İlişkili Haberler
BioNTech/Pfizer, corona virüsün Delta varyantının hızla yayıldığı bu dönemde bir tazeleme aşısı geliştirmeyi planlıyor. Ancak mutasyonlar sonucunda virüsün yapısı ve niteliği temelde değişmezse, sadece yaşlılar gibi bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler veya bağışıklık sistemini ilaçla baskılamak zorunda kalan hastalar böyle bir aşı takviyesine ihtiyaç duyacak.
Bu bulgu, mRNA aşılarının uzun vadeli etkileri üzerine haziran sonunda ABD'de yayımlanan bir araştırmanın sonucu.
ABD İlaç Dairesi (FDA) ve ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (CDC) ise Pfizer ve BioNTech'in üçüncü doz açıklamalarına ihtiyatlı bir şekilde yanıt verdi.
Eldeki mevcut bilgilere göre, iki doz aşılanmış Amerikalıların tazeleme aşısına ihtiyacı olmadığını, ancak bilimsel veriler bunun gerekli olduğunu gösterirse, tazeleme dozlarının uygulanması için hazırlıklı olunması gerektiğini belirtti.
ABD'li sağlık kurumları, üçüncü dozun gerekli olup olmadığı sorusunu incelediklerini ancak yalnızca ilaç şirketlerinin verilerine güvenmediklerinin de altını çizdi.
Pfizer ve BioNTech, corona virüs aşılarının koruyucu etkisinin altı ay sonra azalacağını varsayıyor.
İki şirket bu tartışma ile ilgili geçen haftalarda yaptığı ortak açıklamada "İsrail Sağlık Bakanlığının topladığı pratik uygulama verilerinden de anlaşılacağı üzere, aşının enfeksiyonlara ve semptomatik hastalıklara karşı koruyucu etkisi ikinci aşıdan altı ay sonra azalmaktadır" ifadelerini kullanmıştı.
Açıklamada, şimdiye kadar mevcut olan verilere göre, "Tam aşılamadan sonraki altı ila on iki ay içinde üçüncü bir dozun gerekli olma ihtimali muhtemel" denilmiş, üçüncü bir dozun aralarında Delta varyantının da olduğu, şimdiye kadar test edilen tüm corona virüs varyantlarına karşı en yüksek düzeyde koruma sağlayacağını varsaydığı ifade edilmişti.
ÜÇÜNCÜ DOZ NEDEN GEREKLİ?
Corona aşılarında "güçlendirici etki" olarak adlandırılan etki genellikle ikinci aşı ile ortaya çıkıyor: İster ikinci aşılama ister enfeksiyon yoluyla olsun, aynı patojenle tekrar temas olması halinde bağışıklık sisteminin tepkisi güçleniyor ve hızlanıyor.
Kızamık gibi bazı aşılarda bir aşı ömür boyu etkili olurken, örneğin tetanoz gibi diğer bazı aşıların ise her on yılda bir yenilemeye ihtiyacı var.
Mevcut tartışma, aşıların SARS-CoV-2'ye karşı uzun vadeli etkisine ilişkin güvenilir verilerin yalnızca sınırlı bir ölçüde mevcut olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni, ilgili uzun vadeli verilerin hâlâ eksik olması ve aynı zamanda ilgili yaş ve risk gruplarına dair farklı verilerin bulunması. Özellikle yaşlılar gibi halihazırda zayıflamış bir bağışıklık sistemine sahip kişilerde, bağışıklık tepkisi her zaman güçlü bir şekilde gerçekleşmiyor.
Buna bağlı olarak aşı ekiplerinin sonbaharda yaşlı bakımevleri ile huzurevlerini yeniden ziyaret etmeleri gerekebilir. Bunun sebebi, tam da bu risk grubundaki insanların aşı konusunda takviye yapılmasına ihtiyaç duyulmasına neden olabilecek zayıf bir bağışıklık sistemlerinin olması.