Google, bugün hazırladığı doodle ile edebiyat tarihinin önemli isimlerinden Franz Kafka’yı andı. İlginç yaşam öyküsü ve geride bıraktığı eserleriyle efsanesini hala yaşatan Kafka, doğum gününde Google’ın anasayfasında karşımıza çıktı.
Prag’ın Avusturya Macaristan İmparatorluğu’na dahil olduğu 1883 yılında dünyaya gelen Kafka, hayatını roman, öykü yazarak ve bir dönem sigortacılık yaparak kazandı. Kafka, yazarlık kariyeri boyunca uzun romanlarının hiçbirini tamamlayamazken, çalışmalarının neredeyse yüzde 90’ını yakmıştı.
Kafka, 1912 yılında yazdığı ‘Die Verwandlung’ (Metamorfoz veya Dönüşüm) adlı öyküsüyle tanındı. Öykü, ilk olarak 1915 yılında Leipzig’de basıldı. Google’ın hazırladığı doodle’da konu edilen Metamorfoz, kendisini bir gün böceğe dönüşmüş halde bulan bir satıcıdan bahsediyor.
Eleştirmenlerin, 20’inci yüzyılın kurgu çalışmalarında bir temel olarak kabul ettiği Metamorfoz’un ardından, Kafka 1914 yılında ‘In der Strafkolonie’ (Ceza Kolonisinde) adlı eserini yazdı. 1918’de üzerinden geçtiği öykü, Ekim 1919’da Leipzig’de basıldı. Kafka, Ceza Kolonisinde, insanların kendilerine ve birbirlerine karşı besledikleri kaygı ve korkuları işlemiştir. Öyküde, iş gezisinde olan bir kişi, suçlarını bile bilmeden öykünün üzerine odaklandığı bir işkence makinesine bağlanarak öldürülen insanlara şahit olmaktadır..
Kafka’nın bir diğer ünlü eseri olan ‘Ein Hungerkünstler’ (Açlık Sanatçısı), 1924’te ‘Die neue Rundschau ‘ adlı dergide yayımlanmıştır. Kafka bu ve son hikayesi olan ‘Josefine, die Sängerin oder Das Volk der Mäuse’ adlı eserinde sirk çalışanları ve sanatçıların hitap ettikleri kitlelerle olan ilişkilerine ver verilmişti.
Prag’ın Avusturya Macaristan İmparatorluğu’na dahil olduğu 1883 yılında dünyaya gelen Kafka, hayatını roman, öykü yazarak ve bir dönem sigortacılık yaparak kazandı. Kafka, yazarlık kariyeri boyunca uzun romanlarının hiçbirini tamamlayamazken, çalışmalarının neredeyse yüzde 90’ını yakmıştı.
Kafka, 1912 yılında yazdığı ‘Die Verwandlung’ (Metamorfoz veya Dönüşüm) adlı öyküsüyle tanındı. Öykü, ilk olarak 1915 yılında Leipzig’de basıldı. Google’ın hazırladığı doodle’da konu edilen Metamorfoz, kendisini bir gün böceğe dönüşmüş halde bulan bir satıcıdan bahsediyor.
Eleştirmenlerin, 20’inci yüzyılın kurgu çalışmalarında bir temel olarak kabul ettiği Metamorfoz’un ardından, Kafka 1914 yılında ‘In der Strafkolonie’ (Ceza Kolonisinde) adlı eserini yazdı. 1918’de üzerinden geçtiği öykü, Ekim 1919’da Leipzig’de basıldı. Kafka, Ceza Kolonisinde, insanların kendilerine ve birbirlerine karşı besledikleri kaygı ve korkuları işlemiştir. Öyküde, iş gezisinde olan bir kişi, suçlarını bile bilmeden öykünün üzerine odaklandığı bir işkence makinesine bağlanarak öldürülen insanlara şahit olmaktadır..
Kafka’nın bir diğer ünlü eseri olan ‘Ein Hungerkünstler’ (Açlık Sanatçısı), 1924’te ‘Die neue Rundschau ‘ adlı dergide yayımlanmıştır. Kafka bu ve son hikayesi olan ‘Josefine, die Sängerin oder Das Volk der Mäuse’ adlı eserinde sirk çalışanları ve sanatçıların hitap ettikleri kitlelerle olan ilişkilerine ver verilmişti.
ESERLERİNİ KENDİ ELLERİYLE YAKTI
Avrupa’nın içinde bulunduğu bunalımlı dönemlerde insanların kaygı ve endişelerini hayal gücüyle etkileyici bir şekilde sunan Kafka, birçok eserini tamamlayamamış bir yazardı.
Romanlarının hiçbirini bitirmeyen Kafka, çalışmalarının çok büyük bir kısmını yakmıştı. Berlin’de yaşadığı dönemde, hayatındaki üçüncü ve son kadın olan Dora Diamant, yazara eserlerini yakmasında yardımcı olmuştu.
Yazarlığının ilk yıllarında Alman yazar ve şair Heinrich von Kleist’in eserlerinden etkilendiğ bilinen Kafka, ilk aşkı olan Felice Bauer’e yazdığı mektuplarda, von Kleist’ın çalışmalarını ‘korkutucu’ olarak tanımlamıştı.
Eserlerini Almanca yazan Franz Kafka, 20’inci yüzyılın en büyük yazarlarından biri olara tarhiteki yerini aldı. Varoluşçuluk alanındaki eserlerin öncülerinden olan Kafka, Metamorfoz’un yanı sıra sekiz saatte yazdığı ‘Der Process’ (Dava) ve ‘Die Verwandlung’ (Şato) gibi eserlerinde yabancılaşma, psikolojik şiddet, aile-çocuk çatışması, esrarengiz keşifler peşindeki farklı karakterler ve mistik dönüşümleri ele aldı.
1917 yılında akciğer, 1924 yılında da gırtlak kanseri teşhisi konan Franz Kafka, 3 Haziran 1924 tarihinde Klosterneuburg’da, henüz 40 yaşında hayata veda etti.
Avrupa’nın içinde bulunduğu bunalımlı dönemlerde insanların kaygı ve endişelerini hayal gücüyle etkileyici bir şekilde sunan Kafka, birçok eserini tamamlayamamış bir yazardı.
Romanlarının hiçbirini bitirmeyen Kafka, çalışmalarının çok büyük bir kısmını yakmıştı. Berlin’de yaşadığı dönemde, hayatındaki üçüncü ve son kadın olan Dora Diamant, yazara eserlerini yakmasında yardımcı olmuştu.
Yazarlığının ilk yıllarında Alman yazar ve şair Heinrich von Kleist’in eserlerinden etkilendiğ bilinen Kafka, ilk aşkı olan Felice Bauer’e yazdığı mektuplarda, von Kleist’ın çalışmalarını ‘korkutucu’ olarak tanımlamıştı.
Eserlerini Almanca yazan Franz Kafka, 20’inci yüzyılın en büyük yazarlarından biri olara tarhiteki yerini aldı. Varoluşçuluk alanındaki eserlerin öncülerinden olan Kafka, Metamorfoz’un yanı sıra sekiz saatte yazdığı ‘Der Process’ (Dava) ve ‘Die Verwandlung’ (Şato) gibi eserlerinde yabancılaşma, psikolojik şiddet, aile-çocuk çatışması, esrarengiz keşifler peşindeki farklı karakterler ve mistik dönüşümleri ele aldı.
1917 yılında akciğer, 1924 yılında da gırtlak kanseri teşhisi konan Franz Kafka, 3 Haziran 1924 tarihinde Klosterneuburg’da, henüz 40 yaşında hayata veda etti.