Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Eskişehir il teşkilatıyla yemekte bir araya geldi. Yemekte konuşan Erdoğan, Eskişehir'in tüm ilçelerine ve vatandaşlara selam gönderdi.
Eskişehir il teşkilatında görev almış, şehrin, ülkenin ve partinin başarısı için ter dökmüş, tüm isimlere teşekkür eden Erdoğan, teşkilatlarda vazife yapanlardan hayatını kaybedenleri tazimle andığını söyledi ve rahmet diledi.
Eskişehir'de 31 Mart 2019 Mahalli İdareler seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığında yüzde 45,24 oranıyla AK Parti'yi tercih eden tüm Eskişehirlilere teşekkürlerini sunan Erdoğan, seçimlerde Cumhur İttifakı çatısı altında çalıştıkları MHP'lilere ayrıca teşekkürlerini iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her ne kadar bu sonuçta AK Parti Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanamamış olsa da ortaya çıkan netice önemlidir. Büyükşehir seçiminde AK Parti tarihindeki en yüksek oy oranımız olan bu netice, bir sonraki seçimde daha çok çalışırsak hedefimize ulaşacağımızı söylüyor. Hemen bugünden 2023 yılındaki cumhurbaşkanlığı ve meclis, 2024 yılındaki belediye başkanlığı seçimleri için hazırlıklara başlamalıyız. Eskişehir'deki her vatandaşımızın gönlüne değecek, bizden beklentilerini karşılayacak bir çalışma ortaya koyduğumuzda sandıktan umduğumuz sonucun çıkacağından hiç şüpheniz olmasın."
Milletin bugüne kadar, diğerlerinden farklı olması nedeniyle AK Parti'ye destek verdiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Ülkemizde siyasetin milletten koptuğu, sadece belirli kadroların ve çevrelerin çıkarlarını savunma işi haline geldiği dönemde AK Parti, milletin davasının sözcülüğünü ve mücadelesini üstlenerek ortaya çıkmıştır. Biz milletimize ne kadar büyük hizmetler verdiysek milletimizin bize verdiği destek de o derece güçlü olmuştur. Şayet bugün bazı yerlerde hedeflerimizin gerisinde kalmışsak, geçen döneme göre belediye başkanlıklarında birçok belediyeyi kaybettiysek bunun sebebini millete değil yine kendimize faturasını keseceğiz. Demek bir yerde yanlışımız var, eksiklerimiz var, bunları gidermemiz lazım."
Partinin genel başkanı olarak şahsından başlayarak, genel merkez yönetimi, il, ilçe teşkilatları, kadın ve gençlik kolları, sandık müşahitleri, delegeler hatta üyelere varana kadar tüm mensuplarla muhasebeyi bu şekilde yapmak durumunda olduklarını dile getiren Erdoğan, kayıpları telafi ettirecek, kendilerini daha büyük başarıya ulaştıracak şeyin milletle daha sıkı kucaklaşmak olduğunu vurguladı.
Bunun için millete her alanda çok daha iyi hizmetler vermeleri gerektiğini belirten Erdoğan, "Cumhurbaşkanı olarak sorumluluğumuzdaki bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, ülkemizi her alanda en iyi şekilde yönetmeliyiz. Mecliste milletvekillerimizle en iyi kanunları çıkarmalıyız. Demokrasimizi daha ileriye taşımak, ekonomimizi sıkıntılarından süratle uzaklaştırıp, hızla büyütmek, milletimize huzur, güven, refah içinde yaşayabileceği bir zemin sunmak en başta gelen vazifemizdir" dedi.
Ülkenin AK Parti iktidarları döneminde geçen son 17 yılının, eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, sosyal güvenlikten sosyal yardımlara kadar her alanda başarılara imza atılan, iftihar yılları olduğunu dile getiren Erdoğan, "Şimdi bize düşen son zamanlarda önümüze çıkartılan engeller sebebiyle yaşadığımız sıkıntıları süratle çözmek ve başarı çıtamızı daha yukarıya taşımaktır" diye konuştu.
