Türkiye'nin coğrafi işaretleri dijital platformda (Nesi meşhur sorusunun cevabını verecek)

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye'nin coğrafi işaret envanterinin dijital ortama taşındığını, oluşturulan güçlü veri tabanının araştırmacılar için zengin bir kaynak olacağını kaydetti.

Haberler Anadolu Ajansı, DHA 06.03.2019 - 10:24

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İkinci 100 Günlük Eylem Planı'nda yer alan "Coğrafi İşaret Envanterinin Dijital Platforma Taşınması" projesinin tamamlandığını bildirdi.

Söz konusu envanterin Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından www.ci.gov.tr internet sitesinde dijital ortama aktarıldığını ifade eden Varank, farklı kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapan Türkiye'nin çok kıymetli yöresel ürünlerinin bulunduğunu hatırlattı.

Kurulan internet sitesinin ilgili kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, üretici ve tüketicileri aynı platformda buluşturacağına işaret eden Varank, "Oluşturduğumuz güçlü veri tabanıyla istatistiki veriler, bu konuda çalışan araştırmacılar için zengin bir kaynak olacak. Ülke genelinde bu konuya ilişkin farkındalığın artmasıyla ekonomik katma değerimiz de artacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Coğrafi işaret tescilinin, farkı ve ünü yöresinden kaynaklanan, kalitesi denetimle korunan benzersiz ve özgün ürünler için verildiğini vurgulayan Varank, şunları kaydetti:

"Bu ürünlerin eş değerlerine göre daha yüksek ihracat değeri olduğu için ekonomik açıdan katma değer oluşturuyorlar. İhracatımızı geliştirmek için bu ürünlerin yurt dışında tescil edilmesi de büyük önem arz ediyor. Bu çerçevede halen Antep baklavası, Aydın inciri ve Malatya kayısısı Avrupa Birliği'nde (AB) tescilli olup 14 ürünümüzün tescil işlemleri de sürüyor"

2 YILDA 198 YENİ TESCİL

Geçmişten miras kalan bu değerleri nesiller boyunca muhafaza etmek, ekonomik değerlerini mümkün olan en yüksek seviyeye çıkarmak adına pek çok çalışma yaptıklarını belirten Varank, bu çalışmaların başında 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun geldiğini ve son 2 yılda 198 yeni tescille coğrafi işaret tescil sayısının 406'ya çıktığını bildirdi.

Varank, coğrafi işaretli ürün konusunda tüketici farkındalığını artırmak için AB ülkelerinde de kullanılan yeni bir amblem uygulaması başlatıldığını ve 28 Kasım 2018'de Ticaret Bakanlığı ile imzalanan protokolle coğrafi işaretlerin piyasa denetiminin güçlendirildiğini hatırlattı.

Coğrafi işaretlere ilişkin bilgilerinin söz konusu internet sitesinde anlık olarak paylaşılacağını belirten Varank, "Başvuru ve denetimlere ilişkin kılavuzlar, coğrafi işaret uygulamaları başarı hikayeleri, tescilli coğrafi işaretlerin üreticileri gibi bilgiler de hizmete sunulacak. Kurduğumuz bu platformla coğrafi işaretlere yönelik çalışma ve faaliyetler daha verimli şekilde yürütülebilecek" ifadesini kullandı.
Develi cıvıklısı / Kayseri

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yahya Kemal Avşar, "Coğrafi işaretin, dünyada 200 milyar dolar, Avrupa'da da 55-60 milyar avro civarında bir pazarı mevcut. Ülkemizde, bulunduğu kültürel ve ekolojik sistem nedeniyle 2 bin 500'e yakın coğrafi işarete konu ürün olduğu düşünülmektedir" dedi.

Coğrafi işaret tescil belgesi alan "Safranbolu lokumu"nun uygun şekilde üretimini sağlamak amacıyla kamu yetkilileri ve uzmanların katılımıyla gerçekleştirilen denetim için ilçeye gelen Prof. Dr. Yahya Kemal Avşar, yaptığı açıklamada, 21 yıldır "coğrafi işaret" üzerine çalışma yürüttüğünü söyledi.

