Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
ABD'nin Türkiye'ye yönelik olası yaptırımlarına değinen Çavuşoğlu, olumsuz havanın farkında olduklarını söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin ilişkilerde egemenlik haklarına müdahaleye izin vermediğini belirterek, "Türkiye'yi baskı altında tutmaya çalıştıklarını görüyoruz. Barış Pınarı Harekatımızdan dolayı hayal kırıklığına uğradıklarını da görüyoruz. Çünkü kendi emellerine ulaşamadılar" diye konuştu.
"EGEMENLİK HAKLARINA MÜDAHALEYE İZİN VERMEYECEĞİZ"
F-35 ve S400'lerle ilgili ABD ile devam eden süreçte Türkiye'nin yapıcı yaklaşımlarda bulunduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biz her türlü yapıcı yaklaşımda bulunuyoruz. Ama bir konu var ki, o da kırmızı çizgimiz. Biz egemenlik haklarımıza müdahale etmelerine izin vermiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Washington ziyaretinde gerek senatörlere gerekse diğer görüşmelerde Türkiye'nin egemenlik haklarına müdahale etmelerine izin vermeyeceğini net bir şekilde söylemiştir. Biz herkesle çalışmak istiyoruz ama bu tür dayatmayla bir yere varılamayacağını Kongre üyelerinin de anlaması gerekiyor."
kONGREDEN YAPTIRIM KARARI ÇIKARSA?
Bakan Çavuşoğlu, "ABD ile kriz neticesinde ABD Kongresinden yaptırım kararı çıkarsa, Türkiye'nin adımları ne olabilir? İncirlik'in statüsü gündeme gelebilir mi?" şeklindeki soru üzerine şu ifadeleri kullandı:
"İncirlik de gelir Kürecik de gelir, her şey gelir. Kötü senaryoyu varsayımlar üzerine konuşmak istemiyoruz. Kongrenin karar alması yetmez. Yönetimin alacağı karar önemlidir. CAATSA içinde 12 madde var. Yönetim hangisini seçecek? Türkiye aleyhine bir karar çıkarsa bu konuda Trump yönetiminin bunu uygulama konusunda yetkisi nedir? Bunlara bakmak lazım. Sonuçta en kötü senaryoyu düşünürsek milletimizin taleplerini de değerlendiririz, o zaman karar veririz. Tüm alternatifler değerlendirilir."
LİBYA İLE MUTABAKAT
ürkiye ve Libya'nın imzaladığı mutabakat muhtırasına dair soruya Çavuşoğlu, "Yunanistan'ın ve bazılarının iddiasına göre, şu anda Libya'daki 'Suheyrat Anlaşması' ile yetkilendirilen hükümet böyle bir anlaşma imzalayamaz. Bu anlaşmaya göre, şu anda uluslararası sistemde meşru olan Serrac Yönetimi, hükümetler arası anlaşma imzalayamayabilir ama mutabakat zaptı imzalar. Dolayısıyla Yunanistan'ın ve bazı ülkelerin bu konudaki iddiaları doğru değildir" yanıtını verdi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Libya ile imzaladığı mutabakat zaptının deniz yetki alanlarının belirlenmesine yönelik olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her zaman şunu söylüyoruz: 'Akdeniz'de Yunanistan dahil, Rum kesimi hariç, Rum kesimini tanımadığımız için 'hariç' diyoruz, tüm ülkelerle buna benzer anlaşmalar, mutabakat zabıtlarını imzalayabiliriz. Herkesle iş birliği yaparız. İmzaladığımız anlaşma, uluslararası hukuka uygundur ve Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının korunmasına yöneliktir.
"TÜRKİYE'Yİ YALNIZ BIRAKMAYA ÇALIŞTILAR"
Son zamanlarda Yunanistan ve bazı bölge ülkeleri, bu anlamda Türkiye'yi yalnız bırakmaya çalışıyorlardı. Bu mutabakat zaptıyla biz de karşı hamlemizi tabii ki yaptık ve kıta sahanlığımızın içindeki haklarımızı kesinlikle koruruz. Kıta sahanlığımızın batı sınırlarını bu şekilde belirlemiş olduk. Kiminle belirlemiş olduk? Libya ile. Libya eğer bizimle iş birliği yapmak isterse, onların şu anda belirlediği kıta sahanlığı içinde de ortak çalışmalar yapabiliriz. Sismik araştırma, sondaj çalışmaları yapabiliriz."
"KITA SAHANLIĞIMIZDA İZİNSİZ ÇALIŞMAYI ENGELLERİZ"
Libya ile imzalanan mutabakat zaptının uluslararası hukuka uygun olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, Yunanistan veya AB'nin uluslararası hukuku ilgilendiren bu konularda bir mahkeme gibi davranmasının uygun olmadığını söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin kendi kıta sahanlığında istediği çalışmayı yapacağını, önceliğin egemenlik haklarının ve ulusal çıkarların korunması olduğunu vurgulayarak, Karadeniz'de de benzer araştırmaların yapılmasının öngörüldüğünü anlattı.
Bakan Çavuşoğlu, "Öncelikle, kıta sahanlığımızın içinde bizden izinsiz kimse bu tür çalışma yapamaz. Olursa engelleriz tabii ki" dedi.