Milletin her kesimine sahipsiz olmadığını hissettirmeleri gerektiğini anlatan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"AK Parti sadece milletin hizmetkarı değil aynı zamanda vicdanıdır. Mesela bir süredir İstanbul başta olmak üzere çeşitli belediyelerden işten çıkartılan insanların feryatlarını duyuyoruz. Tam tersi bir durum olsa AK Parti'li belediyelerde bu tür işten çıkartmalar olsa gök kubbeyi bizim üzerimize yıkmaya çalışacak olanlara bakıyoruz, en küçük bir ses, seda yok. Bu neyi gösteriyor? Bu, ikiyüzlülüğü gösteriyor. Samimi değiller. Bizim belediyelerimizde böyle bir şey oldu mu? Olmadı ama bunlar hemen gelir gelmez işçileri iş yerlerinden çıkarmaya, tam okulların açılacağı bir dönemde bunları acaba neyi var, neyi yok bakmadan kapıların önüne koydular. Aynı şekilde Diyarbakır'da analar evlatlarını, bölücü örgütün elinden kurtarmak için destansı bir mücadele veriyor. Yine 'kadın hakları, çocuk hakları, insan hakları' diyerek her fırsatta ortalığı ayağa kaldıranlardan en küçük bir ses seda duydunuz mu? Yok. Hani vardı ya 'Galatasaray anneleri', Galatasaray Lisesi'nin önünde toplanıyorlardı, 'cumartesi anneleri' diye nam salmışlardı. Kıyamet kopuyor muydu? Kopuyordu. Peki, o zaman oraya gelip giden bu sanatçılar vesaireler şimdi Diyarbakır'da çocukları dağa kaçırılan bu hanım kardeşlerimizin yanına uğradılar mı? Herhangi bir açıklamaları var mı? Yok. Üstelik de dalga geçiyorlar. Bu ikiyüzlüler ekmeklerinin peşindeki işçilerimizi, evlatlarının peşindeki anaları yalnız bırakıyor diye biz de geri duracak değiliz."
"MİLLETİMİZE ANLATMAMIZ LAZIM"
Terör örgütü PKK'nın orman yangınlarını üstlendiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Peki Taksim'de 12 tane ağacın yeri değiştirildi diye kıyamet koparanlar, o 'Gezi'ciler bu kadar orman yakılırken şu anda bunların sesi çıkıyor mu? Hani çevre dostu bir parti var ya bu partiden bir ses var mı? Yok. Buradan şimdi yine teşkilatlarımıza çağrıda bulunuyorum. Tüm gücümüzle bizler bu ikiyüzlüleri milletimize anlatmamız lazım. Kimin çevre dostu olduğunu, milletimize anlatmamız lazım. Bu canım ormanlarımızı yakanları milletimize anlatmamız lazım. Bu HDP denilen partinin nasıl bir parti olduğunu, PKK'nın bunun arkasında ne gibi bir örgütlenmenin peşinde olduğunu anlatmamız lazım. Bu terör örgütü olarak bu insanları, 14, 15, 16 yaşındaki çocukları dağa kaçıranları bunun yanında öğretmenlerimizi kaçıranları bunları anlatmamız lazım. Tüm gücümüzle ekmeklerinin peşindeki işçilerin de evlatlarına kavuşmaktan başka gayeleri olmayan anaların da yanlarında olacağız. Hatta şov yapmaktan başka bir işe yaradıklarını görmediğimiz muhalefet belediyelerinin bıraktığı boşlukları diğer kurumlarımız ve imkanlarımızla biz kapatacak, hiç kimsenin mağduriyet yaşamasına mahal vermeyeceğiz."
Konuşmasında seçimi kazanamamanın kendi sorumlulukları olduğunu dile getiren Erdoğan, bunun sonuçlarının millete fatura edilmesine göz yumamayacaklarını söyledi.
Erdoğan, "Eğer bir yerde kimsesiz çocuklar sokağa atılmışsa, yaşlıların bakımı ihmal edilmişse, gariplere yapılan yardımlar kesilmişse hemen bunlara biz sahip çıkacağız. Ekmeklerinden edilen işçilerimizin mücadelelerine hem insani hem hukuki hem sosyal her türlü desteği biz vereceğiz. Çünkü biz, işte böyle bir davanın, medeniyetin, kültürün temsilcisi olan AK Parti'yiz, farkımız bu" diye konuştu.
Türkiye'nin önünde güvenlikten ekonomiye acil mesafe katedilmesi gereken kritik alanlar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'yi, 17 yılda bölgesinin ve dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline getirirken, nice benzer sıkıntıları aştıklarını ve benzer mücadeleler verdiklerini anlattı. Erdoğan, Allah'ın izni ve milletin desteğiyle bunların da üstesinden geleceklerini dile getirdi.
Enflasyonun düştüğüne ve faizlerin indiğine dikkati çeken Erdoğan, "Perşembe günü yine Para Piyasası Kurulu toplanıyor. Ben inanıyorum ki daha da düşecek ve siz de göreceksiniz. 'Cumhurbaşkanımız bunu demişti' diyeceksiniz. Faiz düştükçe enflasyonda düşecektir, bunu göreceksiniz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, kur istikrarının sağlandığını da dile getirerek, şöyle devam etti:
"İkinci çeyrekte ilk çeyreğe göre büyüdük. İstihdam artıyor. İhracatımız rekorlar kırıyor. Göreve geldik 17 yıl önce, ihracatımız 36 milyar dolardı, şimdi nereyi zorluyoruz 170 milyar doları, buraya geldik. Nereden nereye. Ekonomimizin en büyük zaafı olarak gösterilen cari açığımız tarihimizde hiç olmadığı kadar iyi bir seviyeye geldi. Piyasalarda gözle görülür bir kıpırdanma başladı. Geçtiğimiz ağustos ayındaki kur saldırısının ardından başlattığımız dengelenme süreci başarıyla sürüyor. Şimdi yeniden büyümeyi güçlendirme, bu aşamaya geçiyoruz. Önümüzde çok ciddi fırsatlar var. Ülkemizi, bölgemizin ve dünyanın en önemli tasarım, üretim ve ticaret merkezlerinden biri haline getirmeye her zamankinden daha yakınız."
