Kendilerinde travma yaratabilecek olaylar yaşayan kişilerde travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) yaşanabilir. Peki PTSD nedir, belirtileri nelerdir, nasıl tedavi edilir?
İşte travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) ile ilgili merak edilenler...
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU NEDİR?
Travma sonrası stres bozukluğu kişiyi aşırı korkutan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağan dışı ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olayların tetiklediği bir ruhsal travma ya da ruh sağlığı durumudur.
Bu olayların kişinin kendisinde veya bir yakınında ölüme yol açması ya da yaralanma tehlikesi yaratması durumunda ortaya korku, dehşet ve çaresizlik hisleri çıkabilir.
Deprem, sel, ve yangın gibi doğal afetler, işkence, savaş ve tecavüz gibi insan kaynaklı travmalar, kazalar, ciddi ve ölümcül tıbbi durumlar ile hastalıklar, ya da beklenmedik ölümler gibi travmatik olaylar bireylerde ruhsal travmaya yol açabilir. Bu tür travmatik olayları yaşayan ya da onlardan etkilenen çoğu insan, geçici olarak şartlara ve çevrelerine uyum sağlamakta ve durumla başa çıkmakta zorluk çekebilirler.
Bireyler genellikle zaman içerisinde ve kendilerine yapılacak iyi bir bakımla, daha iyi hale gelirler. Ancak bu zorlanma belirtileri kötüleşirse, aylarca hatta yıllarca sürerse ve bireyin günlük işleyişine müdahale ederse, travma sonrası stres bozukluğu olabilir.
Travma sonrası stres bozukluğu semptomları ve belirtilerinin ortaya çıkmasının ardından bir an önce etkili tedavi almak, semptomları azaltmak ve işlevi iyileştirmek için oldukça büyük bir öneme sahiptir.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU NEDEN OLUR?
Her yaştan insanda travma sonrası stres bozukluğu olabilir. Tıp uzmanları bazı bireylerin travma sonrası stres bozukluğunun neden dolayı geliştiğinden kesin emin değildirler. Çoğu akıl sağlığı probleminde olduğu gibi, travma sonrası stres bozukluğunun da muhtemelen çeşitli farklı öğelerin karışımından dolayı ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Bu öğeler arasında bireyin hayatı boyunca yaşadığı stresli deneyimler, yaşadığı travmaların miktarı ve ciddiyeti, ailesinde anksiyete ve depresyon geçmişi gibi kalıtsal ruh sağlığı riskleri, mizaç yani kalıtımsal kişilik özellikleri, ve bireyin beyni ile vücudunun strese yanıt olarak saldığı kimyasallar ve hormonları düzenleme şekli bulunur.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU RİSKİNİ ARTTIRAN FAKTÖRLER NELERDİR?
Bazı faktörler travma sonrası stres bozukluğu geliştirme riskini artırabilir. Bunlar arasında yoğun veya uzun süreli travma yaşamak, çocuklukta istismar gibi başka travmalar yaşamış olmak, emniyet teşkilatı, ilk müdahale ekipleri, askerlik, itfaiye veya sağlık hizmetleri sunmak gibi travmatik olaylara maruz kalma riskini artıran bir işe sahip olmak, anksiyete veya depresyon gibi başka akıl sağlığı sorunlarının varlığı, aşırı alkol veya uyuşturucu kullanımı, aile ya da arkadaşlar arasında iyi bir destek sisteminin yokluğu, ve yine ailede anksiyete ya da depresyon dahil olmak üzere akıl sağlığı sorunları olan kan akrabalarının varlığı bulunur.
Bireylerde travma sonrası stres bozukluğunun gelişmesine yol açan en yaygın olaylar arasında cinsel şiddet, çocuklukta fiziksel istismar, fiziksel saldırıya maruz kalma, kazalar, savaşa maruz kalma, ve silah tehdidi olduğu, tıp uzmanları tarafından gözlemlenmiştir. Bunların yanı sıra gasp, soygun, uçak kazası, adam kaçırma, hayatı tehdit eden tıbbi sorunun teşhis, terör saldırıları da travma sonrası stres bozukluğunun gelişmesi ile sonuçlanabilir.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU İLE ORTAYA ÇIKABİLECEK KOMPLİKASYONLAR NELERDİR?
