Ünlü yönetmen Emir Kusturica'nın Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne davet edilmesiyle başlayan tartışmalar ve protestolar yeni bir boyuta taşındı.
Yönetmen Semih Kaplanoğlu ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın protesto ettiği festivalin açılışında dün akşam Antalya Büyükşehir Belediyesinin MHP'li Meclis Üyesi Reşat Oktay da Kusturica'ya tepki göstermişti.
Yaşananların ardından bugün usta yönetmen Altın Portakal Film Festivali jüri üyeliğinden ayrıldığını açıkladı.
Ülkesine döneceğini söyleyen Kusturica, "Kültür Bakanı'nı 'düşman' ilan ediyorum. Bakan beni hedef gösterdi. Bir ay önce bakanın kendi partisinden bir belediye beni davet etti ve başörtülü kadınlar şarkılarımla dans ettiler, beni gururlandırdılar" dedi.
Gazetecilerin karşısına çıkan Kusturica, birkaç ay önce AK Parti'li belediye başkanının davetlisi olarak geldiği Bursa'da verdikleri konserin oldukça güzel geçtiğini söyledi.
Kusturica, şöyle devam etti:
''Bursa'da konserimde el çırparak dans eden başörtülü kadınlar da vardı. Bu beni çok mutlu etmişti. Büyükannem de başı örtülü bir kadındı. Hayal ettim. Büyük annem de hayatta olsaydı o da onlarla dans ederdi.
Bursa'daki konserden 1,5 ay sonra bir kültür bakanı ile karşı karşıyayım. Gelmediğini söylüyor çünkü soykırımı destekleyen bir insan festivale katılıyormuş. Benim üyesi olduğum Sırbistan'ın Bosna'daki Müslümanlara karşı işlediği suçlara her zaman tavır aldım ve mesafe koydum. Bosna'da olduğu gibi benim ulusumda da işlenen cinayetlere karşı tavır koydum ve protesto ettim.
Aynı şekilde Bosna'da birçok Sırp da öldü. Siz ne kadar insan kalıp eski suçlara karşı tavır alsanız da suçun, cinayetin politik vizyonuna uyamıyorsunuz. Sonra da bu anlamsız suçlamalara muhatap oluyorsunuz. Bu da Kültür Bakanı'nın yerine getirdiği eylem oluyor. Bin yıl yaşacak olsam ya da 2 bin yıl. Bu 2 bin yılda kaç büyük kolonyal devletin işlediği soykırımlara tavır almak zorunda kalacağım. Ne yazık ki gelişme soykırımlar üzerine kurulu bu insanlık tarihinde.
Irak'ta 4 yıl önce yaşananları hatırlayalım, Tony Blair ve Geoge Bush, Irak'ta ne yaptır? Bana tavır alan bu yönetmen, Irak'da suçları işlediği açık olan Tony Blair'e neden tavır almadı?
Bir kez daha ifade ediyorum: Hayatım boyunca asla ve asla insanlığa karşı işlenmiş bir suça destek olmadım. Hukuksal olarak bakarsak orada insanlığa karşı işlenen suçlardan uzak durdum ve tavır aldım, şimdi bu algı değişmeye başladı. Şu anda dünyanın her yerinde arka arkaya soykırımlar görüyoruz ve bunların hiçbirinin parçası değilim.
Nihai olarak, özellikle Bosna'da özellikle katledilen Müslümanlar için üzüntümü bir kez daha ifade ediyorum. Kültür Bakanı, sinema öğrencilerinin benden ders alamamalarının sorumlusu olacaktır. Bir jüri üyesi olarak bir toplantıya katılıp ayrıca da öğrencilere workshop yapacaktım. Bu çok istediğim bir şeydi ama bunu yapmayacağım. Çünkü öğrencilere 50 bodyguard eşliğinde bir şey anlatamazsınız. Belki o bunu daha iyi yapabilir.
Festivale beni çağıran nazik insanlara çok teşekkür etmek istiyorum. Sırp dilinde 30 bin Türkçe kelime vardı. Birçok insanın kullandığı dilden fazladır. Ortak yaşadığımız tarihin birçok evresinden. Türkiye'nin Hollanda'ya karşı oynadığımaçta da her zaman Türkiye'yi tutacağım açıktır ve diğer Avrupa ülkelerine karşı. Bu barbarca bir skandal, ilkellik.''
Kusturica'nın basın toplantısının ardından Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın ikna çabaları da sonuç vermedi ve usta yönetmen Belgrad'a gitmek üzere Antalya'dan ayrıldı.
Kusturica'ya otomobiline kadar eşlik eden, ardından da sarılarak vedalaşan Akaydın, yönetmenin kendisine ''Bu davranışları ayıplıyorum. Tamamen politik bir tavırdır. Beni Bosna Savaşı'nda söylemediklerim ve yapmadıklarım için suçluyorlar. Benim zaten duygularımı düşüncelerimi, felsefemi, yaptıklarımı, bugüne kadar yaptığım eserler, belli ediyor.. Etrafımda bu kadar korumayla gezmek beni rahatsız ediyor. Bu yüzden jüri üyeliğinden ve Antalya'dan ayrılıyorum'' dediğini aktardı.