"SURİYE'DE ÜLKEMİZE KURULAN TUZAĞI KISMEN BOZDUK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik tehditleriyle Türkiye'yi tecrit etme girişimlerinin tamamını boşa çıkardıklarına da işaret ederek, "Suriye'de ülkemize kurulan tuzağı kısmen bozduk. Şimdi gündemimizde Fırat'ın doğusu var. Onu da inşallah birkaç haftaya kadar öyle veya böyle ama mutlaka çözüm yoluna koymuş olacağız" diye konuştu.
Eylül'ün 21-22'sinden sonra ABD'ye giderek, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Büyük ihtimalle Sayın Trump'la da orada ayrıca görüşmemiz olacak. Bu konuları tekrar bundan bir hafta kadar önce telefonla görüşmüştük, orada yüz yüze tekrar ele alacağız ve böylece Fırat'ın doğusunda ne gibi adımlar atacağımızı konuşacağız. Çünkü uygulama ile söylenenler birbirini tutmuyor, onun için bunu çözmemiz lazım. Yani eğer kalkıp da Suriye'nin kuzeyinde YPG/PYD gibi terör örgütlerine eğitim veriliyorsa bizim bunu hazmetmemiz, kabul etmemiz mümkün değil. Neden? Çünkü 30 bin tırı aşkın bu bölgeye ne yazık ki silah, mühimmat, araç-gereç Amerika tarafından gönderildi, Irak üstünden. Bunlar buraya niye gelir? Kiminle savaşacak bunlar, savaşacakları tek ülke var Türkiye. Biz bunlara eyvallah eder miyiz, bunlara sessiz kalabilir miyiz? Şimdi bize bazı verilen sözler var, bu verilen sözlerin ne denli yerine getirildiğini göreceğiz."
"BİRAZ DA ONLAR DÜŞÜNSÜN"
İdlib'de Türkiye'ye göç tehdidi oluşturacak şekilde birtakım sorunlar yaşandığını aktaran Erdoğan, "Avrupa başta olmak üzere tüm dünyaya İdlib'den kaynaklanacak sıkıntıları asla tek başımıza yüklenmeyeceğimizi açıkça ilan ettik, perşembe günü. Dedik ki 'Ya bu yükü paylaşacaksınız, paylaşmamanız halinde kapıları açarız.' Çünkü şu ana kadar 40 milyar dolar gibi bir rakamı biz harcadık ama Avrupa Birliği'nden Kızılay'ımıza, AFAD'a gelen destek 3 milyar euro civarında. Yani Türkiye, bu 4 milyon mültecinin yüküne nasıl katlanacak. Kusura bakmasınlar, burada oldu oldu, olmadı kapıları açmaktan başka çare yok. Hep biz mi düşüneceğiz, biraz da onlar düşünsün" değerlendirmesinde bulundu.
"EĞER BU GÜVENLİ BÖLGE OLUŞMAZSA BU İŞİ AŞAMAYIZ"
Erdoğan, ülkemizdeki Suriyelilerden 350 binini kendilerinin güvenli hale getirdiği yerlere yerleştirdiklerini anımsatarak, "Diyoruz ki gelin güvenli bölge ilan edelim, bu güvenli bölgeye bunları yerleştirelim. Bunu Sayın Trump'a, Sayın Putin'e, Merkel'e söyledim, hepsine söyledim" diye konuştu.
Onların da bu teklifi güzel bulduklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Güzel bir teklifse gelin bunları yapalım. Biz inşaatları üstlenelim ama sizler bize mali, lojistik destek verin ve şöyle bir 30 kilometre derinlikte, 450 kilometrekarelik bir alana bu işi yerleştirelim. Güzel, güzelse hadi desteği verin. Oraya gelince ses yok. Biz bu adımı atmaya mecburuz. Eğer bu güvenli bölge oluşmazsa bu işi aşamayız. Fırat'ın doğusundaki güvenli bölge çalışmamızı tamamladığımızda en az 1 milyon insanı da orada iskan etmeyi planlıyoruz derdimiz bu. Diğer bölgelerde istikrar sağlandıkça dönüşler artacak ve mülteci akını sebebiyle karşılaştığımız sosyal ve ekonomik sorunlar da kendiliğinden çözüm yoluna girmiş olacaklar. Görüldüğü gibi ümitvar olmak için sebebimiz çok, yeter ki biz kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi kardeşliğimizi güçlü tutalım. Bilhassa AK Parti'ye yönelik siyaset mühendisliği oyunlarına karşı uyanık olalım ve asla saflarımızda gedik açılmasına izin vermeyelim."