Travma sonrası stres bozukluğu işte, ilişkilerde, sağlıkta, günlük aktivitelerden alınan keyifte yani kısaca bireyin tüm hayatında bozukluklara neden olabileceği gibi diğer akıl sağlığı sorunları ile karşı karşıya kalma riskini de artırabilir. Bunlar arasında başlıca anksiyete ve depresyon, alkol ve uyuşturucu kullanımı ile ilgili bozukluklar, intihar düşünceleri ve eylemleri ile yeme bozuklukları sayılabilir.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU NASIL ÖNLENİR?
Birçok birey, travmatik bir olaydan kurtulduktan sonra ilk aşamada travmatik olayın olduğunu düşünmeyi bırakamamak, korku, kaygı, öfke, depresyon, suçluluk gibi travma sonrası stres bozukluğu benzeri semptomlar gösterebilir. Bunların hemen hepsi bireyler tarafından travmaya karşı verilen yaygın tepkilerdir. Bununla birlikte travmaya maruz kalan kişilerin çoğu uzun süreli travma sonrası stres bozukluğu geliştirmez.
Zamanında bu durumla ilgili yardım ve destek almak, normal stres tepkilerinin ağırlaşarak kötüleşmesini ve travma sonrası stres bozukluğuna dönüşmesini engelleyebilir. Burada ihtiyaç duyulan yardım ile destek bireyi dinleyecek ve kendisine rahatlık sağlayacak aile üyelerine ve arkadaşlara yönelmek anlamına gelebilir.
Kısa süreli bir terapi için psikolog veya psikiyatra başvurulması gerekebilir. Bazı bireyler ise kendi inançlarına sahip topluluklara sığınmayı faydalı bulabilir. Bütün bu yöntemler sayesinde başkalarından elde edilecek destek, bireyin alkol veya uyuşturucu kullanımı gibi sağlıksız başa çıkma yöntemlerine yönelmesini engelleyebilir.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ VE TİPLERİ NELERDİR?
Travma sonrası stres bozukluğunun belirti ve semptomları yaygın olarak travmatik bir olaydan sonraki bir ay içinde başlasa da, bazı vakalarda belirtiler olaydan yıllar sonrasına kadar ortaya çıkmayabilir. Bu belirtiler bireyin sosyal veya iş hayatı ile kişisel ilişkilerde önemli sorunlara neden olabilir. Ayrıca bireyin normal günlük hayatını sürdürme becerisine de müdahale edebilir.
Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri genellikle birkaç farklı tipe ayrılır: Yeniden yaşama, yani hatırlama, kaçınma, aşırı uyarılma, yani düşünme ve ruh halindeki olumsuz değişiklikler ile fiziksel ve duygusal tepkilerde gözlemlenen değişiklikler. Belirti ve semptomlar zamanla farklılık gösterebilir ya da kişiden kişiye göre değişebilir.
Yeniden yaşama, yani hatırlamanın semptomları arasında travmatik olay hakkında üzücü rüyalar veya kabuslar, travmatik olayı bireye hatırlatan herhangi bir şeye karşı hissedilen şiddetli duygusal sıkıntı veya gösterilen fiziksel tepkiler, travmatik olayın tekrar oluyormuş gibi yeniden yaşamak veya travmatik olayın tekrarlayan, istenmeyen üzücü anıları bulunmaktadır.
Kaçınma semptomları ve belirtileri arasında bireye travmatik olayı hatırlatan faaliyetlerden, kişilerden veya yerlerden kaçınma ya da travmatik olay hakkında düşünmekten veya konuşmaktan kaçınmaya çalışmak bulunmaktadır.
