Adalet Bakanı Bekir Bozdağ açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın stokçuluk ve fiyatları etkileme suçlarında cezaların artırılacağını bildirdiğinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, "fiyatları etkileme" suçunun Türk Ceza Kanunu'nun 237. maddesinde yer aldığına işaret etti.
Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bu düzenleme, caydırıcı nitelikte cezalar içermemektedir. Bu nedenle cezanın, '1 yıldan 3 yıla kadar' olarak yeniden düzenlenmesi, eğer besinlerin, malların veya işçi fiyatlarının artmasına yol açacak sonuçlar, manipülasyonlar, gerçek dışı haberler oluşturduğu takdirde bu cezanın yarısı oranında artırılması, aynı suçu tellallar, bu işi yapan ruhsatlı simsarlar yaptığı takdirde yarı oranında daha cezanın artırılması şeklinde yeniden cezayı tanzim eden çalışmalar yapılmaktadır. Bu, fiyatları etkileyerek haksız kazanç elde etme peşinde koşan art niyetli kişilere yönelik cezai yaptırımların caydırıcı olma vasfını yükseltecektir. Bir de stokçuluk var. Elindeki malları kamunun ihtiyacını karşılamak için satması gerekenler, vatandaşların ihtiyacını karşılamak için satması gerekenler bunları satmayıp da fiyat biraz daha pahalansın veya başka neden, hesaplarla satmaktan kaçındığı takdirde burada da başka ceza öngörüyor Türk Ceza Kanunu. Şimdi bu cezayı da 1 yıldan 3 yıla şeklinde değiştiriyoruz. Cezanın hem alt sınırı artırılmakta hem de üst sınırı artırılmaktadır."
Stokçuluk ve fiyatları etkileme suçlarındaki cezaların alt ve üst sınırlarının, artırım oranlarının değiştirileceğini ifade eden Bozdağ, "Böylelikle bu iki suç da tutuklama yasağı kapsamı dışına çıkarılmaktadır. Yani şartlar oluştuğunda, sulh ceza hakimi takdir ettiğinde veya yargılamayı yapan herhangi mahkeme takdir ettiğinde bunların tutuklama ihtimali de artık hakimlerin ve mahkemelerin takdiri kapsamında mümkün olabilecektir" dedi.
Mevcut düzenlemenin tutuklama yasağı kapsamında olduğu için tutuklama tedbirinin uygulanma ihtimalinin bulunmadığına işaret eden Bozdağ, yeni düzenlemeyle hem ceza miktarı hem de diğer hükümlerin uygulanması bakımından yeni bir sürece geçileceğini söyledi.
Bekir Bozdağ, bu düzenlemenin, caydırıcı vasfıyla hem fiyatları etkilemeye teşebbüs ederek hem de stokçuluk yaparak haksız kazanç peşinde koşan kötü niyetli kişilerin ceza hukuku bakımından caydırıcı şekilde cezalandırılmasına yol açacağını vurguladı.
Yasal düzenlemenin ne zaman yapılacağının sorulması üzerine Bozdağ, bu konunun TBMM'nin takdirinde olduğunu bildirdi.
HAKİM VE SAVCI YARDIMCILIĞI
Hakim ve savcı yardımcılığına ilişkin soru üzerine ise Bakan Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakim ve savcı yardımcılığının hukuk sistemine kazandırılacağını söylediğini hatırlattı.
Yeni dönemde sınavı kazanan hakim ve savcı yardımcılarının, Türkiye Adalet Akademisi'ndeki temel eğitimden sonra "hakim yardımcısı ve savcı yardımcısı" olarak atanacaklarını, 3 yıl süreli bir eğitimden geçileceğini anlatan Bozdağ, hakim ve savcı yardımcılarının, doğrudan adliyelerde bir hakimin veya bir savcının yardımcısı olarak görev yapacağını söyledi.
Bekir Bozdağ, eğitici hakim veya savcıların yetkin hakim ve savcılardan oluşacağını, eğitici hakim ve savcılara en fazla iki yardımcı verileceğini dile getirdi.
Hedefin, usta çırak ilişkisi içerisinde hakim ve savcı yardımlarının meslek öncesinde iyi bir eğitim alması olduğunun altını çizen Bozdağ, 9 ay hukuk, 9 ay ceza mahkemelerinde, ayrıca istinaf mahkemelerinde ve Yargıtay'da eğitimler alınacağını belirtti.
