İlişkili Haberler
Obstrüktif (tıkayıcı) Uyku Apne Sendromu, uyku sırasında tekrarlayan ve nefes yolundaki daralmalar veya tıkanmalar nedeniyle soluk almada kesintiler yaratan bir hastalık. Uykuda nefesin kısmi kesilmesi “horlama” şeklinde görülüyor, nefesin 10 saniye ve daha uzun süreyle kesilmesi ise “apne” olarak adlandırılıyor.
Uykuda nefes kesilmelerinin sayısı saatte 5’in üstünde ise, tıkayıcı tipte uyku apnesi sendromu söz konusu oluyor. Uyku apnesinin 3 temel bulgusu ise horlama, hastanın eşi tarafından teyit edilen apne ve gündüz aşırı uyku hali.
Nöroloji ve Uyku Bozuklukları Uzmanları Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu ve Prof. Dr. Derya Karadeniz, 16 Mart Dünya Uyku Günü öncesinde İstanbul’da düzenledikleri basın toplantısında uyku apnesine ve çneden olduğu ciddi sorunlara dikkat çekti.
Prof. Karadeniz, uyku apnesi riskini artıran faktörleri şöyle özetledi:
UYKU APNESİ RİSKİNİZ VAR MI?
• Boynun kısa ve kalın oluşu ve boyun çevresinin erkeklerde 43 cm, kadınlarda 40 cm üzerinde ölçülmesi.
• Obeziteye bağlı olarak bel çevresinin erkeklerde 94 cm’den, kadınlarda 80 cm’den fazla olması. Uyku apnesi riski, boy kilo endeksi>29 olanlarda 8-12 kat artar.
TRAFİK KAZASI RİSKİ YAKLAŞIK 6 KAT, İŞ KAZASI RİSKİ İSE % 60 ARTAR
Uyku sırasında tekrarlayan uyku bölünmeleri nedeniyle hastaların derin uyku evresine geçemediğini ve yataktan yorgun kalktıklarını belirten Prof. Karadeniz, bi durumun yarattığı sonuçları şöyle anlattı:
“Gün boyu aşırı uyku ihtiyacı hissederler. Oluşan aşırı uykululuk kişilerin günlük aktivitelerini de olumsuz yönde etkiler. Hastaların öğrenme becerileri azalır, hafızaları ve refleksleri zayıflar, dikkatleri azalır. Hastalar, başlangıçta televizyon seyretmek, gazete okumak gibi pasif bir iş esnasında uyuklarken ilerleyen dönemlerde araba kullanırken bile uyuyakalıyorlar. Bu hastalar, trafik kazası açısından 6 kattan fazla, iş kazası açısından %60’dan fazla artmış risk altında yaşıyorlar. Özellikle ticari araç ve otobüs sürücülerinin uyku apnesi açısından sorgulanması ve tanı konulursa tedavi edilene kadar araç kullanmamaları önerilmelidir. Gündüz aşırı uykuluğu ülkemizde işten çıkarmalara yasal zemin oluşturabilmektedir.“
UYKU APNESİ HASTALARININ TÜMÜNDE HORLAMA YAKINMASI VAR!
Gece belirtilerinin başında horlama geldiğini söyleyen Dr. Karadeniz, “Horlama, nefes yollarında daralmanın bir göstergesidir. Hasta, başlangıçta zaman zaman horlarken giderek daha şiddetli ve sürekli horlamaya başlar” dedi.
UYKU APNESİ TANISI NASIL KONULUR?
Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu da uyku apnesi tanısında kullanılan en gelişmiş işlemin polisomnografi olduğunu söyledi, “Bu işlemde, uyku laboratuvarlarının özel olarak hazırlanmış odalarında teknisyen gözleminde uyuyan hastaların uykuları esnasında kalp, beyin, solunum, kan-oksijen düzeyleri, göğüs ve ayak hareketleri gibi birçok verisi aynı anda kaydedilir. Verilerin değerlendirmesi sonrası hastaya uyku apnesi tanısı konulur. Özel durumlar için (engelli, yatalak hasta vs) evde uygulanabilen, taşınabilir kayıt sistemleri gibi uyku hastalıklarının tespitinde kullanılan yöntemler de bulunmaktadır” dedi.
Uykuda nefes kesilmelerinin sayısı saatte 5’in üstünde ise, tıkayıcı tipte uyku apnesi sendromu söz konusu oluyor. Uyku apnesinin 3 temel bulgusu ise horlama, hastanın eşi tarafından teyit edilen apne ve gündüz aşırı uyku hali.
