İlişkili Haberler
Yalova'nın Termal ilçesinde, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından 19 Ağustos 1929'da kurulan ve Türkiye'nin ilk arboretumu (canlı ağaç müzesi) olan "Atatürk Arboretumu", yerli ve yabancı turistlerin önemli uğrak noktaları arasında yer alıyor.
Termal Kaplıcaları İşletmesi bünyesinde, Atatürk'ün talebiyle ünlü Fransız mimar Henri Prost tarafından planlanan ve başbahçıvan Pandelli Roketas'ın peyzajını yaptığı 125 bin metrekarelik arboretumda 1039'u yerli, 805'i yabancı olmak üzere toplam 1844 ağaç ve 370 tüylü palmiye bulunuyor.
63 türde geniş ve iğne yapraklı ağaçlara ev sahipliği yapan arboretum, bölgeye gelen ziyaretçilerden ilgi görüyor.
İLÇENİN GEÇMİŞİ DOĞU ROMA'YA KADAR UZANIYOR
Yalova Termal Kaplıca Tesisleri Müdür Yardımcısı Ümit Gürbüzoğlu, yaptığı açıklamada, Termal ilçesinin geçmişinin Doğu Roma dönemine kadar uzandığını belirtti.
Gürbüzoğlu, bu dönemde burada su bulunduktan sonra yavaş yavaş yerleşimin başladığını, kiliselerin, hamamların kurulduğunu dile getirerek, bölgenin 2. Abdülhamid döneminde yükselişe geçtiğini, Kurşunlu ve Valide hamamlarının inşa edildiğini anlattı.
"ATATÜRK BURANIN SU ŞEHRİ OLACAĞINI DÜŞÜNMÜŞ"
Bölgenin daha sonra Atatürk dönemine kadar göz ardı edildiğini belirten Gürbüzoğlu, şunları kaydetti:
"Atatürk geldiğinde burasının su şehri olacağını düşünmüş ve çok beğenmiş. Bunun üzerine buranın mimarisi için Paris'in başmimarı olan Henri Prost'u buraya davet etmiş. Henri Prost burada kalmış ve birçok çizimler yapmış. Burasını projelendirmiş. Aynı zamanda Atatürk yine İstanbul'dan Pandelli ustayı çağırmış, biliyorsunuz, çok iyi bir bahçıvan. Buranın ağaç dikimlerini, peyzajını ona yaptırmış. Şu anda da yine misafirlerimizi bu şekilde ağırlıyoruz"
Gürbüzoğlu, Atatürk'ün "Benim kentim." ve "Su şehri olacak.' dediği Yalova'da mimarisini bizzat kendisinin başlattığı aboretumun 19 Ağustos 1929 tarihinde kurulduğunu hatırlatarak, burada bin 800'ü aşkın ağaç, 370'e yakın palmiye bulunduğunu belirtti.
Arboretumdaki ağaçların bakımıyla yakından ilgilendiklerini, zaman içerisinde kuruyan, çürüyen ağaçların yerine yenilerinin dikildiğini anlatan Gürbüzoğlu, şunları söyledi:
"Ağaçlarımızla ilgilenen ziraat mühendisimiz var. Çevre seralarda çalışan arkadaşlarımız var. Arboretumdaki ağaçların düzenli, ilaçlı bakımlarını yapıyoruz. Eğer ağaca bir müdahale gerekiyorsa önce akustik tomografisini çektiriyoruz. Tedavileri buna uygun olarak yapmaya çalışıyoruz. Çünkü bunlar bize emanet"
Gürbüzoğlu, arboretumdaki tarihi çınar ağacının 206 yaşında olduğundan bahsederek, "6 ay önce akustik tomografisini çektirdik. Kendisi 206 yaşında. Arkasındaki otel Çınar Otel de ismini buradan alıyor" dedi.