Hakim ve savcı yardımlarının, mesleğe 3 yıllık süreçte edindikleri tecrübelerle başlayacağını kaydeden Bakan Bozdağ, şu bilgileri verdi:
"Bu çok büyük bir hukuk reformudur. Hakim ve savcılarımızın liyakatinin artırılması, meslek öncesinde iyice eğitilmesi ve sadece teorik eğitim değil aynı zamanda pratik bir eğitimden geçirilerek mesleğe hazırlanması konusunda atılmış son derece önemli bir adım ve reform olduğunu düşünüyoruz. Bu reform sonucu yeni hakim ve savcı yardımcılığı müessesesi hayata geçtiğinde sistem bu şekilde işleyecek. 3 yıllık eğitimden sonra ancak hakim ve savcı mesleğine kabulleri gerçekleşmiş olacaktır. Ben bu tarihi reformun hayırlı olmasını diliyorum."
Bakan Bozdağ, ayrıca hakim ve savcıların iyi yetiştirilmesi ve gelişmeleri için eğitimin sürekli hale getirileceğini ifade etti.
Yeni düzenlemenin ardından birinci sınıfa ayrılma ve birinci sınıf olabilme şartları arasına "en az 3 defa meslek içi eğitime katılma" şartının konulacağını belirten Bozdağ, böylece meslek içi eğitimin daha etkin ve verimli süreceğini vurguladı.
Adalet Bakanı Bozdağ, meslek içinde hakim ve savcıları sürekli gelişmeler karşısında bilgilendiren, tecrübeleri paylaşan, konuların uzmanları aracılığıyla eğiten bir yaklaşımın hayata geçirileceğini bildirdi.
Meslek içi eğitimin zorunlu hale getirilemeyeceğinin altını çizen Bozdağ, "Birinci sınıfa ayrılmak isteyen her hakim ve savcı şunu bilecek, birinci sınıfa ayrılmam için en az 3 defa meslek içi eğitime katılmam gerekecek. Bu, gönüllü şekilde, eğitimleri herkesin almasını sağlayacaktır. Bu da yargı içerisinde, devam eden yargılamalar süresince ortaya çıkan sorunların, eksikliklerin, yanlışlıkların eğitim vasıtasıyla çözümlenmesine, hakim ve savcıların geliştirilmesine, liyakatın artırılmasına da büyük katkı sağlayacağını değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Teftiş konusuna da değinen Adalet Bakanı Bozdağ, yeni düzenleme çerçevesinde Türkiye'de her adliyenin en az iki yılda bir rehberlik edici, eğitici, yol gösterici teftişten geçeceğini, bunun da zorunlu hale geleceğini söyledi.
GAYRİMENKUL ALIM SATIMINDA NOTER DÖNEMİ
Bakan Bozdağ, noterliklerle ilgili yeni bir düzenlemenin de hayata geçirileceğini bildirerek, şunları kaydetti:
"Atacağımız yeni adımla gayrimenkul alım ve satım işlerinin, tapu sicil müdürlükleri yanında noterliklerde de yapılmasına imkan sağlıyoruz. Bu düzenlemeden sonra Türkiye'de gayrimenkul alım ve satımı yapan her bir vatandaşımız bir yandan isterse tapu sicil müdürlüklerimize giderek bu işlemi yapabileceği gibi noterliklere de giderek bu işlemi yapabilme imkanına kavuşacaktır.
''VATANDAŞLARIMIZ İÇİN ÇOK BÜYÜK KOLAYLIKLAR ORTAYA ÇIKARACAK"
Noterlere gitmek veya tapu sicil müdürlüğüne gitmek tamamen vatandaşımızın tercihine bırakılmaktadır ama noterliklere bu yetki ve görevin verilmesinin, vatandaşlarımız için çok büyük kolaylıklar ortaya çıkaracağına yürekten inanıyoruz. İnsanımız bu tercihten dilediğini kullanacak ve bu sistem işleyecek. Burada şunu da ifade etmek isterim: Tapu devir işlemleri, alım satım işlemleri sırasında Tapu Kadastro Genel Müdürlüğümüz ile Noterler Birliği, ortak çalışmalar yaparak burada güvenli bir sistemi hayata geçirecekler. İşlem noterde yapıldığı an, aynı şekilde Tapu Müdürlüğündeki kayda, aynı anda düşecek. Dolayısıyla arada bir fasıla da olmayacak, güvenlik riskleri hiç olmayacak. Vatandaşımızın hakkını, hukukunu koruyan güvenlik tedbirlerini içeren adımlar, bunun içerisinde olacaktır."
Yeni uygulamanın vatandaşlara büyük kolaylık sağlayacağına işaret eden Bozdağ, bunun da önemli bir reform ve değişim olduğunu sözlerine ekledi.