Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM 28. Yasama Dönemi'nin ilk AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerini her anı hafızalara kazınan muhteşem bir zaferle tamamlamanın bahtiyarlığı içerisinde olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek 28 Mayıs gecesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yaptığı balkon konuşmasında gerekse Cumhurbaşkanlığı görevine başlama töreninde, seçim zaferinde emeği, desteği ve duası olan herkese teşekkürlerini gönderdiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Grubumuzun bu ilk toplantısı vesilesiyle bir kez daha, tarihimizin en kritik seçimlerinden birini zaferle taçlandıran herkese, her bir dava arkadaşıma, teşkilatımızın tüm mensuplarına buradan şükranlarımı sunuyorum. Seçim kararının alındığı 10 Mart tarihinden itibaren canla başla çalışan Genel Merkez birimlerimize, Kadın Kollarımıza, Gençlik Kollarımıza, il, ilçe ve belde teşkilatlarımıza, kampanya ve strateji ekibimize, tüm adaylarımıza, aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize yürekten teşekkür ediyorum. Milletimizin emanetine sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar fedakarca sahip çıkan, hile hurdaya, milli irade gasbına izin vermeyen tüm sandık müşahitlerimize tebriklerimi iletiyorum."
"İTTİFAKIMIZI DAHA DA GÜÇLENDİRDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimlerde kendi teşkilatlarının yanında Cumhur İttifakı'nda beraber hareket ettikleri ortaklarının olağanüstü çaba harcadığını vurgulayarak, "Sergilediğimiz dayanışmayla çıkar birlikteliği değil, ilkeler ve mefkureler ittifakı olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Kıymetli Genel Başkanlarla deprem bölgesindeki kardeşlerimizin acılarını beraber paylaştık. Milletimizin hayalini süsleyen pek çok projenin açılışını birlikte yaptık. Seçim mitinglerimizde bizleri coşkuyla bağrına basan milyonları beraber selamladık. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü darbecilere karşı direnirken meydanlarda kurduğumuz ittifakımızı hamdolsun daha da güçlendirdik." değerlendirmelerinde bulundu.
Beraber ve omuz omuza mücadele verdiği MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ve ülkücülere, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ve milli görüşçülere, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve alperenlere, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ve arkadaşlarına, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve arkadaşlarına en kalbi şükranlarını sunan Erdoğan, 28 Mayıs seçimi öncesinde kendisine destek açıklamasında bulunan Sinan Oğan ile birlikte tavrını milli iradeden yana koyanlara teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhur İttifakı olarak bundan sonra da vatanımızın bekasını, milletimizin istiklal ve istikbalini en üstte tutmayı sürdüreceğiz. İnancımıza göre zaferin yegane sahibi Allah'tır. Zafere giden yolu ise dua ve destekleriyle aziz milletimiz döşemiştir. Bize oy versin ya da vermesin, oyunu kullanan, tercihini demokratik yollarla gösteren tüm vatandaşlarıma, özellikle uğradıkları onca hakarete rağmen iradelerine sahip çıkan depremzedelerimize teşekkür ediyorum. Deprem bölgesindeki kardeşlerimizin desteğini asla unutmayacağımızın bilinmesini istiyorum. Aynı şekilde, kimi zaman kilometrelerce yol gitme pahasına demokrasimize güç veren yurt dışındaki vatandaşlarıma minnettarlığımı özellikle ifade ediyorum. Gurbetçilerimiz, her iki seçimde de adeta sandıklara koşarak, sandıkları patlatarak Türkiye'nin iftihar vesilesi oldular. Bu seçimlerde tüm gözlerin Türkiye'ye döndüğünü gördük. Türk Cumhuriyetlerinden İslam dünyasına, gönül coğrafyamızda seçim sürecimiz yüz milyonlar tarafından yakından takip edildi."
KILIÇDAROĞLU'NA ''16'LI MASA'' YANITI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün İslam dünyasından bir ülkenin temsilcisinin ziyaretine geldiğini ve kendisine "Bizde AK Parti'ye çıkan oy yüzde 99." dediğini belirterek, "Tabii bunlar bir şeyi gösteriyor. Ne diyorlar? '6'lı masa.' Şimdi ne diyor? 'Gerekirse 16'lı masa.' Yetmez, bunu daha da artırman lazım. Masadaki ortakları çoğaltmak netice vermez. Bu millet irade ister, irade; bu millet eser ister, hizmet ister. Yalanla dolanla talanla bir yere varılmaz." diye konuştu.
Erdoğan, İstiklal Harbi'nde milyonların milletle kenetlendiği gibi aynı kader ortaklığının 28 Mayıs öncesinde de sahnelendiğini söyledi.
