Dünya iki haftadır Güney Afrika’nın 24 Kasım’da Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirdiği yeni varyantı konuşuyor.
Yeni varyant ne kadar hızlı yayılıyor, ne kadar ölümcül ve aşılara karşı ne kadar dayanıklı?
Söz konusu varyantı ilk kez tespit eden Güney Afrikalı doktor Angelique Coetzee, NTV'den Deniz Kilislioğlu'nun sorularını yanıtladı.
Siz bu yeni varyantı ilk tepsit eden doktorsunuz. Bunu nasıl ayırt ettiniz? Bunun yeni bir varyant olduğunu nasıl tanımladınız? Hikayesini anlatabilir misiniz?
Çok ilginç bir hikaye. 18 Kasım’dı. O günün ilk hastasıydı. 29 yaşında genç bir adamdı, yorgun ve bitkindi, kas ağrıları vardı. Birkaç gün önce güneş altında uzun saatler çalıştığı için durumunun onunla ilgili olduğunu düşünüyordu. Çünkü Güney Afrika’da yaz ve biraz sıcak bir dönem geçiriyoruz. Bizim için farklı bir hastaydı, çünkü bu kadar genç hastalarımız olmuyordu. Ailesi de beraberindeydi. O bir güneş çarpması sanıyordu ama ben öyle düşünmedim. Muayene ettim, PCR testi yaptırdım ve pozitif çıktı. Üstelik PCR testi şüpheli geni gösteriyordu. Ailesi de pozitif çıktı. Dahası biz o gün uzun süredir görmediğimiz pozitif vakaları bir günde görmeye başladık. Dolayısıyla olağanüstü bir durum vardı. Delta’ya da benzemiyordu. Solunumla ilgili olarak bir farklılık vardı.
Bu bilgi belki gizli ve paylaşmak hasta haklarına aykırı olabilir ama bu ilk vakanın HIV virüsü taşıyan bir hasta olduğu bilgileri paylaşıldı mı? Doğru mu? Hasta HIV’lı miydi?
Hayır. Normal bir insandı. Bu bilgi, bu iddia nasıl ortaya çıktı hiç bilmiyorum. Normal, sağlıklı, 29 yaşında bir genç adamdı, hiçbir hastalığı yoktu. Hayır değildi.
Şu anda Güney Afrika’daki son veriler nelerdir? Omicron varyantıyla ilgili konuşuyorum. Vaka sayıları içindeki oranı nedir?
Çok iyi bir soru. Ancak sorun şu ki, biz Güney Afrika’da veriler açıklandığında toplam sayıyı öğrenebiliyoruz. Dün örneğin bu sayı 11 bin 500 civarındaydı. Bildiğimiz şu, bu vakaların çoğunluğu Omicron olmalı. Çünkü oransal olarak kendi hastanemizde gördüğümüz şey bu. Tabii Delta hala var. Delta gitmedi. Bu aşamada Güney Afrika Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü NICD’den beklentimiz bu vakaların kaçının Delta, kaçının Omicron varyantı olduğunu açıklaması. Çünkü Omicron hastalarını PCR testiyle tespit etmek çok kolay. Çünkü PCR testi sonucu S-gen yani şüpheli virüs genini tespit edebiliyor. Ayrıca yine enstitüden beklentimiz hastanelerde yatan hastaların yatış sebeplerini ve toplam sayıyı da bildirmeleri. Bu çok önemli çünkü eğer çocuklarda Covid-19 vakaları Omicron varyantı sebebiyle artış varsa, bunu ancak bu verilerle anlayabiliriz.
Bu söylediğiniz şey çok önemli. Çocuk vakalarda artış görüyor musunuz?
Tam olarak değil. Ama basında çok fazla sayıda çocuğun enfekte olduğu ve hastaneye kaldırıldığı bilgileri paylaşılıyor. Ama bu çocukların Covid -19 sebebiyle mi yoksa başka hastalıklardan mı hastaneye yattığına dair net bilgimiz yok. Eğer Covid-19 ise o zaman bu vakalar Delta mı, Omicron mu bunu bilmemiz lazım. Tabii bu dönem bir de grip dönemi. Ya da okula gittikleri için mi daha çok kapıyorlar buna dair verileri görmemiz lazım ki bunun sebebini anlayalım.