Erdoğan, meydanlarda, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" dediklerini hatırlatarak, "Onun için de ne yapacağız; bir, iri, diri olalım, hep birlikte kardeş olalım ve Türkiye olalım. AK Parti ne kadar güçlü ve icraatçı olursa Türkiye de o derece etkili ve operasyonel şekilde yoluna devam edecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorumluluklarının büyük ve bir o kadar şerefli olduğunu vurgulayarak, çocuklara bırakacakları en büyük mirasın bugüne kadar ve bundan sonra ülkeye kazandırılan eserler, millete yapılan hizmetler olacağını söyledi.
Eskişehir'e şu ana kadar 25-26 milyar lira yatırım yaptıklarını aktaran Erdoğan, "Biz bu yatırımı yaparken burada farklı hesaplar içinde olmadık, bu vatan bizim öyleyse buraya bu hizmetleri yapmamız gerekir dedik. Türkiye'de ilk Yüksek Hızlı Tren uygulamasını Eskişehir'imize yaptık" ifadelerini kullandı.
Eskişehir'e çok ciddi manada bölünmüş yol yatırımlarının yapıldığına, Yüksek Hızlı Tren sayesinde Ankara-Eskişehir arasının kısaldığına, konforlu bir yolculuk yapılabildiğine dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"7. Olağan Büyük Kongre takvimimizi 7 Ekim'de başlatarak AK Parti'yi milletimize daha iyi hizmet edecek şekilde tahkim ve tadil etme sürecine giriyoruz. AK Parti hiçbir zaman hayatın ayrılmaz bir parçası olan değişime direnmemiştir. Tam tersine hep olumlu yönde değişimin önünü açmıştır. Aynı şekilde diğer hizmet alanlarında da milletimizin beklentilerine ve taleplerine uygun şekilde değişim kanallarını işletmeyi sürdüreceğiz."
"Yaptığımız bir yıllık değerlendirme Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizin başarıyla işlediğini, sadece uygulama ile ilgili küçük dokunuşlara ihtiyaç olduğunu gösterdi." diyen Erdoğan, yargı reformu müjdesini milletle paylaştıklarını anımsattı.
"KANAAT ÖNDERLERİNİ BULACAĞIZ VE ONLARLA YÖNETİMLERİMİZİ OLUŞTURACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı reformunun somut adımlarını atmaya başlayacaklarını belirterek, "Gelirken ne dedik; eğitim, sağlık, adalet, emniyet dedik. Türkiye'yi bu dört temel taş üzerinde yükselteceğiz dedik. Ardından ulaşım, enerji, tarım. Bütün bunlarla beraber işte yanıbaşınızda Polatlı, adeta tarımın merkezi halinde" şeklinde konuştu.
Çiftçinin yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hep söylediğimiz gibi durmak yok yola devam. Eskişehir'de aynı anlayışla gece gündüz çalışacağınıza inanıyorum. Bu duygular içerisinde kongrelerimizi yaparken özellikle başta ilçelerimizin, ilimizin Ömerlerini bulacağız. Ne demek; kanaat önderlerini bulacağız ve onlarla yönetimlerimizi oluşturacağız. Bazıları bunu farklı yere çekerler, çeksinler. Bununla ne demek istediğimiz belli. Büyük kongreye girerken de inşallah Merkez Karar Yönetim Kurulumuzu da böyle oluşturacağız.
Aynı şekilde kadın kollarımızı böyle oluşturacağız; Ayşeler, Haticeler, Fatmalar... Böyle oluşturacağız, böyle seçeceğiz. Buna dikkat edeceğiz. Gençler yine bu şekilde olacak ve bu gençleri de iyi seçeceğiz. Onlar da bulunduğu ilçenin aynı şekilde seçilmişi, sevileni olacak. Bizim gençlerimizin kimlerden oluştuğunu biliyorsunuz, burada hassas olacağız."
Gençlik teşkilatlarının da buna göre çok daha gayretli olacağının altını çizen Erdoğan, "Gençliğiyle, kadın kollarıyla, ana kademeleriyle Eskişehir teşkilatımız bu kongrelerden çok daha güçlü bir şekilde çıkacak ve 2023'e böyle hazırlanacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün açılışını yaptığı Odunpazarı Modern Müzesi ve restorasyonu tamamlanan Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Müzesi'nin Eskişehir'e hayırlı olması temennisinde bulunarak, "İstiklal Harbimizin safhalarının 100. yıl dönümlerini kutlamaya başladığımız bir dönemde şehrimize kazandırılan bu hizmetlerin yeni bir 100 yıllık atılımın işaretleri haline dönüşmesini temenni ediyorum" ifadesini kullandı.