Aşırı uyarılmaya bağlı olarak düşünce ve ruh halindeki olumsuz değişikliklerin belirtileri arasında bireyin kendisi, diğer insanlar, gelecek veya dünya hakkında olumsuz düşünceler, travmatik olayın önemli öğelerini hatırlamamak da dahil olmak üzere hafıza sorunları, başka bireylerle yakın ilişkileri sürdürmede zorluk, umutsuzluk, aile ve arkadaşlardan kopuk hissetmek, bir zamanlar zevk alınan faaliyetlere ilgi duymama, olumlu duyguları deneyimleme zorluğu, duygusal olarak uyuşma bulunmaktadır.
Yine aşırı uyarılmaya bağlı olarak fiziksel ve duygusal tepkilerdeki değişikliklerin belirtileri arasında kolayca ürkme ya da korkma, tehlikeye karşı daima tetikte olma, çok fazla alkol tüketmek veya çok hızlı araba kullanmak gibi bireyin kendisine zarar veren davranışları, uyku güçlükleri, konsantrasyon güçlükleri, sinirlilik hali, öfke patlamaları, saldırgan davranışlar, aşırı derecede suçluluk veya utanç hissi sayılabilir.
Travma sonrası stres bozukluğunun 6 yaş ve altındaki çocuklarda görülen semptomların arasında travmatik olayı veya travmatik olayın öğelerini oyun yoluyla yeniden canlandırmanın yanı sıra travmatik olayın öğelerini içeren ya da içermeyen, ancak korkutucu rüyalar görmek bulunmaktadır.
Travma sonrası stres bozukluğu belirti ve semptomlarının yoğunluğu zaman içinde değişebilir. Birey genel olarak daha stresli olduğunda veya neler yaşadığını hatırlatacak öğeler ile karşılaştığında daha fazla ve yoğun travma sonrası stres bozukluğu belirtisi gösterebilir. Örneğin bir motorun sesi, çatışma anını tetikleyebilir, ya da haberlerde cinsel saldırılara dair bir haber görmek bireyin tekrar kendisini saldırı altında hissetmesine neden olabilir.
Travmatik bir olay hakkında bir aydan daha uzun süreli rahatsız edici düşünceleri ve hisleri olan bireyler, bunlar özellikle şiddetliyse veya hayatlarını tekrar kontrol altına almakta zorlandıklarını hissediyorlarsa mutlaka bir psikoloğa ya da psikiyatra başvurmalıdır. Mümkün olan en kısa sürede tedavi sürecine başlamak travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin ağırlaşmasını önlemeye yardımcı olabilir.
İntihar düşüncesini aklından geçiren bireylerin mutlaka bir arkadaşlarına ya da sevdikleri, güvendikleri bir kişiye ulaşması, bir psikologdan randevu alması ve intihar yardım hatlarından faydalanması önemlidir. Bu durumda olan bireylerin varlığından haberdar olan kişilerin de buna yardımcı olması önemlidir.
Özellikle kendisine zarar verebilecek ya da intihara teşebbüs edebilecek durumda olduğu düşünülen bireyler için 112 acil durum numarasına başvurulması veya güvenli bir şekilde yapılabiliyorsa, en yakın hastanenin acil servisine götürülmesi bireyin sağlığı için büyük önem taşır.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Travma sonrası stres bozukluğunu teşhisi sürecinde doktor öncelikle bireyin belirtilerine neden olabilecek herhangi bir tıbbi sorunun varlığını kontrol etmek için fiziksel bir muayene gerçekleştirecektir. Bunun yanı sıra semptomları ortaya çıkaran olay veya olayların da tartışıldığıpsikolojik bir değerlendirme yapacaktır.
Normal şartlar altında travma sonrası stres bozukluğu tanısı, travmatik bir olaya maruz kalmayı gerektirir. Bu maruz kalma çeşitli şekillerde fazlasıyla gerçekleşebilir. Örneğin birey travmatik olayı doğrudan deneyimleyebilir, ya da başkalarının başına gelen travmatik olaya şahsen şahit olabilir, kendisine yakın birinin travmatik olayla karşılaştığını veya tehdidi altına kaldığını öğrenebilir ya da tekrar tekrar travmatik olayların açık detaylarına maruz kalabilir.