Hastaneye yatışlara baktığımızda burada ufak bir artış var ama çoğunlukla da aşı olmamış kişiler. Çok küçük bir azınlığın oksijene ihtiyacı oluyor. Önümüzdeki hafta ya da iki hafta içinde bağışıklık sisteminin Omicron varyantına Delta’dan farklı olarak nasıl bir tepki verdiğini anlayacağız. Ama tekraren iyi haber şu: Bu varyanta yakalanan kişiler 5 gün yatıyor, ve sonra hızlı bir şekilde iyileşiyor. Gördüğümüz bir başka şey, aşılanmamış kişilerin semptomlarının aşılanmış kişilere oranla daha yoğun olduğu. Başağrısı, boğaz ağrısı ve bitkinlik oluyor. Aşı olmayanlar çok daha şiddetli ağrılar çekiyorlar.
Peki Delta varyantıyla Omicron varyantını kıyasladığınızda, hangisinin semptomları daha şiddetli? Ya da daha az?
Omicronun semptomları Deltaya göre daha az. Delta zor bir varyanttı. Delta gerçekten insanları öldürüyordu. Bu yüzden insanlar yeni bir varyantı duyunca büyük endişe duydular. Delta gerçekten hastalığın çok şiddetli görüldüğü bir varyanttı. Omicron ile karşılaştırıldığında çok daha şiddetliydi.
Yayılma hızıyla bilgiler neler? Daha mı hızlı? Çünkü Güney Afrika’daki vaka grafiği de son birkaç haftada çok hızlı yükseldi. Dolayısıyla akıllara bu varyant daha hızlı mı yayılıyor sorusu geldi. Bir de bu varyanttan kimse öldü mü?
Çok önemli sorular ama Omicron varyantına bağlı ölüm olup olmadığına dair yeterli verimiz henüz yok. Ölümler var bunların Omicron varyantına bağlı olup olmadığına dair teyit yok. Dolayısıyla hala Delta varyantına bağlı olabilir. Yayılım hızına geldiğimizde, bununla ilgili de muhtemelen pik noktasını ne zaman göreceğimizle ilgili bir konu bu. Oraya vardığımızda göreceğimiz ama ilk izlenimlerimize göre hızlı yayılıyor. Eğer aileden bir kişi pozitifse, ailenin geri kalanı da yüzde 99 hasta oluyor. Ama tekrar edelim Deltaya göre daha hafif semptomları var.
Bazı doktorlara bazı uzmanlara göre bu varyant salgının bitişinin başlangıcı olabilir. Bazılarına göre bazılarına göre de salgın baştan başlayabilir. Sizin görüşünüz ne? Omicron varyantını sizce salgının bitişinin başlangıcı mı?
Bu gerçekten cevaplaması çok çok zor bir soru. Bu sorunuza “evet” cevabını vermeyi çok isterdim ama virüsü ve varyantları asla hafife almayalım. Bir virüs için amaç öldürmek değil çünkü insan öldüğünde virüs de ölüyor. Virüs ölmek istemiyor, yaşamak istiyor. Dolayısıyla daha hafif geçen bir seyir görebiliriz. Ama bunun sonuna geldiğimizi söyleyemem. Sanmıyorum. Ama yanlış da olabilirim.
Bu varyant aşıdan kaçabiliyor mu?
Evet. Aşı olmuş kişilerin de enfekte olduğunu gördük. Güney Afrika’da sadece Johnson and Johnson ve Pfizer aşıları var. Hala ‘aşılama sizi şiddetli hastalıktan korur’ diyoruz ama şu aşamada hastaneye başvuran kişilerin çoğunlukla aşılı olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla verilere göre aşıların ne kadar koruduğunu biz de görmek istiyoruz.
Omicron varyantı olanların yüzde kaçı aşılı yüzde kaçı aşısız. Bununla ilgili veri alabilir miyiz? Genel bir sayı yoksa bile kendi hastaneniz için örnek verebilir misiniz?
Birinci adım sağlık hizmeti veren bir yerde çalışıyorum ve burası bir hastanede değil ama şöyle söyleyebilirim başvuranların yüzde 99’u aşılanmamış kişiler. Ama özel hastanelerde ikisini de görebiliyorsunuz. Yani aşılanmış, aşılanmış ve ardından Kovid geçirmiş, hiç aşı olmamış kişileri görüyoruz. Çoğunluk değil ama vakalarda aşı olmuş kişiler var.
Bu şartlarda aşıların yeniden şekillendirilmesi mi gerekecek? Yoksa yeni bir aşı çalışması mı başlayacak?
Burada önemli olan şirketlerin ve araştırmacıların aşıyı değiştirip değiştirmeyeceği. Önümüzde başka varyantlar da olacak. Bu varyantın ne kadar hızlı yayıldığı, nasıl yayıldığı gibi veriler önemli olacak ama burada önemli olan bu son olmayacak.
Güney Afrika Omicron varyantıyla ilgili ilk vakalara dair elindeki verileri ne zaman Dünya Sağlık Örgütü ile paylaşacak? Örgütün sözcüsü ile konuştuğumda birkaç gün içinde ilk verileri bekliyoruz demişti. Bu birkaç gün önceydi bu. Ne zaman paylaşacaksınız?