Eskişehir il teşkilatında görev almış, şehrin, ülkenin ve partinin başarısı için ter dökmüş, tüm isimlere teşekkür eden Erdoğan, teşkilatlarda vazife yapanlardan hayatını kaybedenleri tazimle andığını söyledi ve rahmet diledi.
Eskişehir'de 31 Mart 2019 Mahalli İdareler seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığında yüzde 45,24 oranıyla AK Parti'yi tercih eden tüm Eskişehirlilere teşekkürlerini sunan Erdoğan, seçimlerde Cumhur İttifakı çatısı altında çalıştıkları MHP'lilere ayrıca teşekkürlerini iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her ne kadar bu sonuçta AK Parti Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanamamış olsa da ortaya çıkan netice önemlidir. Büyükşehir seçiminde AK Parti tarihindeki en yüksek oy oranımız olan bu netice, bir sonraki seçimde daha çok çalışırsak hedefimize ulaşacağımızı söylüyor. Hemen bugünden 2023 yılındaki cumhurbaşkanlığı ve meclis, 2024 yılındaki belediye başkanlığı seçimleri için hazırlıklara başlamalıyız. Eskişehir'deki her vatandaşımızın gönlüne değecek, bizden beklentilerini karşılayacak bir çalışma ortaya koyduğumuzda sandıktan umduğumuz sonucun çıkacağından hiç şüpheniz olmasın."
Milletin bugüne kadar, diğerlerinden farklı olması nedeniyle AK Parti'ye destek verdiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Ülkemizde siyasetin milletten koptuğu, sadece belirli kadroların ve çevrelerin çıkarlarını savunma işi haline geldiği dönemde AK Parti, milletin davasının sözcülüğünü ve mücadelesini üstlenerek ortaya çıkmıştır. Biz milletimize ne kadar büyük hizmetler verdiysek milletimizin bize verdiği destek de o derece güçlü olmuştur. Şayet bugün bazı yerlerde hedeflerimizin gerisinde kalmışsak, geçen döneme göre belediye başkanlıklarında birçok belediyeyi kaybettiysek bunun sebebini millete değil yine kendimize faturasını keseceğiz. Demek bir yerde yanlışımız var, eksiklerimiz var, bunları gidermemiz lazım."
Partinin genel başkanı olarak şahsından başlayarak, genel merkez yönetimi, il, ilçe teşkilatları, kadın ve gençlik kolları, sandık müşahitleri, delegeler hatta üyelere varana kadar tüm mensuplarla muhasebeyi bu şekilde yapmak durumunda olduklarını dile getiren Erdoğan, kayıpları telafi ettirecek, kendilerini daha büyük başarıya ulaştıracak şeyin milletle daha sıkı kucaklaşmak olduğunu vurguladı.
Bunun için millete her alanda çok daha iyi hizmetler vermeleri gerektiğini belirten Erdoğan, "Cumhurbaşkanı olarak sorumluluğumuzdaki bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, ülkemizi her alanda en iyi şekilde yönetmeliyiz. Mecliste milletvekillerimizle en iyi kanunları çıkarmalıyız. Demokrasimizi daha ileriye taşımak, ekonomimizi sıkıntılarından süratle uzaklaştırıp, hızla büyütmek, milletimize huzur, güven, refah içinde yaşayabileceği bir zemin sunmak en başta gelen vazifemizdir" dedi.
Ülkenin AK Parti iktidarları döneminde geçen son 17 yılının, eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, sosyal güvenlikten sosyal yardımlara kadar her alanda başarılara imza atılan, iftihar yılları olduğunu dile getiren Erdoğan, "Şimdi bize düşen son zamanlarda önümüze çıkartılan engeller sebebiyle yaşadığımız sıkıntıları süratle çözmek ve başarı çıtamızı daha yukarıya taşımaktır" diye konuştu.