Nöroloji ve Uyku Bozuklukları Uzmanları Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu ve Prof. Dr. Derya Karadeniz, 16 Mart Dünya Uyku Günü öncesinde İstanbul’da düzenledikleri basın toplantısında uyku apnesine ve çneden olduğu ciddi sorunlara dikkat çekti.
Prof. Karadeniz, uyku apnesi riskini artıran faktörleri şöyle özetledi:
UYKU APNESİ RİSKİNİZ VAR MI?
• Boynun kısa ve kalın oluşu ve boyun çevresinin erkeklerde 43 cm, kadınlarda 40 cm üzerinde ölçülmesi.
• Obeziteye bağlı olarak bel çevresinin erkeklerde 94 cm’den, kadınlarda 80 cm’den fazla olması. Uyku apnesi riski, boy kilo endeksi>29 olanlarda 8-12 kat artar.
TRAFİK KAZASI RİSKİ YAKLAŞIK 6 KAT, İŞ KAZASI RİSKİ İSE % 60 ARTAR
Uyku sırasında tekrarlayan uyku bölünmeleri nedeniyle hastaların derin uyku evresine geçemediğini ve yataktan yorgun kalktıklarını belirten Prof. Karadeniz, bi durumun yarattığı sonuçları şöyle anlattı:
“Gün boyu aşırı uyku ihtiyacı hissederler. Oluşan aşırı uykululuk kişilerin günlük aktivitelerini de olumsuz yönde etkiler. Hastaların öğrenme becerileri azalır, hafızaları ve refleksleri zayıflar, dikkatleri azalır. Hastalar, başlangıçta televizyon seyretmek, gazete okumak gibi pasif bir iş esnasında uyuklarken ilerleyen dönemlerde araba kullanırken bile uyuyakalıyorlar. Bu hastalar, trafik kazası açısından 6 kattan fazla, iş kazası açısından %60’dan fazla artmış risk altında yaşıyorlar. Özellikle ticari araç ve otobüs sürücülerinin uyku apnesi açısından sorgulanması ve tanı konulursa tedavi edilene kadar araç kullanmamaları önerilmelidir. Gündüz aşırı uykuluğu ülkemizde işten çıkarmalara yasal zemin oluşturabilmektedir.“
UYKU APNESİ HASTALARININ TÜMÜNDE HORLAMA YAKINMASI VAR!
Gece belirtilerinin başında horlama geldiğini söyleyen Dr. Karadeniz, “Horlama, nefes yollarında daralmanın bir göstergesidir. Hasta, başlangıçta zaman zaman horlarken giderek daha şiddetli ve sürekli horlamaya başlar” dedi.
UYKU APNESİ TANISI NASIL KONULUR?
Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu da uyku apnesi tanısında kullanılan en gelişmiş işlemin polisomnografi olduğunu söyledi, “Bu işlemde, uyku laboratuvarlarının özel olarak hazırlanmış odalarında teknisyen gözleminde uyuyan hastaların uykuları esnasında kalp, beyin, solunum, kan-oksijen düzeyleri, göğüs ve ayak hareketleri gibi birçok verisi aynı anda kaydedilir. Verilerin değerlendirmesi sonrası hastaya uyku apnesi tanısı konulur. Özel durumlar için (engelli, yatalak hasta vs) evde uygulanabilen, taşınabilir kayıt sistemleri gibi uyku hastalıklarının tespitinde kullanılan yöntemler de bulunmaktadır” dedi.
TEDAVİ YAKLAŞIMLARI NELER?
Uyku apnesi tedavisinde, hastalığın şiddetinden bağımsız olarak hemen her hastaya önerilen temel yaklaşım; kilo verdirmek, alkol, sigara ve sedatif ilaç kullanımının kısıtlanması, reflüyü önleyici tedbirler ve uyku pozisyonunun ayarlanması olduğunu kaydeden Dr. Çuhadaroğlu, nefes yolunu tıkayıcı bir sorun varsa cerrahi yöntemler ile tıkanıklığın ortadan kaldırılabildiğini söyledi.