Afrika'dan Asya'ya yüz milyonların duasını aldıklarını, 3 kıta ve 7 iklimde de ellerin semaya kaldırıldığını ifade eden Erdoğan, "Seçim zaferimizi bizler nasıl kutladıysak emin olun dostlarımız da aynı heyecanla ve aynı sevinçle kutladılar. Dünyanın dört bir tarafında bizim için gözyaşı döken, haftalar boyunca bize hayır dualarını gönderen herkese şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Son ana kadar seçim başarımız için çalışmış teşkilatımızın güzide mensuplarına da en kalbi şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
Erdoğan, her açıdan çok zorlu bir seçim sürecinin geride bırakıldığını dile getirerek, ülke siyasi tarihinin en kritik seçimlerinden birinin yaşandığını belirtti.
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin, milletin maziden atiye uzanan kutlu yolculuğunda neye tekabül ettiğinin zamanla daha iyi anlaşılacağını söyleyen Erdoğan, "Bu seçimlerin tıpkı 14 Mayıs 1950 ve 3 Kasım 2002 seçimleri gibi demokrasi mücadelemizde yeni bir merhale olduğu ortaya çıkacaktır. Türkiye'nin nasıl büyük bir varta atlattığını, uçuruma düşmekten son anda nasıl kurtulduğunu zamanla daha net göreceğiz. Muhalefetin yanında kimlerin sıralandığına bakıldığında zaten bunun işaretlerini alıyoruz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 1,5 sene önce muhalefetin bir masa kurduğunu, kıyıda kenarda kim varsa oy oranlarına bakmadan hepsini masaya topladığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Yaptıkları onca toplantının, görüşmenin sonunda millete proje namına elle tutulur tek bir şey sunamadılar. Adına ne derlerse desinler kurdukları masa, hiçbir zaman, bizzat kendi tarifleriyle bir kumar ve pazarlık masasından öteye geçemedi. Bu masaya ben 'kumar masası' demedim. 'Noter masası' da demedim. Diyen kim? O masanın etrafındakiler. Olay bu kadar acı bu kadar basiretsiz ve neticesi de ortada. Güya parlamenter sisteme, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri döneceklerdi ama 7 tane cumhurbaşkanı yardımcısının olduğu, sabah erken kalkanın bakanlık kaptığı, hiçbir ilkenin, ahlaki çizgisinin bulunmadığı ucube bir sistemi millete dayattılar."
BAŞÖRTÜSÜNE ANAYASAL GÜVENCE ÇAĞRISI
Muhalefetin vizyon ve proje konusundaki açıklarını kapatabilmek için son yılların en kirli, etik ve edep dışı seçim kampanyasını yürüttüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ortada öyle bir mesele yokken yayınladıkları videolarla mezhep ve etnik köken fitnesini körüklemeye kalktılar. Siyasi hayatımızın hiçbir aşamasında müdahale etmediğimiz hayat tarzı üzerinden vatandaşa korku saldılar. Bay bay Kemal, bizim vatandaşımızın hayat tarzıyla yakından uzaktan alakamız yoktur. O sizin derdiniz. Siz bu ülkede milletin hayat tarzıyla hep uğraştınız ve sahtekarlık yaptınız. Yeri geldi her zaman başörtüsüne saldırdığınız halde seçim kampanyasında milleti aldatmak için aldınız yanınıza bir iki tane başörtülü kızımızı veya kadınımızı, onlara rozet taktınız. 'Bak işte biz de başörtülülerden yanayız.' dediler ama yalan, sahtekarlık yapıyorsunuz. Hadi gel. Ne dedik seçimi öncesi? Anayasa yapalım ve bu anayasada başörtüsü konusunu masaya yatıralım, bunu çıkaralım. Bak şimdi gene söylüyorum; eğer dürüstseniz, samimiyseniz yeni yasama döneminde başörtüsü meselesini anayasayla teminat altına alalım.
