İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!
Almanya'nın Stuttgart Üniversitesi'nde elektroteknik öğrenimi gören Jonas Graf, 2018 yılında Çin'e gitti. Jonas Graf, Şangay'da gezdiği sırada lise öğrencisi Moğolistanlı Carol Zhao ile tanıştı. 3 yıl boyunca haberleşen Zhao ve Graf, 3 hafta önce ise İstanbul'da buluştu.
İstanbul'dan otostopla önce Eskişehir'e gelen Zhao ve Graf, 6 Eylül'de de Antalya'nın Kumluca ilçesindeki turizm merkezi Olimpos'a geçti. 8 Eylül'de Olimpos'tan yola çıkan Graf ve Zhao, Likya Yolu'nda yürümeye başladı.
Günde yaklaşık 15 kilometre yürüyen Zhao ve Graf, Demre ilçesine ulaştı ve bir hafta daha Likya Yolu'nda yürüyecekler.
"LİKYA YOLU'NDA YÜRÜMEYE KARAR VERDİK"
Jonas Graf, "Arkadaşım ilk kez Türkiye'ye geldi. Ben 2019 yılında öğrenci değişimi çerçevesinde 6 ay Boğaziçi Üniversitesi'nde eğitim gördüm. Türkiye'yi ve Türkleri çok sevdim. Türk arkadaşlarım, Boğaziçi Üniversitesi'nde bana bir akraba gibi davrandı. Çok yardımcı oldular. Türk insanının içtenliğinden, cana yakınlığından, yardımseverliğinden ve konukseverliğinden çok etkilendim.
Kız arkadaşıma bunları anlatarak Türkiye'de buluşma teklifi yaptım. O da severek kabul etti. İstanbul'da buluştuk. Likya Yolu'nda yürümeye karar verdik. Günde en fazla 15 kilometre yol yürüyoruz. İlk hedefimiz Olimpos'tan Kaş'a kadar yürüyeceğiz. Kendimizi zorlamıyoruz. Bazen çok sıcak olunca otostop yapıyoruz. Duruma göre belki uzatabiliriz. Toplam 100- 150 kilometre arasında yol yürümeyi planlıyoruz" dedi.
"TÜRKİYE'YE EN AZ 100 KEZ GELMEK İSTERİZ"
Likya Yolu ile Türkiye'den çok etkilendiklerini anlatan Jonas Graf, "Harika bir doğası var. Yolun büyük bölümünde doğa, tarih, deniz iç içe. Benim Almanya'da da Türk arkadaşlarım var. Ama Türkleri, Türkiye'de tanımak çok farklı. Türkiye, çok güzel ve güvenli bir ülke. Türk insanının nazikliği, yardımseverliği bu ülkeyi güzelleştiriyor.
Yabancı ve dilini anlamadığı bir insana, dağlarda karşılıksız bir şeyler ikram eden insanlar, herhalde sadece Türkiye'de var. Bu nedenle Türkiye'ye en az 100 kez gelmek isteriz. Tek sorunumuz Likya Yolu'nun dağlık kesimlerinde karşılaştığımız insanlarla, dil konusunda anlaşamamak. Ama onu da elle ayakla işaretle aşıyoruz" diye konuştu.