PAP (POZİTİF HAVA YOLU BASINCI) TEDAVİ SEÇENEĞİ OLABİLİR
Orta ve ağır derecede uyku apneli hastalarda kullanılan PAP (pozitif hava yolu basıncı), kapalı bir yüz veya burun maskesine bağlanan bir hortum ve hava pompası ile uyku sırasında, hafif ve devamlı basınçla nefes yolunun açık kalmasını sağlayan bir cihaz. Bu cihaz sayesinde solunum çabasının azaldığını belirten Dr. Çuhadaroğlu, yöntemin özellikleri hakkında şunları söyledi:
“PAP ile apne ortadan kalkar, kandaki oksijen düzeyi artar ve eşlik eden kalp hastalıkları riski azalır. Uyku yapısındaki bu düzelmeye bağlı olarak gün içi şikayetler büyük ölçüde düzelir. En yüksek başarı şansına sahip tedavi pozitif hava yolu basıncı (PAP) denilen yöntemdir. Hastalarda rahatlama cihaz kullanıldığı sürece devam etmektedir, cihaz kullanılmadığında hasta kendisini eski durumunda, yani horlayan, uykuda nefesi duran ve ertesi gün yorgun bir halde bulmaktadır. En etkili tedavi yöntemi olmasına karşın, PAP cihazını hastaların ancak %50’si uzun süre kullanabilmektedir. PAP cihazı önerilen hastaların ilk tepkisi “bu hastalık için ilaç tedavisi yok mudur?” olmaktadır. Hastaların bir kısmı burunda bir hortumla uyuma fikrini benimseyemediği ya da eşlerinin bunu kabul etmeyeceğini düşündüğü için PAP cihazını kullanmamaktadır. Bunun dışında bugüne dek uyku apnesi tedavisi için kabul görmüş bir ilaç tedavisi yoktur, ancak hastalığın gün içi semptomlarını ortadan kaldırmaya yönelik ilaç tedavisi seçenekleri mevcuttur.”
VİDEO: KALİTELİ UYKU İÇİN NELER YAPILMALI?
Uyku apnesi tedavisinde, hastalığın şiddetinden bağımsız olarak hemen her hastaya önerilen temel yaklaşım; kilo verdirmek, alkol, sigara ve sedatif ilaç kullanımının kısıtlanması, reflüyü önleyici tedbirler ve uyku pozisyonunun ayarlanması olduğunu kaydeden Dr. Çuhadaroğlu, nefes yolunu tıkayıcı bir sorun varsa cerrahi yöntemler ile tıkanıklığın ortadan kaldırılabildiğini söyledi.
PAP (POZİTİF HAVA YOLU BASINCI) TEDAVİ SEÇENEĞİ OLABİLİR
Orta ve ağır derecede uyku apneli hastalarda kullanılan PAP (pozitif hava yolu basıncı), kapalı bir yüz veya burun maskesine bağlanan bir hortum ve hava pompası ile uyku sırasında, hafif ve devamlı basınçla nefes yolunun açık kalmasını sağlayan bir cihaz. Bu cihaz sayesinde solunum çabasının azaldığını belirten Dr. Çuhadaroğlu, yöntemin özellikleri hakkında şunları söyledi:
“PAP ile apne ortadan kalkar, kandaki oksijen düzeyi artar ve eşlik eden kalp hastalıkları riski azalır. Uyku yapısındaki bu düzelmeye bağlı olarak gün içi şikayetler büyük ölçüde düzelir. En yüksek başarı şansına sahip tedavi pozitif hava yolu basıncı (PAP) denilen yöntemdir. Hastalarda rahatlama cihaz kullanıldığı sürece devam etmektedir, cihaz kullanılmadığında hasta kendisini eski durumunda, yani horlayan, uykuda nefesi duran ve ertesi gün yorgun bir halde bulmaktadır. En etkili tedavi yöntemi olmasına karşın, PAP cihazını hastaların ancak %50’si uzun süre kullanabilmektedir. PAP cihazı önerilen hastaların ilk tepkisi “bu hastalık için ilaç tedavisi yok mudur?” olmaktadır. Hastaların bir kısmı burunda bir hortumla uyuma fikrini benimseyemediği ya da eşlerinin bunu kabul etmeyeceğini düşündüğü için PAP cihazını kullanmamaktadır. Bunun dışında bugüne dek uyku apnesi tedavisi için kabul görmüş bir ilaç tedavisi yoktur, ancak hastalığın gün içi semptomlarını ortadan kaldırmaya yönelik ilaç tedavisi seçenekleri mevcuttur.”
VİDEO: KALİTELİ UYKU İÇİN NELER YAPILMALI?