İlişkili Haberler
Bahçeli, "Elbette Milliyetçi Hareket Partisi, AKP ile görüşmeye daha önceki şartları saklı ve baki kalmak kaydıyla açıktır. Fakat önce, Sayın Davutoğlu'ndan bağımsız tavır beklemek ve sarayın yönlendirmesine sırtını döndüğünü tam manasıyla görmek en tabii ve haklı beklentimizdir" değerlendirmesini yaptı.
Devlet Bahçeli, CHP ile AK Parti arasında bir koalisyon hükümeti kurulamayacağının ortaya çıkması üzerine, kurmay ekibiyle gerçekleştirdiği toplantı sonrasında yazılı bir açıklama yaptı.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 9 Temmuz'da hükümeti kurma görevini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan aldığını ve 13 Temmuz'da da CHP'yle ilk temaslarını başlattığını anımsatan Bahçeli, arkasından oluşturulan AK Parti-CHP heyetleriyle beş aşamalı istikşafi görüşmelerin yapıldığını ve bu görüşmelerin sonucunun da karar vermeleri amacıyla genel başkanlara sunulduğunu aktardı.
"HAYAL KIRIKLIĞI"
İki partinin genel başkanları arasında bu hafta başında 4 saat 20 dakika süren bir görüşmeden sonuç çıkmayınca, final niteliğindeki toplantının bugüne ertelendiğini dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
"Hem AKP hem de CHP genel başkanları yetkili kurullarının kanaat ve eğilimini alarak bir araya gelmişlerdir. Nihayetinde AKP Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu arasında süren koalisyon görüşme zincirinin son halkası bugün sonuçlanmıştır. Beklentiler suya düşmüş, AKP ile CHP millet nezdinde hayal kırıklığı yaratmışlardır. Milletimizin arzu ve arayışı hiçe sayılmıştır. İki partinin siyasi yaklaşım ve görüş farklılıklarını aşamadıkları, bir koalisyon hükümeti kurma iradesinde buluşamadıkları net olarak ortaya çıkmıştır. Böylece Türkiye önemli bir fırsatı göz göre göre kaçırmıştır."
"TÜRKİYE 35 GÜNDÜR FÜTURSUZCA VAKİT KAYBETMİŞ, PİŞKİNCE OYALANMIŞTIR"
MHP'nin, istikrarlı ve tutarlı bir şekilde AK Parti ile CHP arasında bir koalisyon hükümeti kurulmasını devamlı önerdiğini ve ısrarla gündemde tuttuğunu hatırlatan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"Partimiz, Türkiye'nin bugünkü nazik döneminde sertleşen ve derinleşen kamplaşmanın bu çerçevede tamir ve telafi edilebileceğine samimiyetle inanmıştır. Her seferinde önyargılardan uzak durup, siyasi ve ideolojik angajmanlara mesafe koyarak AKP ile CHP'nin koalisyon hükümeti kurmasının zaruret ve gerekliliğine vurgu yapılmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben' ilkesinden taviz vermeden siyasetini temellendirmiştir. Ancak özellikle AKP Genel Başkanı Sayın Davutoğlu'nun koalisyon görüşmelerini kasten ağırdan aldığı, bunca süreyi boşa geçirip zamana oynadığı objektif bir bakışla ileri sürülebilecektir. Erdoğan'ın çekim alanından bir türlü kurtulamayan, sarayın güdümüne çaresizce girmekten başka bir davranış gösteremeyen Davutoğlu, koalisyona baştan itibaren gönülsüz yaklaşmıştır. Sonuç itibarıyla Türkiye 35 gündür fütursuzca vakit kaybetmiş, pişkince oyalanmıştır. Elbette bunun demokratik bir faturası olacaktır ve Türk milleti bu gelişmeler hakkındaki yorumunu en iyi şekilde yerine getirecektir. Bu husus tartışma götürmez bir gerçektir."
"DEMOKRASİ VE DEMOKRATİK TEAMÜLLER SAKATLANMIŞTIR"
Başbakan Davutoğlu'nun CHP'ye bir koalisyon hükümeti teklifi götürmek yerine, kısa süreli seçim hükümeti kurulması veya azınlık hükümetine destek verilmesi yönündeki talebinin ahlaki ve anlaşılabilir görülmediğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Sayın Davutoğlu kafasında yavaş yavaş tükenen 9 ayrı seçeneğin olduğunu iddia etse de hiç şüphesiz 7 Haziran seçimlerinin yenilenmesi başından beri gizli ve esas gündemidir. Gelişmelerden, tarafların açıklamalarından çıkan sonuç da bu yöndedir. AKP, 13 yıllık rezalet ve hezimet dolu tek başına iktidar yıllarını kaybetmeyi bir türlü hazmedememiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta koalisyon hükümetlerini kötülemiş, milli iradenin kararını tartışmaya açmış, dedikodu kazanını kaynatarak Davutoğlu'nun zihni melekelerine ipotek koymuştur. Türkiye tek bir kişinin egosuna, tatminsiz iktidar hastalığına ve koltuk hırsına adeta boyun eğmiştir. Sayın Davutoğlu'nun, Erdoğan'ın tembih ve telkini altında yalandan ve iş olsun kabilinden sürdürdüğü koalisyon temasları ülkemizin önünü tıkamış, siyasi uzlaşma dinamiklerini budamıştır. Nitekim demokrasi ve demokratik teamüller sakatlanmıştır.
