İlişkili Haberler
Oruç tutmanın tüm organizmayı dinlendirdiğini söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Necati Örmeci, orucun sindirim sisteminde yarattığı etkilere dikkat çekti.
24 saatlik açlığın, gastrointestinal sistemde (GİS) peristaltik hareketlerde, bazal mide suyu salgısında, safra ve pankreas salgılarını uyaran hormon seviyelerinde azalmaya yol açtığını, yani bir başka deyişle organizmanın istirahate geçtiğini belirten Prof. Dr. Örmeci, bazal metabolizmanın yavaşladığını, istemli hareketler ve solunum sayısı azaldığı için enerji tasarrufu sağlandığını aktardı.
Yeniden beslenmeye geçilmesi durumunda ise bu durumun fizyolojik seviyelere geri döndüğünü dile getiren Örmeci, oruç tutmanın metabolizma üzerindeki etkileri ile ilgili şu bilgileri verdi:
ORGANİZMA DİNLENMEYE GEÇİYOR
"Deney hayvanlarında yapılan çalışmalarda 24 saatlik açlığın bazal metabolizmada % 50 düşüşe, pankreas bezi tarafından salgılanan enzimlerde, mide ve bağırsak mukozal kalınlığında azalmaya, karaciğer hücrelerinde küçülmeye, ince bağırsaklardaki tüysü uzantılarda (villus) kısalmaya yol açtığı, ıslak karaciğer ve GİS organlarının ağırlıklarında azalma meydana gelmediği görülmüştür. Beyaz seri hücrelerinden olan lenfositlerin ve miyelositer seri hücrelerin fonksiyonlarında artış ortaya çıkmaktadır. Bazal elektrolit sekresyonlarında değişiklik meydana gelmemektedir. Bu araştırmalar 24 saatlik açlık durumunda organizmanın dinlenmeye geçtiğini bize düşündürmektedir.”
Oruç tutan insanlarda organizmadaki değişikliklerle ilgili yapılmış ciddi boyutta araştırmaların bulunmadığını belirten Prof. Dr. Örmeci, “Ancak, oruç tutmanın yılda hiç olmazsa bir ay tüm organizmayı dinlendirdiği ve istirahata çektiğini söylemek mümkündür. Oruç tutmak vucudumuzun sigortasıdır. İnsan iradesini güçlendirmekte, manevi huzur vermekte ve fakir insanların psikolojilerini anlamamıza, toplumda dayanışmaya ve barışa hizmet etmektedir” dedi.
24 saatlik açlığın, gastrointestinal sistemde (GİS) peristaltik hareketlerde, bazal mide suyu salgısında, safra ve pankreas salgılarını uyaran hormon seviyelerinde azalmaya yol açtığını, yani bir başka deyişle organizmanın istirahate geçtiğini belirten Prof. Dr. Örmeci, bazal metabolizmanın yavaşladığını, istemli hareketler ve solunum sayısı azaldığı için enerji tasarrufu sağlandığını aktardı.
Yeniden beslenmeye geçilmesi durumunda ise bu durumun fizyolojik seviyelere geri döndüğünü dile getiren Örmeci, oruç tutmanın metabolizma üzerindeki etkileri ile ilgili şu bilgileri verdi:
ORGANİZMA DİNLENMEYE GEÇİYOR
"Deney hayvanlarında yapılan çalışmalarda 24 saatlik açlığın bazal metabolizmada % 50 düşüşe, pankreas bezi tarafından salgılanan enzimlerde, mide ve bağırsak mukozal kalınlığında azalmaya, karaciğer hücrelerinde küçülmeye, ince bağırsaklardaki tüysü uzantılarda (villus) kısalmaya yol açtığı, ıslak karaciğer ve GİS organlarının ağırlıklarında azalma meydana gelmediği görülmüştür. Beyaz seri hücrelerinden olan lenfositlerin ve miyelositer seri hücrelerin fonksiyonlarında artış ortaya çıkmaktadır. Bazal elektrolit sekresyonlarında değişiklik meydana gelmemektedir. Bu araştırmalar 24 saatlik açlık durumunda organizmanın dinlenmeye geçtiğini bize düşündürmektedir.”