Güney Afrika’nın verileri paylaşmak için ‘hastalığın şiddetli seyrettiği vakalarla ilgili bilgileri tam anlamıyla toparlamayı’ beklediğini düşünüyorum. Ama unutmayın biz sadece gördüğümüz vakaları raporlayacağız ve dünyayı bilgilendireceğiz. Ancak bu varyantın ilk olarak Güney Afrika’da görüldüğüne dair bir kanıt yok. Biz sadece bu mutasyonlu virüsü, bu varyantı tanımladık ve bildirdik.
Bu soruyu soracaktım çünkü önemli. Bu varyantın ilk olarak Güney Afrika’da görülmediğine, Hollanda’da da ya da Avrupa’nın ya da dünyanın farklı yerlerinde görülmüş olabileceğini dair pek çok iddia var. Ben bu soruyu geçtiğimiz günlerde Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Dr. Margaret Ann Harris’e sordum ve aynen şu yanıtı verdi: Güney Afrika bize bu varyantı bildirdi ve bu çok önemliydi ama bu ülkeye bir cezalandırma olarak döndü. Güney Afrika çok önemli bir iş yaptı ve onlara altın madalya verilmeli ama dünyanın yaptığı ilk şey ülkeye sınırlarını kapatmak oldu ve bu hiç adil değil. Ne söylemek istersiniz?
Söylemek istediğim sadece bu. Çünkü gerçek bu.
O zaman şunu sormama izin verin. Dünyanın size kapılarını kapatmasıyla sonuçlanan bu tabloya baktığınızda, bu veriyi paylaştığınız için bir pişmanlığınız var mı?
Bir tarafım sessiz olmalıydık, çenemizi kapatmalıydık, uyarmadan önce kendi kendimize bu meselenin ne olduğunu anlamalıydık diyor ama bu etik olmazdı. Yani bir şeyler oluyor, yeni bir mutasyon ve bir gelişme var ve bunu dünyadan saklamak olmazdı. Bir hekim olarak benim görevim bu. Hipokrat yeminine karşı gelmek olurdu. Bunu yapmamamız gerekirdi. Maalesef, sonucu ne kadar kötü olursa olsun, doğru olanı yapmaya devam etmek zorundayız. Çünkü bu sadece bizimle ilgili değil, dünya ile ilgili. Bu küresel bir durum.
Bir doktor olarak durmanız gereken noktadasınız ama yine de sormak isterim: Bazen siyasiler bilim insanlarıyla doktorlarla uzmanlarla aynı noktada durmuyor. Bu dünyanın her yerinde böyle…. Hükümet yetkililerinden herhangi bir baskı gördünüz mü?
Çok duyarlı bir Sağlık Bakanımız olduğunu söylemek durumundayım. Cumhurbaşkanımız da öyle. 1,5 yıldan fazla süredir Covid-19 Danışma Kurulumuz var. Bazen elbette bizim önerilerimizi kabul etmedikleri oluyor ama dışarıya bilgi vermeme konusunda hiçbir zaman baskı olmadı. Hiç olmadı.
Son sorum aşılama ile ilgili olacak. Güney Afrika’daki aşılama oranlarıyla ilgili net bir bilgim yok ama pandeminin başından beri biliyoruz ki, herkes güvende olmadan hiçkimse güvende olmayacak. Gelişmiş ülkeler kendi vatandaşlarını aşıladı, ama gelişmemiş ülkelerin hala aşıya ulaşmada sorunları var… Aşının olmadığı yerlerde insanlara her ne oluyorsa, bu tüm dünyaya başka varyantlar olarak yansıyor. Aşılama ve şirketlerin aşı üretimi konusunda patent, bilgi ve veri paylaşmama konusundaki pozisyonları ile ilgili ne söylemek istersiniz?
Bu bir pandemi, keyfi bir durum değil. Paylaşmalıyız. Şirketlerin sırlarını gizlemelerini, bir aşıyı nasıl ürettiklerini saklamalarını anlıyoruz ama bu olayda yeterince para kazandılar. Küresel olarak buna ihtiyacımız var, birkaç kişinin ihtiyacı olan bir şey değil bu. Bu parayla ilgili olmamalı artık. Çünkü onu kazandılar. Bu artık konu ‘doğru’ olmakla ilgili. Aynı zamanda depolama ile ilgili zorlukların da üstesinden gelmeliyiz. Afrika’da mesela bu çok zor. Çok sıcak bölgeler var. Eksi 60 dereceden soğuk koşulda saklanması gereken aşılar var. Bunların paylaşılması gerekir.