağ, şehitlerin yakınlarına, emniyet, adliye teşkilatlarına ve çalışanlarına, başsağlığı ve sabır dileyerek, 2 teröristin, kahraman güvenlik güçlerinin mücadelesi sonucu ölü ele geçirildiğini vurguladı.
Şehit polis memuru Fethi Sekin'in çok büyük bir kahramanlık örneği gösterdiğini anlatan Bozdağ, "Şehidimiz, kendisini feda ederek pek çok kişinin şehit olmasına ve yaralanmasına yol açacak büyük bir felaketin önüne geçti" diye konuştu.
Milletin, bu kişilere şükran borçlu olduğunu, polisin, askerin, güvenlik güçlerinin teröristlerle kahramanca mücadelesinin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğini ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu:
"Bu menfur terör saldırısı her ne kadar İzmir Adalet Sarayı etrafında ve adalet sarayına dönük olarak gerçekleştilmiş olsa da bu saldırı bütün Türkiye'ye karşı, Türk milletine karşı ve sadece İzmir'e değil 81 ilimize karşı yapılmış bir terör saldırısıdır. Terör saldırıları, ülkemizin huzurunu, milletimizin birliğini ve barış içerisinde yaşamasını, kardeşlik hukukunu asla yok edemeyecektir. Bu terör saldırılarını yapanlar, yaptıranlar ve onlara bu taşeronluk görevini veren kirli ve karanlık güçler çok iyi bilmelidir ki Türkiye'yi ve Türk milletini terörle etkin ve kararlı mücadelesinden asla vazgeçiremeyeceklerdir. Bu tür saldırılar devletimizin güvenlik güçlerimizin, hükümetimizin terörle etkin ve kararlı mücadelesinde asla bir zaafa yol açmayacaktır. Mücadele daha da etkinleştirilerek, daha da kararlı şekilde devam edecektir. Dünyada, PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C ve daha başka isimler altında yaklaşık 10 civarında terör örgütüyle eş zamanlı mücadele eden tek ülke Türkiye'dir."
Bozdağ, Türkiye'nin terörle mücadelesini devam ettireceğini dile getirdi.
Terörün asla kazanamayacağını ve eninde sonunda kaybedeceğini belirten Bozdağ, "Türkiye'ye dönük eylem yapan, milletimizin ve devletimizin huzur ve barışına, birliğine kasteden pek çok terör örgütü oldu. Bir kısmının adını bile kimse hatırlamıyor. Emin olun Türkiye'de bugün eylem yapan terör örgütlerinin de bir zaman sonra kimse adını hatırlamayacaktır ama Türkiye devleti ve milleti var ve bir olarak, hür ve bağımsız şekilde inşallah kıyamete kadar var olmaya devam edecektir" şeklinde konuştu.
İzmir'deki terör saldırısında yaralanan 9 kişiden 2'sinin taburcu edildiğini, diğerlerinin tedavisinin sürdüğünü kaydetti.
Olaya ilişkin soruşturmanın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk güçleri tarafından yürütüldüğüne dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti:
"Soruşturma bütün boyutlarıyla yürütülmektedir. Savcılığımızdan edindiğimiz bilgiye göre 18 gözaltı yapılmıştır. Saldırıyı yapan teröristlerin kimlik bilgileri tespit edilmiştir ancak bilgilerini şu an açıklamıyoruz. Hem soruşturmanın selameti bakımından hem de bu teröristlerle irtibatta bulunan, yardım yataklık eden diğer bağlantılarının tespiti bakımından şu anda kimliklerini açıklamıyoruz. İleride bunlar ortaya çıktıkça bunların kimlikleri de kamuoyuyla, basınımızla paylaşılacaktır. Terör eylemini gerçekleştiren terör örgütü konusunda herhangi bir tereddüt yok. Elde ettiğimiz bütün bilgiler eylemi gerçekleştirme talimatını veren bölücü terör örgütü PKK olduğunu göstermektedir. Teröristlerin de bölücü terör örgütü PKK'nın teröristleri olduğunu göstermektedir. Burada herhangi, deliller çerçevesinde tereddüt ve şüphe yoktur."
Bakan Bozdağ, eylemin adliyede ve İzmir'de olmasına birilerinin farklı mesajlar yüklemek isteyebileceğini belirterek bu saldırının Türkiye'nin 81 iline dönük olduğunu ifade etti.
