İlişkili Haberler
Türkiye'deki organ bağışı, özellikle de kadavradan bağış oranlırının hala düşük olduğunu dile getiren Atatürk Üniversitesi (AÜ) Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gürkan Öztürk, Batı ülkelerinde organ nakli gereken hastaların yaklaşık yüzde 80'nin ölüden yapılan bağışlarla sağlığına kavuştuğunu belirtti.
Türkiye'de kadavradan bağışın yetersizliğine vurgu yapan Öztürk, "Bunu artırmamız gerekiyor. Bu konudaki duyarlılığı artırmamız gerekiyor çünkü organ nakli dışında tedavisi mümkün olmayan çok sayıda hastalık var. Karaciğer ve böbrek yetmezliği buna örnek. Şu anda aktif olarak bizim listemizde 700 civarında böbrek, 90 ile 100 arasında ise karaciğer bekleyen hastamız var. Bu hastalar için başka bir tedavi mümkün değil" diye konuştu.
"ORGAN BAĞIŞI BİLİNCİNİN ARTMASI GEREKİYOR"
Öztürk, bu hastaları destek tedavileriyle hayatta tutmaya çalıştıklarını, uygun organ bulununcaya kadar beklemek zorunda kaldıklarını dile getirerek şöyle konuştu:
"Bu nedenle canlı bağışa yönelmek zorunda kalıyoruz ama biz canlı bağışı sevmiyoruz. Daha çok kadavra, yani ölüden bağışı istiyoruz. Bunun için de insanlarımızın daha bilinçli olması ve daha çok yardımcı olması gerekiyor."
Nakillerin yüzde 60-65'inin canlı vericilerden yapıldığını vurgulayan Öztürk, "Türkiye'de kadavra kullanımı konusunda belki de en iyi rakamlara sahibiz ama bizim sıkıntılarımızın başında bölgede organ bağışının yeterli sayıda olmaması geliyor. Bundan dolayı organ bağışını artırabilmek için birtakım faaliyetler içerisindeyiz" dedi.
Türkiye'de kadavradan bağışın yetersizliğine vurgu yapan Öztürk, "Bunu artırmamız gerekiyor. Bu konudaki duyarlılığı artırmamız gerekiyor çünkü organ nakli dışında tedavisi mümkün olmayan çok sayıda hastalık var. Karaciğer ve böbrek yetmezliği buna örnek. Şu anda aktif olarak bizim listemizde 700 civarında böbrek, 90 ile 100 arasında ise karaciğer bekleyen hastamız var. Bu hastalar için başka bir tedavi mümkün değil" diye konuştu.
"ORGAN BAĞIŞI BİLİNCİNİN ARTMASI GEREKİYOR"
Öztürk, bu hastaları destek tedavileriyle hayatta tutmaya çalıştıklarını, uygun organ bulununcaya kadar beklemek zorunda kaldıklarını dile getirerek şöyle konuştu:
"Bu nedenle canlı bağışa yönelmek zorunda kalıyoruz ama biz canlı bağışı sevmiyoruz. Daha çok kadavra, yani ölüden bağışı istiyoruz. Bunun için de insanlarımızın daha bilinçli olması ve daha çok yardımcı olması gerekiyor."
Nakillerin yüzde 60-65'inin canlı vericilerden yapıldığını vurgulayan Öztürk, "Türkiye'de kadavra kullanımı konusunda belki de en iyi rakamlara sahibiz ama bizim sıkıntılarımızın başında bölgede organ bağışının yeterli sayıda olmaması geliyor. Bundan dolayı organ bağışını artırabilmek için birtakım faaliyetler içerisindeyiz" dedi.