Ama dürüst olmazsanız sadece grup toplantısı salonunda değil 780 bin kilometrekarelik vatan toprağında sizi milletimize bangır bangır anlatacağım. Kandil'den Pensilvanya'ya kadar terör baronlarının destek beyanlarına bir kez olsun itiraz ettiniz mi? Bay bay Kemal sana söylüyorum; ettiniz mi? Ortakların itiraz etti mi? Hiçbirisi etmedi, edemezsiniz. Niye? Dirsek temasınız var. Onlarla berabersiniz. Dürüst değilsiniz ve uçkuru kaptırmışsınız uçkuru. Küresel güç odaklarından aferin alabilmek adına toplumun bekasını tehdit eden LGBT belasını meşrulaştırmaya çalıştınız. Bay bay Kemal, siz LGBT'cisiniz. Yanınızdakiler de LGBT'ci. Ama ne AK Parti ne MHP ne Cumhur İttifakı'nın diğer üyelerinde böyle bir bela yok. Aramızdaki fark bu. Seçim kazanmak uğruna faşizmi, ırkçılığı, nefret söylemleri ve ayrımcılığı en azami şekilde kullanmaktan çekinmediniz. İnsanımızı tehdit etmekten depremzedelerimize yönelik ahlakla, vicdanla ve insanlıkla bağdaşmayan nobranlıklara kadar her yolu denediniz. Bilhassa, 14 Mayıs ile 28 Mayıs arasında yaşananlar birer kara leke olarak faillerinin alnına yapışmıştır. Siyaset sahnesinde kaldıkları sürece o leke oradan çıkmayacaktır."
Erdoğan, Millet İttifakı'nı eleştirerek, 14 Mayıs-28 Mayıs arasında yaşananların birer kara leke olarak faillerinin alnına yapıştığını, siyaset sahnesinde kaldıkları sürece de o lekenin çıkmayacağını söyledi.
Seçim kampanyası döneminde ilkokul müsameresini andıran ucuz siyasi şovlara şahit olduklarını belirten Erdoğan, "Milletin kendilerine layık görmediği unvanları tepe tepe kullanmaktan, daha sandıkların dörtte biri dahi açılmadan zafer ilan etmeye kadar nice skandalı yüzümüz kızararak izledik." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bulduğunuz iki tane belediye başkanı; onlarla beraber bunları yapmaya gayret ettiniz. Ne oldu? Neredeler şimdi? Kayıplar. Hadi şimdi onlarla beraber yine dolaş. Ben yalnız bir adres vereyim, iki tane koltuk yanına al, koltukların birini İstanbul'a birini de Ankara'ya ver. Onlar da o koltuklarda otursunlar çünkü bunlara cumhurbaşkanlığı koltuğu veremedin hiç olmazsa sözde genel başkan yardımcılığı koltuğu ver. Bunu da yapamazlar, korkarlar, 'Altımızdan koltuk da kaçtı gitti, kaydı gitti' derler. Bütün bunları yapanlar belki utanmadı ama biz onların kendilerini düşürdüğü durumları görünce onlar adına inanın hicap duyduk."
Tarihin en adil hakem olduğuna işaret eden Erdoğan, "Herkes tarih ve millet önünde yaptıklarının hesabını verecek. Tarih hükmünü verene kadar bizim görevimiz demokrasimizi, bekasına tehdit oluşturan bu tür kötülüklerden korumaktır. Bizim sorumluluğumuz, siyaset kurumunun itibarını sarsan hadiselerin tekrarlanmasına engel olmaktır. Önümüzdeki dönemde siyasetin kalitesini ve kalibresini artırmak için var gücümüzle çalışacağız. Ben sizlere inanıyorum." ifadelerini kullandı.
"HALKIMIZIN HUZURUNA ESER VE HİZMET SİYASETİMİZLE ÇIKTIK"
AK Parti'nin seçimleri kazanarak mevcut kuşatmayı yardığını söyleyen Erdoğan, "Muhalefetin hiçbir temeli olmayan korku, istismar ve yalan siyasetini asaletimizden taviz vermeden sürdürdüğümüz çalışmalarla hamdolsun boşa çıkardık. Onlar popülizm bataklığında her gün biraz daha boğulurken, biz halkımızın huzuruna yine eser ve hizmet siyasetimizle çıktık. Yaptıklarımızı anlattık, projelerimizi ortaya koyduk. Türkiye'ye dair hedeflerimizi açıkladık, toplumumuzun tüm kesimlerine yönelik planlarımızı paylaştık. Altyapıdan üst yapıya kadar 'durmak yok yola devam' dedik. Seçim çalışmalarımız sırasında dahi 85 milyona yeni müjdeler vermeye devam ettik." dedi.
Erdoğan, 10 Mart'tan bu yana AK Parti'nin yaptığı çalışmalara ilişkin bir video izletti.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Birileri koltuk peşinde koşarken biz farkımızı işte böyle gösterdik. Milletimiz de bizim bu samimi gayretlerimizi görmüş ve ödüllendirmiştir. Sandık sonuçları Anadolu irfanının hafife alınmaması gerektiğini tekrar hatırlatmıştır. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleriyle vatandaşımızın gönlündeki alternatif yerimiz tescillenmiştir. Birileri hazmetmekte zorluk çekse de karşımızdaki tablo şudur; Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turunda geçerli oyların 27 milyon 834 bin 589'unu alarak yüzde 52,18 oy oranıyla büyük bir zafer elde ettik. Ezici bir çoğunlukla milletimizin güvenine ve teveccühüne bir kez daha hem de tartışmasız bir şekilde mazhar olduk."
