Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen TRT World Forum'un açılışında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları vardı.
Gazze'de 50 binden fazla sivilin hayatını kaybettiğine dikkat çeken Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in bugünkü yapısıyla devam edemeyeceğini belirterek "194 ülkenin kaderi beş daimi üyeden birinin iki dudağı arasına terk edilemez." ifadesini kullandı.
Forumda, çocuklar tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Kudüs'teki zeytin ağacından yapılan bir tespih de hediye edildi.
"İnsanların arasındaki bariyerleri kaldıran bu tip etkinlikler küresel meselelerin çözümünde kritik önemdedir. Forum kapsamında dünyamızı tehdit eden meseleler, alanında yetkin isimlerce masaya yatırılacak. İnsanların arasındaki bariyerleri kaldıran bu tip etkinlikler küresel meselelerin çözümünde kritik önemdedir. Hakikatin kıvılcımı fikirlerin çarpışmasından ortaya çıkar.
"İNSANLIK BİR DÖNÜM NOKTASINDA"
Bugün dünya savaşlar, çatışmalar, ihlaller ve eşitsizliklerin pençesinde kıvranmakta; derin bir vicdan ve liderlik krizinden geçmektedir. Nereye baksak istikrarsızlık dram görüyoruz. Aynı şehrin iki farklı ucunda iki farklı hayat yaşanıyor. Sınır komşusu iki ülkenin birinde zenginlik hakimken diğerinde açlık ve yoksullukla boğuşuluyor. İnsanlık bir dönüm noktasındadır. Sadece önümüzdeki 5-10 yılı değil torunlarımızın da geleceğini etkileyecek mahiyette hadiseler yaşanmaktadır. Her kriz aynı zamanda bir imkandır adalet açılan bir fırsat penceresidir. Layıkıyla değerlendirebilenler için her kriz yeni bir dönemin muştusu, yeni bir başlangıcın öncüsü olma potansiyeline ziyadesiyle sahiptir.
"DÜNYA BEŞ DAİMİ ÜYENİN ELİNE DİLİNE BIRAKILAMAZ"
Bu Birleşmiş Milletler'in reforme edilmesi gerekmektedir. Dünya beş daimi üyenin eline diline bırakılamaz. Süratle değişim gerekiyor. 5 daimi üye, 15 geçici üye... Olmaz. Bu şekilde bu dünya yönetilemez. Artık İkinci Dünya Savaşı'nın şartlarında değiliz. Dünya değişiyor bu değişime yönelik ciddi bir değişim şart. Gazze'de sadece insani değerler değil başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası sistemin güvenilirliği de sınanmıştır. Gazze krizinde ne insanlık ne sistem başarılı imtihan verememiştir. Hukuk önünde hesabı verilmeyen her suç failini daha da pervasızlaştırır.
Holokost utancı sebebiyle yol verilen bu insanlık faciasının sonu çıkmaz sokaktır, felakettir. Türkiye ne yapıyorsa barış için yapmaktadır. Bizim hiçbir ülkeye millete kategorik olarak düşmanlığımız yok. Sırf farklı bir kültürden kökenden diye kimseye öfke duymuyoruz. İspanya'da kobvulan 500 bini alşkın Musevi'ye kapısını açan bu millettir. Bizim zihin dünyamızda ne mazluma kimlik sorulur ne zalimin inancına bakılır. Bu cinnet halinin artık son bulmasını arzu ediyoruz.
"GAZZE'DE DE SÜRDÜRÜLEBİLİR ATEŞKES BİR AN ÖNCE TESİS EDİLMELİDİR"
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Netanyahu ve Gallant hakkında çıkardığı yakalama kararını çok önemli buluyoruz. İsrail ile Lübnan arasında önceki gün sağlanan ateşkesin kalıcı olmasını temenni ediyoruz. İnsanlık daha fazla irtifa kaybetmeden Gazze'de de sürdürülebilir ateşkes bir an önce tesis edilmelidir. Türkiye ilk günden beri bunu savunmuştur. Gazze'deki soykırımın durması ve kalıcı barışa giden yolun açılması için değil elimizi, tüm bedenimizi taşın altına koymaya hazırız.
Son haftalarda tamamen izlenme kaygısıyla çekilen diziler, propgramlar ve filmler ne kültürümüze ne toplumsal barışımıza hiçbir fayda sağlamıyor. Reyting alabilmek için şiddetin meşrulaştırıldığını, alkol ve uyuşturucunun özendirildiğini, sapkın ve sapık ilişkilerin normalleştirildiğini görüyoruz. İstisnai örnekler üzerinden tüm aile yapımız hedefe konulmakta, toplumun temel direği olan aile adeta kötülüklerin kaynağı olarak yansıtılmaktadır. LGBT denilen aile düşmanlığı yapıya karşıyız. Son dönemde milletimizin sinir uçlarıyla bilerek oynandığını müşahede ediyoruz. 28 Şubat'a giden yolun taşlarının nasıl döşendiğini hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz."