Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek için hareket eden 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu tren, 8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkıp devrildi.
Kazada 7'si çocuk, 25 kişi yaşamını yitirdi, 328 kişi yaralandı. Kazada kusurlu bulunan TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği'nde çalışan Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği'nde Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında 'Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak' suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
9 GÖREVLİYE DAHA DAVA AÇILDI
Sanıkların tutuksuz yargılandığı dava sürürken, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı, alınan yeni bilirkişi raporunun ardından soruşturmanın genişletilmesine karar verdi. Savcılık, kazanın meydana gelmesinde hava durumunun takip edilmemesi, hava durumunun takip edilememesi nedeniyle olumsuz hava koşullarında demir yolu hattının özel olarak muayene edilememesi, menfezin ve çevresindeki hat kesiminin gerekli bakımlarının, temizliğinin, yabani otla mücadelesinin yapılmaması, kaza yeri menfezinin İstanbul istikametindeki büzün tıkalı olması nedeniyle büze gelen yağmur suyunun aradaki kanal vasıtasıyla kaza menfezine yönelmesi sebeplerinin etkili olduğunu değerlendirdi. Değerlendirmenin ardından savcılık, kazada sorumlulukları bulunduğunu anlaşılan TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü'ndeki 9 görevli hakkında da 'Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' ve 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçlarından Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
Haklarında kamu davası açılan TCDD görevlileri, olay tarihinde TCDD 1'inci Bölge Müdürü Nihat Aslan, bölge müdürlüğünde bakım servis alanlarından sorumlu müdür yardımcısı L.M., TCDD 1'inci Bölge Demiryolu Bakım Müdürü Mümin Karasu, üstyapıdan sorumlu bakım servis müdür yardımcısı L.K., altyapıdan sorumlu bakım servis müdür yardımcısı N.A., yol kontrolörü olarak görev yapan B.O., inşaat mühendisi T.B.Ö., mühendis olarak görev yapan D.P. ve K.B.'nin de yargılanmasına başlandı. Bir önceki duruşmada, Mümin Karasu hakkında tutuklanmaya yönelik yakalama kararı verildi. Karasu, 10 Ekim 2022'de adliyeye gidip teslim olduktan sonra tutuklandı. Avukatlarının itirazıyla Karasu, 24 Aralık 2022'de yurt dışına çıkış yasağı tedbiriyle tahliye edildi.
TCDD'NİN BİRİMLERİ ASLİ KUSURLU BULUNDU
Davada, oluşturulan bilirkişi heyetinin ek raporu mahkemeye sunuldu. Raporun ulaştırma ve yapı mühendisliği bölümünde kaza nedenleri, 'Kaza yerindeki menfezin hidrolik ve kanat duvarları açısından yetersizliği. Balast tabakası altındaki koruma tabakasının yetersizliği. Balast tutucu duvarların eksikliği. Hat üstyapısının yürüyerek gözleme olanak tanıyacak kadar geniş olmaması. Dolgu şevi boyunca gelişmiş olan yabani bitkilerin şevi zayıflatması. Ray kırığı konusunda uyarıda bulunacak elektronik sistem eksikliği' olarak sıralandı. Raporda, "TCDD Genel Müdürlüğü Ar-Ge Birimi, Merkez ve 1'inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlükleri ile altyapı ve sanat yapılarını yenilemeden sorumlu başkanlığı ve Yol ve Geçit Kontrol Memuru istihdam etmekle sorumlu başkanlığının asli kusurlu oldukları görüş ve kanaatine varılmıştır" denildi.
3 KİŞİ HAKKINDA TUTUKLAMA İSTEĞİ
Geçen 17'nci duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, sanıklardan Mümin Karasu, Turgut Kurt ve Özkan Polat'ın tutuklanmalarını talep etti. Mütalaada, "Sanıklar Mümin Karasu, Turgut Kurt ve Özkan Polat'ın kaza tarihindeki bulunduğu türev ve sorumlulukları bakımından 30/05/2018 tarihli yazıyı düzenleyip imzaladığından ve alt birimler tarafından bu yazının gereğinin yapılıp yapılmadığını, gereğinin ne şekilde yapıldığının denetleme görevi bulunduklarından yaz mevsimi geneli için gerçekleşmesi öngörülen ve kaza günü özelinde hava durumu takip edilseydi öngörülebilir olan ray altındaki boşalmanın/akmanın, hava şartlarından kaynaklı hat bozulmanın ve neticesinde meydana gelen kaza ile yaralanma ve ölüm neticelerini öngördüğünden TCK 22/3 uyarınca bilinçli taksitle hareket ederek üzerlerine atılı suçu işledikleri" denildi.
Savcı mütalaasında, Mümin Karasu, Turgut Kurt ve Özkan Polat'ın 'Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan cezalandırılmalarını talep ederek, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olması dikkate alınarak, tutuklanmalarını istedi. Mütalaada, diğer sanıklar, Celaleddin Çabuk, Çetin Yıldırım, Burhan Ortancıl, Deniz Parla, Kubilay Haşkaya, Levent Kaytan, Levent Muammer Meriçli, Nihat Aslan, Nizamettin Aras ve Tevfik Baran Önder'in ise Mümin Karasu tarafından14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'ne e-imzalı gönderilen yazının muhatapları olmadıkları, yazıda bahsedilen yaz mevsimine ilişkin olumsuz hava koşullarında alınması gereken tedbirlere dair yetki, görev ve sorumluluklarının bulunmadığı, ayrıca suça konu kazayı ve neticesini öngördüklerine dair delil bulunmadığı ve bu nedenle haklarında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanamayacağı belirtildi. Mahkeme heyeti, tutuklama taleplerinin hükümle birlikte değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı bugüne erteledi.
Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 18'inci duruşma öncesinde kazada hayatını kaybedenlerin aileleri ile bazı yaralılar, duruşmanın yapıldığı Halk Eğitim Merkezi önüne yürüdü. Kazada kızı Bihter Bilgin ile kız kardeşleri Emel Duman, Derya Kurtulmuş ile 6 aylık yeğeni Beren Kurtulmuş'u kaybeden Zeliha Bilgin, aileler adına konuştu. Davada TCDD'nin üst düzey yöneticilerinin de yargılanmasını isteyen Bilgin, "Bizler sanık koltuğunda görmek istediğimiz İsa Apaydın, özel şirketinde TCDD'den aldığı özel ihalelerle ihale rekoruna koşmaktadır. Biz onu sanık koltuğunda beklerken ihale rekortmeni olma yolunda. Tüm sorumlular ve katliama sebep olan nedenler ve eksiklikler ortaya çıkmasına rağmen TCDD Genel Müdürü seviyesine hiçbir zaman çıkarılmamış ve mahkeme bu tutumunda ısrar etmiştir. Tüm sorumluların yargılanması için yapılan tüm başvurular hep reddedilmiştir. Üst düzey hiçbir zaman ulaşılmamıştır, hep korunmuştur, mevcut sanıkları 1 gün bile TCDD ile iş bağlantıları hiçbir şekilde sonlandırılmamıştır, hatta terfi almışlardır. Adalet bize bugün gülecek mi? Hepinize sonsuz teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız" dedi.
Yoklama ile başlayan duruşmada, görüntü ve ses kaydı yapılmasına oy birliğiyle karar verildi. Avukatların, soruşturmanın genişletilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebi reddedildi.
'MAĞDURLARIN VE YAKINLARININ GERÇEĞİ ÖĞRENMESİ İÇİN SUSMADIM'
Duruşmada, savunmasını yapan TCDD 1’inci Bölge Demiryolu Bakım Müdürü Mümin Karasu, yargılandığı süre içinde iyi niyetle açıklamalarda bulunduğunu söyledi. Karasu, "Mahkeme heyetinin mağdurların ve yakınların gerçeği bilmesi gerektiğini düşündüğüm için, iş arkadaşlarımı karşıma alarak sorulara cevap verdim ve kendimi veya başkasını korumak için susmadım” dedi.
"EVLATLARIMIZ TELEF OLMUŞTUR"
Daha sonra söz alan Karasu’nun avukatı Zekeriya Şerbetçioğlu ise makinistin o yağmuru gördüğü zaman yola çıkmayabileceğini belirterek, "500 metreden o menfezdeki suyu görebiliyor gördüğü halde oradan geçmiştir. Kendisi geçtikten sonra frene basmıştır. Ve sonrasında vagonlar devrilmiştir. Ne yazık ki evlatlarımız telef olmuştur. Teknik olarak o suyun üzerinden o vagonlar geçerdi. Geçtikten sonra belki de korktuğu için frene basıyor. Makinist bir numaralı sanıktır benim gözümde. Müvekkilimin hiçbir kusuru yoktur. Mümin Bey hakkıyla görevini yapmış bir insan biz mütalaayı kabul etmiyoruz. Mütalaa maalesef iddianamenin bir kopyası olmuştur. Ortada bir taksir yoktur ki bilinçli taksir olsun. Karasu’yu mükafatlandırmanız lazım” diye konuştu.
"TELEF" SÖZÜNE TEPKİ GÖSTERİP, ÖZÜR DİLEMESİNİ İSTEDİ
Avukat Şerbetçioğlu’nun konuşması alkışlarla protesto edildi. Şerbetçioğlu’nun kazada ölenler için ‘telef oldu’ demesi için kazadan yaralı kurtulan bir kişi özür dilemesini istedi. Bunun üzerine de avukat Şerbetçioğlu aya kalkarak özür diledi.
Sanık ve avukatlarının savunmalarının ardından mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına, dava konusu dosyanın kapsamlı olması, esas hakkında beyan ve savunmaların çok sayıda olması, mahkemeye ibraz edilen bazı belgelerin ve sözlü beyanların değerlendirilmesinin zorunlu olmasının hususları dikkate alınarak dosyanın incelenmesine karar vererek duruşmayı 29 Şubat’a erteledi.
"YARGILAMA EKSİK YAPILDI"
Duruşmanın ardından aileler adına konuşan Mısra Öz, "18’inci duruşmanın sonuna geldik. Aslında şu anda sizler gibi bizlerde, avukatlarımız da şaşkın. Çünkü bunun bir karar duruşması olduğu bir önceki celsede söylenmiş olup fakat ne yazık ki karara bir türlü bağlanamadı. O yüzden de ben kendi adıma söylemem gerekirse şaşkınım. 29 Şubat’a ertelendi duruşma 19’ncu duruşmayı göreceğiz. İçeride dikkat çekmek isteğim bir konu var. Sanık ve sanık avukatları savunmaları bizim avukatlarımıza karşı değil birbirilerinin üzerine suçu atmak üzere savunma yaptılar. Her biri yine beyanında şunu dile getirdi; Devlet Demiryolları üst yönetiminin en başından beri kusurlu olduğunu ortaya koydular. Bizim için bu yargılama süreci ne yazık ki bugüne dek eksik yapılmıştır. Eksik yapılan bu yargılama sürecinde içeride çok net taleplerimiz oldu. Devlet Demiryollarının üst yönetimi için soruşturulma başlamasını ve aynı şekilde mevcut sanıkların olası kast üzerinden ceza alıp tutuklanarak cezaevine gönderilmelerini talep ettik” diye konuştu.