SAHA İstanbul tarafından İstanbul Fuar Merkezi'nde organize edilen ve açılışı bugün yapılan SAHA EXPO'nun, 2 yılda bir gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Moderatörlüğünü Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği (SAHA İstanbul) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar'ın yaptığı "Teknolojik Dönüşüm" başlıklı panelde konuşan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, havacılık sektörünü değerlendirdi.
İlişkili Haberler
Kotil, "T625 Genel Maksat Helikopteri'miz Allah’a şükür ayın 6’sında emniyetli bir şekilde uçtu. 625’i uçurduğumuz zaman Türkiye, kendi imkanlarıyla helikopter tasarımını yapıp bunu uçurabilen 7’nci ülke oldu. Güney Kore bile kendi uçuramadı, Hindistan bile kendi uçuramadı. Diğer şirketlerden teknik destek aldı." diye konuştu.
Türkiye’nin nitelikli insan kaynağı yetiştirmesinin bir zorunluluk olduğunu ifade eden Kotil, büyük projelerin başarıya ulaşması ve bu başarıların sürdürülebilir olması için yetişmiş insan kaynağının hayati önem taşıdığını vurguladı.
Helikopter üretimi konusunda önemli mesafe katettiklerini belirten Kotil, Türkiye'nin helikopter pazarında yüzde 2 pay almasının hedeflendiğini kaydetti.
Kotil, TUSAŞ’ın bu yıl 2 milyar dolar gelir elde edeceğini, sadece bir helikopterden 300 milyon dolar elde edileceğini bildirdi.
625 Helikopteri proje ekibinin çok azimli ve başarılı bir ekip olduğunu ifade eden Kotil, bu ekibin; 625’in çalışma takvimi, uçuş ve test tarihlerini yansıttıkları bir takvim bastırdıklarını, uçuş başarıyla gerçekleşince bunu kendilerine gösterdiklerini anlattı.
YERLİ SAVUNMA SANAYİ 'SAHA'YA ÇIKTI
"TÜRKİYE’NİN TASARLAMASI GEREKİYOR"
Temel Kotil, TUSAŞ bünyesindeki Uçak Yapısal Genel Müdürlüğü’nün hem iç piyasaya hem de dış piyasaya çalıştığını belirterek, "İçeri aşağı yukarı 150-200 milyon dolar bir iş yapıyor, dışarıya 500 milyon dolarlık iş yapıyor. Boeing, Airbus, Lockheed Martin, hepsine… Diyorum ki Genel Müdür Yardımcısı Naki Bey’e, ‘Sen o zaman dışarıya çalışmasan, içeri çalışsan 500 milyon 5 milyar yapıyor.’ Çünkü konsolide ediyoruz. Yani Türkiye’nin tasarlaması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Türkiye’de devletin havacılık sanayisine desteğini memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren Kotil, "TUSAŞ’ın 2 milyar dolarlık yıllık gelirinin yaklaşık 3’te birinden fazlası Savunma Sanayii Başkanlığı’nın verdiği prototip geliştirme parası… Diğer 1 bölü 3’ü ticari, diğer 1 bölü 3’ü de yaptığımız ürünlerden, ATAK’tan elde ettiklerimiz... Projede bir eksiğimiz yok TUSAŞ olarak... Ancak bizim insan kaynağına ihtiyacımız var." dedi.
Geçmişte havacılık alanında bilim adamlarının yalvarmalarına rağmen Ankara’daki uçak fabrikasının kapatıldığını anımsatan Kotil, bu dönemlerin geride kaldığını, şimdi proje geliştirmek için devletin desteğinin arkalarında olduğunu söyledi.
"LOCKHEED MARTİN 46 MİLYAR DOLAR CİRO YAPIYOR, 50 BİN MÜHENDİSİ VAR"
TUSAŞ Genel Müdürü Kotil, TUSAŞ’ın altyapısını geliştirmek için 10 bin çekirdekli bilgisayar aldıklarını belirterek, ikinciyi de alma kararı verdiklerini bildirdi.
TUSAŞ’ın 2 bin 500 mühendisi bulunduğunu aktaran Kotil, şöyle devam etti:
"Yaklaşık bin tane 2 yılda ben ekleyebildim üzerine... Bu yıl 750 alıyoruz, geçen sene 450 aldık, seneye bin alacağız. 10 bin mühendis sayısına çıkmak istiyoruz. Çünkü bu projeleri teslim edebilmemiz için buna ihtiyacımız var. 10 bin mühendis belki çok geliyor size ama Lockheed Martin 46 milyar dolar ciro yapıyor, 50 bin mühendisi var. Genel müdür yardımcısı söyledi. Dedim ‘ne yapıyorsun, boş mu duruyorlar?’ Diyor ki, ‘Amerika hükümeti destekliyor. Çünkü ihtiyacı olduğu zaman el altındayız.'
Dolayısıyla benim gördüğüm ilim, en önemli konu başlığımız. İlimden başlayan bir taban oluşturarak büyük hacimlere çıkabiliriz. Türkiye’nin küresel havacılıkta oyuncu olması için gereken mühendis sayısı neyse benim görevim onu bulup yetiştirmek ve yetiştiriyoruz."