İkinci turda 87 seçim bölgesinin hepsinde oylarını arttırmayı başardıklarını belirten Erdoğan, "Ülkemizin 81 vilayetinin 52'sinde rakibimize göre yarışı önde tamamladık. 10 ilimizde yüzde 73 ve üstü, 10 ilçemizde de yüzde 84 ve üstü oy aldık. Vilayetlerimizde Bayburt yüzde 82,45 ile ilçelerde ise Şanlıurfa Harran yüzde 95,35 oy oranı ile şahsımıza en yüksek oy veren yerler oldu." ifadelerini kullandı.
"KURBAN BAYRAMI'NDAN SONRA ZİYARETLER YAPACAĞIZ"
Depremde en ağır yıkımı yaşayan Hatay'ın 28 Mayıs'ta tercihini AK Parti'den yana kullanmasının kendilerini çok duygulandırdığını dile getiren Erdoğan, "Her bir vatandaşımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İnşallah bu illerimize olan şükran borcumuzu Kurban Bayramı'ndan sonra yapacağım ziyaretlerle bizzat ödeyeceğiz." dedi.
Cumhur İttifakı'nın yüzde 49,5 oy oranı Meclis'te 323 milletvekili kazandığını aktaran Erdoğan, "Partimizin oy oranı ise 35,62 ile 268 milletvekili şeklinde tecelli etmiştir. AK Parti 2002'den beri sandıktan 1'inci çıkma rekorunu korumuştur. Bununla birlikte hedeflerimizin gerisinde kaldığımızın da şuurundayız. 27. döneme göre Meclis'teki sandalye sayımızda oluşan farkı asla görmezden gelemeyiz. Zaferimizi kutlarken, milletimizin sandık yoluyla bize ve partimize verdiği mesajlara kayıtsız kalamayız." değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, oy oranı ve milletvekili sayısı konusunda oluşan tabloyu tüm boyutlarıyla, en ince detayına kadar değerlendirdiklerini söyledi.
''KENDİ İÇ MUHASEBEMİZİ YAPIYORUZ, HATAMIZ VARSA DÜZELTECEĞİZ''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs'ta yapılan 28'inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sonrasında mazeret aramadan, bahanelere sığınmadan, vatandaşı suçlama gafletine düşmeden kendi iç muhasebelerini açıklıkla yaptıklarını belirtti.
Merkez Yürütme Kurulu ve Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantılarında bu konunun ele alındığını anlatan Erdoğan, "Arkadaşlarımızın değerlendirmelerini dinleme fırsatı bulduk. İnşallah bu süreci kuyumcu titizliğinde, çok hassas bir şekilde yürüteceğiz. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Tespit ettiğimiz eksikleri giderecek, hatamız, kusurumuz varsa düzeltecek, milletimizin çizdiği istikamette yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.
''DEĞİL 16'LI, 160'LI MASA DA KURSA, SANDIKTA MİLLETİN TOKADINI YEMEKTEN KURTULAMAZ''
Seçmenin sandıkta muhalefete de pek çok mesaj verdiğini dile getiren Erdoğan, en büyük mesajın muhatabının muhalefetin bizatihi kendisi olduğunu söyledi.
Milletin özellikle muhalefetin zihniyetinde ve siyaset pratiğinde köklü bir değişim istediğini gösterdiğini ifade eden Erdoğan, "Seçmenden yükselen her itiraza, her eleştiriye kulak tıkayan, 'tıpış tıpış oy vereceksiniz' diye sürekli aday dayatan, halkın taleplerini, beklentilerini, isteklerini görmezden gelen vatandaşın kendilerine oy vermeye mecbur olduğu zannına kapılan, milli iradeyi ve milletin tercihlerini yok sayan kibirli zihniyet bir kez daha duvara toslamıştır. Başta CHP olmak üzere muhalefetin sandıktan çıkan mesajları doğru okuyup gereğini yerine getirmekten başka seçeneği yoktur. Muhalefet ya milli iradeyle barışacak ya da marjinalleşecektir. CHP Genel Başkanı değil 16'lı, 160'lı masa da kursa, sandıkta milletin tokadını yemekten kurtulamaz." değerlendirmesini yaptı.