Milletin her kesimine sahipsiz olmadığını hissettirmeleri gerektiğini anlatan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"AK Parti sadece milletin hizmetkarı değil aynı zamanda vicdanıdır. Mesela bir süredir İstanbul başta olmak üzere çeşitli belediyelerden işten çıkartılan insanların feryatlarını duyuyoruz. Tam tersi bir durum olsa AK Parti'li belediyelerde bu tür işten çıkartmalar olsa gök kubbeyi bizim üzerimize yıkmaya çalışacak olanlara bakıyoruz, en küçük bir ses, seda yok. Bu neyi gösteriyor? Bu, ikiyüzlülüğü gösteriyor. Samimi değiller. Bizim belediyelerimizde böyle bir şey oldu mu? Olmadı ama bunlar hemen gelir gelmez işçileri iş yerlerinden çıkarmaya, tam okulların açılacağı bir dönemde bunları acaba neyi var, neyi yok bakmadan kapıların önüne koydular. Aynı şekilde Diyarbakır'da analar evlatlarını, bölücü örgütün elinden kurtarmak için destansı bir mücadele veriyor. Yine 'kadın hakları, çocuk hakları, insan hakları' diyerek her fırsatta ortalığı ayağa kaldıranlardan en küçük bir ses seda duydunuz mu? Yok. Hani vardı ya 'Galatasaray anneleri', Galatasaray Lisesi'nin önünde toplanıyorlardı, 'cumartesi anneleri' diye nam salmışlardı. Kıyamet kopuyor muydu? Kopuyordu. Peki, o zaman oraya gelip giden bu sanatçılar vesaireler şimdi Diyarbakır'da çocukları dağa kaçırılan bu hanım kardeşlerimizin yanına uğradılar mı? Herhangi bir açıklamaları var mı? Yok. Üstelik de dalga geçiyorlar. Bu ikiyüzlüler ekmeklerinin peşindeki işçilerimizi, evlatlarının peşindeki anaları yalnız bırakıyor diye biz de geri duracak değiliz."
"MİLLETİMİZE ANLATMAMIZ LAZIM"
Terör örgütü PKK'nın orman yangınlarını üstlendiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Peki Taksim'de 12 tane ağacın yeri değiştirildi diye kıyamet koparanlar, o 'Gezi'ciler bu kadar orman yakılırken şu anda bunların sesi çıkıyor mu? Hani çevre dostu bir parti var ya bu partiden bir ses var mı? Yok. Buradan şimdi yine teşkilatlarımıza çağrıda bulunuyorum. Tüm gücümüzle bizler bu ikiyüzlüleri milletimize anlatmamız lazım. Kimin çevre dostu olduğunu, milletimize anlatmamız lazım. Bu canım ormanlarımızı yakanları milletimize anlatmamız lazım. Bu HDP denilen partinin nasıl bir parti olduğunu, PKK'nın bunun arkasında ne gibi bir örgütlenmenin peşinde olduğunu anlatmamız lazım. Bu terör örgütü olarak bu insanları, 14, 15, 16 yaşındaki çocukları dağa kaçıranları bunun yanında öğretmenlerimizi kaçıranları bunları anlatmamız lazım. Tüm gücümüzle ekmeklerinin peşindeki işçilerin de evlatlarına kavuşmaktan başka gayeleri olmayan anaların da yanlarında olacağız. Hatta şov yapmaktan başka bir işe yaradıklarını görmediğimiz muhalefet belediyelerinin bıraktığı boşlukları diğer kurumlarımız ve imkanlarımızla biz kapatacak, hiç kimsenin mağduriyet yaşamasına mahal vermeyeceğiz."
Konuşmasında seçimi kazanamamanın kendi sorumlulukları olduğunu dile getiren Erdoğan, bunun sonuçlarının millete fatura edilmesine göz yumamayacaklarını söyledi.
Erdoğan, "Eğer bir yerde kimsesiz çocuklar sokağa atılmışsa, yaşlıların bakımı ihmal edilmişse, gariplere yapılan yardımlar kesilmişse hemen bunlara biz sahip çıkacağız. Ekmeklerinden edilen işçilerimizin mücadelelerine hem insani hem hukuki hem sosyal her türlü desteği biz vereceğiz. Çünkü biz, işte böyle bir davanın, medeniyetin, kültürün temsilcisi olan AK Parti'yiz, farkımız bu" diye konuştu.
Türkiye'nin önünde güvenlikten ekonomiye acil mesafe katedilmesi gereken kritik alanlar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'yi, 17 yılda bölgesinin ve dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline getirirken, nice benzer sıkıntıları aştıklarını ve benzer mücadeleler verdiklerini anlattı. Erdoğan, Allah'ın izni ve milletin desteğiyle bunların da üstesinden geleceklerini dile getirdi.
Enflasyonun düştüğüne ve faizlerin indiğine dikkati çeken Erdoğan, "Perşembe günü yine Para Piyasası Kurulu toplanıyor. Ben inanıyorum ki daha da düşecek ve siz de göreceksiniz. 'Cumhurbaşkanımız bunu demişti' diyeceksiniz. Faiz düştükçe enflasyonda düşecektir, bunu göreceksiniz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, kur istikrarının sağlandığını da dile getirerek, şöyle devam etti:
"İkinci çeyrekte ilk çeyreğe göre büyüdük. İstihdam artıyor. İhracatımız rekorlar kırıyor. Göreve geldik 17 yıl önce, ihracatımız 36 milyar dolardı, şimdi nereyi zorluyoruz 170 milyar doları, buraya geldik. Nereden nereye. Ekonomimizin en büyük zaafı olarak gösterilen cari açığımız tarihimizde hiç olmadığı kadar iyi bir seviyeye geldi. Piyasalarda gözle görülür bir kıpırdanma başladı. Geçtiğimiz ağustos ayındaki kur saldırısının ardından başlattığımız dengelenme süreci başarıyla sürüyor. Şimdi yeniden büyümeyi güçlendirme, bu aşamaya geçiyoruz. Önümüzde çok ciddi fırsatlar var. Ülkemizi, bölgemizin ve dünyanın en önemli tasarım, üretim ve ticaret merkezlerinden biri haline getirmeye her zamankinden daha yakınız."