Maruz kaldıktan sonra bireyin yaşadığı sorunlar bir aydan fazla devam ederse, sosyal yaşamda işlev görme becerisinde önemli sorunlar ile engellere neden olursa, ya da çalışma ortamını veya ilişkileri olumsuz yönde etkilerse travma sonrası stres bozukluğu tanısı konulabilir.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi, bireyin hayatı üzerinde bir kontrol duygusu kazanmasına yardımcı olmayı hedefler. Öncelikli olarak kullanılan tedavi yöntemi psikoterapidir. Buna destek olması için ilaç tedavisinden de faydalanılması mümkündür.
Bu tedavi yöntemlerini birleştirmek, bireyin semptomları ile başa çıkma becerisini geliştirmesine, kendisi, başkaları, gelecek ve dünya hakkında daha iyi düşünmesine, belirtilerin tekrar ortaya çıkması durumunda bunlarla baş etme yollarını öğrenmesine, anksiyete ya da depresyon gibi travmatik deneyimler ile ilgili diğer sorunların tedavisine, alkol veya uyuşturucuların kötüye kullanımından kaçınmasına yardımcı olacaktır.
Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde öncelikli olarak kullanılan yöntem, psikoterapidir. Aynı zamanda konuşma terapisi olarak da adlandırılan çeşitli psikoterapi türleri, hem travma sonrası stres bozukluğu belirtileri gösteren çocukları ve hem de yetişkinleri tedavi etmek için kullanılabilir. Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde farklı psikoterapi türleri bulunur.
Bilişsel terapi, bir konuşma terapisidir. Bireyin takılı kaldığı düşünme yollarını yani bilişsel kalıpları, örneğin, kendisiyle veya travmatik şeylerin tekrar olma riskiyle ilgili olumsuz inançları tanımasına yardımcı olur.
Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi sürecinde bilişsel terapi genellikle maruz kalma terapisi ile birlikte kullanılır. Maruz kalma tedavisi bireyin korkutucu bulduğu durumlarla ve anılarla güvenli bir şekilde yüzleşmesine yardımcı olur. Bu sayede birey onlarla etkili bir şekilde baş etmeyi öğrenebilir. Maruz kalma terapisi, özellikle olayları tekrar tekrar yaşayan ve kabuslardan etkilenen bireyler için yararlı olabilir.
EMDR, yani Göz Hareketleri İle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme travma sonrası stres bozukluğu tedavisi için kullanılan etkin ve güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. EMDR, maruz kalma terapisini bireyin travmatik anıları işlemesine ve bunlara nasıl tepki verdiğini değiştirmesine yardımcı olan bir dizi göz hareketini rehber yardımı ile birleştirir.
Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde kullanılan çeşitli ilaç türleri bozukluğun belirti ve semptomlarını iyileştirmek için bireye yardımcı olabilir. Bunun için kullanılan ilaçlar arasında antidepresanlar ve anti-anksiyete ilaçları bulunur.
Antidepresanlar bireyin depresyon ve anksiyete semptomları ile başa çıkmasına yardımcı olmanın yanı sıra ayrıca uyku problemlerini ve konsantrasyonu iyileştirme konusunda da etkili olabilirler. Seçici serotonin geri alım inhibitörü yani ilaçları doktor tavsiyesi ile travma sonrası stres bozukluğu tedavisi için kullanılabilir.
Anti-anksiyete ilaçları ise şiddetli anksiyeteyi ve buna bağlı sorunların giderilmesinde kullanılabilir. Ancak bazı anti-anksiyete ilaçlarının kötüye kullanım potansiyeline sahip olması nedeniyle genellikle yalnızca kısa bir süre için kullanılması uygun olmaktadır.
Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi sürecinde birey ve doktor, kişiye özel semptomlar ve durum için en az yan etkiyle en iyi ilacı bulmak için birlikte çalışmalıdır. Doğru ilaç kullanımı ile birey birkaç hafta gibi kısa bir sürede ruh halinde ve diğer belirtilerde bir iyileşme gözlemleyebilir. Ancak ilaç kullanımı sürecinde herhangi bir yan etki ya da sorun derhal doktora bildirilmelidir. Bu sayede uygun doz ve ilacın belirlenmesi sağlanabilir.