İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, NTV canlı yayında Funda Görey'in sorularını yanıtladı.
Göç meselesine sadece Suriyeliler açısından bakılmaması gerektiğini belirten Soylu, Asya, Afganistan, Pakistan, Suriye, Irak, İran, Fas, Yemen, Tunus ve Afrika'nın bütün ülkelerinden Türkiye'ye, bir kısmı kaçak bir kısmı düzenli olmak üzere göç dalgası bulunduğunu söyledi.
Dünyadaki göç dalgasının temelde gelir eşitsizliğinden kaynaklandığını kaydeden Soylu, istikrarsızlık, gelir eşitsizliği, suya, eğitime, adalete erişimde yaşanan zorluklar ile terör, enerji yataklarındaki acımasız rekabetler ve radikalizmin kullanılmasının ciddi karmaşıklık meydana getirdiğini, bu dengesizliklerin de aşırı göç dalgalarına neden olduğunu dile getirdi.
Göç meselesinin bütün ülkeler için sorun teşkil ettiğini, Türkiye'nin Asya bandı, doğu ve güneyinden göç baskısı altında olduğunu ifade eden Soylu, "Mesele Suriye'nin çok daha ötesindedir" dedi.
4 ANA BAŞLIK
Hükümet olarak göç konusu "kaçak göçmen", "geçici koruma", "uluslararası koruma" ve "düzenli göç" başlıkları altında ele aldıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Türkiye'de bunların toplam sayısı 4,9 milyon. Bunun 3 milyon 634 bini geçici koruma kapsamında, 337 bin civarı uluslararası koruma kapsamında. Türkiye'de bir kavram kargaşası var, onu da düzeltmek açısından söylüyorum. Türkiye'de 28 mülteci var aslında. Çünkü Türkiye 1950'lilerde bir karar aldı, biz Avrupa ülkelerinin dışından mülteci kabul etmiyoruz. 1 milyon 23 bin civarında bizim ikametlimiz var. Bunlar öğrenci ve çalışanlar. Türkiye içerisinde bulunanlar. Türkiye dengeli bir göç politikasıyla uzun zamandır bunu yönetiyor."
"163 BİN KAÇAK GÖÇMEN YAKALANDI"
Türkiye'nin göçle mücadele kapsamında 7-8 yıldır çok önemli ve stratejik adımlar attığını belirten Soylu, 2017'de 175 bin, 2018'de 268 bin, yıl başından bugüne kadar ise 163 bin kaçak göçmenin Türkiye sınırları içerisinde yakalandığını kaydetti.
2018'de 56 bin kaçak göçmenin sınır dışı edildiğini bildiren Soylu, 2019'da şu ana kadar 43 bin kaçak göçmen ülkelerine gönderildiğini, biletleri alınıp ülkelerine gönderilecek 7 bin kaçak göçmenin daha bulunduğunu belirtti.
Kaçak göçü önlemek için yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Soylu, sınırlarda duvarların yanı sıra gece görüşlü kamera ve sensör sistemleri ile fiziki önlemler alındığını hatırlattı.
"KARLAR ERİYİNCE BULABİLDİK"
İran'da bulunan 2 milyon Afgan vatandaşının bir kısmının ülkedeki ekonomik dalgalanma nedeniyle Afganistan'a döndüğünü, bir kısmın ise Türkiye'ye girmeye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmeye çalıştığını anlatan Soylu, "Bu insanlar ölümü göze almışlar. 144 kişi öldü. Trafik kazasında, donarak veya boğularak. Van sınırından girdikten sonra 8-9 metre kar altında kaldılar, biz bunları kar eriyince bulabildik" diye konuştu.
Türkiye'nin 2015'te bin 500 kapasiteli olan geri gönderme merkezlerinin kapasitesinin 18 bin 500'e ulaştığını dile getiren Soylu, "Bir taraftan muhatap ülkelerimizle bir taraftan sınırlarımızla bir taraftan kaçak göç politikamızla, ciddi bir mücadele ortaya koymaya çalışıyoruz." ifadesini kullandı.