"REKABET ÖNCESİ İŞ BİRLİĞİNİ SÖYLÜYORUZ AMA YETERİNCE YAPAMIYORUZ"
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da bilginin üretimi ve bilginin kim tarafından üretileceği konusunun Türk savunma ve havacılık sektörleri için en büyük sorular olduğunu belirterek, "Türkiye, savunma sanayindeki yerlilik oranını yüzde 24'ten yüzde 65 seviyesine çıkarmayı başardı. Bunu tüm sektörlere yaymanın yollarını aramalıyız." dedi.
Katma değerli üretim yapan şirketlerin iş birliklerini ve iletişimi artırması gerektiğini vurgulayan Mandal, "Biz teknoloji üreten bir ülke olduk, olacağız. Bunun için öz değerlendirme yapmalıyız, iletişimi ve iş birliklerini doğru kurgulamalıyız. Elbette ki insan kaynağımızı da geliştirmeliyiz. Maalesef rekabet öncesi iş birliğini söylüyoruz ama yeterince yapamıyoruz. Buna biraz daha odaklanmamız lazım." ifadelerini kullandı.
"İŞ BİRLİĞİ KONUSUNDA BİZ SINIFTA KALIYORUZ"
Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Celal Sami Tüfekçi ise iş birliklerini geliştirmek için çalıştıklarını ifade ederek, "İş birliği konusunda biz sınıfta kalıyoruz." dedi.
100 Günlük Eylem Planı’na, Savunma Sanayi Ekosistemi Koordinasyon Platformu kurma hedefini koyduklarını belirten Tüfekçi, bu platformdan umutlu olduğunu söyledi.
İthal parçaların yerli üretimi için 20 yıl boyunca süren tartışmaların ardından firmalara "Bunu 3 yılda bitir" gibi direktiflerin verildiğini anımsatan Tüfekçi, "İhtiyaçların zamanı çok önemli. Yıllarca tartıştığımız zaman gecikiyoruz. Bakanlığımız, artık ihtiyaç anında devreye girebiliyor. Süratle hareket edebiliyor." diye konuştu.
"YERLİ PLATFORMLAR KURMAYI SÜRDÜRELİM"
ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Bekar, Türkiye’nin, teknoloji ve katma değer üretmeye çalışan kurumlarında iş paylaşımı konusunda çok başarılı olduğunu belirterek, "Biz iş paylaşımında çok iyiyiz ama bizim aslında iş birliğine ihtiyacımız var." dedi.
Yerli teknolojilerin yaygınlaşması için "Yerli platformlar kurmayı sürdürelim" fikrini dile getiren Bekar, şöyle konuştu:
"Özgün teknolojilerimizi üretebilmek için kendimize ait platformlarımız olmalı. Sayın Cumhurbaşkanımızın yerli otomobil konusunda dikkati çekmek istediği nokta bence bu... Yıllarca otomotiv yaptık ama bunların alt komponentlerinde, alt kırılımlarında varlık gösteremedik. Bu alanlarda inovasyonlar yapabilmek için platformlarda varlığımızı güçlendirmeliyiz. Bu yoldan gidersek inovasyonlar yapabiliriz."
Yurt dışında çalıştığı dönemlerde teknolojiyle ilgili projeler geliştirirken ekiplerinde antropologların bulunduğunu bildiren Bekar, "Baktığımız zaman, teknolojilerin insan hayatına uyumu konusunda görüş belirtmeleri için ekiplerde antropologlar hazır bulunuyor. Bu gerçekten önemli." ifadelerini kullandı.
"UÇAKLAR PİLOTUNA GÖRE UÇACAK"
ROKETSAN Genel Müdür Yardımcısı Dr. Sartuk Karasoy da Türkiye'nin nörobilim alanında oldukça başarılı olduğunu vurgulayarak, "At sahibine göre kişner' atasözünde olduğu gibi, uçaklar pilotuna göre uçacak. Başka pilot oturduğunda ona farklı tepki gösterecek. Pilotların üzerinden alınan gerçek zamanlı verilerle uçağın tepkileri değişecek." şeklinde konuştu.
Karasoy, hiç kimsenin teknolojiyi yönetemeyeceğini, teknolojinin ancak yönetişilebileceğini belirterek, "Bunun olabilmesi için tüm paydaşların haklarının, sorumluluklarının çok net tanımlandığı, limitlerinin, sınırlarının konduğu, fikri mülkiyet haklarının korunduğu bir mekanizmanın oluşturulması gerekiyor. Bu konuda ciddi çabalar var. Bu paneller ve konferanslar bile bunun bir parçası." değerlendirmesinde bulundu.
HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay ise yapay zeka ürünlerinin tanıtımını çok yakında gerçekleştireceklerini belirterek, "Yüzde 100 milli ve yerli yapay zeka platformumuz var. İstihbarat ve çeşitli kamu kurumlarında çalışıyor." dedi.
Atalay, siber güvenlik alanında yerli ve milli çözümlerin acilen gerçekleştirilmesi gerektiğini aktardı.
Türk Hava Yolları Teknik AŞ Genel Müdür Danışmanı Halil Tokel'in moderatörlüğünde düzenlenen "Nasıl başardılar?" panelinde de SAHA İstanbul'dan 15 firma, başarı hikayelerini anlattı.