Oruç tutan insanlarda organizmadaki değişikliklerle ilgili yapılmış ciddi boyutta araştırmaların bulunmadığını belirten Prof. Dr. Örmeci, “Ancak, oruç tutmanın yılda hiç olmazsa bir ay tüm organizmayı dinlendirdiği ve istirahata çektiğini söylemek mümkündür. Oruç tutmak vucudumuzun sigortasıdır. İnsan iradesini güçlendirmekte, manevi huzur vermekte ve fakir insanların psikolojilerini anlamamıza, toplumda dayanışmaya ve barışa hizmet etmektedir” dedi.
AŞIRI YAĞLI VE KIZARTMALARDAN UZAK DURULMALI
Prof. Örmeci, iftarda ve sahurda yağlı yiyeceklerden ve kızartmalardan kaçınılması gerektiğinin altını çizerek, sindirim sistemini olumlu etkileyecek önerilerini şöyle özetledi:
"Mümkünse hafif, yoğurt veya yoğurt içeren gıdalar, salata, peynir çeşitleri, ceviz veya fındık gibi kuruyemişler, yulaf ezmesi, yumurta, yoğurt, tarçın, brokoli, avokado, çörek otu, böğürtlen, sardalya yenebilir. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği tüketilmelidir. Pirinç yerine bulgur yenilebilir. Tatlı olarak güllaç veya dondurma, iftardan 2 saat sonra ara öğün olarak yenilebilir. Sıcak bir mevsim olması nedeniyle en az 2.5 litre su içilmelidir. Su tüketimi sadece iftara veya sadece sahura bırakılmamalı, iftardan sahura kadarki zamana yayılmalıdır. Yeterli elektrolit alımı için kompostolar ve hafif tuzlu ayran, yeşil çay, ıhlamur içilebilir.”
ORUÇ TUTMASI SAKINCALI OLANLAR
Prof. Dr. Örmeci, kanser, diyabet, aktif peptik ülser, akut gastroenterit hastalari, şiddetli ishali olanlar, oruç tutulduğunda tansiyon, nabız ve solunum sayısı gibi vital fonksiyonları etkilenenler, hamileler ve uzun yola seyahat edenlerin oruç tutmalarının uygun olmadığını sözlerine ekledi.
Prof. Örmeci, iftarda ve sahurda yağlı yiyeceklerden ve kızartmalardan kaçınılması gerektiğinin altını çizerek, sindirim sistemini olumlu etkileyecek önerilerini şöyle özetledi:
"Mümkünse hafif, yoğurt veya yoğurt içeren gıdalar, salata, peynir çeşitleri, ceviz veya fındık gibi kuruyemişler, yulaf ezmesi, yumurta, yoğurt, tarçın, brokoli, avokado, çörek otu, böğürtlen, sardalya yenebilir. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği tüketilmelidir. Pirinç yerine bulgur yenilebilir. Tatlı olarak güllaç veya dondurma, iftardan 2 saat sonra ara öğün olarak yenilebilir. Sıcak bir mevsim olması nedeniyle en az 2.5 litre su içilmelidir. Su tüketimi sadece iftara veya sadece sahura bırakılmamalı, iftardan sahura kadarki zamana yayılmalıdır. Yeterli elektrolit alımı için kompostolar ve hafif tuzlu ayran, yeşil çay, ıhlamur içilebilir.”
ORUÇ TUTMASI SAKINCALI OLANLAR
Prof. Dr. Örmeci, kanser, diyabet, aktif peptik ülser, akut gastroenterit hastalari, şiddetli ishali olanlar, oruç tutulduğunda tansiyon, nabız ve solunum sayısı gibi vital fonksiyonları etkilenenler, hamileler ve uzun yola seyahat edenlerin oruç tutmalarının uygun olmadığını sözlerine ekledi.