Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Muammer Karagöz, Kayseri'nin Sarıoğlan ilçesine bağlı Muratbeyli köyünde yaşayan Zeliha Büyükköse'nin (33), boynunun sağ tarafındaki şişlikten şikâyetçi olarak kendilerine başvurduğunu belirtti. Karagöz, yapılan tetkikler sonucunda Büyükköse'ye halk arasında 'tavşan ateşi' ya da 'avcı hastalığı' olarak bilinen 'Tularemi Hastalığı' teşhisi konulduğunu bildirdi.
Tularemi hastalığının kene ısırması ya da enfekte hayvan dokularına temasla, kirli su veya yiyeceklerle bulaştığını anlatan Karagöz, ''Yüksek ateş ve boğaz ağrısı ilk bulgulardır. Dudak çevresinde küçük yaralar olabilir. Hastalık boyunda büyük bir lenf bezi büyümesi ile kendini belli eder'' dedi.
NADİR GÖRÜLÜYOR, ZOR TEŞHİS EDİLİYOR
Hastalığın bilinen klasik antibiyotik (penisilin, sefalosporinler) tedavilerine cevap vermediğini ifade eden Karagöz, Tularemi'nin diğer lenf bezi büyümesine neden olan hastalıklarla karıştırıldığına dikkati çekti. Hastaların yüzde 90'ının kulak-burun-boğaz şikâyetleriyle geldiğini vurgulayan Karagöz, ''Çok nadir görülebilen bulaşıcı bir hastalık olması nedeniyle tanısı zor konuluyor. Bu hastalarda geç konulan tanılarda komplikasyonlar nedeniyle ölümler olabiliyor'' dedi.
Karagöz, boğazındaki şişlik şikâyeti üzerine kendilerine başvuran Büyükköse'nin 1 ay süren tedaviye rağmen şikâyetlerinin geçmemesinin, tularemi ihtimalini ortaya çıkardığını ifade ederek, ''Acıbadem Kayseri Hastanesi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Sümerkan'ın yönetiminde hastanın kan örnekleri Almanya'ya gönderildi. Gelen sonuç, bizim koyduğumuz tanıyı doğrulayan nitelikteydi ve hastalık tularemi olarak belirtildi'' diye konuştu.
Bu tür şikâyetleri olan hastalarda mutlaka tularemi olabileceğinin de akla getirilmesi gerektiğini hatırlatan Karagöz, ''Bulaşma yolları açısından araştırılma yapılmalıdır. Bölgemizde nadir görülmekle birlikte bazen salgın çıkması mümkün'' dedi.
Tularemi hastalığının kene ısırması ya da enfekte hayvan dokularına temasla, kirli su veya yiyeceklerle bulaştığını anlatan Karagöz, ''Yüksek ateş ve boğaz ağrısı ilk bulgulardır. Dudak çevresinde küçük yaralar olabilir. Hastalık boyunda büyük bir lenf bezi büyümesi ile kendini belli eder'' dedi.
NADİR GÖRÜLÜYOR, ZOR TEŞHİS EDİLİYOR
Hastalığın bilinen klasik antibiyotik (penisilin, sefalosporinler) tedavilerine cevap vermediğini ifade eden Karagöz, Tularemi'nin diğer lenf bezi büyümesine neden olan hastalıklarla karıştırıldığına dikkati çekti. Hastaların yüzde 90'ının kulak-burun-boğaz şikâyetleriyle geldiğini vurgulayan Karagöz, ''Çok nadir görülebilen bulaşıcı bir hastalık olması nedeniyle tanısı zor konuluyor. Bu hastalarda geç konulan tanılarda komplikasyonlar nedeniyle ölümler olabiliyor'' dedi.
Karagöz, boğazındaki şişlik şikâyeti üzerine kendilerine başvuran Büyükköse'nin 1 ay süren tedaviye rağmen şikâyetlerinin geçmemesinin, tularemi ihtimalini ortaya çıkardığını ifade ederek, ''Acıbadem Kayseri Hastanesi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Sümerkan'ın yönetiminde hastanın kan örnekleri Almanya'ya gönderildi. Gelen sonuç, bizim koyduğumuz tanıyı doğrulayan nitelikteydi ve hastalık tularemi olarak belirtildi'' diye konuştu.
Bu tür şikâyetleri olan hastalarda mutlaka tularemi olabileceğinin de akla getirilmesi gerektiğini hatırlatan Karagöz, ''Bulaşma yolları açısından araştırılma yapılmalıdır. Bölgemizde nadir görülmekle birlikte bazen salgın çıkması mümkün'' dedi.