"KAYITLI OLMAYAN İSTANBUL'DA YAŞAYAMAZ"
Soylu, geçici koruma kapsamında olmakla birlikte, İstanbul'da kaydı olmayan Suriye uyruklu yabancıların, kayıtlı bulundukları illere geri dönmeleri için 20 Ağustos'a kadar süre verilmesine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'de 2011'den itibaren Suriyelilere yönelik bir strateji uygulandığını hatırlatan Soylu, "Ben bu ülkenin İçişleri Bakanıyım. Benim ülkemde bilmediğim, kayıtlı olmayan kimsenin yaşamaması lazım" dedi.
547 BİN SURİYELİ GEÇİCİ KORUMA KAPSAMINDA
Güvenlik için bu kişilerin kayda alınması gerektiğinin altını çizen Soylu, şöyle devam etti:
"Biz bunları kayda aldık ve ondan sonra bir kayıt daha yaptık, buna güncelleme diyoruz. Yani yaklaşık 57 parametreden, okulundan kaç kardeş olduğuna kadar, kan grubundan parmak izine kadar 57 kategoride bunları aldık ve güncellemeyi tamamladık. Peki bu güncelleme bize ne verdi? Geçici koruma kapsamında Türkiye şöyle bir strateji ortaya koydu, 'Ben seni kayıt olduğun ilde kabul ediyorum' dedi.
Birkaç ili bir noktadan sonra kayıt kapsamından çıkardık ve bunlardan biri de İstanbul'du. 'Artık İstanbul'a kayıt kabul etmiyoruz' dedik ve bunu 2-3 yıldan beri de devam ettiriyoruz. Çok insani şartlarda kayıt kabul ediyoruz. İstanbul'da toplam 547 bin Suriyeli geçici koruma kapsamında. Fakat bu arada başka illerden İstanbul'a gerek çalışma gerek eğitim kapsamında bir akım olduğunu görüyoruz. Biz bunu gördükçe yaptığımız denetimlerle birlikte onları kendi merkezlerine gönderdik. Güncelleme yaparken de hangi ildeyse son zamana kadar o ilde de güncellemelerini kabul ettik. Bütün güncellemelerimiz bittikten sonra operasyonlara başladık."
Operasyonlardaki temel amacın Türkiye'deki göçmenlerin yerlerini bilmek ve süreci kontrollü bir şekilde yönetmek olduğunu dile getiren Soylu, uyum politikaları ile ülkelerine gönüllü geri dönenlerin güvenli bölgelere gitmelerini sağlayan politikaları hayata geçirdiklerini anlattı.
"PROBLEMİMİZ KAYITSIZ KAÇAK GÖÇMENLER"
İstanbul'daki kaçak ve kayıt dışı göçmenler ile ilgili çalışmalar hakkında da bilgi veren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstanbul'da 1 milyon 69 binin kaydı var. Bunların 547 bini Suriyeli, 522 bini de ikametli, düzenli göçmen dediğimiz. Bizim bunlarla ilgili bir problemimiz yok, problem bunun dışında olanlarla. Yani İstanbul'da ve Türkiye'de kayıtsız kaçak göçmenler ve başka şehirde kayıtlı olup da şu anda İstanbul'da yaşayan Suriyelilerle ilgili.
İstanbul'da 12 Temmuz'dan bu yana operasyon yapıyoruz. 6 bin 122 kişi yakaladık. Günde ortalama 600 kişi yakalanıyor ve bunların 2 bin 691'i Afgan, bin 619'u Pakistanlı, sadece bin civarı Suriyeli. Bangladeş, Özbekistan, Sri Lanka, Fas, Cezayir bütün bunları yakalıyoruz ve bunları, Suriyeliler hariç, kendi ülkelerine geri göndermek için geri gönderme merkezlerine gönderiyoruz.
