Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜMSİAD) iftar yemeğine katıldı.
İftar yemeğinde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2002-2007 yılları arasında Türkiye'yi istikrarsız hale getirmek için girişilen çabalar sonuç vermeyince 2013'ten itibaren yeni ve daha cüretkar bir projeyi devreye soktular ama ne yaptılarsa olmadı. Finans oyunları kafi gelmedi, Türkiye eksilenin yerine yenisini süratle koymayı başardı. Halkın bir kesimini sokağa dökme çabaları netice vermedi. Bir ay içinde nefesleri kesildi. Herkes evine, işine, gücüne döndü" diye konuştu.
"Biliyoruz ki boş durmayacaklar. Mevcut sorunları kaşımayı sürdürmenin yanında, yeni senaryolarla, yeni tuzaklarla ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalışacaklar" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Milletimiz tüm bu saldırılara, tüm bu oyunlara karşı sağlam bir duruş sergilemiştir. Biz şunun gayet iyi farkındayız. Milletimizin bize verdiği destek, şahsımıza değil, işte bu saldırılar karşısında kendi adına verdiğimiz mücadeleyedir. Biz hep birlikte, bu mücadeleyi samimiyetle ve kararlılıkla sürdürdüğümüz müddetçe milletimizin desteğinin bizimle olacağından en küçük bir şüphe duymuyorum."
“BU YIL AÇILIŞLAR YILI OLACAK”
30 Haziran'da Osman Gazi Köprüsü'nün açılışının yapılacağını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul'dan Osman Gazi Köprüsü'nü geçiyoruz ta Orhan Gazi'ye kadar 'non stop' gidiyoruz. Nereden nereye... Artık körfezi dolaşmak yok. Yemyeşil ormanların içinden gayet güzel bir seyir. Bitmedi, 26 Ağustos'ta inşallah bu defa Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açıyoruz. İnşallah bu yıl açılışlar yılı olacak. Temellerini attık, Rabbim şimdi de açılışlarını yapmayı nasip etti. Orada da inşallah yeni ihalelerle birlikte Kınalı'dan girilecek ta Akyazı'dan çıkılacak. Bu arada inşallah, yeni ihale de yapılıyor bu ihaleyle birlikte, 4 gidiş, 4 gelişin ortasından bir de hızlı trenin inşallah geçişini yapacağız. Bitmedi, 26 Aralık'ta da Boğazın altından Avrasya Tüneli'ni de çalıştırmaya başlayacağız" dedi.
“3 GÜN BİLE DAYANAMADIN BAK”
İngiltere'nin AB'den ayrılma kararını da değerlendiren Erdoğan, "Demokrasiye, milli iradeye saygıyı esas alan bir siyasi anlayışın mensupları olarak referandum sonuçlarının İngiliz halkı için hayırlı olmasını diliyorum. Tüm dünyayla birlikte biz de referandum sonucunun 'evet' olarak çıkmasını bekliyorduk ama sonuç bu şekilde tecelli etti. İngiliz halkının verdiği bu kararı İngiltere ve Avrupa Birliği için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyorum. AB uzun süredir Türkiye’nin üyeliği meselesi başta olmak üzere pek çok konuda kendi değerlerine aykırı bir pozisyona sürüklenmişti. Kriterleri karşılama konusunda bizimle mukayese edilemeyecek pek çok ülkeyi hızla üyeliğe kabul eden AB’nin Türkiye ile ilgili çifte standardı artık gizlenemeyecek bir hale gelmiştir. Bize engel üstüne engeller koydular. Ve 53 yıldır bizi kapılarında beklettiler. Hala bekletiyorlar. Nedir, Gerekçeniz ne? İkircikli davranmayın' dedik, bunlarla bütün müzakerelerde hep şunu söylemişimdir. Alacaksanız, 'buyurun' deyin, almayacaksanız 'boşuna uğraşmayın, almayacağız sizi, bizi de yormayın, siz de yorulmayın' deyin. Ama hep aldattılar, dürüst davranmadılar. İşte şimdi buyurun İngiltere... Ne dedi? '3000 yılına kadar Türkiye giremez' dedi. Şimdi ne oldu? Hadi buyur bakalım, 3 gün bile dayanamadın bak” dedi.
"TÜRKİYE'YE YAPILAN UYGULAMA İSLAMOFOBİKTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği'ne yönelik eleştirilerine şöyle devam etti:
“Biz Avrupa Birliğini önemsedik ve bu yolda bir gayret ortaya koyduk ama hep bizi oyaladınız. Beraber müzakere masasına oturduğumuz kişilerle maalesef bizi ayırt ettiniz. İşte son olarak göçmenler konusunda takındığı insani ve ahlaki olmayan yaklaşım, Avrupa Birliğinin tutarlılığını ciddi şekilde tartışmaya açmıştır. Avrupa'da yükselen ırkçı ve İslamofobik akımlar ile -kimse demesin Avrupa İslamofobik değil. Hayır, işte ben söylüyorum- şu anda Türkiye'ye yapılan uygulama İslamofobiktir, onun için bizi almakta bunlar gecikiyorlar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İşte Amerika. Aynı şey orada. Şu anda adaylardan bir tanesi Müslümanlara vuruyor, vuruşturuyor. Sayın Obama burada Müslümanlardan yana tavır koyuyor, 'Böyle bir ayırım yapamazsınız' diyor ama diğer aday, Müslümanların Amerika'da olmasına adamın tahammülü yok. Bir de gelmiş burada bir yerde bir marka koymuşlar onun adına. O markayı aslında binasına koyanlar onu süratle kaldırması lazım. Ben de bir yanlış yaptım oranın açılışını yaptım. İngiltere’nin birlikte ayrılma kararı tüm bu endişeleri daha derin bir belirsizliğe dönüştürmüştür. Bizim bu konudaki tavrımızı açık ve nettir. AB’nin ekonomik ve demokratik standartlarını kendi vatandaşlarımızın refahı ve huzuru için önemli görüyoruz. Tam üyelik hakkımızın teslim edilmemesine rağmen AB vizyonumuzu sürdürmemizin kriterleri yerine getirmemizin sebebi budur. Gerekirse Kopenhag kriterlerinin adının Ankara kriterleri olarak değiştirir yolumuza devam ederiz demiştik. Bugünde aynı noktadayız. Geçmişten farklı olarak bugün sorunun öznesi Türkiye’de değil AB’nin bizatihi kendisidir. Mülteci krizi ve İngiltere’nin ayrılık kararı AB’nin tutumunu ve tutarlılığını sorgulamaya yöneltmelidir. AB sorgulamayı samimiyetle yapar gereğini süratle yerine getirirse zaten Türkiye o birliğin içerisinde süratler yerini alacaktır. Böyle olmazsa kısa sürede yeni ayrılıklar karşılaşılması kaçınılmaz değildir."