Erdoğan’ın, Sayın Davutoğlu'na CHP Genel Başkanı ile görüşmesinden bir gün önce; 'Kendi ilkeleriyle de karşı düşüncenin örtüşmesi lazım. Herhalde örtüşmüyorsa, intihar edecek hali yoktur' diyerek çektiği ihtar ve yaptığı ayar bugünkü bunalım tablosunun asıl nedeni olmuştur.
Hiç hakkı ve yetkisi olmadığı halde, Erdoğan'ın kritik dönemeç ve dönemlerde sesini yükselterek AKP’ye ve Genel Başkanı'na parmak sallaması en azından Türk siyasetine vurulmuş paslı bir pranga olarak görülmelidir. Sayın Davutoğlu’nun bundan sonra ne yapılacağıyla ilgili saraydan talimat ve siyasi diyet listesini bizzat alması en makul ve doğru seçenektir."
Türkiye'nin normalleşmesinin, siyasi istikrar kazanmasının bu kafa yapısı ve mantık örgüsüyle temin ve idamesinin imkansız olduğunu savunan Bahçeli, "Erdoğan'ın Türkiye’nin önünde aşılması gereken bir bariyer, açılması gereken kara bir tıkaç olduğu kuşkusuzdur. Sayın Davutoğlu'nun da sarayın hizasından çıkmaya, yörüngesinden ayrılmaya niyet ve isteği olmadığı somut bir gerçek olarak karşımızdadır. Hepsinden önemlisi de Erdoğan ve zihniyeti demokrasiye saygısız, mutabakata kapalı, Türk milletinin tercihlerine duyarsızdır. Türkiye AKP’ye mecbur ve mahkum görülemeyecektir" ifadelerini kullandı.
MHP'NİN, AZINLIK HÜKÜMETİ VEYA SEÇİM HÜKÜMETİ FORMÜLLERİNE YÖNELİK DURUŞU
Terör saldırılarının Türkiye'yi savaş alanına çevirdiği, üç haftada 37 vatan evladının şehadetine, Suruç'ta 33 insanın ölümüne yol açan hain eylemlerin zirve yaptığı bir dönem ve eşikte seçimlerin yenilenmesinin akıl karı olmadığını belirten Devlet Bahçeli, "Dahası seçim güvenliğinin tam ve etkin bir şekilde sağlanacağının teminatını hiç kimse veremeyecektir. PKK'nın 20 ilde alan hakimiyeti kurmak için artan ölçüde yığınak yaptığı, 20 Temmuz'dan itibaren de Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı kanlı saldırılarını tırmandırdığı açıktır. Silahların gölgesinde seçim tekrarı öncelikle demokrasiye ihanet olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
MHP'nin, "ağırlaşan şartlardan dolayı olası bir seçimin tedavülden kalktığını" daha önce açıkça ilan ettiğini dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu itibarla seçimin yegane ihtimal olduğunu söyleyerek AKP-CHP arasında koalisyon hükümeti kurulmasını engelleyici tutum takınmak gafletten öte sorumsuzluk ve şuursuzluk örneğidir. Türkiye ekonomisinin vahim durumu ortadadır. Piyasaların siyasi istikrarsızlıktan nasıl ve ne şekilde etkileneceği de bilinmez değildir. Seçimlerin tekrarlanması bir aşı değil, şu günkü ortam ve gündemde zehirdir. Elbette MHP, AKP ile görüşmeye daha önceki şartları saklı ve baki kalmak kaydıyla açıktır. Fakat önce, Sayın Davutoğlu'ndan bağımsız tavır beklemek ve sarayın yönlendirmesine sırtını döndüğünü tam manasıyla görmek en tabii ve haklı beklentimizdir."
Bahçeli açıklamasında ayrıca "Parti olarak azınlık hükümeti veya seçim hükümeti formüllerine kapalı duruşumuz bozulmamıştır. Bu konuda geri adım atmamız eşyanın tabiatına aykırıdır. Hiç kimse bizden, siyasi hesap ve sinsi planlarını hayata geçirmek için destek veya örtülü bir müsamaha beklememelidir. Türk siyaseti, bugünkü kriz ortamından çıkmak için ya bir yol inşa etmeli ya da bir yol bulmalıdır" ifadesini kullandı.