Suriyelileri ise geçici koruma kapsamında olduğu için 'Size 20 Ağustos'a kadar gitme imkanı tanıyoruz' deyip bırakıyoruz. Tamamen kayıtsız Suriyeliler var. Biz bunları alıyoruz ve kamplara gönderiyoruz. Suriyelilerden, geçici koruma kapsamındakilerden kimseyi sınır dışı yapmadık ve yapamıyoruz. Uluslararası kurallara göre, dünyadaki hiçbir ülke geçici koruma kapsamındaki kimseyi sınır dışı yapamaz."
"DÜZENİMİZİ KORUMAK ZORUNDAYIZ"
Hiçbir kaydı olmayan Suriyelileri kamplara gönderdiklerinin altını çizen Soylu, kamplarda yüz bin kişi kaldığını ifade etti.
"Kayıtlı olmayanlar gitmiyorum derse ne olacak?" sorusuna karşılık Soylu, "Gitmiyorum derse gidecek. Biz bir düzen kurmak zorundayız. İstanbul'da izin verdiğimiz kişi sayısı belli." değerlendirmesini yaptı.
İstanbul'da yüze yakın ekibin dün itibarıyla bir çalışma başlattığı bilgisini veren Soylu, ekiplerin çalışma mekanlarını ziyaret ederek, 1-1,5 ay boyunca hiç ceza kesmeden kaçak göçmen çalıştırma konusunda rehberlik yapacaklarını anlattı.
"KİMSEYE BİR ŞEY YAPTIRMAYIZ"
Soylu, Valilik ve Bakanlığın attığı adımların ardından "Suriyeliler eylem yapacak" yönünde haberler olduğunun hatırlatılması üzerine, "Kimseye bir şey yaptırmayız, kimse kusura bakmasın. Biz düzenimizi korumak zorundayız." dedi.
Sürecin seçimle bir alakası olmadığını vurgulayan Soylu, kendilerinin güncellemeyi yaptıklarını, stratejilerini ve adım adım tüm çalışmaları hayata geçirdiklerine dikkati çekti. Çok büyük bir operasyon yürüttüklerini ifade eden Soylu, "Türkiye'nin yürüttüğü bu operasyonun altından dünyada hiçbir ülke kalkamaz." diye konuştu.
Bakan Soylu, 2017'de sınırdan geçişi engellenen kaçak göçmen sayısı 729 binken, geçen yıl bu sayının 547 bin olarak kayda geçtiğini, bu yıl da şu ana kadar bu sayının yaklaşık 190 bin olduğunu açıkladı.
TRABZON'DAKİ GERGİNLİK
Trabzon'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrağı açılması nedeniyle yaşanan gerginliğe ilişkin değerlendirmesi sorulan Soylu, başsavcılığın bu konudaki inceleme ve araştırmasının sürdüğünü anımsattı. Sınır dışı etme gibi bir durumun söz konusu olmadığını, bir kargaşa yaşandığını belirten Soylu, "Birisi yerli birisi yabancı iki ayrı turist grubu arasında çıkan tartışmadan kaynaklanan bir süreç. Bunu savcılık bir vesileyle inceleyecek, araştıracak ve sonuca ulaşılacaktır." ifadelerini kullandı.
POLİS ALIMINDA KPSS PUANI DÜŞÜYOR
Polis okullarına öğrenci alımı sırasında uygulanacak kriterlerde değişiklik yapılmasının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Soylu, çok zor bir dönemden geçilmesine rağmen var olan güvenlik birimlerinin cansiperane çalıştığının altını çizdi.
Güvenlik birimlerine alınacak insan kaynaklarıyla ilgili titiz davranmak zorunda olduklarını söyleyen Soylu, yazılı, spor ve sağlık testleri ile mülakatlar olmak üzere 4 elemeden geçildiğini anlattı.
Polis meslek yüksekokullarına girişte uygulanan KPSS barajının 70 puandan 65'e indirilmesi ile boy ve renk körlüğü gibi kıstaslarda değişiklik yapılıp yapılmayacağını değerlendirdiklerini söyleyen Soylu, bu değerlendirmede uluslararası standartları esas alacaklarını aktardı.