Parkinson hastalığı, beynin hareket sisteminden sorumlu bazı bölgelerindeki hücre ölümü sonucu, dopamin denilen maddenin eksikliği ile ortaya çıkıyor.
Nörolojik hastalıklar içerisinde tedaviye en iyi yanıt verenlerden biri de Parkinson. Hastalık riski yaşla birlikte artmakla beraber genç yaşlarda da görülme ihtimali var. Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sevda Sarıkaya, 11 Nisan Dünya Parkinson Günü nedeniyle, hastalığın belirtilerine ve tedavi yöntemlerine değindi. Parkinsonun ortaya çıkışında genetik geçiş üzerinde pek durulmadığını söyleyen Sarıkaya, bazı özel türlerinde ailesel özelliğin bulunduğunu aktardı.
Hastalığın ilk belirtisi genellikle ellerde ya da ayaklarda titreme şeklinde oluyor. Dr. Sarıkaya, “Ancak bazı hastalarda ilk belirti harekete başlamakta zorlanma, yüz ifadelerinin azalması, düşmeler hatta bazen depresyon bile olabiliyor ve bu aşamada hastanın tanı alması güçleşiyor” diyor.
Hastalığın yavaş seyirli olduğunu vurgulayan Sarıkaya’ya göre, bir hasta tanı aldıktan sonra 30-40 senesini bu hastalıkla geçirebiliyor.
TİTREMEYLE BAŞLIYOR, ZİHİNSEL YETİLERİ ETKİLİYOR
Dr. Sarıkaya, Parkinson hastalığının tipik belirtisi olan titreme ve hastalığın seyri hakkında şunları söylüyor: “Titreme bir tarafta daha ağırlıklı olma eğilimindedir ve özellikle istirahat halinde belirgindir. Parkinson hastalarının zihinsel yetileri de zamanla kayba uğramaktadır. Bu hastalıkta etkilenen bazal gangliyonlar dediğimiz beyin bölgelerinin de zihinsel fonksiyonlara katkıları bulunmaktadır. Bellek depolarında sorun yoktur ancak bilginin depodan çağırılıp çıkarılmasında sorun vardır.”
Nörolojik hastalıklar içerisinde tedaviye en iyi yanıt verenlerden biri de Parkinson. Hastalık riski yaşla birlikte artmakla beraber genç yaşlarda da görülme ihtimali var. Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sevda Sarıkaya, 11 Nisan Dünya Parkinson Günü nedeniyle, hastalığın belirtilerine ve tedavi yöntemlerine değindi. Parkinsonun ortaya çıkışında genetik geçiş üzerinde pek durulmadığını söyleyen Sarıkaya, bazı özel türlerinde ailesel özelliğin bulunduğunu aktardı.
Hastalığın ilk belirtisi genellikle ellerde ya da ayaklarda titreme şeklinde oluyor. Dr. Sarıkaya, “Ancak bazı hastalarda ilk belirti harekete başlamakta zorlanma, yüz ifadelerinin azalması, düşmeler hatta bazen depresyon bile olabiliyor ve bu aşamada hastanın tanı alması güçleşiyor” diyor.
Hastalığın yavaş seyirli olduğunu vurgulayan Sarıkaya’ya göre, bir hasta tanı aldıktan sonra 30-40 senesini bu hastalıkla geçirebiliyor.
TİTREMEYLE BAŞLIYOR, ZİHİNSEL YETİLERİ ETKİLİYOR
Dr. Sarıkaya, Parkinson hastalığının tipik belirtisi olan titreme ve hastalığın seyri hakkında şunları söylüyor: “Titreme bir tarafta daha ağırlıklı olma eğilimindedir ve özellikle istirahat halinde belirgindir. Parkinson hastalarının zihinsel yetileri de zamanla kayba uğramaktadır. Bu hastalıkta etkilenen bazal gangliyonlar dediğimiz beyin bölgelerinin de zihinsel fonksiyonlara katkıları bulunmaktadır. Bellek depolarında sorun yoktur ancak bilginin depodan çağırılıp çıkarılmasında sorun vardır.”
BAŞKA HASTALIKLAR EŞLİK EDİYOR
Başlangıcından itibaren ya da zamanla hastalığa eklenen başka rahatsızlıklar da bulunduğunu vurgulayan Sarıkaya, “Bunlardan birisi depresyondur. Parkinson hastalığında depresyonun da eşlik etme olasılığı normal bireylerden yüksektir. Uyku bozuklukları da sık görülür. Gece uykularında sorun, kabuslu ve hareketli rüyalar görme, uyku sırasında fazla hareketlilik gibi uyku davranış bozuklukları olur. Yaygın vücut ağrıları, kabızlık, koku duyusu kaybı ve cinsel fonksiyon bozuklukları da görülebilen ek durumlar arasındadır” diyor.
TEDAVİDE UYUM ÇOK ÖNEMLİ
Hastalık kişiye göre farklılıklar gösterdiğinden dolayı tedavide en önemli faktörün hekim, hasta ve hasta yakınlarının uyumu olduğunu dile getiren Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sevda Sarıkaya’nın Parkinson tedavisi ile ilgili söyledikleri ise şu şekilde: “Uzun soluklu bir tedavi sürecidir. Tedavinin temeli; eksilen madde olan dopamini yerine koymaktır. Hastalık ilerledikçe tedavide değişiklikler gerekebilir. Amaç, yaşam kalitesini en üst düzeyde tutmaktır. Hareket kabiliyetini artırmaya yönelik rehabilitasyon, konuşma terapileri uygulanır. Cerrahi tedavi ise genellikle ilaç tedavisinde sıkıntı yaşanan hastalar için alternatif olabilir ama kesinlikle ilk seçenek değildir."
Başlangıcından itibaren ya da zamanla hastalığa eklenen başka rahatsızlıklar da bulunduğunu vurgulayan Sarıkaya, “Bunlardan birisi depresyondur. Parkinson hastalığında depresyonun da eşlik etme olasılığı normal bireylerden yüksektir. Uyku bozuklukları da sık görülür. Gece uykularında sorun, kabuslu ve hareketli rüyalar görme, uyku sırasında fazla hareketlilik gibi uyku davranış bozuklukları olur. Yaygın vücut ağrıları, kabızlık, koku duyusu kaybı ve cinsel fonksiyon bozuklukları da görülebilen ek durumlar arasındadır” diyor.
TEDAVİDE UYUM ÇOK ÖNEMLİ
Hastalık kişiye göre farklılıklar gösterdiğinden dolayı tedavide en önemli faktörün hekim, hasta ve hasta yakınlarının uyumu olduğunu dile getiren Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sevda Sarıkaya’nın Parkinson tedavisi ile ilgili söyledikleri ise şu şekilde: “Uzun soluklu bir tedavi sürecidir. Tedavinin temeli; eksilen madde olan dopamini yerine koymaktır. Hastalık ilerledikçe tedavide değişiklikler gerekebilir. Amaç, yaşam kalitesini en üst düzeyde tutmaktır. Hareket kabiliyetini artırmaya yönelik rehabilitasyon, konuşma terapileri uygulanır. Cerrahi tedavi ise genellikle ilaç tedavisinde sıkıntı yaşanan hastalar için alternatif olabilir ama kesinlikle ilk seçenek değildir."