Bu tespitleri söylerken kendi çıkarlarını düşünmediklerini, değişim meselesini dillendirirken meseleye dar kalıplardan bakmadıklarını vurgulayan Erdoğan, "Çünkü bir iktidar partisi için en ideal muhalefet Türkiye'de olandır. Ama biz rakiplerinin zayıflığından medet uman bir parti değiliz. Biz karşısındakilerin çapsızlığına bel bağlayan bir hareket de değiliz. Bilakis biz, bunlardan şikayet eden, siyaset arenasında kendi cüssesine, vizyonuna, ufkuna uygun rakip arayan bir kadroyuz." dedi.
Muhalefetle ilgili değişim çağrılarında şahsi ikballerini değil Türkiye'nin huzurunu, esenliğini ve geleceğini dikkate aldıklarını belirten Erdoğan, Türkiye'nin büyümesini, Türk demokrasisinin güçlenmesini, her alanda standartların yükselmesini istediklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin iktidarıyla olduğu gibi muhalefetiyle de dünyada örnek gösterilmesini istediklerini dile getirerek, "Cumhuriyetimizin 100'üncü yaşına muhalefet yapma pratiğini de kökten değiştirmiş bir ülke olarak girelim istiyoruz. Diğer türlü, hedeflerine doğru koşar adım giderken Türkiye'nin bir ayağı aksamaya maalesef devam edecektir. Diğer türlü, millet varlığımıza yönelik tehdit ve tehlikeleri savuşturmamız zorlaşacaktır. Tüm bu meydan okumaların üstesinden gelebilmemiz bizim gayret yanında muhalefetin daha vizyoner, daha kuşatıcı, daha yerli ve milli bir çizgide siyaset yapmasına bağlıdır." diye konuştu.
"BABA-OĞUL ARASINDAKİ TAHT MÜCADELELERİ"
Erdoğan, "baba-oğul arasındaki taht mücadelelerinin kendileri açısından hiçbir kıymetiharbiyesinin olmadığını" ifade ederek, şöyle devam etti:
"Birisi baba olmuş, birisi oğul olmuş. Bize ne ya? Bizim nazarımızda, zaten su alan geminin dümenine o gelmiş, bu gitmiş hiçbir anlamı ve önemi yoktur. Asıl mesele muhalefetin millete parmak sallamaktan vazgeçmesidir. Asıl mesele muhalefetin milli iradeyle 73 yıllık kavgasını bitirmesidir. Asıl mesele sahte gündemler yerine, ülkenin sorunlarına odaklanmasıdır. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu yönde atılacak hüsnüniyetli her adımı desteklemeye hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum."
Türkiye Yüzyılı ile Türkiye'nin önüne yeni bir siyaset vizyonu koyduklarını anlatan Erdoğan, "Hayırda ve hizmette yarışırken millet merkezli bir anlayışla hareket edelim. Siyasi mücadeleyi yürütürken hep birlikte Türkiye eksenine bağlı kalalım." dediklerini kaydetti.
Erdoğan, söz konusu vatanın bekası, ülkenin güvenliği, milletin birlik ve dirliği, devletin çıkarları olunca iktidarı ve muhalefetiyle farklılıkları bir tarafa bırakıp ortak paydada buluşulması gerektiğini söyledi. 21 yıllık iktidarları döneminde bu büyük mutabakatı sağlama yönünde sayısız adım attıklarının altını çizen Erdoğan, her seçim sonrasında kendilerine oy verenlerle birlikte, siyasi tercihi farklı yönde tezahür eden vatandaşlara da el uzattıklarını belirtti.
"SAHNE ÖNÜNDEKİLER DEĞİŞSE DE PERDE GERİSİNDEKİLER HEP AYNI KALDI"
Kampanya dönemlerinde maruz kaldıkları hakarete, haksızlığa, hukuksuzluğa, yalana, bühtana, siyasi rekabete sığmayan bel altı vuruşa rağmen gönül kapılarını tüm vatandaşlara sonuna kadar açtıklarını vurgulayan Erdoğan, özellikle siyaseti bir ikbal kapısı olarak gören çevrelerin anlamsız direnişiyle karşılaştıklarını dile getirdi.