Terör örgütlerinin amaçları, gerekçeleri, eylem türleri, eylem yerleri ne olursa olsun bu örgütlerin insanlığın, huzurun, barışın, kardeşliğin, birliğin ve insanlığın düşmanı olduğuna işaret eden Bozdağ, "Dünyanın hiçbir yerinde terör örgütleri insanlığa, huzura, barışa fayda sağlamamıştır, her daim zararların en büyüğünü vermiştir. O nedenle bu saldırının İzmir'de yapılmış olmasını sadece İzmirimize dönük bir saldırı olarak görmek fevkalade yanlış olur. Terörün dini, dili, rengi, milliyeti, vatanı olmaz. Terör terördür, terörist teröristtir. Eylemlerinin farklılığı, yerleri, bunların bu vasıflarını asla ortadan kaldırmaz" diye konuştu.
"VARDİYA USULÜ YAPIYORLAR"
Başbakan Binali Yıldırım'ın Türkiye'de pek çok terör örgütünün vardiyalı olarak eylem yaptığına ilişkin değerlendirmesine dikkati çeken Bozdağ, şöyle konuştu:
"Onları kullanan dış güçler de bu suretle hedeflerine ulaşacaklarını düşünüyorlar. PKK bir eylem yapıyor, o bırakıyor arkasından DEAŞ terör örgütü geliyor, o bırakıyor, bakıyorsunuz FETÖ terör örgütü geliyor. Adeta vardiya usulü yapıyorlar.
Kaç vardiya çalışırlarsa çalışsınlar, kimle dayanışma içinde olurlarsa olsunlar, kim olursa olsun Türkiye bunlarla baş edecek güce, kuvvete, kudrete sahiptir. Bundan sonraki mücadelesi de kararlı bir şekilde devam edecektir. Türkiye'nin hem ülke içindeki hem ülke dışındaki terörle mücadelesi sürecektir. Hem de artarak sürecektir. Onların eyleme geçmesini beklemeden onların inlerinde başına çökecek, inlerine girilecek, nerede terörist, terör örgütü bulunursa tereddütsüz imha edilecektir. Türkiye bu noktadaki kararlılığını terör bitene kadar devam ettirecektir."
Huzurun, kardeşliğin, birliğin ve barışın şehri olan İzmir'in bu vasıflarına yapılan saldırıya gereken yanıtı vereceğine inandığını dile getiren Bakan Bozdağ, konuşmasında Kurtuluş Savaşı'nın ateşini yakan Hasan Tahsin'e dikkati çekti. Bozdağ, bu saldırıyla İzmir'e terörü getirmeye çalışanların kentin tarihini hesaba katmadığınısöyledi.
İzmir'in her türlü teröre, saldırıya karşı birlik, dirlik ve barış dediğini ve buna sahip çıktığını anlatan Bozdağ, "Ben buradan tüm İzmirli vatandaşlarımıza da başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Onların sağduyusu terör örgütlerinin bütün planlarını, kriz, kaos, kargaşa ve provokasyon hedeflerini ortadan kaldıracaktır. Çünkü İzmir'in geçmişte yaptıkları, bugün ve yarın yapacaklarının da teminatıdır" ifadelerini kullandı.
ŞEHİT POLİS FETHİ SEKİN'İN ADI YAŞATILACAK
Gazetecilerin saldırıda şehit olan polis memuru Fethi Sekin'in İzmir Adalet Sarayına isminin verilmesinin gündemde olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine Bakan Bozdağ, Sekin'in gösterdiği kahramanlığın 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ömer Halisdemir'in yaptığı kahramanlıkla aynı olduğunu kaydetti.
Saldırıda faciaya yol açacak bir plan yapıldığını anlatan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Terör saldırısını yapanların üzerinden çıkan malzemeye bakıldığında 2 teröristin eş zamanlı geldiği, 2 aracın olduğu görülüyor. Bir tanesinde patlayıcı var, diğerinde yok. Belli ki patlayıcı olan aracı patlattıktan sonra diğer teröristin yanında olan silahlarla İzmir Adliyemizi hedef alan atışlar yapması ve diğerinin de muhtemel ki adliyeye girmek suretiyle adliye içinde büyük faciaya yol açacak eylem gerçekleştirmeyi planladığı değerlendiriliyor. Bu büyük planı Fethi Sekin, cesareti, kahramanlığı, mücadelesi ve şehadeti göze alan anlayışıyla önlemiştir. Onun için ona medyun-u şükranız.
