Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle Soloi-Pompeiopolis antik kentinde yürütülen kazılarda gün yüzüne çıkarılan 1700 yıllık 'portre büst', arkeoloji dünyasına ışık tutacak. Sanat ve estetik harikası olarak nitelendirilen 82 santimetre yüksekliğindeki büstün, dönemin önde gelen aristokrat, yönetici ya da komutana ait olduğu belirtildi.
DEÜ Edebiyat Fakültesi Müzecilik Bölümü ve Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı, sütunlu ana cadde üzerinde ortaya çıkarılan ve ince kristalli beyaz mermerden yapıldığı anlaşılan toga, yani Roma dönemi kıyafeti giymiş bir erkeğin tasvir edildiği portre büstün, teknik ve stil özellikleri bakımından 2'nci yüzyıl sonu ya da 3'üncü yüzyıl başında yapıldığını söyledi. Kazıların 1999 yılında bu yana devam ettiğini belirten Yağcı, "Pompeiopolis Sütunlu Caddesi'nde bugüne kadar pek çok heykel ortaya çıkarıldı. Bulunan son eser bölgede sanat harikası eserlerin varlığını işaret ediyor. Gün yüzüne çıkarılan eser, alın üzerinde birkaç saç buklesi, burun, birkaç sakal buklesi ve kıyafetinin bazı kıvrımları kırık olmasına rağmen oldukça sağlam görünüyor. Tepesindeki saçların bir kısmında kahverengi boya izleri var. Bulunan bu eserler Kilikia'nın ve Soloi Pompeiopolis'in kendine özgü heykeltıraşlık karakterini de öne çıkarıyor. Bu büstü, dünyadaki örnekleri arasında en seçkin eserlerden biri olarak niteleyebiliriz" dedi.
DEÜ Edebiyat Fakültesi Müzecilik Bölümü ve Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı, sütunlu ana cadde üzerinde ortaya çıkarılan ve ince kristalli beyaz mermerden yapıldığı anlaşılan toga, yani Roma dönemi kıyafeti giymiş bir erkeğin tasvir edildiği portre büstün, teknik ve stil özellikleri bakımından 2'nci yüzyıl sonu ya da 3'üncü yüzyıl başında yapıldığını söyledi. Kazıların 1999 yılında bu yana devam ettiğini belirten Yağcı, "Pompeiopolis Sütunlu Caddesi'nde bugüne kadar pek çok heykel ortaya çıkarıldı. Bulunan son eser bölgede sanat harikası eserlerin varlığını işaret ediyor. Gün yüzüne çıkarılan eser, alın üzerinde birkaç saç buklesi, burun, birkaç sakal buklesi ve kıyafetinin bazı kıvrımları kırık olmasına rağmen oldukça sağlam görünüyor. Tepesindeki saçların bir kısmında kahverengi boya izleri var. Bulunan bu eserler Kilikia'nın ve Soloi Pompeiopolis'in kendine özgü heykeltıraşlık karakterini de öne çıkarıyor. Bu büstü, dünyadaki örnekleri arasında en seçkin eserlerden biri olarak niteleyebiliriz" dedi.
"KENTİN TARİHİNE IŞIK TUTACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ"
Gün yüzüne çıkarılan büstün, o dönemin önemli bir şahsiyetine ait olduğunu düşündüklerini kaydeden Yağcı, "Bu büstte tasvir edilen kişi baş hafif sağa dönük vaziyette, ileri doğru sert şekilde bakıyor. Dikdörtgene yakın bir alın, kabarık ve kıvırcık saç bukleleri ile doldurulmuş. Benzer bukleler sakallarda da görülüyor. Gür bir biçimde işlenmiş sakallar, çeneden öne doğru yönlendirilmiş, kaşlar hafif bir yay çizerken dolgun ve çıkık işlenmiş, derin bir göz çukuru bulunuyor. Belirgin elmacık kemikleri ve burnun iki yanındaki çizgilerin derinliği ile yüz çökük bir görünüm kazanıyor. Kazı ekibine göre saç ve sakal yapılandırılmasında kullanılan yoğun matkap ile açılan delikler, teknik ve stil bakımından Geç Antoninler Dönemi (2'nci yüzyılın ikinci yarısı) modasını hatırlatsa da ayrık ve çıkık sakal ile portre büst, Severuslar Dönemi'nde yapılmış olduğunu düşündürüyor. Büste konu olan kişiyi bulmalıyız. Çünkü kentin tarihine ışık tutacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
Gün yüzüne çıkarılan büstün, o dönemin önemli bir şahsiyetine ait olduğunu düşündüklerini kaydeden Yağcı, "Bu büstte tasvir edilen kişi baş hafif sağa dönük vaziyette, ileri doğru sert şekilde bakıyor. Dikdörtgene yakın bir alın, kabarık ve kıvırcık saç bukleleri ile doldurulmuş. Benzer bukleler sakallarda da görülüyor. Gür bir biçimde işlenmiş sakallar, çeneden öne doğru yönlendirilmiş, kaşlar hafif bir yay çizerken dolgun ve çıkık işlenmiş, derin bir göz çukuru bulunuyor. Belirgin elmacık kemikleri ve burnun iki yanındaki çizgilerin derinliği ile yüz çökük bir görünüm kazanıyor. Kazı ekibine göre saç ve sakal yapılandırılmasında kullanılan yoğun matkap ile açılan delikler, teknik ve stil bakımından Geç Antoninler Dönemi (2'nci yüzyılın ikinci yarısı) modasını hatırlatsa da ayrık ve çıkık sakal ile portre büst, Severuslar Dönemi'nde yapılmış olduğunu düşündürüyor. Büste konu olan kişiyi bulmalıyız. Çünkü kentin tarihine ışık tutacağını düşünüyoruz" diye konuştu.