Bu çevrelerin ideolojik ön yargılarından bir türlü sıyrılamadığını, geçmişin yüklerini sırtlarından atamadığını söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Meselelere Türkiye merceğinden bir türlü bakamadılar. Milletin sandıkta verdiği mesajları bir türlü doğru okuyamadılar. Türk siyasetinin nereye evirildiğini bir türlü göremediler. Ülkemizde ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri doğru analiz edemediler. 'Küçük olsun, benim olsun' mantığını bir türlü terk edemediler. Birkaç haftalık göz boyama şovlarından sonra eski kozlarına, eski söylemlerine, eski siyaset yapış tarzlarına geri döndüler. Bugüne kadarki tecrübelerimizin bize öğrettiği şudur; sahne önündekiler değişse de perde gerisindekiler hep aynı kaldı. Şahısların değişmesi asla ve asla bir zihniyet değişimine yol açmadı. Halkı mümeyyiz görmeyen, halka tepeden bakan faşist zihniyet, kabuk değiştirerek varlığını korumayı başardı.
Üzülerek görüyoruz ki 28 Mayıs'tan sonra da aynısı tekerrür etti. Samimi bir öz eleştiri vermek yerine seçim yenilgisinin faturası yine millete çıkartılıyor. Suç, hata ve kabahat yine vatandaşta aranıyor. Depremzede kardeşlerimize yönelik hakaretlerin ardı arkası kesilmiyor. Oy vermediler diye kırsalda yaşayan vatandaşlarımız aşağılanıyor. Bize, partimize, bakanlarımıza ve Merkez Bankası Başkanımıza saldırmak suretiyle yaşanan hezimetin üstü kapatılmak isteniyor. Kimi kalemşorlar, ağızlarını her açtıklarında nefret kusmaya, millete ayar vermeye, sağa sola tehditler savurmaya devam ediyor. Problemin asıl kaynağını teşkil eden faşist zihniyetin sorgulanmasına asla izin verilmiyor."
Erdoğan, son tartışmaların daha öncekilerden bazı önemli farkları olduğunu, muhalefetin, besleyip büyüttüğü canavarla ilk defa yüzleşmek mecburiyetinde kaldığını belirtti. Erdoğan, "Bize karşı pervasızca kullandıkları trol orduları ile tetikçi kalemler bugün zehirli dillerini ve eleştiri oklarını sahiplerine çevirmiştir. 'Basın özgürlüğü' kılıfı altında sırtlarını sıvazladıkları ahlak fukaraları, hedef tahtasına bu sefer muhalefeti yerleştirmiştir." ifadelerini kullandı.
AK Parti ve Cumhur İttifakı'nı karıştırmak için kullanılan ne kadar aparat varsa hepsinin bugün muhalefete yöneldiğini kaydeden Erdoğan, "Masadan kısa süreli kalktığında ittifak ortaklarına yaptıklarının aynısına bugün bizzat kendileri muhatap oluyor. FETÖ'cülerle işbirliği yaparak siyaset tarlasına rüzgar ekmişlerdi, bugün bu tarladan kendileri fırtına biçiyor." diye konuştu.
"RAKİBİ ISIRIYOR DİYE AKREP BESLENMEYECEĞİNİ KENDİLERİNE ANLATTIK"
Muhalefeti bu konuda yıllardır uyardıklarını hatırlatan Erdoğan, "rakibi ısırıyor diye akrep beslenmeyeceğini" kendilerine anlattıklarını söyledi.
Gelinen noktada bu ikazlarında ne yazık ki haklı çıktıklarını vurgulayan Erdoğan, "Muhalefetin, yaşadıklarını göz önünde bulundurarak hatasını anlamasını diliyoruz. Siyasi mücadelenin artık centilmence yürütülmesini temenni ediyoruz." dedi.
Muhalefet ne yaparsa yapsın, kendilerinin işlerine bakacağını ifade eden Erdoğan, "Nasıl onlar kavga gürültüyle vakit öldürürken, biz eser zincirimize yenilerini eklemişsek, önümüzdeki 5 sene boyunca yine aşkla, heyecanımızdan hiçbir şey kaybetmeden milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz." görüşünü aktardı.
"BAŞKALARINDA KAVGA SEBEBİ OLAN BU GÖREVLENDİRMELERİ BİZ BAYRAK YARIŞI GÖRÜYORUZ"
Türkiye Yüzyılı'nın inşasına başladıklarını kaydeden Erdoğan, milletvekillerinin ardından yeni kabine üyelerinin de yemin ettiğini, eser ve hizmet bayrağını devraldığını anlattı.
Yeni bakanlara başarılar dileyen Erdoğan, 28. Dönem milletvekilleri olan eski kabine üyelerine teşekkür etti, başkanlık yaptıkları komisyonlarda tecrübe, birikim ve kabiliyetleriyle göz dolduracaklarını söyledi.
Yürütme ile birlikte yasama organındaki tüm görevlendirmelerin tamamlandığını dile getiren Erdoğan, MKYK toplantısında da boşalan MYK üyeliklerine atamaların gerçekleştiğini belirtti.