"SURİYE'DE ÜLKEMİZE KURULAN TUZAĞI KISMEN BOZDUK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik tehditleriyle Türkiye'yi tecrit etme girişimlerinin tamamını boşa çıkardıklarına da işaret ederek, "Suriye'de ülkemize kurulan tuzağı kısmen bozduk. Şimdi gündemimizde Fırat'ın doğusu var. Onu da inşallah birkaç haftaya kadar öyle veya böyle ama mutlaka çözüm yoluna koymuş olacağız" diye konuştu.
Eylül'ün 21-22'sinden sonra ABD'ye giderek, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Büyük ihtimalle Sayın Trump'la da orada ayrıca görüşmemiz olacak. Bu konuları tekrar bundan bir hafta kadar önce telefonla görüşmüştük, orada yüz yüze tekrar ele alacağız ve böylece Fırat'ın doğusunda ne gibi adımlar atacağımızı konuşacağız. Çünkü uygulama ile söylenenler birbirini tutmuyor, onun için bunu çözmemiz lazım. Yani eğer kalkıp da Suriye'nin kuzeyinde YPG/PYD gibi terör örgütlerine eğitim veriliyorsa bizim bunu hazmetmemiz, kabul etmemiz mümkün değil. Neden? Çünkü 30 bin tırı aşkın bu bölgeye ne yazık ki silah, mühimmat, araç-gereç Amerika tarafından gönderildi, Irak üstünden. Bunlar buraya niye gelir? Kiminle savaşacak bunlar, savaşacakları tek ülke var Türkiye. Biz bunlara eyvallah eder miyiz, bunlara sessiz kalabilir miyiz? Şimdi bize bazı verilen sözler var, bu verilen sözlerin ne denli yerine getirildiğini göreceğiz."
"BİRAZ DA ONLAR DÜŞÜNSÜN"
İdlib'de Türkiye'ye göç tehdidi oluşturacak şekilde birtakım sorunlar yaşandığını aktaran Erdoğan, "Avrupa başta olmak üzere tüm dünyaya İdlib'den kaynaklanacak sıkıntıları asla tek başımıza yüklenmeyeceğimizi açıkça ilan ettik, perşembe günü. Dedik ki 'Ya bu yükü paylaşacaksınız, paylaşmamanız halinde kapıları açarız.' Çünkü şu ana kadar 40 milyar dolar gibi bir rakamı biz harcadık ama Avrupa Birliği'nden Kızılay'ımıza, AFAD'a gelen destek 3 milyar euro civarında. Yani Türkiye, bu 4 milyon mültecinin yüküne nasıl katlanacak. Kusura bakmasınlar, burada oldu oldu, olmadı kapıları açmaktan başka çare yok. Hep biz mi düşüneceğiz, biraz da onlar düşünsün" değerlendirmesinde bulundu.
"EĞER BU GÜVENLİ BÖLGE OLUŞMAZSA BU İŞİ AŞAMAYIZ"
Erdoğan, ülkemizdeki Suriyelilerden 350 binini kendilerinin güvenli hale getirdiği yerlere yerleştirdiklerini anımsatarak, "Diyoruz ki gelin güvenli bölge ilan edelim, bu güvenli bölgeye bunları yerleştirelim. Bunu Sayın Trump'a, Sayın Putin'e, Merkel'e söyledim, hepsine söyledim" diye konuştu.
Onların da bu teklifi güzel bulduklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Güzel bir teklifse gelin bunları yapalım. Biz inşaatları üstlenelim ama sizler bize mali, lojistik destek verin ve şöyle bir 30 kilometre derinlikte, 450 kilometrekarelik bir alana bu işi yerleştirelim. Güzel, güzelse hadi desteği verin. Oraya gelince ses yok. Biz bu adımı atmaya mecburuz. Eğer bu güvenli bölge oluşmazsa bu işi aşamayız. Fırat'ın doğusundaki güvenli bölge çalışmamızı tamamladığımızda en az 1 milyon insanı da orada iskan etmeyi planlıyoruz derdimiz bu. Diğer bölgelerde istikrar sağlandıkça dönüşler artacak ve mülteci akını sebebiyle karşılaştığımız sosyal ve ekonomik sorunlar da kendiliğinden çözüm yoluna girmiş olacaklar. Görüldüğü gibi ümitvar olmak için sebebimiz çok, yeter ki biz kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi kardeşliğimizi güçlü tutalım. Bilhassa AK Parti'ye yönelik siyaset mühendisliği oyunlarına karşı uyanık olalım ve asla saflarımızda gedik açılmasına izin vermeyelim."
