7 Haziran'da yapılan Milletvekili Genel Seçimleri'nde CHP, Eskişehir'de sandıktan birinci parti olarak çıktı.
CHP, 69 yıldır Eskişehir'de sandıktan birinci çıkamıyordu. CHP'nin aldığı bu sonucu, partinin 3.sıradan milletvekili seçilen ismi Avukat Cemal Okan Yüksel ile konuştuk. Yüksel, soruları şöyle yanıtladı:
1946 yılından bu yana CHP, Eskişehir’de ilk defa birinci parti olarak çıktı. Bu değişimin sebebi nedir?
Biz Eskişehir CHP il teşkilatı olarak çok inandık. Öncelikle seçim bildirgemize çok inandık. Bu somut vaatlerin başarılabileceğine inandık. Başarılırsa ülkemizin önünün nasıl açılacağına inandık. Bu inancımızı da parti değerlerimizle yoğurunca ortaya müthiş bir başarı öyküsü çıktı.
Bu durumu, hangi dinamiklere borçlusunuz?
Elbette bu sorunun cevabını bilmem çok zor. Her kentin kendine göre dinamikleri var. Kimyası farklı. Örnekleri Eskişehir’den verirsek sanırım farkları göstermiş oluruz. Öncelikle iki üniversitenin şehre kattığı genç nüfus bunların başında gelir. Politize olmuş, ne istediğini bilen ve kararlı gençler şehrimizin en önemli faktörü. Diğer bir etken ise geçen yerel seçimlerde elde edilen başarı.
"GENÇLERE MAZOTUN 1,5 TL OLDUĞUNU ANLATMADIK"
CHP’nin seçim bildirgesini her kesime değil, ilgili kesimlere anlatma gayretimiz de başarının bir anahtarı. Şöyle söyleyelim; gençlere mazotun 1,5 TL olacağını anlatmadık. Kimin derdine nasıl yardımımız olacağını anlattık. Örneğin, her akşam öğrencilerin yoğunlukta olduğu sokaklara girip evimizde pişirdiğimiz pilavımızı paylaştık. Onlara final sınavları döneminde bir nebze de olsa yardımcı olmaya çalıştık. Bulduğum her boşlukta, ofiste oturmak yerine üniversite gençlerinin yoğunlukta olduğu yerlere gidip onlarla oturdum. Kimi zaman siyaset konuştuk, kimi zaman iki arkadaş gibi sohbet edip tavla oynadık. Kim ne derse desin bizim ihtiyacımız olan kişiler gençlerdir. Onlar bu ülkenin geleceğine umutla bakmadığı sürece hiçbir şey yapamayız. Önce onları inandırmamız ve politize etmemiz gerekiyor. Hedefimiz günü kurtarmak değil, geleceği inşa etmek.
CHP, bu seçimlerde seçmene sunduğu somut vaatlere rağmen ülke genelinde yüzde 25 oy aldı...
İzninizle ufak bir düzeltme yapmak isterim. Bizim hala vaatlerimiz var. İktidara geldiğimizde bu vaatleri gerçekleştireceğimizi söyledik ve başta genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bu vaatlerin altına hepimiz imzamızı attık.
Emanet oyların CHP'den gittiğini söylemek yanlış olmaz
Gerçekleştirmek için de var gücümüzle çalışacağız. Bu vaatler seçim kazanmak için ortaya konmuş vaatler değil. Bu vaatler ülkemizin önünü açmak için, refah düzeyimizi arttırmak için, yoksulluğa karşı verdiğimiz savaşı kazanmak için oluşturulmuş bir politikanın manevraları. Aldığımız oy yüzdesine gelince verilecek en politik cevap halkın teveccühü olur herhalde. Ama ben bu cevabı vermeyeceğim.
"ORTADA HDP GERÇEĞİ VE YÜKSELİŞİ VAR"
Aslında CHP’nin bu seçimde aldığı oy oranı %30’un üstündedir bana göre. Ortada bir HDP gerçeği ve yükselişi var. Bir parti var artık karşımızda. Barajı aşmış, meclise 80 milletvekili göndermiş bir parti. Her ne kadar “emanet oyların farkındayız ve onlara layık olmaya çalışacağız” deyip 3 gün sonra “bizde emanet oy yok, hepsi bizim kemik oylarımız” deseler de bu emanet oyların bir kısmının CHP’den gittiğini söylemek yanlış olmaz. Ne kadarı derseniz bunu kimse bilemeyecek.
Diğer yandan partimiz belki de en başarılı seçim hazırlığı yapmış bir parti olarak görülüyor. Buna katılmamak mümkün değil. Seçimde etken olan, sürükleyen, yön veren bizim söylemlerimiz oldu. Hep bizim vizyonumuzu paylaştılar ve yorumladılar. Kaynak yaratma konusunda polemik yaratarak bizim gündemimizi takip ettiler. Bunun ancak insanları kandırarak, kafalarını karıştırarak üstesinden gelebilirlerdi. Ve bunu uyguladılar. Korkmadığını gören insanlarımız artık cesaretlenip umutlanabilecekler. Bize de umut ve cesaret veren de bu.
Sizce emanet oylar bir parti altında kemikleşir mi?
Eğer bu soruda sormak istediğiniz CHP’den HDP’ye giden oyların, orada kalıp kalamayacağı ise kesinlikle kalacağını düşünmüyorum. Bu CHP seçmeninin ülke siyasetine tanıdığı bir şans. Bunu iyi değerlendirmek başta HDP’nin sonra diğer partilerin elinde. Bahsettiğim gibi 3 gün önce söylediğiniz ile 3 gün sonra söylediğiniz birbirini tutmuyorsa size ilk dakikada sarı kartı gösterir seçmen.
Peki ya koalisyon...
Seçmenin verdiği mesajı iyi okumak lazım. Sağduyuya davet edildik. Bu tavrı sergileyemeyen kaybeder. Biz de bunun bilincindeyiz. Bizden istenen tavrı, tüm samimiyetimizle göstermek durumundayız. Ancak suiistimal edilmemeliyiz. Herkes bu tavrı sergilerse o zaman siyaset kazanır, o zaman Türkiye kazanır.