TBMM Başkanlığına seçilen Numan Kurtulmuş'un Meclis Başkanlığı görevini hakkıyla yerine getireceğine olan inancını dile getiren Erdoğan, dayanışma ve destekleri için Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarına teşekkür etti.
Erdoğan, 27. Yasama Dönemi Meclis Başkanlığı görevini başarıyla ifa eden Mustafa Şentop'a şükranlarını sundu.
Başkalarında kavga sebebi olan bu görevlendirmeleri kendilerinin bayrak yarışı olarak gördüklerini söyleyen Erdoğan, 2002 yılından beri "Her dem yeniden doğarız bizden kim usanası" anlayışıyla hareket ettiklerini, bugünlere geldiklerini ifade etti.
Her alanda meseleye bu anlayışla baktıklarını kaydeden Erdoğan, koltuklarına yapışıp kalanlara inat kadrolarını sürekli yenilediklerini belirtti.
Başarılarının arkasındaki en önemli sebeplerden biri olan bu politikayı 28. Dönem'de de genişleterek uyguladıklarını anlatan Erdoğan, üç dönem kuralına takılan 65 milletvekilinin yerine yeni isimleri listeye koyduklarını hatırlattı.
"HİÇBİR HESABI YOL VE DAVA ARKADAŞLIĞIMIZIN ÖNÜNE GEÇİRMEYECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Halkımızın beklentisine uygun şekilde kadromuzu yaklaşık yüzde 65 oranında yeniledik. AK Parti'nin bu özelliğinin ne kadar kıymetli olduğunu, muhalefetin içler acısı haline bakınca daha iyi anlıyoruz. Bizans'ı çırak çıkaracak oyunların hepsi koltuk kapmaca yarışında tek tek sahneye konuyor. Daha düne kadar güya birbirleriyle can ciğer kuzu sarması olanlar, bugün birbirine demediklerini bırakmıyor; göreve gelirlerse ülkeyi barıştırmaktan bahsedenler, bugün kavgadan, gürültüden, didişmeden başlarını kaldıramıyor. Nerede bunların genel başkanları? Parlamentoda bunlardan var mı? Ne zaman bunları bulacağız? Ne zaman bunlarla görüşeceğiz? Çok iyi hesap uzmanı ama gel gör ki bu hesap uzmanı hesaptan da bir haber, elindeki milletvekillerinin 40 tanesini kaptırdı. Bu hadiselerin hiçbirinin bizde yaşanmamasının sırrı; bizim siyasete dava penceresinden bakmamızdır. Bizim şu birlikteliğimiz, bir gönül birlikteliği ve dava arkadaşlığıdır. Hiçbir hesabı yol ve dava arkadaşlığımızın önüne geçirmeyeceğiz. Aramızdaki şu muhabbete, şu kardeşliğe asla gölge düşürmeyeceğiz. Başkaları gibi bölüne bölüne değil, üstadın o veciz ifadesinde anlamını bulduğu gibi pekleşe pekleşe büyümeye devam edeceğiz."
Kabinenin teşekkülüyle birlikte vatandaşların taleplerini, ülkenin ihtiyaçlarını karşılamaya süratle başladıklarını dile getiren Erdoğan, küresel piyasalara göre oldukça iyi oranda buğday ve arpa alım fiyatı açıklayarak üreticileri sevindirdiklerini söyledi.
ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI
Emeklilerden gençlere, deprem bölgesindeki vatandaşlardan engellilere, ihracatçılara kadar toplumun çeşitli kesimlerine yönelik müjdeleri paylaştıklarını kaydeden Erdoğan, ilk kabine toplantısının sonrasında başlayan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun görüşmelerinin dün uzlaşmayla neticelendiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılının ikinci yarısında brüt asgari ücret tutarını 13 bin 414 liraya, net asgari ücret tutarını 11 bin 402 liraya yükselttiklerini belirterek, "Bu artışla yüzde 34 gibi enflasyonun üzerinde refah payını da içeren bir oranla ara zammı gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yılın ikinci yarısına göre asgari ücreti yüzde 107 oranında artırmış olduk. Son rakamla birlikte asgari ücret, 2002 yılına göre ise reel olarak yaklaşık yüzde 312 artış göstermiştir." bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
"Çıkmış bay bay Kemal 'Bak yine bize kaldı bu iş.' diyor. Ne sana kaldı? Sen şu anda maalesef tilki marifetiyle koşturup duruyorsun, yetişemediğin üzüme 'koruk' demeye devam ediyorsun. Daha çok devam edeceksin. 'Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz.' dedik, ezdirmedik. Refah artışından da faydalanmalarını sağlıyoruz, sağlayacağız. Ayrıca 400 lira olarak uyguladığımız asgari ücret desteğini önümüzdeki 6 ay boyunca 500 lira olarak uygulayacağız. Kanun teklifini inşallah arkadaşlarımız en kısa sürede Meclis'in kararına sunacaktır. Kurban Bayramı arifesinde çalışanlarımıza ikinci bir bayram sevinci yaşatacağımıza inandığım yeni asgari ücretin hayırlı olmasını diliyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na, işçi ve işveren taraflarına bu süreçteki çabaları için teşekkür etti.