AKAYDIN: KÜLTÜR BAKANI AYIBIYLA TARİHE GEÇTİ
Emir Kusturica'nın Antalya'dan ayrılma kararını üzüntüyle karşıladığını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, şunları söyledi:
''Türkiye adına kendisinden özür diledim. Bu görüşlerin, Antalya halkının duygu ve davranışlarını yansıtmadığını, bu tür davranışları kınadığımı kendisine bildirdim. Emir Kusturica'nın savaşta aldığı tavır beni ilgilendirmiyor, beni Kusturica'nın kültürel ve sanatsal kişiliği ilgilendiriyor.
Emir Kusturica'nın, Bursa'da tepki almayıp Antalya'da tepki alması garip. Burada siyasi kışkırtıcılık var.
Maalesef kültürün başında olan Bakana bunu yakıştıramadım. Bu, bir kültürsüzlük göstergesidir. Kültür ve Turizm Bakanına bu yakışmaz. Kültür ve Turizm Bakanının üstünden kültürsüz bir makam tarafından bu hareket teşvik edildi. Bu, sanata siyasetin müdahalesidir. Bu bize yakışmadı. Yapılan iş kültür adına, sanat adına ayıptır. Böyle bir ayıbı kültürden, sanattan sorumlu kişilerin yaşatması daha da ayıptır. Bu festival Antalya'ya, Antalya halkına mal olmuş etkinliktir. Dünyada bunu yapanlar, kendi ayıbıyla tarihe geçmiştir, Kültür ve Turizm Bakanı da kendi ayıbıyla tarihe geçmiştir.''
TBMM BAŞKANI ŞAHİN: TALİHSİZ SÖZLER VARSA...
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de Kusturica'nın Türkiye'yi terk etmesini değerlendirdi:
''Bizim ülkemizde hiç kimse bir başka şahsa düşman olmaz ama eğer sarf edilen talihsiz sözler varsa ve bu talihsiz sözler özellikle kadınlara yönelik, kadınlara yapılan zulmü adeta meşru gören sözlerse bu sözlere herkes tepki gösterebilir. Türk halkı bu yanlış sözlere tepki göstermiştir, Sayın Bakan da bu sözlere tepki göstermiştir. Yoksa kim hangi sözü söylerse söylesin, her insanın şahsı ve şahsının güvenliği Türkiye Cumhuriyeti yasalarıyla teminat altındadır. O tür suçlamalarda bulunması bir noktada kendi kabahatini bastırmaya yönelik sözlerdir diye değerlendiriyorum. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın festivale katılmaması kendi takdiridir, ona karışamam."
Yönetmen Semih Kaplanoğlu ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın protesto ettiği festivalin açılışında dün akşam Antalya Büyükşehir Belediyesinin MHP'li Meclis Üyesi Reşat Oktay da Kusturica'ya tepki göstermişti.
Yaşananların ardından bugün usta yönetmen Altın Portakal Film Festivali jüri üyeliğinden ayrıldığını açıkladı.
Ülkesine döneceğini söyleyen Kusturica, "Kültür Bakanı'nı 'düşman' ilan ediyorum. Bakan beni hedef gösterdi. Bir ay önce bakanın kendi partisinden bir belediye beni davet etti ve başörtülü kadınlar şarkılarımla dans ettiler, beni gururlandırdılar" dedi.
Gazetecilerin karşısına çıkan Kusturica, birkaç ay önce AK Parti'li belediye başkanının davetlisi olarak geldiği Bursa'da verdikleri konserin oldukça güzel geçtiğini söyledi.
Kusturica, şöyle devam etti:
''Bursa'da konserimde el çırparak dans eden başörtülü kadınlar da vardı. Bu beni çok mutlu etmişti. Büyükannem de başı örtülü bir kadındı. Hayal ettim. Büyük annem de hayatta olsaydı o da onlarla dans ederdi.
Bursa'daki konserden 1,5 ay sonra bir kültür bakanı ile karşı karşıyayım. Gelmediğini söylüyor çünkü soykırımı destekleyen bir insan festivale katılıyormuş. Benim üyesi olduğum Sırbistan'ın Bosna'daki Müslümanlara karşı işlediği suçlara her zaman tavır aldım ve mesafe koydum. Bosna'da olduğu gibi benim ulusumda da işlenen cinayetlere karşı tavır koydum ve protesto ettim.
Aynı şekilde Bosna'da birçok Sırp da öldü. Siz ne kadar insan kalıp eski suçlara karşı tavır alsanız da suçun, cinayetin politik vizyonuna uyamıyorsunuz. Sonra da bu anlamsız suçlamalara muhatap oluyorsunuz. Bu da Kültür Bakanı'nın yerine getirdiği eylem oluyor. Bin yıl yaşacak olsam ya da 2 bin yıl. Bu 2 bin yılda kaç büyük kolonyal devletin işlediği soykırımlara tavır almak zorunda kalacağım. Ne yazık ki gelişme soykırımlar üzerine kurulu bu insanlık tarihinde.