Allah gani gani rahmet eylesin. Onlar inancımız gereği diridir zaten ama onların isimlerini yaşatmak da bizim vazifemizdir. Dün Sayın Başbakanımız da bu konunun değerlendirilmesini ifade ettiler. Başsavcımızla, valimizle, adliyedeki diğer arkadaşlarımızla bunun değerlendirmesini yaptık, onun ismini yaşatmak bizim vazifemizdir. Değerlendirecek arkadaşlarımız nereye nasıl verileceğini ona göre ismini bir yere vermek suretiyle yaşatacağız."
Bakan Bozdağ, gazetecilerin "Hedefte terörle ilgili dosyalara bakan mahkemeler ve savcılıklar mı vardı?" sorusuna verdiği yanıtta ise yapılan ilk değerlendirmede bu soruyu doğrulayan sonuçların bulunduğuna işaret etti.
Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teröristler iki kişi, birisi terör soruşturmalarını yürüten savcıların ve terör yargılamalarını yapan mahkemelerin olduğu noktada indiriliyor ve onun valiz şeklinde bir çantası var ve içinde çok ağır silahlar var. Diğeri de aracı patladığı noktaya getiriyor ancak orada bunların hesap edemediği gelişmeler olunca eylem erken başlamış oluyor, patlama erken gerçekleşiyor. Onlar planlarını gerçekleştiremiyor. El bombaları var, RPG-7’nin ucuna takılacak tanksavar var ve bu çok tesirli bir şey, 1,5 metrelik duvarı delip geçebilecek ağırlıkta. Bundan 7 tane var.
Bizim değerlendirmemize göre patlama olduktan sonra bir tanesi C Blok'a dönük bu silahlarla saldırı yaparken öbürü de el bombalarıyla içeri girmeyi planlamışlar şeklinde bir sonuç ortaya çıkıyor. Bu da son derece önemli."
"HESAP KİTAP YAPMASINLAR"
Türk yargısının bugüne kadar adalete ve hukuka büyük hizmetlerin yanında çok da şehitler verdiğini dile getiren Bozdağ, İstanbul Çağlayan'da şehit edilen savcı Mehmet Selim Kiraz'ı hatırlattı.
Bu saldırılara rağmen Türk yargısının adaletten, hukuktan hiçbir zaman sapmadığını kaydeden Bozdağ, "Hakim ve savcılarımız, yardımcı adliye personelimiz, adalet ve hukuku ayakta tutmaktan, devletin kendilerine yüklediği görevi, milletin verdiği yetkiyi cesaretle kullanmaktan geri kalmamışlardır, bundan sonra da görevlerine aynı şekilde devam edeceklerdir. Birilerinin 'biz korkuturuz, yıldırırız, sindiririz' diye bir hesabı varsa boşuna hesap kitap yapmasınlar, karşılarında korkacak, yılacak, sinecek, görevini yapmaktan vazgeçecek kimse yok. Herkes görevini bugüne kadar nasıl cesaretle, iyi niyetle, sabırla, doğru şekilde yürütüp adaleti ve hukuku ayakta tutmak için mücadele etmişse Türk yargısında görev yapan herkes bundan sonra da görevini sürdürecektir" değerlendirmesinde bulundu.
ŞEHİT POLİS MEMURU İÇİN VALİLİK ÖNÜNDE TÖREN
Şehit polis memuru için ikinci tören İzmir Valiliği önünde düzenlendi. Yağmura rağmen çok sayıda İzmirli'nin katıldığı törende duygulu anlar yaşandı.
Adliyede düzenlenen törenin ardından cenaze aracıyla İzmir Valiliği önünde getirilen şehidin Türk bayrağına sarılı naaşı, meydanda hazırlanan platforma konuldu. Bu sırada kardeşleri, şehidin fotoğrafını taşıdı.
Şehit Fethi Sekin'in kardeşleri Ahmet, Vedat, Fikret, Fikriye Sekin ile Lütfiye Şahin ve Fethiye Acun, naaşın başına gelerek bir süre dua etti, tabuta sarıldı.