Erdoğan, seçim döneminde açıkladıkları memur maaşlarıyla ilgili verdikleri sözleri de yerine getireceklerini bildirdi.
''ENFLASYONLA MÜCADELEDE KARARLI ADIMLAR ATACAĞIZ''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin artan refahından, büyüyen ve kalkınan ekonomisinden 85 milyonun tamamının hak ettiği payı almasını temin edeceğiz. Ekonomi yönetimimize bu noktada çok ağır sorumluluklar yükledik. Cumhurbaşkanı Yardımcılığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankamız arasında koordinasyonu tesis ettik. Güçlü, uyumlu, yetkin bir ekip kurduk." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın riyasetinde geçen hafta Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nun ilk toplantısını yaptığına dikkati çeken Erdoğan, "Türk ekonomisini yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmekte kararlıyız. Vatandaşımızın aşını, işini, ekmeğini koruması ve büyütmesi bu dönemde de önceliklerimizin başındadır. Uzun mücadeleler sonucunda elde ettiğimiz kazanımlarımızdan geriye gidişe asla izin vermeyeceğiz. Depremlerin yaralarını sararken enflasyonla mücadele konusunda kararlı adımlar atacağız. Halkımızın geniş kesimlerini enflasyonun etkisinden korumaya yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022 yılı Haziran ayında yapılan geçici düzenlemeyle yenilenen konut kira sözleşmelerinde kira artırım oranını yüzde 25 ile sınırladıklarını, 2023 yılı Temmuz ayından itibaren yenilenecek konut kira sözleşmeleri için de aynı uygulamayı sürdüreceklerini açıkladı.
Bundan sonra da üreticileri destekleyeceklerini, sanayicileri teşvik edeceklerini, ihracatçıların önünü açacaklarını, ihtiyaç sahiplerinin elinden tutacaklarını, çiftçilerin yanında olacaklarını dile getiren Erdoğan, "Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapana kadar durmadan, dinlenmeden, soluklanmadan koşturacağız. Bununla ilgili yol haritamızı oluşturacak hükümet programına 12. Kalkınma Planımız ile orta vadeli programın hazırlıklarına başladık. Çalışmalarımızı tamamladıktan sonra kamuoyunun takdirine sunacağız." dedi.
"TÜRKİYE YÜZYILI'NIN DARBE ÜRÜNÜ BİR ANAYASA ÜZERİNDE YÜKSELMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizi ruhunu darbecilerin üflediği mevcut anayasasından kurtarmayı da ekonomideki mücadelemizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Türkiye Yüzyılı'nın darbe ürünü bir anayasa üzerinde yükselmesi mümkün değildir. Farklı siyasi gelenekten gelen 15 siyasi partinin yer aldığı 28. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi bunu yapabilecek temsil kabiliyetine haizdir. Bu yönüyle yeni Meclisimiz, Türkiye Yüzyılı'nın kurucusu, mimarı ve mihmandarı olacaktır."
Yasal ve idari tedbirler yanında Aile ve Gençlik Bankası'nı faaliyete geçirerek bu yönde tarihi bir adım atacaklarını açıklayan Erdoğan, bu süreçte 8 ay sonra yapılacak mahalli idareler seçimlerini de asla ihmal etmeyeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 ve 28 Mayıs'ta elde ettikleri psikolojik üstünlüğü yeni hamlelerle sağlamlaştıracaklarını belirterek, "Partimiz açısından bir seçim bitmiş, 29 Mayıs sabahı itibarıyla yeni bir seçim maratonu başlamıştır. Hedefimiz tüm belediyelerimizi korurken, son seçimlerde el değiştirenler öncelikli olmak üzere daha fazla belediyeyi kazanmaktır. Bilhassa büyükşehirlere daha çok eğilecek, daha fazla asılacağız. Şımarmadan, rehavete kapılmadan, duruşumuzu asla bozmadan bu kutlu yolda yürümeye devam edeceğiz. Rabb'im yolumuzu, bahtımızı açık etsin." ifadelerini kullandı.