Erdoğan, meydanlarda, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" dediklerini hatırlatarak, "Onun için de ne yapacağız; bir, iri, diri olalım, hep birlikte kardeş olalım ve Türkiye olalım. AK Parti ne kadar güçlü ve icraatçı olursa Türkiye de o derece etkili ve operasyonel şekilde yoluna devam edecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorumluluklarının büyük ve bir o kadar şerefli olduğunu vurgulayarak, çocuklara bırakacakları en büyük mirasın bugüne kadar ve bundan sonra ülkeye kazandırılan eserler, millete yapılan hizmetler olacağını söyledi.
Eskişehir'e şu ana kadar 25-26 milyar lira yatırım yaptıklarını aktaran Erdoğan, "Biz bu yatırımı yaparken burada farklı hesaplar içinde olmadık, bu vatan bizim öyleyse buraya bu hizmetleri yapmamız gerekir dedik. Türkiye'de ilk Yüksek Hızlı Tren uygulamasını Eskişehir'imize yaptık" ifadelerini kullandı.
Eskişehir'e çok ciddi manada bölünmüş yol yatırımlarının yapıldığına, Yüksek Hızlı Tren sayesinde Ankara-Eskişehir arasının kısaldığına, konforlu bir yolculuk yapılabildiğine dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"7. Olağan Büyük Kongre takvimimizi 7 Ekim'de başlatarak AK Parti'yi milletimize daha iyi hizmet edecek şekilde tahkim ve tadil etme sürecine giriyoruz. AK Parti hiçbir zaman hayatın ayrılmaz bir parçası olan değişime direnmemiştir. Tam tersine hep olumlu yönde değişimin önünü açmıştır. Aynı şekilde diğer hizmet alanlarında da milletimizin beklentilerine ve taleplerine uygun şekilde değişim kanallarını işletmeyi sürdüreceğiz."
"Yaptığımız bir yıllık değerlendirme Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizin başarıyla işlediğini, sadece uygulama ile ilgili küçük dokunuşlara ihtiyaç olduğunu gösterdi." diyen Erdoğan, yargı reformu müjdesini milletle paylaştıklarını anımsattı.
"KANAAT ÖNDERLERİNİ BULACAĞIZ VE ONLARLA YÖNETİMLERİMİZİ OLUŞTURACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı reformunun somut adımlarını atmaya başlayacaklarını belirterek, "Gelirken ne dedik; eğitim, sağlık, adalet, emniyet dedik. Türkiye'yi bu dört temel taş üzerinde yükselteceğiz dedik. Ardından ulaşım, enerji, tarım. Bütün bunlarla beraber işte yanıbaşınızda Polatlı, adeta tarımın merkezi halinde" şeklinde konuştu.
Çiftçinin yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hep söylediğimiz gibi durmak yok yola devam. Eskişehir'de aynı anlayışla gece gündüz çalışacağınıza inanıyorum. Bu duygular içerisinde kongrelerimizi yaparken özellikle başta ilçelerimizin, ilimizin Ömerlerini bulacağız. Ne demek; kanaat önderlerini bulacağız ve onlarla yönetimlerimizi oluşturacağız. Bazıları bunu farklı yere çekerler, çeksinler. Bununla ne demek istediğimiz belli. Büyük kongreye girerken de inşallah Merkez Karar Yönetim Kurulumuzu da böyle oluşturacağız.
Aynı şekilde kadın kollarımızı böyle oluşturacağız; Ayşeler, Haticeler, Fatmalar... Böyle oluşturacağız, böyle seçeceğiz. Buna dikkat edeceğiz. Gençler yine bu şekilde olacak ve bu gençleri de iyi seçeceğiz. Onlar da bulunduğu ilçenin aynı şekilde seçilmişi, sevileni olacak. Bizim gençlerimizin kimlerden oluştuğunu biliyorsunuz, burada hassas olacağız."
Gençlik teşkilatlarının da buna göre çok daha gayretli olacağının altını çizen Erdoğan, "Gençliğiyle, kadın kollarıyla, ana kademeleriyle Eskişehir teşkilatımız bu kongrelerden çok daha güçlü bir şekilde çıkacak ve 2023'e böyle hazırlanacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün açılışını yaptığı Odunpazarı Modern Müzesi ve restorasyonu tamamlanan Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Müzesi'nin Eskişehir'e hayırlı olması temennisinde bulunarak, "İstiklal Harbimizin safhalarının 100. yıl dönümlerini kutlamaya başladığımız bir dönemde şehrimize kazandırılan bu hizmetlerin yeni bir 100 yıllık atılımın işaretleri haline dönüşmesini temenni ediyorum" ifadesini kullandı.