Irak'ta 4 yıl önce yaşananları hatırlayalım, Tony Blair ve Geoge Bush, Irak'ta ne yaptır? Bana tavır alan bu yönetmen, Irak'da suçları işlediği açık olan Tony Blair'e neden tavır almadı?
Bir kez daha ifade ediyorum: Hayatım boyunca asla ve asla insanlığa karşı işlenmiş bir suça destek olmadım. Hukuksal olarak bakarsak orada insanlığa karşı işlenen suçlardan uzak durdum ve tavır aldım, şimdi bu algı değişmeye başladı. Şu anda dünyanın her yerinde arka arkaya soykırımlar görüyoruz ve bunların hiçbirinin parçası değilim.
Nihai olarak, özellikle Bosna'da özellikle katledilen Müslümanlar için üzüntümü bir kez daha ifade ediyorum. Kültür Bakanı, sinema öğrencilerinin benden ders alamamalarının sorumlusu olacaktır. Bir jüri üyesi olarak bir toplantıya katılıp ayrıca da öğrencilere workshop yapacaktım. Bu çok istediğim bir şeydi ama bunu yapmayacağım. Çünkü öğrencilere 50 bodyguard eşliğinde bir şey anlatamazsınız. Belki o bunu daha iyi yapabilir.
Festivale beni çağıran nazik insanlara çok teşekkür etmek istiyorum. Sırp dilinde 30 bin Türkçe kelime vardı. Birçok insanın kullandığı dilden fazladır. Ortak yaşadığımız tarihin birçok evresinden. Türkiye'nin Hollanda'ya karşı oynadığımaçta da her zaman Türkiye'yi tutacağım açıktır ve diğer Avrupa ülkelerine karşı. Bu barbarca bir skandal, ilkellik.''
Kusturica'nın basın toplantısının ardından Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın ikna çabaları da sonuç vermedi ve usta yönetmen Belgrad'a gitmek üzere Antalya'dan ayrıldı.
Kusturica'ya otomobiline kadar eşlik eden, ardından da sarılarak vedalaşan Akaydın, yönetmenin kendisine ''Bu davranışları ayıplıyorum. Tamamen politik bir tavırdır. Beni Bosna Savaşı'nda söylemediklerim ve yapmadıklarım için suçluyorlar. Benim zaten duygularımı düşüncelerimi, felsefemi, yaptıklarımı, bugüne kadar yaptığım eserler, belli ediyor.. Etrafımda bu kadar korumayla gezmek beni rahatsız ediyor. Bu yüzden jüri üyeliğinden ve Antalya'dan ayrılıyorum'' dediğini aktardı.
AKAYDIN: KÜLTÜR BAKANI AYIBIYLA TARİHE GEÇTİ
Emir Kusturica'nın Antalya'dan ayrılma kararını üzüntüyle karşıladığını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, şunları söyledi:
''Türkiye adına kendisinden özür diledim. Bu görüşlerin, Antalya halkının duygu ve davranışlarını yansıtmadığını, bu tür davranışları kınadığımı kendisine bildirdim. Emir Kusturica'nın savaşta aldığı tavır beni ilgilendirmiyor, beni Kusturica'nın kültürel ve sanatsal kişiliği ilgilendiriyor.
Emir Kusturica'nın, Bursa'da tepki almayıp Antalya'da tepki alması garip. Burada siyasi kışkırtıcılık var.
Maalesef kültürün başında olan Bakana bunu yakıştıramadım. Bu, bir kültürsüzlük göstergesidir. Kültür ve Turizm Bakanına bu yakışmaz. Kültür ve Turizm Bakanının üstünden kültürsüz bir makam tarafından bu hareket teşvik edildi. Bu, sanata siyasetin müdahalesidir. Bu bize yakışmadı. Yapılan iş kültür adına, sanat adına ayıptır. Böyle bir ayıbı kültürden, sanattan sorumlu kişilerin yaşatması daha da ayıptır. Bu festival Antalya'ya, Antalya halkına mal olmuş etkinliktir. Dünyada bunu yapanlar, kendi ayıbıyla tarihe geçmiştir, Kültür ve Turizm Bakanı da kendi ayıbıyla tarihe geçmiştir.''
TBMM BAŞKANI ŞAHİN: TALİHSİZ SÖZLER VARSA...
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de Kusturica'nın Türkiye'yi terk etmesini değerlendirdi:
''Bizim ülkemizde hiç kimse bir başka şahsa düşman olmaz ama eğer sarf edilen talihsiz sözler varsa ve bu talihsiz sözler özellikle kadınlara yönelik, kadınlara yapılan zulmü adeta meşru gören sözlerse bu sözlere herkes tepki gösterebilir. Türk halkı bu yanlış sözlere tepki göstermiştir, Sayın Bakan da bu sözlere tepki göstermiştir. Yoksa kim hangi sözü söylerse söylesin, her insanın şahsı ve şahsının güvenliği Türkiye Cumhuriyeti yasalarıyla teminat altındadır. O tür suçlamalarda bulunması bir noktada kendi kabahatini bastırmaya yönelik sözlerdir diye değerlendiriyorum. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın festivale katılmaması kendi takdiridir, ona karışamam."