Daha sonra şehidin eşi Rabia Sekin ve çocukları Burak Tolunay, Zeynep Dila ve Nisa, babalarının naaşının başında tabuta sarılarak gözyaşı döktü.
Anne Rabia Sekin, tabuta sarılarak ağlayan çocuklarını "Ağlama kızım dik durmalıyız" sözleriyle teselli etti, eşinin tabutunu okşayarak "Allah senden razı olsun" dedi.
Şehidin küçük kızı Nisa, tabutun başından bir süre ayrılmak istemedi. Yakınlarının yardımıyla kendilerine ayrılan bölüme geçen Sekin ailesinin, töreni bir süre el ele tutuşarak takip ettikleri gözlendi.
Saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı ve şehidin özgeçmişinin okunmasının ardından konuşma yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İzmir'in şehit polis memuru Sekin sayesinde dün büyük bir felaketten ve faciadan kurtulduğuna dikkati çekti.
Türkiye'nin bütün terör örgütleriyle mücadelesinin kararlılıkla süreceğini vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti:
"(Şehit polis memuru Fethi Sekin) Dün sadece şehit olarak cennete gitmedi aynı zamanda daha pek çok insanımızın şehadet mertebesine ulaşmasına, gazi olmasına, yaralanmasına engel oldu. Büyük bir faciayı önledi. İzmir bu noktada geçmişte de büyük sınavlar verdi. Hasan Tahsin düşmana ilk kurşunu sıktığında buradan yükselen ateş tüm Türkiye'yi kapladı. Bugün hür ve bağımsız ülkede yaşama imkanı elde ettik. Yine 15 Temmuz'da Ömer Halisdemir, nasıl bir kirli oyunu bozduysa şehadet mertebesine ererek ülkemizin önünü açtıysa Fethi Sekin kardeşim de dün aynı şekilde kendini feda ederek büyük bir felaketin önüne geçmiştir."
"SON MERMİSİNE KADAR ÇATIŞTI"
İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın da İzmir ve Türkiye'nin bugün çok büyük bir kahramanı uğurladığını belirterek, Fethi Sekin'in "Ölürsem şehit, kalırsam gazi" inancıyla yoğrulduğuna ve ay yıldızlı üniformasını kefen yaptığına işaret etti.
Aşkın, dünkü terör saldırısında bombalı aracı ilk Fethi Sekin'in fark ettiğini ve kalabalığı uzaklaştırdığını, otomatik tüfekle kendisine ateş eden hainlere karşı tereddüt etmeden ateş ettiğini, birini vurduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
"Kahraman şehidimiz son mermisine kadar teröristlerle çatıştı ve alçaklar tarafından vurularak şehit edildi. Kahraman silah arkadaşlarımız çok şükür şehidimizin kanını yerde bırakmadı. Ecdadımızın bizlere emaneti olan bu vatanı her birimiz canımız pahasına koruyacak ve gelecek nesillere tertemiz teslim edeceğiz. Bu yolda önümüze çıkan hainlere gereken dersi vermekte bir an bile tereddüt etmeyeceğiz. Tüm dünya şunu bir kez daha bilsin, hain piyonlar ve onların sinsi sahipleri asla bu devleti yıkamayacak, bu yüce milleti bölemeyeceksiniz."
GÖZYAŞLARI VE DUALARLA
Konuşmaların ardından şehidin naaşı, dualar eşiliğinde omuzlarda taşınarak cenaze aracına konuldu. Bu sırada şehidin küçük kızı Nisa gözyaşları içinde naaşın önünde yürüdü.
Emniyet Müdürü Aşkın da naaşı omuzladı. Şehidin naaşı tekbir getirilerek cenaze aracına konduktan sonra eşi Rabia Sekin, bir süre araca eşlik ederek yürüdü.
Alkışlar ve sirenler eşliğinde hareket eden cenaze aracının geçişi sırasında meydanda toplanan çok sayıda vatandaşın da gözyaşlarına hakim olamadığı, dua ettiği gözlendi.
Törene AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, İzmir milletvekilleri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, meslektaşları, askeri erkan ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Şehit polis memuru Fethi Sekin'in memleketi Elazığ'da, adliye çalışanı Musa Can'ın ise İzmir'de toprağa verileceği öğrenildi.
Şehidin naaşı, özel uçakla memleketi Elazığ'a gönderilmek üzere Adnan Menderes Havalimanı'na nakledildi.