Coğrafi işaretlerin, Avrupa'daki ülkelerin 100-150 yıldır uyguladığı yöresel kalkınma sistemi olduğunu ve bu şekilde bir yörenin özel bir ürüne olan talebini koruma altına almanın ve bu sayede oluşacak ekonomik refahı bölgeye aktarmanın amaçlandığını anlatan Avşar, şöyle devam etti:

"Coğrafi işaretin dünyada 200 milyar dolar, Avrupa'da da 55-60 milyar avro civarında bir pazarı mevcut. Ülkemizde, bulunduğu kültürel ve ekolojik sistem nedeniyle 2 bin 500'e yakın coğrafi işarete konu ürün olduğu düşünülmektedir.

Avrupa'da Fransızlar şaraplarını ve peynirlerini, İspanyollar zeytinyağlarını, İtalyanlar et ürünleri ile peynirlerini bu sistem üzerinden korumakta ve pazarlamaktadırlar. Biz de 1995'te 555 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle bu işe başladık ama ülkemizin bunun farkına varması veya bununla ilgili kanunları çıkarması 20 yıllık süreç aldı. Şimdi ülkemizde yöresel ürünlerin, ulusal ve uluslararası pazarda satışıyla ilgili coğrafi işaretleme çalışmaları yapılıyor"

Finike portakalı / Antalya

"ARTIK DÜNYANIN GÜNDEMİNDE"

Bir ürün veya hizmet, bulunduğu yöreden etkilenerek bir özellik kazanıyorsa ve bundan dolayı da ünü artıyorsa buna "coğrafi işarete konu ürün" denildiğini aktaran Avşar, "Antep baklavası, Antep fıstığı' diyoruz, 'Siirt fıstığı', 'Kars kaşarı', 'Ezine peyniri', 'Giresun tombul fındığı' hep bunların önünde bir şehrin, ilçenin, bazen de bir ülkenin ismi, 'Brezilya kahvesi' gibi gelebilmekte. Bu oldukça hızlı gelişen bir pazar, hem gelenek ve göreneklerin hem de endemik bitkilerin ve ürünlerin koruma altına alınmasıyla ilgili. Bunu Avrupa'dan sonra Amerika da yapmaya başladı. En son 'BRIC ülkeleri' dediğimiz Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin yapmaya başladı. Artık dünyanın gündeminde olan bir ticaret sistemi haline geldi" diye konuştu.

Avşar, tarihten gelen ekolojik ve kültürel benzerlikleri olan ülkeler bulunduğuna işaret ederek, "Her ne kadar siyasi sınırlarımız farklı da olsa coğrafi sınırlarımız benzer olduğu için coğrafi ürünlerin tescilinde mesela Yunanlılarla çok karşı karşıya geliyoruz. Çünkü zeytin veya üzüm iki tarafta da yetişiyor. Bulgarların geçen yıllarda 'Kayseri pastırmasına' başvurduğunu öğrendik. Bu siyasi sınırların dışında kültürel sınır olduğu için sürekli uluslararası mahkemelere de konu olan durum. Neticede bir pazar var; Avrupa pazarı. Kim ürününü tescil ediyorsa onun dışında o ürünü kimse satamıyor" ifadelerini kullandı.

"SİSTEMİN EN ÖNEMLİ KISMI TAKLİT VE TAĞŞİŞİ DE ENGELLEMESİ"

Türkiye'de bir veya birkaç ürünü uluslararası pazarlara çıkarmaya çalıştıklarını aktaran Avşar, bunun devlet politikası olması gerektiğini vurguladı.

Avşar, bazı ülkelerin bu konuya hassasiyetle yaklaştığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Çok büyük enstitüler kuruyorlar. Fransa'nın 'INAO' denilen 200-300'e yakın uzmanın çalıştığı kuruluşu var. Biz de Türk Patent ve Marka Kurumunda Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanlığı kuruldu ama yeterli değil. Çünkü 2 bin 500 ürüne 10-15 uzmanla cevap vermeniz mümkün değil. Bu sistemin en önemli kısmı da taklit ve tağşişi de engellemesi. Taklit ve tağşişi engelleyince piyasada benzerleri ortadan kalkıyor. Sadece o yörede bu işi gerçekten yapan kişiler nemalanmaya başlıyor. Bu çok önemli. Çin'den safran getirip 'Safranbolu lokumu' yapmak gibi bir şey olamaz. Safranbolu lokumu yapılacaksa bu Safranbolu'da üretilen safradan yapılmak zorunda ve siz de bunu denetlemek zorundasınız. Böylece safran üretimi teşvik edilecektir, lokuma talep oldukça safrana talep olacaktır, safrana talep oldukça da bunun ekim ve dikim alanları artacaktır. Bunun gibi bir çabanın içindeyiz"

"AVRUPA'DA 3 TANE COĞRAFİ İŞARET ALMIŞ ÜRÜNÜMÜZ VAR"

Uluslararası Patent Birliği (UPB) Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Kaya, coğrafi işaretin çok önemli bir koruma enstrümanı olduğunu söyledi.

Coğrafi işaretin, yerel değerleri ortaya çıkaran, çıktıktan sonra da onları koruyan bir mekanizma olduğunu ifade eden Kaya, Türk Patent ve Marka Kurumunun ciddi çalışmalarıyla Türkiye'de coğrafi işaret tescil sayısının son zamanlarda giderek arttığını vurguladı.

Son yıllarda coğrafi işaret başvurularında bir atak olduğuna dikkati çeken Kaya, "Coğrafi işaretli ürün sayısı hızla artıyor. Türk Patent ve Marka Kurumunun resmi istatistiklerine göre 406 tescilli coğrafi işaret var. Coğrafi işaretleri özel şirketleri tescil ettiremiyor. Kamu kurumları, belediyeler, kaymakamlıklar, sanayi odaları, dernekler ve vakıflar ya da üretici kooperatifleri tescil ettirebiliyor" dedi.

Kaya, Türkiye'de yapılan coğrafi işaret tescilinin Avrupa Birliğinin ilgili komisyonuna başvurarak Avrupa'da da tescil ettirilebildiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Son verilere göre Avrupa'da coğrafi işaret almış 3 ürünümüz var. Bunlar Malatya kayısısı, Aydın inciri ve Gaziantep baklavası. Bunun dışında Kayseri pastırması, Afyon sucuğu ve Kayseri mantısı gibi 10'dan fazla ürün için de Avrupa’da devam eden süreçler var. Türkiye'deki coğrafi işaretlerin çoğu zamanla AB'ye taşınacak ve bu sayılar artacak. Türk Patent ve Marka Kurumu bu konuda çalıştaylar yapıyor. Avrupa'dan bu konuda uzmanlar getiriyor. Yerel değerlerimiz Avrupa'da da belgelendiğinde en çok yerel üreticiye ve o bölgenin insanlarına yarayacak. Kendi değerlerimizi doğru paketleyip onların gerçek ve hak ettiği değeri bulmasını sağlamamız gerekiyor. Bu da ancak fikri mülkiyet enstrümanlarıyla oluyor. Coğrafi işaret bu açıdan çok önemli. Erzurum'un oltu taşı, Malatya'nın kayısısı, Kayseri'nin pastırması, Gemlik'in zeytini bunların hepsi bir değer. Bu ürünler doğru konumlandırıldığında ve koruma altına alındığında Avrupa'da değerinin 2-3 katına satılacak. Bu da ülkemize katma değer sağlayacak"

VİDEO: FRANSA'NIN MEŞHUR ROKFOR PEYNİRİNİN TÜRKİYE'DE RAKİBİ VAR

Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır